“Beni Eve Götür”, yeniden yaşadığını hissedebileceği bir yer bulmaya çalışan bir kızın yolculuğunu anlatıyor. Sanatçı bu yeni şarkısıyla, salgın döneminde evde olmanın değerinin daha çok anlaşıldığı zamanlarda dinleyenlere ait hissetme duygusunu da birlikte yaşatıyor.

Dünyada bir köşe arıyor insan. Sığınmak, soluklanmak, ait hissetmek, özgür hissetmek için. Beni Eve Götür’ü ‘Hayatın bilinmezliği ve tekinsizliğine inat bir yuva düşleyen herkese ithafen’ yazdığını söyleyen sanatçı, gündelik hayat akışının içinde sıkışmış, yolunu ve yuvasını arayan, ‘buralardan kaçmak’ isteyen herkese yol arkadaşı olmasını diliyor şarkısının ve hem kendisine hem dinleyicisine usulca hatırlatıyor; ‘Zor bir günü atlatabilmenin yolu eve geri dönebilme hayalini yaşatabilmekten geçiyor.’

Merhaba Ceren en son "Sağım Solum Aşk" şarkın ile bir araya gelmiştik. Görüşmeyeli nasılsın? 

Merhaba, teşekkürler iyiyim. Zor bir sene geçirdik ama her şeye rağmen üretmek iyi geliyor, gülümsemeyi unutmaya engel oluyor. Siz de iyisiniz umuyorum. :)

Evlerimize kapandığımız bu günlerde herkesin içine su serpecek BENİ EVE GÖTÜR şarkısı ile karşımıza çıktın. Var mı özel bir hikayesi?

Şarkı yazmanın en güzel yanı, müziğin zihinde bir fikri ya da kalpte bir duyguyu tetikleme gücüne sahip olması. Hayat kimi zaman zor bir yolculuğa dönüşüyor, o zor zamanların içinden geçerken yönünü şaşırdığını hissedebiliyor insan. Covid-19 sevdiklerimizle, sevdiğimiz şeylerle ve yerlerle aramıza sert bir mesafe koydu ve bu mesafe hepimiz için çok yorucuydu. İnsan bu denli yorulduğunda ve kaybolduğunda kendini ait hissedeceği bir yer arıyor. Kaçıp gidip sığınabileceği bir yer… Ve sanırım geçtiğimiz 1.5 sene bu arayışın herkesin hayatında yer ettiği bir sene oldu. Kaybolmuş hissettim. Kaybolmuş hissettik. Bu hislerin hikayesiyle çevrili bir yol şarkısı oldu Beni Eve Götür de.

Kimlerin emeği var şarkıda?

Düzenleme Mert Kasap, Onur Taşkan ve Mert Sever’e ait. Aynı zamanda canlı çalımlar da onların ellerinden. Davulda Bora Çifterler var. Mastering ise Brian Lucey tarafından yapıldı. Emeği ve ruhu şarkıma yön veren tüm ekip arkadaşlarıma bir kez daha teşekkürler.

Şarkıda olduğu gibi sormak istiyorum.Kendimizi kaybettiğimizde çıkışı ne kadar kolay bulabiliyoruz. Ya da bulabiliyor muyuz?

Bazen kaybolmadan tanımlayamıyorsun kim olduğunu. Hatta en çok kaybolduğun anlarda tanıyorsun kendini, kendinden ve hayattan beklentini. Çıkış yolu bulmak hiç kolay değil. En azından benim için hiç kolay olmadı ama mesele çıkış yolu arama cesareti gösterebilmekte. Kendini dinlemeyip kafanı kuma gömmektense, kaybolduğunu kabul edip yola çıkabilmekte…

Şarkı çok beğenildi tahmin ediyor muydun?

Geçtiğimiz bir buçuk sene insanoğlunu aynı kaygıların, aynı özlemlerin, aynı sorgulayışların etrafında buluşturdu. Farklılıklarımızın bu denli eridiği bir başka dönem hatırlamıyorum ben. Böylesi ‘ortak’ bir duygu durumunun içinden geçerken, benim gönlümdeki yansımaların bir başkasının gönlünden geçenlerle örtüşüyor olması elbet tesadüf değildi. Yine de her şarkı öncesi heyecanlı bir bekleyiş oluyor tabi dinleyici sevecek mi benimseyecek mi diye. Ne mutlu ki sevildi…

Klip çekiminden biraz bahseder misin?

