RÖPORTAJ: NEDRET HOTUN

Çini Sanatına gönül vermiş Kültür Bakanlığı Sanatçımız Hatice Şehnaz  Baykal (Aydoğan)’a konuk olduk. 4 çocuk annesi Sayın Aydoğan ile sanatı ve emekçiliği hakkında konuştuk.

-Şehnaz hanım biz sizi çini sanatındaki başarılarınızdan dolayı tanıyoruz. Okurlarımız için ‘Hatice Şehnaz Baykal (Aydoğan) kimdir,  aydınlatır mısınız?

Hatice Şehnaz Baykal (Aydoğan) sanata özellikle çini sanatına  emek ve gönül vermiş Kültür Bakanlığı sanatçısı ve kültür elçisidir. Bursa Zübeyde Hanım Kız Meslek lisesi çıkışlı, Ankara Güzel Sanatlar Moda Tasarımı ve Stilistlik Bölümü mezunuyum. Ankara Milli Eğitim Bakanlığı Minyatür kursu ve ahşap boyama dalında da eğitimlerimi tamamladım. 4 yıl özel çini derslerini aldıktan sonra 2008 yılında ilk kişisel sergimi açtım. 

-Şehnaz Hanım digital dünya çağındayız şu anda,  bu çağ ‘Fotoğrafçılık ve Grafik’ sanatını öldürdü, ön plana geçti. Digital dünyanın çini sanatına etkisi oldu mu?

Hayır çok başka bir şey ,  digitalle hiç ilgisi yok.  11 aşamadan geçen bir sanattır çini sanatı ve herşey el yapımıdır. Topraktan çıkışı, ufalanması, kuruması hepsi ellerle yapılan el işçiliği olan bir sanat.  Atölyemizde en son aşamasını yapıyoruz. Dekorlama ve fırınlama. Çamura şekil veren ustalar ayrıdır, deseni çıkaran , kontürleyen, boyaları hazırlayan hepsi ayrı ayrı ustalardır. Biz bunun dekorlama aşamasındayız. Ben aslında bu olayın kültür elçiliği boyutundayım.  Kaybolmaya yüz tutmuş bir sanattan bahsediyoruz, Unesco ödülü almış bir sanattan .  Yeni nesile aşılamak adına ben ve benim gibi arkadaşlarımın bu sanatın kültür elçiliğini yapmak durumunda olmaları gerektiğini düşünüyorum.

-Bu sanatı yeni nesile aktarırken özellikle kadınların ön plana çıkması için projeleriniz var mı? Üniversite veya okul düşündünüz mü?

Bursa’ya ilk geldiğimde Nilüfer Belediyesine sundum projeyi. 40-50 yıllığına benim üzerime okul verilmesi şeklinde. Binayı talep ettik biz, hem eğitim verelim,  hem istihdam sağlayalım, içeride eleman çalıştıralım dedik.  Akademik boyutta düşündük ki çok daha uç boyutlardı benim istediğim. Proje çok güzel  fakat sizin istediğiniz gibi yer elimizde olmadığından dolayı öneriyi hayata geçiremiyoruz dediler.  Bursa buna hazır değil, belediyeler hazır değil onu gördüm. Bu yüzden de atölyemde devam ediyorum  ancak  üniversitelerde ders vermeye de devam ediyorum, Bursa Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisiyim. Onun dışında sergilerimiz var. Yakın zamanda  İpek Lions Klübü ile  ‘Hiç’ sergisini açtık.  Uluumay Müzesinde Mart’ın 17’si gibi İpek Lions Klubü ile workshop yapacağız . 2-8 Mart arası Antep’te  yine workshopumuz var. Böyle talepler oluyor zaman zaman.

Sizce bu sanat unutulmaya yüz mü tutuyor ülkemizde?

Evet  ancak dünyada biliniyor. Londra Brıtısh Museum da ‘İznik Çinileri’ni görebilirsiniz. Çalınıp götürülmüşler çok bellidir, ama kim götürmüş oraya belli değildir. Altında da İznik Çinileri yazıyor.

 İznik halkı da çok enteresan.  Orjinal çinileri para kazanmak amacıyla satıyorlar, devlete ait olan çinileri. İznik’in altında 7 kat şehir var. Her katmanında çini bulabilirsiniz. Ancak belediyesinin iyi çalıştığını düşünmüyorum bu bağlamda. 

