RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

İşletmeci Erkan Kara, “Ganj Türkbükü” adlı işletmesinin tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınından nasıl etkilendiğini, Ganj Türkbükü’nün yeniliklerini ve yeni projelerini anlattı. Keyifli sohbetimiz sizlerle…


Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, Bodrum’da bulunan “Ganj Türkbükü” adlı işletmenizi nasıl etkiledi?

Geçtiğimiz yıllardaki gibi %100 performansla çalışamadık. Sosyal mesafe kurallarına uyarak güvenli bir şekilde eğlenceyi sürdürmeye çalıştık; fakat birçok konuda zorlandık. Her ne kadar sosyal mesafe kurallarına uysak da ne işletme çalışanları ne de müşteriler bu konuda çok tecrübeli değillerdi. Biz, gerekli eğitimlerimizi tüm personelimize vermeye çalıştık; fakat müşterileri belli ölçülerde denetleyebildik. 200 kişilik şezlong sayımızı 76’ya; 700 kişilik club kısmımızı 300’e ve 100 kişilik yemek yeme alanını 40’a düşürdük. Bu da işletmemizin gelir kısmını 3/1 oranına düşürdü; fakat maliyetler ve giderler, hiç değişmedi.

“Ganj Türkbükü” yeni normalde hangi yeniliklere imza attı?

Bu sıkıntılı süreçte teknelerinden beach ve club gibi mekânlara gidemeyen dostlarımıza botla vip sushi hizmeti verdik. Bu, onların da hoşuna gitti. Birçok sipariş aldık yaz boyunca. En özeli, teknelere özel vip sağlık belgeli garsonla yemek ve içki servisi yapmaktı.  

Sizce gelecek dönemde işletme sektörünü neler bekliyor?

Dünyadaki salgının her geçen gün gelişerek artması ve değişen yeni dünya düzeninin, yeme içme sektörünün nasıl etkileneceği tamamen sürpriz. Bir an önce aşının bulunmasını temenni ediyorum.

Bu dönemde işletme sektörü çalışanlarına hangi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Geleceğimiz belli olmadığından dolayı büyük yatırımlardan kaçınılması gerektiği kanısındayım. Bu sürecin yakından takipçisi olmaları ve değişen dünya düzeninden haberdar olup sektör için yeni fikirler üretmeleri gerek.

Hazırlıklarını yaptığınız projeleriniz neler?

İstanbul’da 2 tane yeni proje üzerinde çalışıyorum; fakat 2 proje de saat 12’ye kadar gitmeye ve eğlenceyi, yeme içme sektörünü erken saatlere çekmeye yönelik. Yeni dünya düzeninde ve Türkiye’deki 12 saat sınırı üzerinde çalışmalarımı yürütüyorum. En azından pandemi sürecinde bu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum. İyi yemek, kaliteli müzik ve iyi lokasyon projelerimin olmazsa olmazları.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Herkesin ilerleyen bu süreci bilinçli bir şekilde takip edip hayatlarını ona göre şekillendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Sağlık, her şeyden önemli. Herkesin öncelikle kendisi, sonra etrafındaki insanlar için sorumluluk taşıdığını bilmesi lazım. Tüm okuyucularınıza teşekkür ederim bu güzel röportajı okudukları için.