Uğur Okulları’nın Değerli Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu:
“Tüm eğitim kademelerimizde dört dili çok önemsiyoruz. Bu dört dilin ilki anadilimiz olan Türkçemiz. İkincisi bilim dili olan Matematik. Üçüncüsü global dünyada iletişimde en temel dillerden biri olan İngilizce. Dördüncüsü ise benim tanımlamamla teknolojinin dili olan kodlama ve yazılım dilidir.”

Eğitim Sektörünün Parlayan Yıldızı Uğur Okulları’nın Değerli  Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1971 yılında Rize’nin Ardeşen ilçesinde doğdum. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Öğretmenliği Bölümündeki lisans eğitimimin ardından, Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Eğitimi Anabilim Dalında yüksek lisans ve yine Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünde doktora eğitimimi tamamladım. 1994 yılında başladığım iş hayatıma 2016 yılı Eylül ayında Uğur Okulları ailesine katılarak devam ettim. Nisan 2017 itibariyle Uğur Okulları Genel Müdürü unvanıyla çalışmalarımı sürdürüyorum. Bu görev kapsamında eğitim öğretim, eğitim teknolojileri, yatırım ve operasyonlar, finans ve pazarlama olmak üzere 5 ayrı alana liderlik ediyorum.

Bize biraz Uğur Okullarının kurumsal kimliğinden bahseder misiniz?

26 Kasım 1968′ de Laleli’ de ilk dersini vererek öğrencilerini üniversiteye hazırlayan Uğur Dershaneleri bugün, dönüştüğü Uğur Okulları ile Türkiye’nin her noktasında, konusunda uzman öğretmenleriyle en donanımlı eğitim olanaklarını sunuyor. 2 yıl öncesine kadar Uğur Dershanesi olarak yaklaşık 200 dershanesiyle eğitim veren Uğur markası, dershanelerin kapatılmasıyla birlikte hızlı bir dönüşüm sürecine girerek okullar açmaya başladı. Bugün toplamda 44 ilde, 37 kampüs, 24 anadolu lisesi, 1 anaokulu, 6 ortaokul, 65 temel lise olmak üzere 133 okulumuzla eğitim öğretimimizi sürdürüyoruz. 

Uğur markası nasıl oluştu?

Uğur markasını bugüne taşıyan Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) Başkanı Enver Yücel’in global vizyonudur. Enver Yücel'in vizyonu ile yeniliklere öncülük eden, değişiklikler karşısında hızlıca aksiyon alarak süreci okullarına, eğitimcilerine ve öğrencilerine adapte eden, hatta bu konularda kamuoyunu aydınlatan bir kurumuz. Daha yaşanabilir bir dünya ve insanlığın karşı karşıya olduğu tüm sorunların çözülmesinde en önemli faktör eğitimdir. Bu nedenle okulların ve biz eğitimcilerin sorumluluğu, hiçbir meslekte olmadığı kadar hassasiyet ve ciddiyet gerektiriyor. 50’nci yılımızı kutlayacağımız yeni akademik dönemde de, kurum olarak bu hassasiyet ve ciddiyetle nitelikli eğitimi ön planda tuttuk ve tutmaya devam edeceğiz. 

Hedeflediğiniz ve uyguladığınız eğitim modeli nedir?

