Öncelikle Bize Kendinizden Bahseder misiniz ? 

Adım Elif Çayıroğlu, 1 Ocak 1997 Samsun doğumluyum. Kendimi keşfetmeyi ve geliştirmeyi seviyorum. Lise/Üniversite hazırlık eğitimlerimin yani sıra İngilizcemi geliştiriyorum. 2014 yılından beri oyunculuk ve foto modellik yapmaktan büyük keyif duyuyorum. Moda'yı yakından takip etsem de, kendi tarzımı yaratıp kendime yakışanı giymeyi tercih ediyor ve bulunduğum sektörün gerektirdiği gibi; gündemi, yenilikleri ve trendleri sık sık takip ediyorum.  Ailenin en küçüğü olduğum için ve üzerimde çok fazla baskı veya sorumluluk olmamasından, aksine biraz daha şımartılan olmanın avantajları olarak; hayati içimden geldiğince, hayallerimin ve heyecanlarımın peşinden giderek yaşıyorum. Erken yaşlarda, birçok genç gibi televizyon dünyasının ışıltısına kapıldım ve dolayısıyla oyunculuk hayalleri ile yanıp tutuşmanın ne demek olduğunu çok iyi bilenlerdenim. Eğlenceli pozitif, neşeli, dışa dönük bir yapıya sahibim ve enerjimi seviyorum. Güne sabahları erken kalkıp, sporla başlamak vazgeçilmezlerim arasındadır. 

NEDEN OYUNCULUK?

Oyunculuk, kendimi en güzel yaşayabildiğim ve sonuna kadar deneyimleyebildiğim dünyam. Orada birçok Elif ile sizi tanıştırmam mümkün. Günümüzde birçok insan depresyonda veya kaotik bir yaşam içindeyken insanın kendini bilip tanıması, kendini sevip geliştirmesi kadar hayata sağlam bir zırh ile hazırlanmasını sağlayacak bir şey daha tanımıyorum. Sanatla ilgilenmek düşüncenin de ötesine geçmek, yaratıcı benliğinle tanışmak olduğu gibi, evrene artı enerjiler katmaktır diye düşünüyorum. 

OYUNCULUĞA İLK ADIMI NASIL ATTINIZ?

İlk oyunculuk heyecanımın peşinden 2 sene önce Başkent İletişim Bilimleri Akademisinden eğitim almaya başlayarak gittim. Arkamda ablamın desteğini hissetmem beni adeta kanatlandırdı sanırım. Birçok insanın yorumuna göre oyunculuk eğitimi için bir konservatuar okumanın yerini alamasa da, burada gerçekten muhteşem sanatçıların sihirli dokunuşları diye adlandırdığım bir deneyim yaşadım. Söz konusu hocalarımız, Altan Erkekli’den diksiyon, tonlama, hassas benliğimiz yani duygularımız ile zemin çalışmalarımız oldu, Cihan Ünal ile diyafram nefesi, sesimizi doğru kullanabilmemiz adına ve sanatın bu dalında ne kadar önemli olduğu konusunda bilinçlendik  Celal Kadri Kınoğlu hocamız ile heyecan dolu Anton Çehov ve Shakespeare dünyası ile tanıştık. ilk deneyimi hiç unutmam;  Anton Çehov, “Sevgili Doktor”da biçare kadını yasça benden büyük olsa da Romanya’dan gelen ve orada tanıştığım tasarımcı bir arkadaşım, ablam ile beraber canlandırmıştık. Daha sonra eğitimimize, konservatuar eğitimini Fransa da almış ve sevgili Ayla Algan hocamız tarafından Türkiye’ye çağırılmış olan, Cast34 te eğitim veren hocamız Ergün Demir ‘den almaya devam ettim. Bir dönem ise Aziz Özuysal’ın  vermiş olduğu derslerine de katılımda bulundum ve orada da çeşitli deneyimler edindim.

OYUNCULUK DIŞINDA YAPMAK İSTEDİGİNİZ ÇALIŞMALAR VAR MI?

Oyunculuk dışında, Üniversite de “psikolojik danışmanlık’  okumayı hedefliyorum ve bu alanın kişisel gelişimim için olduğu kadar oyunculuk kariyerimde de katkısı olacağına inanıyorum. Eğitimim dışında ise, blog açmayı ve youtube kanalıma yüklenmeyi hedefliyorum. Sosyal medya benim için oldukça önemli ve gerekli bir araç.

MESLEĞİNİZDE BİR REKABET BASKISI / ETKİSİ HİSSEDİYOR MUSUNUZ? EĞER HİSSEDİYORSANIZ BU MESLEĞE NASIL YANSIYOR? BU REKABET ORTAMININ SİZE VE MESLEĞE OLUMLU OLUMSUZ ETKİLERİ NELERDİR?

Tabi ki her meslekte olduğu gibi bu meslekte de fazlasıyla rekabet söz konusu. İstikrarlı çalışıp, kendin olabilirsen ve daima kendini geliştirip aynı zamanda da orijinal/farklı olabildiğin durumda, rekabet baskısının hissedilmediğine inanıyorum. Rekabet, bir şeyleri ve birilerini kopyalayarak işini yapanlar için negatif bir etkiye sahip. Bunun dışında gelişimi tetikleyen bir unsur. 

MEDYA DÜNYASINDA BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTIRME ŞANSINIZ OLSA NELERİ DEĞİŞTİRİRDİNİZ?