Şarkının nostaljik bir sound’u var. O nostaljiyi görsel olarak da verebilmek mühimdi ve klip için beyin fırtınasına başladığımız ilk andan itibaren hayal ettiğim şey Selvi Boylum Al Yazmalım’ı simgeleyecek bir kırmızı kamyon bulmaktı. Çekimleri Pehlivanköy’de ve İstanbul’da tamamladık. Eline bavulunu alıp yola düşen bir kadının hikayesini izliyoruz klipte. Küçücük ama kreatif bir ekiple rüya gibi bir iş çıktı ortaya. Ne mutlu ki yönetmenimiz Onur Cabi hayal ettiğim dünyanın daha da güzelini yarattı.

Aramıza kocama pandemi, yasaklar, mesafeler girdi nasıl geçti bu süreç senin için?

Mesafeler iyi öğretmenler bana kalırsa. Hayatında neyin-kimin gerçekten bir önem taşıdığını ve aynı şekilde neye-kime gereksiz yere önem atfettiğini gösterme gücüne sahipler çünkü. Önceliklerimi yeniden gözden geçirdiğim bir süreç oldu benim için. En büyük kazanım bu içe dönüş ve sorgulayıştı. Doğaya ve dünyaya karşı sorumluluklarım üzerine düşünme fırsatı elde ettim aynı şekilde. Öte yandan oldum olası evde vakit geçirmeyi çok seven biri olarak, çok fazla okudum, izledim ve müzik dinledim. Bu zihinsel ve ruhsal ‘beslenme’ yeni şarkıların ortaya çıkışıyla meyve verdi diyebilirim. Daha önce hiç olmadığı kadar çok ürettiğim bir dönem oldu. Yer yer çok bunaldım, özlemekten bitap düştüm, yalnızlaştığımı hissettim, korktum, yoruldum ama hep sevdiklerime tutundum ve bu tutunma hali bir şekilde gün ışığının içeri sızmasını sağladı.

Şarkını kimlere armağan ediyorsun?

Gündelik hayat akışının içinde sıkışmış, yolunu ve yuvasını arayan, ‘buralardan kaçmak’ isteyen, kalbinin attığı yeri bulma cesaretini gösterebilen herkese…

Hastalık ve yasaklar müzik yaşamını ne kadar etkiledi?

Baştan aşağı etkiledi ne yazık ki. İlk albümüm Kapalı Gözlerle’yi pandeminin ilk haftasında yayınlamış oldum. Dolayısıyla ne lansman konserimi ne de ardından planladığımız turneleri gerçekleştirebildik. İlk albüm ilk heyecan bir sürü hayal. Hepsi de suya düştü. Benim gibi bağımsız olarak müziğini üretiyorsan ve ana akım medyanın pompaladığı bir isim değilsen, dijital dünyada ‘görünür’ ve ‘duyulur’ olabilmek için canlı performanslar çok büyük önem taşıyor. Çünkü biz müzisyenler ve oyuncular, sahne üzerinde ‘var olarak’ kanıtlıyoruz varoluşumuzu. Böylesi bir uzak kalış, kendi gerçekliğimizden kopmak kendimize yabancılaşmak gibiydi. Üretimlerini karşı tarafa duyuramamak, bu kaygıyla yine de üretmeye devam etmeye çalışmak… Bir yandan da somut olarak hayatını idame ettirmeye çalışmak… Seninle aynı kaderi paylaşan, kültür sanat ve eğlence sektörünün bir parçası olan sahne emektarları ve sanatçılar için kaygılanmak… Çok zordu. Hala da zor. Umuyorum ki sistematik bir çözüm sunulur bu sorunu çözebilmek adına. Artık pek de umudumuz yok bunun için gerçi ama en azından aşılanma ile eski günlere döneceğimize inanıyorum.

Biraz da iyi bir şeye değinelim evde en çok ne yapmayı özlemişsin?