Bir çocuğun hayatına eğitimle dokunmakla hem çocuğun hem de dünyanın değişim ve gelişimini sağlayabileceğimize inanıyoruz. Bu nedenle Uğur Okullarının geçmişten günümüze kadar getirdiği; dünya sorunlarına duyarlı, “kaliteli eğitim” anlayışıyla tüketmekten çok üreten, 21’inci yüzyıl becerileri gelişmiş bireyler yetiştirmeyi motto edindik. Bunun için önce öğrencimizi iyi tanıyor, onun kendisini tanımasına imkan sağlıyor, potansiyelini ortaya çıkarmasına yardımcı oluyor ve onu yönlendiriyoruz. Nasıl öğreniyorsa öyle öğretiyor, hayatta ne yapmak istediklerini anlamalarını sağlayıp akademik ve bireysel gelişimlerini bu yönde destekliyoruz.  ASDF eğitim modelimiz ile öğrenci ve velilerimizin hayalini kurdukları kalitede bir eğitim ve akademik standartlar sunuyoruz. Öğrencilerimizin Akademik, Sosyal, Duygusal ve Fiziksel gelişimini destekliyoruz. Doğal bir çevrede kültürel ve sosyal paylaşım içinde bulunarak, deneyimleyerek öğrenmelerini, öz güvenli, sorumluluk sahibi, çok yönlü küresel vatandaşlar olarak yetişmelerini hedefliyoruz.  50 yıldır akademik gelişmeler, eğitim teknolojileri, sosyal çalışmalar anlamında birçok yeniliğe öncülük ettik. Her öğrencinin farklı ilgi ve yeterlilikleri olduğundan hareketle Türkiye’de ilk kez uygulanan Kişiye Özgü Öğretim Modeli, 2012 yılında ilk defa kısa cevaplı soruların deneme sınavlarına entegrasyonu, Uğur Yayınlarının 20 yıllık deneyimi ışığında kaliteli yayın soru ve hazırlanması, büyük ve öncü yatırımla sınava hazırlıkta online eğitim modeli geliştirilmesi gibi öğrencilerimize fayda sağlayacak birçok farklı içerik Uğur tarafından sektöre kazandırılmıştır.  

Eskiye oranla bugün baktığımızda çok fazla özel okulun olduğunu görüyoruz. Sizin farkınız nedir? Neden sizi tercih etmeli öğrenciler ve veliler?

Her okul öğrenciye sağladığı eğitim imkanları ve sistemi ile diğerinden ayrışıyor. Biz mutlu bir nesil yetiştirmek üzere sistemimize kurguladık. Uğur’un sektördeki rakiplerinden en büyük farkı yarım asırlık deneyimi, birikimi ve vizyonudur.
Öğrencilerimizi dünyanın ve ülkesinin sorunlarına duyarlı, bu sorunları çözümleme hassasiyetini gösterecek bireyler olarak yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Kendilerini keşfetmeleri ve geleceği şekillendirecek nesiller olarak yetişmeleri için onlara zemin hazırlıyoruz.  Tüm eğitim kademelerimizde dört dili çok önemsiyoruz. Bu dört dilin çocuklarımızda çok iyi olması gerekiyor. Birincisi anadil, yani Türkçemiz. Anadilini çok iyi bilen ve kullanabilen bireyler her alanda başarılı olabilirler. Çok ve iyi okuyan, okuduğunu iyi anlayıp, anladığını yazılı ve sözlü olarak çok iyi ifade edebilen bireylere ihtiyacımız var. İkincisi bilim dili olan Matematik. Matematiği iyi bilen bireyler bilim yapabilir, bilim üretebilir. Üçüncüsü global dünyada iletişimde en temel dillerden biri olan İngilizce. 21’inci yüzyılda global dünyada yaşayacak olan bir bireyin en az bir yabancı dile, şu anda gördüğümüz kadarı ile bu İngilizce’dir, çok iyi hakim olması gerekir ki dünyanın her tarafında desteğe ihtiyaç duymadan iş yapabilsin. Dördüncüsü ise benim tanımlamamla teknolojinin dili olan kodlama ve yazılım dilidir. Bugün bile yazılımı olmayan teknoloji neredeyse yok gibi. Gerek yaşamımızda gerekse işimizde kullanmak durumunda olduğumuz bunca teknolojinin mantığını iyi anlayabilirsek, hem daha verimli kullanım söz konusu olur hem de ileri teknoloji üretimi için bir adım daha atmış oluruz. Farklılaştığımız en önemli noktalardan biri de erkenSTEM eğitimimiz.  Okul öncesinde ve ilkokulda uygulanan erkenSTEM yaklaşımı Türkiye’de ilk defa sadece Uğur Okullarında hayata geçirildi. Disiplinler arası bir yaklaşım olan STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics) eğitimine fazlasıyla önem veriyoruz. Tüm bu eğitim yaklaşımız ile analitik düşünen, iletişim becerileri yüksek nesiller olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Aslında çocukta doğuştan var olan üretme, sorgulama gibi yetenekleri köreltmeden onları yaratıcılıklarını kaybetmemeye yönlendiriyoruz.  Aynı zamanda okul öncesinden 8’inci sınıfa kadar Bilgi ve İletişim Teknolojileri derslerindeki kodlama, robotik, animasyon ve oyun yazılımı ile öğrencilerimize dijital dünyanın kapılarını da aralıyoruz. Ayrıca yarım asırlık sınavlara hazırlık deneyimini en başarılı şekilde okullarına entegre eden ve uygulayan ilk ve en önemli kurumuz. Yeni sınav sistemlerine de aynı özenle hazırlanıp, değişiklikler karşısında hızlı reaksiyon göstererek ve adapte olarak, tüm öğrencilerimize en iyi hazırlık sürecini sunmaya ve onlara destek olmaya devam edeceğiz. 

