RÖPORTAJ: KIVANÇ TERZİOĞLU

Merhaba Can, 2012 yılında seninle tanıştığımızda tiyatroya ve oyunculuğa gönül vermiş ve bunun için hayatını sıfırlamış bir insanken nasıl şu an bulunduğun noktaya geldin? Bir diğer deyişle ne oldu da yolunu değiştirip danışman olma kararı aldın?

Merhaba Kıvanç, öncelikle sana çok teşekkür ediyorum desteklerin için. Günümüz dünyasında senin gibi kalbi güzel insanlara daha çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Çocukluk dönemlerimde tek hayalim ünlü bir oyuncu olmaktı. Tabii o dönemler ailemin ve çevremdeki insanların konservatuara bakış açısı biraz farklı ve olumsuz yöndeydi. Hayalim için konservatuar okuyamıyorsam İstanbul’da başka bir bölüm okuyup diğer yandan da tiyatro ile ilgilenebilirim diye düşünürken planlarım biraz daha farklı gelişti ve Mersin’in Tarsus ilçesinden çıkıp gözümü açtığım ilk yer Sakarya Üniversitesi Halkla İlişkiler Ve Tanıtım bölümü oldu. Bir gece an’lık bir karar alıp kaçarak İstanbul’a gittim ve (detayları üçüncü kitabımda sürpriz olsun) özel bir okulun sınavına girip tiyatro yolculuğumu başlatmış oldum. Seninle tanıştığımız dönemler İstanbul’daki ilk yıllarımdı. Oldukça zorlu dönemlerden geçtiğimi az çok sende biliyorsun. O dönemlerde de kişisel gelişim hep hayatımdaydı fakat kendi psikolojim için ilgileniyordum sadece. Zaman geçtikçe yaşadığım travmalarla birlikte kendi kalbime olan yolculuğum derinleşmeye başladı ve kendimle, bilinçaltımla yüzleşmelerim gerçekleşti. O dönemlerde tiyatroyu ve oyunculuğu sadece insanlar tarafından sevilmek, değer görmek ve alkışlanmak için istediğimi keşfettim. Bu nokta beni daha çok kendimle buluşturmaya başladı ve bilinçaltımın derinliklerinde yatan tüm noktaları anlamaya ve iyileştirmeye başladım. Bu süreç içerisinde ise ruhumun bu alana ait olduğunu hissedip yön değişikliği yapıp insanlara daha derinden yol gösterebilmek adına danışman olmaya karar verdim ve şimdiki noktaya geldim.

Mutluluk ne demek? Ve olduğun noktadan mutlu musun?

Mutluluk; kişinin kendi içinde yakaladığı bir noktadır ve bir seçimdir. Hayatın özünde mutluluk enerjisi yatıyor fakat biz onu her zaman dış koşullara bağlı kılıyoruz ve haliyle istediğimiz mutluluk hiçbir zaman tam anlamıyla bizi bulmuyor. Kendinle bir bütün olduğun zaman kalbinin en derinlerinde tuhaf bir huzur hissediyorsun dış dünyadan bağımsız olarak ve bu huzur içsel mutluluğu doğuruyor. Bir kere o noktayı yakaladığın zaman dışarıda yaşadığın hiçbir şey senin öz’ünü etkileyemiyor. Yıllardır kişisel gelişim ile ilgilensem de son iki yıldır kendimi bir bütün hissediyorum ve kalbimdeki huzur mutluluk enerjisi ile tüm ruhumu sarıyor. Özümde mutlu ve huzurlu hissettiğim için bulunduğum noktaya ve dış koşullara bağlamıyorum bu durumu fakat kariyer anlamında bulunduğum noktadan son derece tatmin hissediyorum kendimi. Olması gereken yeniliklerin en doğru zamanda beni bulduğuna inanıyorum.

2018 yılı içerisinde üç ay arayla iki kitabın çıktı. Üçüncü kitabının da çıkacağından bahsettin, peki içerikleri tam olarak nedir?

Evet, 2018 yılı kariyerim açısından oldukça verimli bir yıl olarak geçti. İlk kitabım ‘Ve Öyle de Oldu’ da kişisel gelişimin ve insanın temel noktalarını; ‘sevgi, değer, ilgi, farkındalık’ ele aldım ve kişinin kendisine olan yolculuğunu başlatmasını amaçladım. İkinci kitabım ‘Aşk, Şimdi!’ de ise; aşk kavramını, ruh eşimizi nasıl hayatımıza çekeceğimizi, bereketi ve sağlığı ele alıp kişinin kendi yolculuğunda daha da derine inip farkındalık seviyesinin artmasını amaçladım. Üçüncü kitabımda ise ilk iki kitabın devamı niteliğinde yine kendi ruhumuzda daha da derinlere inip hem manevi anlamda hem de kişisel boyutta gelişmeyi amaçlıyorum. Önümüzdeki aylarda raflarda yerini alacak inşallah, son hazırlıkları yapıyorum.