Üst üste film izlemek, müzik dinlemek, okumak, mutfağa girmek… Ve bir döngü halinde bu aktiviteleri ardı ardına yapmaya devam etmek :) Bunu cidden özlemişim.

En son röportaj yaptığımızda neredeyse iki sene oldu. Müzikal ve tiyatro da vardı projelerin arasında nasıl geçmişti?

Evet! Hatta röportajımızı, pandemi başlayana dek 3 sezon boyunca Zorlu Psm’de sahnelediğimiz Damdaki Kemancı Müzikali’nin rutin provalarından birinin öncesinde keyifli bir kahve eşliğinde yapmıştık. Benim için unutulmaz bir güzellikti Damdaki Kemancı’nın bir parçası olmak. İstanbul Üniversitesi’nde Müzikal Tiyatro eğitimimi tamamladıktan sonra profesyonel hayatıma İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen bir başka Broadway müzikalinde (Sidikli Kasabası Müzikali) baş rollerden biri olarak görev yapara başlamıştım.  Bir şekilde şarkı yazmaya ve şarkı söylemeye devam ederken, müzikal sahneliyor olmaya devam etmek benim için çok besleyici, çok kıymetli bir deneyime dönüşüyor. Pandemi sonrası yine bir oyun yapmak çok isterim, şu an ufak ufak üzerine çalıştığım bir proje de var ama şimdilik sürpriz olsun.

En son Özgür Çevik ile Sezen Aksu'nun çok sevdiğimz şarkılarından biri olan tutsak ile bizlere bir düet sunmuştunuz. Çok güzeldi. Ne söylersin?

Çok teşekkürler. Bizim de gerçekten çok içimize sinen, çok sevdiğimiz bir düet çıktı ortaya. Damdaki Kemancı’da partnerdik Özgür’le. Dostluğumuz ve birlikte bir şarkı yapma fikri yaklaşık 3 sene önce yeşermeye başladı. Bir şarkıyı yeniden yorumlayacaksak orijinal versiyondaki duyguya sadık kalmalı ama üstüne yeni ve bizden bir şeyler de eklemeliydik. Tutsak Türk Pop tarihinin en özel en kült şarkılarından biri bence. Özgür’ün fikriydi bu şarkı üzerine çalışmak. Sanırım şarkıdaki yoğun ve güçlü duygu selini korumayı başardık kendi versiyonumuzda da. Dinleyicinin bu denli sevmesinin sebebinin bu olduğunu düşünüyorum…

Youtube kanalındaki canlı performansların çok etkileyici daha sık devamı gelir mi? 

Çok teşekkürler. Evet yeni kayıtlar hazırlamaya devam ediyorum. Hem kendi şarkılarımın akustik versiyonları için, hem de kalbimde yeri olan türküler. İlk olarak Babalar Günü’nde ve ardındaki haftada usta iki isimle canlı canlı kaydettiğim sürpriz iki video gelecek. Heyecanla onları paylaşmayı bekliyorum.

Yeni bir şarkı ne zaman çıkar?

Yeni şarkım ‘Cinayet’i Temmuz ayında yayınlamayı planlıyoruz.

Yakın gelecekteki projelerinde neler var? 

Yakın gelecekte bir düet projesi daha var. Şu an üzerine çalıştığım 4 yeni şarkım daha mevcut. Özenle, tutkuyla ama zamana yayarak ince ince dokuyoruz şarkıları ekip arkadaşlarımla. Sık aralıklarla bu şarkıları paylaşmaya devam ediyor olacağım.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Biliyorum ki derinlere gizlenmiş pembe bir bahar mevcut. Hayatla bağımızın koptuğunu, sevdiklerimizle olan iletişimimizin yer yer zayıfladığı, bize iyi hissettiren şeylerden uzak kaldığımız zor bir sene geçti geçiyor ama birbirimize ve de en önemlisi kendimize şefkat göstermeyi ihmal etmedikçe bir şekilde su akacak yolunu bulacak, o bahara öyle ya da böyle kavuşulacak. Sevgili okuyucu seni üzen ve yoran ne olursa olsun bil ki geçecek. Her şey evriliyor zamanla iyiye. Sevgimle…

ELİF HAYVALI