Mevcut eğitim sistemi ve değişen sınav uygulamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mevcut sistemde öğretmenlerimiz, okullarımız sınava hazırlık kaygısıyla istedikleri gibi bir akademik eğitim veremiyorlardı. Eğitim sistemimizin, öğrencilerin kendilerini daha çok ifade edebildikleri, öğrenci gelişim dosyalarının incelendiği ve öğrencinin sosyal, kültürel, sanatsal alanlarda da değerlendirilebildiği bir yaklaşımı benimsemesi gerektiğini düşünüyorum. Biliyorsunuz gündemimizde TEOG ve üniversiteye giriş sınavlarındaki değişiklikler var. Çoktan seçmeli sınav sisteminin kalkmasıyla, sınava hazırlık baskısının azalacağına, eğitimin niteliğinin artacağına ve bu yaklaşıma daha da yakınlaşacağımıza inanıyorum. Sürecin hızlı ilerlemesi ve sınavlarda bu sene yapılan değişiklikler elbette öğrenci ve velilerde kaygıya sebep oldu. Ancak bu noktada öğrencilerimiz, sınavların şekli ne olursa olsun bir ölçme ve değerlendirmeye tabi tutulacaklarını bilmeli ve buna göre çalışmaya devam etmelidir. Velilerimiz de olaya bu açıdan yaklaşarak sadece sınava hazırlık nedeniyle değil öğrenme ve kendini geliştirme amacıyla da çocuklarını desteklemelidir. Uğur markası, 50 yıllık deneyimi, vizyonu ile TEOG’un kaldırılması ve üniversiteye giriş sınavı değişikliği sürecine yeni yaklaşım ve uygulamalar geliştirerek bizzat dahil olmaktadır, her zaman olduğu gibi öğrencilerimizi mağdur etmeyecek şekilde yeni sürece adapte olacaktır. Bizler de okullarımıza kabul sistemlerimizi geliştirmek üzere düzenli çalışmalar yapıyoruz. Öğrencilerimizin akademik başarılarına ek olarak farklı alanlarda da başarılarını ve yatkınlıklarını önemsiyoruz. Bu süreçte de onlara güçlü rehberlik hizmetleri sunarak en iyi şekilde yeni sisteme adaptasyonlarını sağlayacağız. Ayrıca Uğur Okulları olarak geliştirdiğimiz ve uygulamakta olduğumuz Akademik Gelişim Dosyası (AGD) yani portfolyonun ulusal ve uluslararası üniversitelere girişte önem kazanmakta olduğu ve bu konuda da Uğurlu öğrencilerin bir adım önde olduklarını memnuniyetle paylaşmak istiyorum.

Özel okullar arasında çok ciddi bir rekabet söz konusu. 

