Merhaba Burcu nasılsın? Öncelikle şarkı ile başlayalım istiyorum. Kendi yazıp bestelediğin Beş Para Etmez şarkınla karşımızdasın. Biraz şarkı hakkında detay alalım istiyorum. Nasıl bir aşamadan geçti, kimlerin emeği var?

Selamlar çok iyiyim teşekkür ederim. Beş para etmez 2016 yılında yazdığım bir şarkıydı, bu şarkıyı çıkarmakla ilgili bir isteğim hep vardı ama doğru zamanı bekledim. Yaz aylarında daha hareketli bi şarkıyla çıkayım istedim ve Orkestra şefim Aytaç İnan la şarkılarım konusunda istişareler yaptık ve Beş Para Etmez i çıkarmaya karar verdik. Aytaç İnan beni Aranjörümüz Burakcan Günerenle tanıştırdı ve Burakcan bize beklentilerimizi karşılayacak şekilde harika bir demo hazırladı ve çalışmaya karar verdik aynı zamanda kurmuş olduğu Bcg production etiketiyle çıktı şarkımız. En başından beri her zaman yanımda olan yol arkadaşım Aytaç İnan bu işin prodüksiyon kısmını üstlendi, Arzu Dedeoğlu fotoğraflarımı çekti, Elif Töngel harika takımlarıyla beni donattı. Sonuç olarak kendi emeğimizle çok keyifli bir iş çıkarttık ortaya.

Yazın sıcaklığı enerjisi hem sana hem de şarkıya geçmiş. Şarkı ne zaman yayınladı ve geri dönüşleri nasıl?

Şarkımız 9 Haziran da yayınlandı, şarkının enerjisi o kadar güzel ki herkese geçti diyebilirim. Çok güzel tepkiler alıyorum, insanlar ilk duydukları anda mırıldanmaya başlıyor ve dinleyince tebessüm ediyorlar. Bu benim için milyonlar tıklanmasından daha kıymetli.

Şarkıyı sen yazdığın için sormak isterim. Elbette bir hikayesi vardır, öğrenebilir miyiz?

Aslında klasik bir ilişki şarkısı, bu şarkıyı yazarken bir slogan şarkı yazmak istedim. Şöyle etrafıma bakınca insanların hep aynı döngü içinde ilerlediklerini farkettim. İlişki içinde kendini değersiz görüp kendinden verdikçe üzülen ve sonrada karşı tarafın davranışlarıyla hayal kırıklığına uğrayan herkesin şarkısı ve de aslında herkesin alternatifinin olduğunu anlatıyor bu yeni düzende.

Şarkının da adı olduğu gibi beş para etmeyen insanları biraz açalım isterim. Kimdir bunlar, kimleri mağdur ederler?

Beş para etmeyen insanlar bence; hayatta sadece kendileri için yaşayan, narsist, sadece kendi çıkarını gözeten, başkasının duygusuyla ilgilenmeyen, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılar! Ve bu canlılar genellikle merhamet duygusu gelişmiş, empati yapmayı bilen fakat değersizlik duygusuyla sevgi ihtiyacı içinde olan insanları mağdur ederler.

Şarkıyla birlikte bir de şiir kitabın çıktı. Uzun süredir üzerinde çalıştığını biliyoruz. Nasıl çıktı kitap, ne kadar sürede toparlandı?

Evet çok uzun zamandır yazıyorum, lise yıllarından bugünlere kadar toparladıklarım kitap oldu diyebilirim, pandemi öncesi bitmişti kitap fakat pandemiyle birlikte rafa kaldırmak zorunda kaldık. Uzun bekleyişlerin sonunda sevgili Aytaç İnan vasıtasıyla Diyonsos yayınevine Tuncay beye ulaştık ve kitabın taslağını yolladım. Kısa süre içinde olumlu dönüş sağladılar benim için çok keyifli bir iş birliği oldu ve kitabımız sonunda çıktı.

Kitabı vefat etmiş ablana ithafen yazdığını öğrendim. Başın sağ olsun. Bu konuda ne söylemek istersin?

Çok teşekkür ederim, sizler sağ olun. Biri gidince, biri ölünce başlıyor hikaye. İnsanoğlu hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz ama kayıplar bizi büyütüyor. Ben ve ailem için zor bir süreç, ama sığınacak kelimeler ve yaşanacak güzel günler hala var. Elbet bir gün kavuşacağız…

Bu şarkıdan önce Sensiz diye bir şarkın var. Onun süreci nasıldı?

Sensiz pandemide tamamladığım bir şarkıydı, aslında benim kendimi tanıttığım vesikalık fotoğrafım oldu Sensiz. Bitirince orkestra şefim Aytaç İnan a yolladım o da yapalım bu şarkıyı deyince pandemi biter bitmez başladık. Yine kendi emeğinizle içimize sinen çok güzel bi iş çıkardık, Sensiz bambaşka bir şarkı ve hiçbir ticari kaygısı yok o yüzden yeri çok ayrı.