Bursa’da sanat var gibi görünüyor ama aslında yok. Yeteri kadar değer görmüyor. Bursa sanatla dolu bir şehir, Osmanlı ‘nın başkenti. Ya baştakiler kıymet bilmiyor ya da gerçekten kıymetli sanatçılar çok fazla kıyıda köşede kalıyor. Çok azlar ve yavaş yavaş da gidiyorlar. Benim çabam da o yüzden,  kültür elçisi olayım , el vereyim istiyorum. Gerçi yıllarım ve yaşım buna yeterli değil, benden çok daha değerli ustalar var biliyorum. Ben sadece çabalıyorum ve bu işe emek veriyorum. Dışarıdakiler bana sanatçı diyor ben sanatçı değilim.  Ben bu işe emek veren , çiniyi seven gönüllü emekçiyim. Kültür Bakanlığı sanatçısıyım aynı zamanda. 

Bu bağlamda örnek aldığınız sanatçılar var mı? 

 İlk aklıma gelen Alopaşalı İbrahim Kocaoğlu var, duayendir.  Yeşil Türbenin üzerindeki turkuazın formunu bulan kişidir. Pigmentlerin bir formülü var ve  aynı rengi tutturabilen kişidir.

 Unesco ödülü almış Mehmet Gürsoy var. Bu ödülü almış sanatçılardan bahsetmek lazım.

 Çini sanatıyla ben nasıl uğraşıyorsam Jale  Yılmabaşar Hanım da uğraşıp emek vermiştir. 

Mesela Hamza Üstünkaya var. Desen profesörüdür. Cumhurbaşkanı elinden yeni ödül almış, ‘Kaybolmaya Yüz Tutmuş Sanatçılar ‘ödülüne layık görülmüştür. Hamza hocam beni çok sever, Kütahya’ya gititğimde de mutlaka uğrarım. Benim örnek aldığım sanatçılar açısından soruyorsan bir elimin beş parmağını geçmez. 

Çini Sanatı’nın çıkışı nereden olmuştur Şehnaz Hanım?

Aslında çıkışı Kütahya’dır. İznik daha mavi beyazdır ve kuvarz maddesi %80 , Kütahya’da ise %60’dır. %80 kuvarz daha değerlidir, çünkü nazarı önleyici etkisi fazladır. Yarı değerli taştır bizim yaptığımız her iş.  Şu an kullandığımız %60 kuvarz maddesi olan taşlardır. Çini sanatı Çanakkale, İzmir, Bursa, İstanbul yoğunluk olarak da İznik ve Kütahya da var. 

Sizce devlet yeteri kadar destekliyor mu Çini Sanatını?

Çini nedir deyince , hep tabak geliyor insanların aklına. Çiniden haberi olmayan o kadar çok insan var ki. Bu anlamda devletin desteği yok. İznik ve çinilerine ,  sanatçılarına sahip çıkması gerekli. Bu sanatçıların yurt dışına götürülüp, değerlendirilmesi gerekli diye düşünüyorum. . Kendini öne çıkaran  sanatçılar neyse de , hiç kazanmayan o kadar çok sanatçı var ki.  Balibey Han sinek avlıyor mesela. Paşabahçe veya bazı fabrikalar zengin oluyor, mevcut sanatçılar kullanılmıyor.

Kendini ifade eden sanatçılar ancak birşeyler yapabiliyor, keşke herkes benim gibi olabilse.  Sergiler açıyoruz, öğrenci yetiştiriyoruz, projeler sunuyoruz. Kabul edilir edilmez  o ayrı. Ama ben yine  de çabalıyorum. Beni bilen biliyor , tercih eden geliyor ve ders alıyor. Gerçekten bu sanata gönül veren kişileri yetiştirmek istiyorum. İster hobi olsun ister kültür elçisi  onların yanındayım. Engelli, kimsesiz çocuklara dersler veriyorum. Bunlar benim işimin sadakası. Özel ders almak isteyenlere de kişiye özel ders veriyorum. Bunun emekçiliğini yapıyorum , keşke herkes benim gibi düşünse. 

Kimlerle çalıştınız?

