2019 yerel seçimlerinde AK Parti’den %51’e yakın oyla Zeytinburnu Belediye Başkanı seçilen Ömer Arısoy ile bir araya geldik. Bu seçimle ilk kez başkan olmuş her Belediye Başkanı gibi başta uzun süre bizleri tutsak eden pandemiden dolayı yaşanan sıkıntıları, buna rağmen imza attığı başarılar, bilinmeyen yönleriyle kendisi ve geleceğe dair müjdeleriyle bizimle… Şimdi sizlerle…

Türkiye’de Bir İlk: “Çocuklara İzci Evi”

Türkiye’de ilk olarak Zeytinburnu’nda, şehir içinde, Maltepe mahallemizde bir İzci Evimiz faaliyete geçiyor. Onu da Nisan ayı içerisinde belki inşallah 23 Nisan’da hizmete alacağız.

Başkanım merhaba, nasılsınız? Biz bu röportajımızı yayınladığımızda Ramazan ayı gelmiş olacak. Ramazan ile ilgili ne tür projeniz olacak ve başta ilçe sakinleriniz olmak üzere tüm Müslüman alemine ne söylemek istersiniz?

Hem bütün Zeytinburnu hemşehrilerimizin hem de bizi okuyanların Ramazanlarını tebrik ediyorum. Ramazan daha çok aslında kişinin kendi ruh dünyasına döndüğü bir yapı olmalıdır. En başta biz, Ramazan ayında Zeytinburnu’nda desteğe ihtiyacı olan hiçbir aileyi yalnız bırakmayacağız. Bizim ulaştığımız bulduğumuz ve bize ulaşan herkese yetişmek için bütün hazırlıklarımızı yaptık. Ben de kendim hemşehrilerimizin çat kapı sofrasına konuk olacağım. İnşallah manevi havası yüksek, salgından kurtulduğumuz bir ay olur. Çünkü biliyorsunuz geçtiğimiz iki yıl doğru dürüst Ramazan yaşayamamıştık. Belki havanın el vermesi ve salgın durumuna göre bazı sokak iftarlarını da yapmaya niyetimiz var. Birlikte izleyip göreceğiz. Tekrar hemşehrilerimizin Ramazan’ını tebrik ediyorum.

Uzun bir pandemi sürecinden sonra normalleşme adımları atmaya başladık. Siz de yapamadığınız birçok görüşme ve projeleri hayata gerçekleştirmeye başlamış ve bu alandaki çalışmalarınızı hızlandırmış olmalısınız. Neler söylersiniz?

Dünya ve Türkiye büyük bir salgın atlattı. Şimdi yavaş yavaş normalleşme adımlarını atmaya başladık. Bu sürede halka temas edecek birçok çalışmamızı ertelemek durumunda kalmıştık, şimdi onlara yeniden hız verdik. Pandemi sürecinde yaptığımız en temel iş, bir defa hemşehrilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak olmuştu. Evden alışveriş desteği, sokakların caddelerin temizliği, kamu kullanım alanlarının dezenfeksiyonuna kadar tüm belediye olarak çalıştık. Şimdi normalleşeme ile birlikte bir arada olabileceğimiz işlere ağırlık veriyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde onlarında hizmet alımlarını yapacağız.

Pandemide ilçe sakinlerinizin sağlık durumu, tutumu, sosyal yaşamı nasıldı? Zeytinburnu bu salgını nasıl geçirdi?

Salgın rakamlarını her an takip ettik. Başından beri hem vaka sayısı itibari ile hem vefat olarak İstanbul’un ortalaması içinde kaldık. Kaymakamımızla beraber, bütün kamu kurum ve kuruluşları koordinasyon içindeydi. Geçen sene Zeytinburnu’muzum aktif yeşil alanına %50 ilave bir yeşil alan sağladık. 65 bin m² Millet Bahçesi’ni açtık. Bir de maalesef İBB’nin tamamlayamadığı Marmaray üstü Zübeyde Hanım Parkı’nı 38 günde bitirdik. İnsanlarımızın ferahlaması için yeni bir imkân sunmuş olduk.

Her ne kadar Zeytinburnu Belediyesi’nin kadrolarında olmuş olsanız bile yeni bir isim olarak karşımıza çıktınız. Belediye Başkanı olma süreciniz nasıl gelişti?