Sosyal platformda yabancı müzikten oluşan çok güzel bir performans yayınlamışsın. Ayrıca bu senin sesinin ne kadar güzel olduğunu da gösterdi. Nereden çıktı bu fikir ve dönüşleri nasıl?

Çok teşekkür ederim. Yani şarkıcılık artık neredeyse herkesin yaptığı bir meslek oldu. Yani dikkat çekmek sektörde kendinize yer bulmak istiyorsanız yaratıcı ve özgün olmalısınız. Biz de orkestra şefim Aytaç İnan la kafa kafaya verdik ve şimdiye kadar yapılmamış bir şey yapmak istedik. Hem dans eden (profesyonel anlamda) hem şarkı söyleyen çok insan yok bende bunların hepsini bir Show şeklinde sunmak istedim ve bu videolar oldukça ses getirdi. Sektörde ben de varım demenin görsel ve işitsel kanıtı oldu bu :)

Aynı zamanda profesyonel dansçı olduğunu biliyorum. Bunun artıları elbette oluyordur. Ne dersin?

Dansa 7 yaşında başladım, sahne benim tutkum oldu her zaman. Dans ederken de bir hikâye anlatıyorsunuz şarkı söylerken de. Dansçı olmam şarkı söylerken beden dilimi rahatça kullanmamı sağladı. Çünkü sadece ses, sadece görüntü tek başına yeterli değil bence. Sahne benim için Show yeri hakkını vermeye çalışıyorum ve bunun için de elimden gelenin en iyisini yapmaya da devam edeceğim. Çünkü insanlar Show izlemek istiyor.

Ülkemizde sanatçıların dansa verdiği önemi nasıl buluyorsun?

Maalesef çok sığ buluyorum. Arkasına 4 dansçı arkadaşımızı alan kendini sahnede dansçı ilan ediyor. Dans etmek böyle bir şey değil. Keşke dünya starlarından biraz olsun feyz alsalar, hayatlarını buna adasalar. Hiçbir başarı tesadüf değil ve iki figür yapabilen hiç kimse de dansçı değil!

Çok kısa çocukluğuna değinmek isterim. Küçüklükte belli miydi bu camiaya yöneleceğin?

Kesinlikle belliydi :) koltuk tepelerinde poz veren, dans eden, fırçayı mikrofon yapıp şarkı söyleyen yerinde asla durmayan bir çocuktum. Önce dansa başladım, sonra ilk canlı şarkı performansım ilkokul mezuniyetindeydi. Sahneye bir kere adım attığınız zaman oradan vazgeçmek imkânsız. Sahne benim hayatım.

Sosyal medyanın ve teknolojinin bu kadar gelişmiş olması hakkında ne düşünüyorsun. Sizler için avantaj mı?

Hem avantaj hem dezavantaj aslında. Şöyle bir avantajı var ki, herkes kendi özgün profilini yaratıp ne olmak istediğini yansıtabiliyor ama diğer taraftan da çok çöp var! Popüler kültürün yarattığı deformasyon, bilgiye değer verilmemesi, şişirilmiş ama aslında olmayan göstermelik hayatlar korkutucu. Benim için avantaj çünkü yaptığım her şey gerçek, aslında yeteneklerimi sunduğum bir vitrin benim için.

Özellikle müzik camiasında çok fazla genç isim var. Bu kadar kalabalık olunması sizler için ne kadar avantaj ya da dezavantaj?

Bugün hala 90'lar dinliyorsak bunun cevabı çok açık aslında! Gün gelecek o kalabalıktan kaliteli müzik sıyrılacak ve diğerleri de unutulup gidecek. Günübirlik şöhretler beni ilgilendirmediği ve bu işi de bunun için yapmadığımdan dolayı bana bir avantaj ya da dezavantaj durumu yok. Herkesin yolu ayrı, konu amacın ne olduğu. Yani bu işi kaliteli yapan gençler yapmaya devam ettikçe zaten kalıcı olacaklar.

Şu sıralar dinlediğin ilk üç şarkı desem ne dersin?

Beş Para Etmez :)

Bi Tek Ben Anlarım

Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer

Yakın gelecekte ne tür projeler planlıyorsun?

Öncelikle Beş Para Etmez Akustik versiyon çıkacak sonrasında Aytaç İnanla bir düet projemiz var, sonra kışa bir slow şarkı derken hız kesmeden devam etmek istiyorum çünkü çok şarkım birikti :)

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Ben her zaman hayallerimin peşinden gittim. Yapabildiğim şeylerin değil, konfor alanından çıkıp yapmak istediklerimin peşine düştüm ve sonuç beni hep mutlu etti. Yani hayat çok uzun hedefleriniz olsun, hayallerinizin peşinden gidin.

Doğum tarihi: 11 Ağustos

Burcu: Aslan

En sevdiği huyu: Merhamet

Sevmediği huyu: Sabırsızlık

En sevdiği renk: Mor

En sevdiği söz: Konfor öldürür

Röportaj: Elif Hayvalı