Beste Uyanık: Yasadan dolayı işten çıkartılma yok

ama ücretsiz izne yollanan çok kişi var

RÖPORTAJ: GİZEM YILDIZ

Korona Türkiye’de görülmeye başladığı günden itibaren hepimiz korku ve büyük bir umutla bu hastalığın geçmesini bekliyoruz. “Acaba bugün dışarı çıkarsam virüs kapar mıyım? Kaç kişiyle temas halinde bulundum? Sosyal mesafeye dikkat ettim mi?” sorularını her gün kendimize sorarken “Ekonomi” hayatımızın ortasına bomba gibi düştü. Artan dolar, normalleşme sürecinde açılacak avmler, bundan sonra yeni cafe düzenlemeleri, işsizlik, emlak sektörü ve evinin ocağını tüttürmek zorunda olan milyonlar “Acaba bugün iş bulabilecek miyim? Maaşımı alabilecek miyim?” sorularını soruyor. 

Halkın sessiz sorularına bir ses olabilmek için ben de hepimiz adına tüm bu soruları ekonomist, gazeteci ve yazar Beste Uyanık’a sordum. 9 yıldır medya sektöründe olan ve şuan Cnn Türk’te çalışan Beste Uyanık, ülke ekonomisinin şuan ki durumunu ve korona sürecinde nasıl tedbirler alınması gerektiğini sizler için yanıtladı. 

Merhaba Beste Hanım, öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Merhabalar, ekonomist gazeteci ve yazarım. New York Üniversitesi’nde medya, grafik tasarımı ve ekonomi bölümlerini okudum. Amerika’da 3 sene çalıştıktan sonra yurda döndüm ve Cnntürk televizyon kanalında çalışmaya başladım. Yaklaşık 9 yıldır medya sektöründeyim.

Günümüzde bütün dünyayı etkisi altına almış durumda, Türkiye'nin aldığı tedbirleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yerinde tedbirler var. Tedavilerin ücretsiz hale gelmesi çok önemli. Amerika’da biliyorsunuz covid 19 tedavisi için 35.000 dolar ödeyen bile var. Atılan teşvik adımları, işverenleri korumak için atılan adımlar yerinde. Mesela 2 milyon vatandaşa kaynak veriliyor, işe destek yardımlarına başvurular var, izne çıkarılanlara destekler var. Ancak bu süreçte öncelikler daha net belirlenmeli. Mesela otoyollara, köprülere tünellere devlet garanti ödemesi yapılıyor. Sadece 2019’da 7.8 milyar tl idi bu oran. Dövizle garanti verilen bu projeler şu an kullanılmıyor. Bence o garantiler bu süreçte ödenmemeli. Bu meblağlar covid-19 ile mücadeleye ayrılmalı.

Özgürlüğümüz, sağlık sistemi tamamen kısıtlanmış bir durumda ama herkesin merak ettiği bir soru da var ki ekonominin durumu. Dükkanlar , cafeler, avmler kapanmış durumda yeni normalleşme sürecinin nasıl sonuçlanacağı bilinmezlik içinde. Şuan ülke ekonomisinin durumu nasıl?

Ekonomi için zor bir süreç. Gram altın tüm zamanların rekorunda. Bunun nedeni 6.92 yi hatta yukarıyı zorlayan dolar. Dolar için şu 2 hafta çok kritik. Doğru adımlar atılmalı. Tabii bu laf çok genel. Demek istediğim öncelikle güven tazelenmeli. İnsanlardaki kötü algı kırılmalı. Bunun için para saçmak, para basmak çözüm değil. Iban ile toplanan paraların ne yapılacağı daha şeffaf, siyasi figürlerde istifa ya da tutarsızlık olması gibi durumların en aza indirilmesi, gibi gibi yollar ile güven ve algı tazelenmeli. Ben çok karamsar değilim. Kriz değil ama ciddi bir zorluk var. İşsizlik artacak şüphesiz. Şunu unutmayalım ki, bu sadece bizde yaşanan bir süreç değil. Bu dünya çapında. 2008 yılından farkı ise kronolojisi. Sorun ilk tüketiciye ulaştı. 2008’de önce bankalar etkilenmişti. Borsa bu süreçten zor çıkacak ama desteklendiği sürece sorun olmaz.

Bu durumun daha da uzaması halinde durum ne olur?

İyileşme süreci daha zorlaşır. Ülkenin kendini toparlaması zorlaşır bu da verisel olarak en az 2-3 ay kayıp demek. Tüik verilerine göre 83 milyonun sadece 27 milyonu devletten ödeme alıyor. Geri kalan 55 milyonluk kesim özel sektör ve kayıtdışı. Bu süreçte en çok onlar desteklenmeli çünkü insanların aç kalması, evine ekmek götürememesinin kötü sonuçları sadece ekonomiyi değil tüm toplumu etkileyecek. Saldırganlık artacak. Suç işlemeler artacak. Bu açıdan o insanlara yardım önemli. Refah seviyesi yüksek kesim için evde kalmak kolay.

Bu zor şartlardan en çok kimler etkilenecek? Emlak sektörü, işletme sektörü, çalışan kesim...