Ben 1999- 2004 yıllar arasında Zeytinburnu Belediyesi’nde Belediye Başkan Danışmanıydım. 2004-2014 arasında Belediye Başkan Yardımcılığı yapıyordum. Burada kültür yazı işleri, hukuk işleri, personel gibi sorumluluklarım vardı. Kültür yayınları, bilgi evleri, kültür merkezleri bizim sorumluluğumuzdaydı. Daha önce burada 15 yıl hizmet etmiş, Zeytinburnu için emek vermiş olmak büyük bir avantajdı. 2019’dan önceki 5 yılda Ankara’da bakanlıktaydım. Geri dönüp başladığımda aslında “Nerede kalmıştık?” dedim. Bazen arkadaşlarla konuşuyoruz, neredeyse benden eski personel kalmamış gibidir. Yeni belediye başkanlarından farklı olarak intibak meseleleri öğrenmek, yönetim biçimiyle tanışmak gibi bir derdim olmadan son derece rahat başlamış oldum.

Belediye Başkanı olma fikri nasıl oluştu?

Belediye başkanlığı, benim tercihimden çok aslında bana bir teklif olarak geldi. Daha önceki buradaki görevimiz dolayısıyla bu teklif gelince beni var eden ilçeme hizmet etmek üzere hiç tereddüt etmeden memnuniyetle kabul ettim. Hemşehirlerimizinde büyük bir teveccühüyle Zeytinburnu hizmetkarlığına seçilmiş oldum.

Tarihi Merkezefendi Fırını Çok Yakında Hizmete Sunulacak

 Merkezefendi’de tarihi bir fırın var. Merkezefendi Mahallesi’nde bulunan tescilli bir yapı. Sokağa çıkma yasaklarından yaklaşık bir yıldır ertelediğimiz bu tarihi Merkezefendi fırınımız, Ramazan ayından sonra hemşerilerimizin hizmetine girecek. Bizler burayı özel bir mekân haline getiriyoruz. Özel bir ekiple, özel malzemeler kullanarak; simit, ekmek, pide, kek gibi unlu mamulleri yeme içme mekânı ve dinlenme yeri olarak teşrif edilebilinecek. Bunu da ilk defa buradan size söyledik. Ramazan’dan sonra Mayıs ayında inşallah bu özel fırınımızı hemşehrilerimize kazandırmış olacağız.

Eğitim yıllarınıza baktığımızda basın yayın eğitimi almış olduğunuzu gördük. Gazeteciliği bırakıp Hukuk’a neden yöneldiniz?

Lisede okurken hayalim, hedefim hukuk okumaktı. Sınava ilk girdiğim yıl maalesef Hukuk Fakültesi’ni kazanamadım. Sonra inat edip 3 yıl sonra hayal ettiğim fakülteye girdim. Ama söylediğiniz çok doğru, o 3 yıl okuduğum iletişim formasyonu, benim bütün hayatımı etkiledi. Marmara İletişim’den çok kıymetli hocalar tanıdım. Ömrümün bütün döneminde şimdi de dahil olmak üzere hep iletişim irtibatlı işlerim oldu. Ben hem iletişim okumaktan hem de hukuk mezunu olmaktan mutluyum.

Hem çocuk hem de yetişkinlere özel Türkiye’ye model olmuş Bilgi Evi ve Millet Kıraathaneleriniz var. Buralarda hizmet ve işleyişler nasıl gidiyor?

Zeytinburnu Belediyesi hem Bilgi Evleri hem de Millet Kıraathaneleri’nde Türkiye’de öncü biliyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanımızın tavsiye ettiği model, bizim Merkezefendi Millet Kıraathanesi’dir. Bütün Türkiye’ye örnek oldu. 24 saat açık, ikramları belediye tarafından sağlanan bir mekân. Kültür Merkezi’nde kütüphane ile beraber şu anda genel erişime açık 5 Millet Kıraathanesi hizmet ediyor. Dolayısıyla lise, üniversite ve yetişkinler için Gençlik Merkezimiz ve Millet Kıraathanemiz hemşehrilerimize sunulmakta.

Söz gelimi yine Merkezefendi’de, Merkezefendi Millet Kıraathanesi’ne çok yakın bir alanda hazırlıkları daha önce bitmiş fakat açılışı ertelenmiş Zeytinburnu Kitapçımız vardı, geçen aylarda onu da hizmete açtık.

2005 yılında ilk Bilgi Evi, Zeytinburnu’nda açılmıştı. Ben başkan yardımcılığı görevimi yaparken bilgi evlerinden de sorumluydum. Şimdi şunu çok büyük bir rahatlıkla söyleyebiliriz Zeytinburnu’nda İlkokulu ve Ortaokulu okuyup bu 7 bilgi evimizden hiçbirine uğramamış bir tek yavrumuz, bir tek çocuğumuz yok hamdolsun. Burada çocuklarımızın ödev yapmalarını, kitap edinmelerini, kitap okumalarını, atölyelerle yeteneklerini keşfetmelerine imkân tanıyoruz. Müzik kurslarımızda, kültür sanat kurslarımızla çocuklarımızı kendi asli eğitimlerinin dışında kendilerini fark edebilmelerini sağlıyoruz, çok memnunuz da. Zeytinburnu Bilgi Evlerimiz Türkiye’de model olmuş, belediyelere tavsiye edilmiş bir uygulamadır. Şimdi 8’incisini Maltepe Mahallesi’nde hizmete açacağız, çok mutluyum doğrusu. Hepsinden daha, daha geniş ve altyapısı daha iyi olacak…

Zeytinburnu’nun teknoloji tarafındaki eksikliğini fark edip bir Bilim Evi'ni hizmete başlatmışsınız. Burada eminim ki geleceğin bilim insanları var. Burası hakkında ne söylersiniz?