Daha çok halka yönelik, insanların kendilerini geliştirmelerine teşvike yönelik, hayallerinin sınırlarını zorlamalarına yönelik, pozitif, olanaklarla dolu bir bakış açısı sağlayabilmek adına projelerin çoğalmasını ve sekil almasında katkıda bulunmayı isterdim. Sponsor toplayıp bunu geniş kapsamlı ve tam destekli projeler olarak insanlara güven ile sunulmasını sağlardım. 

YAPTIĞINIZ İŞ İÇİN KURS EĞİTİMİ ŞART MI YA DA BU İŞİ YAPABİLMEK İÇİN SİZCE OYUNCULUK MEZUNU OLMAK GEREKLI MİDİR?

Bence şart olan tek şey, sevdiğiniz işi yapmak. Yani, insanın içinde bir tiyatro ateşi olmalı.  

KENDİNİZDE BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRME İMKANINIZ OLSA NELERİ DEĞİŞTİRİRDİNİZ?

Kendimle fazlasıyla barışık bir insanim ve size bir sır vermem gerekirse, bu sosyal medya kullanıcılarının başarılarının önde gelen sebeplerindendir. 

MEDYA İLE ARANIZ NASIL? TELEVİZYON, İNTERNET, GAZETE DERGİ GİBİ İLETİŞİM ARAÇLARINDAN NE ŞEKILDE FAYDALANIYORSUNUZ? SOSYAL MEDYA İLE ARANIZ NASIL?

Çok fazla televizyon izleyerek gününü geçiren bir insan değilim fakat illaki bütün medya iletişim vs. araçlarını günümüzde bir yaşam tarzı halinde kullanıyoruz. Özellikle yaptığınız işi veya kendi tanınırlığınızı arttırmak için de, hatta fazladan bir gelire sahip olmak için de birçok insanın tercih ettiği sosyal medya hesaplarımı bende aktif kullananlardanım. Sosyal medyanın; sosyalleşmenin yani sıra, tanınırlık, marka oluşumu ve imaj/CVniz yerine de devreye girdiğini düşünüyorum. Dolayısıyla günümüzde, sosyal medyanın doğru kullanımı da çok önem taşımakta.

İYİ OYUNCULUĞU NASIL TARİF EDERSİNİZ?

Kendine özgün ve doğal.

HABER SPİKERLİĞİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

Hayır düşünmüyorum çünkü spikerliğin biraz benim yapıma aykırı bir meslek olduğunu düşünüyorum. Bir kalıbın içine girmiş gibi, veya bir karaktere hapsolmuşluk hissi verdiğini düşünüyorum bana.

SİZCE EKRANDA OLMAK İÇİN GÜZELLİK ŞART MI?

Görsele çok önem veren bir sektör olduğu doğru, dolayısıyla belli başlı bir estetik anlayışı var tabiki.

YENİ MEDYANIN (SOSYAL MEDYA VE İNTERNET) GELENEKSEL MEDYAYI (RADYO, TV, GAZETE) YOK ETTİĞİ SÖYLENİYOR SİZ BUNA NE DERSİNİZ? YENİ MEDYA SİZCE NE YÖNDE İLERLEYECEK?

Yeni medya dediğiniz sosyal medya kullanımları daha çok insanların özel hayatlarını ve kendileri hakkındaki imajlarını veya göstermek istedikleri yanlarını yansıttığı için daha aktif kullanıldığı konusunda hem fikirim. Geleneksel medyanın; radyo, televizyonun sosyal medya ile sadece şekillendiğini düşünüyorum, gazetelerin ise teknolojik anlamda somut bir değişimde bulunduğu düşüncesindeyim. Sonuç olarak işlevlerini yitirmeyip daha da renklendiklerini düşünüyorum.

BOŞ ZAMANLARINIZI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Bos zamanlarım da, çok klasik olacak ama kitap okumayı seviyorum, spor yapmayı, arkadaşlarımla vakit geçirmeyi, film seyretmeyi ve zaman zaman yeni mekanlar keşfetmeyi seviyorum.

GELECEK PLANLARINIZ NELERDİR? ŞU AN BULUNDUĞUNUZ KONUMDAN MEMNUN MUSUNUZ VE GELECEKTE KENDİNİZİ NERELERDE GÖRMEK İSTERSİNİZ?

“An’ kelimesi benim için çok kıymetli, dolayısıyla şu an bulunduğum konumumdan ve yaşadığım her şeyden mutlu ve memnunum. Bu şükran dolu enerjinin beni teşviki ile zaten sürekli gelişim içerisinde olduğum için, bulunduğum anların kıymetini bilerek kendimi cesaretlendirip geliştiriyorum. Geleceğe yönelik hayallerim, hedeflerim, planlarım tabi ki var fakat bunlar geleceğimizin ve yaşadığımız, bulunduğumuz Jenerasyonun da gerektirdiği ve getirdiği yenilikler ile şekillenen ve hatta hayal ettiğimden çok daha güzel sonuç doğuran bir durum.

SON OLARAK EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY, TAKİPÇİLERİNİZE VERMEK İSTEDİĞİNİZ BİR MESAJ VAR MI?

Kesinlikle ama kesinlikle, hayallerinizden vazgeçmeyin. Erken yaşlarda ne istediğini bilmenin ve istikrarlı bir şekilde bunun için çalışmanın başarıya giden yolun zemin karakteristik özelliklerinden başlıca gelen birini taşıdığını düşünüyorum. Bir insanın her şeyden önce bir de hayalleri, idealleri, hedefleri olmalı başarmak için bence. Hayallerinizin peşinden koşun ve kendinize inanın. Ve sunu biliyorum ki, seçimleriniz ne olursa olsun, hayatta ne dilerseniz dileyin, en büyük destekçiniz “siz”siniz.

Röportaj : Cengizhan KAYA