Siz olsanız ev bakar mısınız bu süreçte? Ayırmak zor sektörleri ama kesinlikle küçük esnaf ve kayıtdışı çalışanlar günlük çalışanlar etkilenecek. Mesela en yakında mevsimlik işçiler var. Tarım Türkiye’nin her şeyi, bakmayın son dönemde teknoloji diyoruz sürekli ama gıda olmadan biz bir hiçiz. İthalata harcayacak ek paramız yok. O nedenle bu sektörler tehdit altındaydı. Tarımda yasaktan muaf olan çiftçiler yerinde bir adım. Çünkü üretim zincirinde bir sorun demek enflasyon ve maliyetin artışı demek. Bakın bütün yollar tüketiciye çıkıyor.  Bence en en çok etkilenecek kişi nihai tüketici.

Bu virüs ülkemize gelmeden önce de Türkiye bir ekonomik kriz halindeydi. O günlerle gelecek kriz günleri arasında bir kıyaslama yaparsanız nasıl bir tablo çıkar?

En büyük ek zorluk,  zor ekonomik tabloya sağlık endişelerinin eklenmesi. Kur şokları Türkiye’nin alışkın olduğu durum. Ek bir zorluk daha gelmedi. Sağlık dışında.

Televizyon dünyası bu ekonomik krizden nasıl etkilenir?

Televizyon dünyası asıl krizde olan. Benzer içerikler, tek düze kişiler televizyonda. Zaten ücretler çok düşük televizyonda. İşten çıkartmalar daha da artacaktır. Tabii şu an yasadan dolayı olmaz deniyor ama ücretsiz izne yollanan çok kişi var.

Amerika kısa bir zaman önce faizleri sıfırladığını bildirdi. Aynı şey Türkiye için de geçerli olabilir mi?

Mümkün değil. Olmamalı. Faizleri sıfırlayıp işe yaraması için piyasaya sunacağınız ciddi kaynağınızın olması lazım. Amerikan merkez bankası dünyanın hakimi bir para birimini basıyor. Onun piyasaya sunması ile bizim ek tl basmamız arasında dağlar kadar fark var. Bu şimdi işi kolaylaştırsa bile sonrasında para biriminin değerinde daha kötü sonuçlar doğurur. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için yapay büyüme ya da yapay para sağlamak işe yaramaz. Ekonomi organiktir bu tarz müdahaleleri kusar.

Herkes evlerinde kalmaya çalışıyor. Bu zor günlerde hem ağırlaşan tablo hem de belirsizlik psikolojimizi bitiyor. Siz de Instagram canlı yayın da moral günleri düzenliyorsunuz. Bu moral günü nasıl geçiyor?

Valla ben yayınlarımdan çok zevk alıyorum. Her konuğumdan yeni bilgiler alıyorum kendimi geliştiriyorum. Tanışmak istediğim isimleri alıyorum. Beni en çok beynimiz, kodlama, olgulama gibi kavramlar çekti. Aslında siz değişirseniz, beyninizi formatlarsanız bu süreç bile güzel bir öğreti olacaktır.

Evde hayatı kolaylaştıracak birkaç ipucu verebilir misiniz? Sizin evdeki 24 saatiniz nasıl geçiyor?

Benim 10 aylık kızım var. Onunla geçiyor çoğu zamanım. Sabah her zaman erken kalkarım. Gün içerisinde ekonomi yayınları yapıyorum akşamları da moral sohbetleri. Hazırlık ile geçiyor arta kalan zamanlarım da. Sıkılmıyorum. Kendime vakit ayırmak bu süreçte çok iyi geldi.

Bazen tüm bunların geçmeyeceğini bu kabusun dünyanın sonunu getireceğini düşündüğünüz karamsar anlar oluyor mu?

Olmaz olur mu. İnsanız.

Böyle anlar yaşayanlara ne söylemek istersiniz?

Bence nankörlük yapmamalıyız. Evinizde ailenizle veya kendi başınıza sağlıklıysanız, şükredin. Hastanelerde ne şartlarda karantinada kalan, hayatı için savaşanlar var. Ya da günlük ekmek parası derdinde insanlar var. Saçmalamayın.

Bu hastalığı yenmenin en güçlü faktörlerinden biri olarak bağışıklık sisteminin güçlü olması gösteriliyor. Siz evde bunun için neler yapıyorsunuz?

Beslenmeme çok dikkat ediyorum. Etimi sebzemi hiç eksik tutmuyorum. Çay kahve yerine bitki çayları içiyorum. Zerdeçallı, zencefilli, ballı karışımlar içiyorum. Öğün atlamıyorum. Günde 4 litre su içiyorum.

Günlük hayatınızda aktif bir insan mıydınız?

Haftanın 5 günü 2 saat spor yapardım. Evdeki yürüyüş bandında yürüyorum. Yetmiyor ama hareketsiz kalmıyorum. Yediklerime çok dikkat ediyorum.

Şu an zorlanıyor musunuz?

Hayır zorlanmıyorum.

Son olarak bu zor günlerde okurlarımıza ne söylemek istersiniz?

Sabırlı olun. Moralinizi yüksek tutun. Ekonomi anlamında ise riskten uzak, kazancınızın bol olduğu zamanlar yaşayalım.

Yeni Çağrı Gazetesi’nden alıntıdır.