Spiritüel danışman olarak insanlara yol gösteriyorsun ve aynı zamanda gözlem yapıyorsun. Toplumumuzun kişisel gelişimle ilişkisi ne durumda peki?

Kişisel ve spiritüel gelişime karşı insanların ilgisi oldukça yüksek fakat genele baktığımızda bir problem var. İnsanlar bu alanda iş yapan bir danışmana ne için gideceğini ve gittikten sonra nasıl bir süreç olması gerektiğini tam olarak bilmiyor. Öncelikle bir danışmana ya da yaşam koçuna gitmek için hayatımızda illa ki bir problem olması gerekmiyor. Yoğun iş ve stres dolu hayatımızda ruhumuzu dengede tutup enerjimizi canlandırabilmek için de bir danışmandan düzenli olarak destek alınması gerektiğini düşünüyorum. Aynı zamanda spiritüel anlamda ve enerji çalışmaları dediğimiz bilinçaltı çalışmalarında kişinin hayatına istediği aşkı, bereketi ve sağlığı çekebilmek için bir yolculuğa çıkıyoruz. En büyük problem ise burada başlıyor. İnsanlar tek seansta mucizeler yaratıp hayatının aniden değişmesini ve her şeyin muhteşem olmasını istiyor fakat maalesef ki böyle bir şey mümkün değil. Piyasada bu işi yapan benzer insanlar böyle mucizelerin gerçek olacağını söyleyip insanları yanlış yönlendirdiği için toplumumuzda ön yargı da oluşuyor haliyle. Oysa fiziki boyutta hangi yaş aralığı içerisinde bulunuyorsak bilinçaltımızda o kadar birikim var demektir ve bunu tek seansta değiştirip istediğimiz kıvama getirip mucizeleri yaratmak imkansızdır. Mesela otuz yaşında olan bir insanın bilinçaltında otuz yıllık inanç kodları vardır ve bu inanç kodlarını iyileştirip yenilemek bir süreç gerektiriyor. Tabii bu süreci başlatan her insanda yüzde yüz olumlu bir sonuç alabiliyor muyuz? Hayır. İstenilen başarının ve mucizelerin elde edilebilmesi için ilk etapta kişinin kendisine ve dönüşüme olan inancı çok önemli. Ardından da çalışmalara inanıp kendini sürece teslim etmesi gerekiyor ki istediği aşkı, bereketi ve sağlığı hayatına çekebilsin.

Gözlemlediğim ve bence insanlığımızın en büyük problemlerinden bir diğeri ise şükür ve teşekkür yoksunu oluşumuz. Mucizelerin bize gelmesini istiyoruz fakat zaten sahip olduğumuz mucizelerin farkında değiliz. İlk olarak mucizenin kendisi zaten biziz. Ardından; duyabiliyoruz, görüyoruz, yürüyoruz, hissediyoruz, bir şekilde de olsa karnımız doyuyor vb. Bunların hepsi birer mucize. İlk etapta mucizeleri dışarıda aramaktan vazgeçip zaten sahip olduğumuz mucizelere daha fazla şükür ve teşekkür etmemiz gerekiyor ki hayat bize daha fazlasını verebilsin.

İlerleyen süreçler için hedeflerin neler?

Son bir buçuk yıldır Mersin’de yaşıyorum ve buradan devam ettiriyorum seanslarımı. On küsür yıllık İstanbul yolculuğumdan sonra dinlenmeme,  daha çok üretmeme ve kendime olan yolculuğumun daha da derine inmesine vesile oldu Mersin. Akışı yavaşlatıp biraz geriye çekildim ki yolumu daha net bir şekilde çizebilmek için. Burada olduğum süreç içerisinde üç kitap yazdım ve kariyerimle ilgili planlar çizdim. Daha çok insanın kalbine dokunabilmek için adımlarımı emin bir şekilde atmak istiyorum. İlerleyen süreçler için bir akademi kurmak istiyorum fakat ne zaman ne şekilde ve nerede olur henüz tam olarak bilmiyorum bunu. İstanbul’a tekrardan dönüp orada da gerçekleştirebilirim ya da daha farklı bir şekilde de gerçekleşebilir. Aynı zamanda Mersin’e gelmeden önce Tv ve radyo programı yapıyordum. Bu tarz çalışmalara da tekrardan başlamak istiyorum. İsteklerim doğrultusunda hayatın bana sunacağı güzelliklere açıyorum kalbimi ve kendimi akışa bırakıyorum. Biliyorum ki en doğru zamanda en doğru koşullar bir araya gelerek beni o noktaya taşıyacak. An’ın ve sürecin tadını çıkarıyorum.

Okuyucularımız için söylemek istediğin bir şey var mı?

Elbette;

Daha çok şükür, daha çok teşekkür. Durum ne olursa olsun her zaman daha iyi bir hayatın olabileceğine dair inancın yüksek olması ve dramdan beslenmekten vazgeçmeleri...