Her okul farklı söylemlerle, projelerle öne çıkmaya çabalıyor. Uğur Okulları olarak siz bu rekabetin neresindesiniz, nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz rekabeti, farklı kurumların büyüyerek gelişmesini pozitif olarak değerlendiriyoruz. Kurumların çoğalmasıyla rekabet artacak, gelişime katkı sağlanacak ve eğitime olan destek artacak, böylece tüm ülke kazanacak. Özel sektörün eğitime payının genişlemesi ile kurum sayısı da arttı. Kurumlar yatırımlarını düzenli olarak arttırmaya devam ediyor. Ancak ilerleyen dönemlerde bu büyüme durduğunda, işin niceliğinden çok niteliği öne çıkacak. Biz Uğur Okulları olarak işte bu kısma odaklanıyoruz. Niceliği elbette önemsiyoruz, ancak nicelikten daha önemlisi bizim için “nitelik”. Önümüzdeki dönemde okullar birbirlerinden eğitimlerinin, eğitmenlerinin, sağladığı imkanların niteliği ile ayrışıyor olacak. Bir marka çatısı altında bir araya gelemeyen, niceliği daha önde tutan kurumlar için süreç pek de olumlu işlemeyebilir. Uğur Okullarında başarı bir “gelenek”. Biz de bu geleneğimizi her yeni okulumuzda uygulayarak nitelikli eğitimimizi nesilden nesile aktarmaya devam ediyoruz. 

Açılacak yeni okullarınız, kampusleriniz var mı?

Bu yıl 28 yeni okul yatırımı gerçekleştirerek toplamda 44 ilde, 37 kampüs, 24 anadolu lisesi, 1 anaokulu, 6 ortaokul, 65 temel lise olmak üzere 133 okulumuzla eğitim öğretimimizi sürdürüyoruz. 50’nci yılımızı kutladığımız bu akademik dönemde toplam kampüs sayımızı 50’ye ulaştıracağız. Mevcut tüm okullarımızın toplam yatırım bedeli 1 Milyar 880 Milyon Türk Lirası. Yeni açılacak okullarımızda ise okul bazında değerlendirildiğinde 740 milyon TL yeni yatırım öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde toplam varlık değerimizin 2 Milyar TL’nin üzerinde olmasını hedefliyoruz, yatırımlarımızı arttıracak devam ettireceğiz.
Ayrıca önümüzdeki 10 yıllık projeksiyonumuzda Amerika’da Uğur Liseleri açmak ve Türkiye’de tematik bir Uğur Üniversitesi’ni kurmak var. 

Bize biraz Bahçeşehir Üniversitesi ve Uğur Okullarının ilişkisinden bahseder misiniz?

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları çatısı altında yer alan Bahçeşehir Üniversitesi ile öğretmen eğitimlerimiz, BAUSTEM ile uyguladığımız erkenSTEM eğitimimiz gibi birçok farklı konuda iş birliği içerisindeyiz. Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi çeşitli konularda desteklerini bizden esirgemiyor. Örneğin bu yıl Uğur Okulları, Bahçeşehir Üniversitesi BAUSTEM Merkezinde geliştirilen “STEM Öğretmen Mesleki Gelişim Programı”na 125 öğretmenimiz ile katılarak programın en büyük katılımcısı olduk. Öğretmenlerin yetkin STEM uygulayıcıları olarak meslektaşlarına liderlik etmelerini sağlamayı amaçlayan programa matematik ve fen bilimleri (fen, fizik, kimya ve biyoloji) öğretmenleri katılım sağlıyor. Bu sene mezun olan Uğur Okulları öğretmenleri, uluslararası geçerliği olan “BAUSTEM Öğretmeni Sertifikası” sahibi oldular. 
 Çalışanlarımızın kişisel ve kariyer gelişimini desteklemek için Bahçeşehir Üniversitesi’nin sunduğu eğitim ve olanaklardan faydalanıyoruz. Yakın zamanda Uğurlu öğretmenlere gerçekleşen “erkenSTEM Öğretmen Çalıştayı” gibi mesleki gelişim programları kurum içinde öne çıkıyor. Okul öncesi ve ilkokul kademesinde ilk kez Uğur Okullarında uygulanan erkenSTEM eğitim yaklaşımımız ile öncülüğü üstleniyoruz. erkenSTEM eğitim yaklaşımımız çerçevesinde, yeni öğretim dönemi erkenSTEM eğitim içeriklerimizin tartışıldığı ve workshop etkinliklerinin düzenlendiği “erkenSTEM Öğretmen Çalıştayı”nı Ağustos ayında gerçekleştirdik. Böylece öğretmenlerimiz hem ders içeriklerine katkıda bulunma olanağı elde etti hem de aktif üretim sürecinde yer aldı.

Röportaj: Tolga ÜNKER