Bürokraside önemli kişilere özel çalışmalar yaptım. Cumhurbaşkanının portresini yaptım mesela. Nobel ödüllü Aziz Sancar’a benim çinilerim gitti. Rusya Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Vlademir Dugin’e altın varaklı çini tabak çalıştık. 58. dönem Turizm Bakanımız Güldal Akşit’in portresini ve klasik çini çalışmalarını yaptık. Bursa Organize Sanayi Bölgesinde Türkiye’de ilk defa Bursa’da yapılan Otomotiv Meeting festivalindeki 480 adet çiniyi atölyemizde hazırladık. Milletvekilleri ile görüşüyorum. Kişiye özel çalışmalar yapıyorum. Sergiler hazırlıyorum. Çinide birebir yapmayı tercih etmiyorum. Üniversitede moda okuduğum için tasarımı daha çok seviyorum. Birçok şeye bakıp esinlenip başka bir şey tasarlıyorum. Öğrencilerimi de bu şekilde yetiştirmeye çalışıyorum. 3 boyutlu da çalışıyorum çinilerimde. 

Bu keyifli sohbet için teşekkür ediyoruz. Son olarak iletmek istediğiniz mesajınız var mıdır efendim?

Ben desteklerinden dolayı  eşim  Ayhan Aydoğan’a  (Aydoor Mobilya) sizin nezdinizde  teşekkür ediyorum. Hoşçakalın..

Biyografisi

ÇİNİ TASARIMINDA ANKARA VE BURSA MARKASI

HATİCE ŞEHNAZ BAYKAL (AYDOĞAN)

Bursa Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi çıkışlı, Ankara Güzel Sanatlar Moda Tasarımı ve Stilistlik Bölümü mezunu, çini tasarımcısı kültür elçimizdir. Ahşap boyama ve minyatür sanatı eğitimini de tamamlamıştır.

Özel çini derslerini atölyesinde veren sanatçı sayısız kişisel ve karma sergilere imza atmıştır. ‘Osmanlı kıyafetlerini günümüze uyarlı koleksiyonundan’ Bursa Yıldırım Kız Meslek Lisesi tarafından plaketle onurlandırılmıştır.

Bursa Kadın Girişimcileri Kalkındırma Derneği Başkanlığı da yapan Hatice Şehnaz Baykal , Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim görevliliği yaptı. ODTÜ, Hacettepe ve Bursa Teknik Üniversitelerinde derslere girip workshoplar veriyor.

 ‘Hatice Şehnaz Baykal Çini Sanat Atölyesi’nde çalışmalarına devam eden sanatçı çeşitli devlet büyüklerine de özel çalışmalar yapmış, eserleri St. Petersburg’da sergilenmeye layık görülmüştür.

1200 yıllık çini sanatını devam ettirerek gelecek nesillere taşımayı amaçlayan  Baykal eski ile yeniyi yorumluyor. Çininin hayatın her alanında desen olarak kullanılabileceğini ve bu sanatın çok emek isteyen bir iş olduğunu belirtti.

10 parmağında 10 marifet bulunan sanatçı eserlerinde bazen üç boyutlu motifler, kimi zaman kelebekler bazen de atları işliyor.

Baykal 2018 yılında Kore Büyükelçiliğinde açtığı ‘Hamdım, Piştim, Yandım’ sergisi ile  büyük ses getirmiştir.

Sergileri;

‘Kor Ateşin Sır Gülleri’  Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi(2008)

‘Çiniler’ Ankara (TESK)Türk Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (2010)

‘Sentez’ Ankara (TESK)Türk Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (2012)

‘Ölümsüz Kelebekler’ Bursa Ördekli Kültür Merkezi (2013)

‘Fırçamdan Yansıyan Işık’ Eskişehir Tepebaşı Karikatür Sanat Evi (2013)

Boyut’ Bursa Irgandı Köprü Sanat Merkezi (2014)

Bursa Acıbadem Karma Sergisi (2014)

Ankara Milli Kütüphane Karma Sergisi (2015)

‘Bahara Merhaba’ Hacettepe Ünv. öğrencileri ile Karma Sergi(2017)

‘Mor Gündem’ Dünya Kadınlar Günü ile ilgili Karma Sergi (2017)

‘Hamdım, Piştim, Yandım’ Kore Büyükelçiliği Kültür Merkezi (2018)

‘Gökkuşağı’ Ankara Amerikan Büyükelçiliği (2019)

‘Ruhi Revan’ Bursa Tayyare Kültür Merkezi karma Sergi (2019)

‘Hiç’ Bursa ParkOra AVM (2019)