Sizin de söylediğiniz gibi teknoloji tarafımız biraz eksikti. Türkiye Teknoloji Vakfı iş birliği ile Bilim Zeytinburnu’nu geçtiğimiz 100 gün önce açmıştık. Cumartesi günü itibarıyla 100 günde 10 bin tekil kullanıcı oluştu. Bilim Zeytinburnu’nun hedef kitlesi 6 ile 14 yaş arasındaki öğrencilerdir. Buraya hafta içi okullardan sınıf sınıf öğrenciler geliyor ve öğrenciler bir gününü Bilim Zeytinburnu’nda geçiriyor. Çocuklarımız buradaki beş atölyeye giriyor, hafta sonu da hafta içi gelen çocuklardan ilgili, meraklı, yetenekli olanlar başvuruyorlar. Onlar için ayrıca sınıflar açıyoruz. Bilim Zeytinburnu gerçekten Türkiye’de çocuklarımızın teknolojiye, bilime olan ilgisini yönetecek, yönlendirecek, geliştirecek ve inşallah uzun vadede Türkiye’de bilim adamı yetiştirecek, olimpiyat şampiyonları getirecek bir uygulama. Burası İstanbul’da bildiğim kadarıyla 4’üncü ya da 5’inci açılan mekanlardan biri, en yeni olması dolayısıyla bana sorarsanız en iyisi, biz yaptık diye demiyorum ama hakikaten en iyisi. Türkiye genelinde bir sınav yapılıyor, önce teorik sonra uygulama sınavı. Bu sınavları geçen çocuklar 3 yıl boyunca burada ‘Dene Yap Atölyesi’ne girebilecek duruma gelecekler. Dene Yap Atölyesi’nden geçen çocuklardan çok büyük beklentilerimiz var, onlardan çok ümitliyim.

Bizim iddiamız şu: “Zeytinburnu’nda İlkokul, Ortaokul ve Lise’yi okumak diğer ilçelere göre avantajlı olmalıdır. Zeytinburnu’ndaki çocuklarımızın ve gençlerimizin daha şanslı olmalarını sağlamaya çalışıyoruz.”

Kadınları da fazlasıyla düşünüyorsunuz…

Hepimiz büyük şehirlerde yaşıyoruz ve Zeytinburnu yoğun bir ilçe.  İstanbul’daki diğer ilçeler gibi biz de kadınlarımıza bir avantaj sağlamak istiyoruz. Dolayısıyla Zeytinburnu’da bizden önceki dönemlerde olmayan Merkezefendi, Gökalp ve Veliefendi mahallelerine 3 Pilates Salonu açmıştık. Zeytinburnu’nda oturan kadınlarımıza ücretsiz olarak hizmet veriyordu.

Şimdi, Buz Pisti’nin içinde 4’üncü Pilates Salonu’nu faaliyete geçirdik. Bununla beraber Fitness Salonu’nu da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Zeytinburnu’ndaki kadınlarımızın ücretsiz olarak hizmetlerine sunduk. Kadınlarımız ücretsiz randevu alarak, hocalar eşliğinde hem fitness hem de pilates sporlarından yararlanabiliyorlar. Ben kadınlarımızın bunlara gerçekten ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Sokakta gördüğüm hanımefendiler de bu hizmetimiz için teşekkür ediyorlar, bundan oldukça memnunum. Ayrıca 8 Mart’ta Buz Pisti’ni bu sefer kadınlarımıza ücretsiz hale getirdik, fakat normal zamanda öğrenci dışındakiler için küçük bir ücret mukabili yararlanabiliyor. Sadece çocuklarımız değil, inşallah yetişkin bireylerimizde buz sporlarını yapmayı öğrenecek.

Spor kabul edilir ise: Ben yürümeyi çok seviyorum. Benim için yürümek hayatımın bir parçası, hemen hemen her sabah yaklaşık bir saat yürürüm. İmkân olursa da yüzüyorum.

Röportajın devamı yarın sizlerle...

RÖPORTAJ: ELİF HAYVALI

FOTOĞRAF: ALİ HAYVALI