BENDEN OYUNCU OLUR MU?

DİYE MERAK EDİYORSANIZ BU RÖPORTAJI SONUNA KADAR OKUYUN...

RÖPORTAJ: YAŞAR ŞENYÜZ

Siz de etrafınızda çok duymuşsunuzdur; Sizi falanca ajanstan arıyoruz, yeni çekilecek olan falan diziye (yada falan reklama) seçildiniz, ön kayıt ve fotoğraf çekimi için şu kadar para yatırmanız gerekiyor, diyerek aranan insanları. Kandırılan, hayalleri ile oynanan dolandırılan, her yaştan erkek ve bayan binlerce insan… Çoktandır hep bu konuyu kaleme almak istiyordum ama kısmet bu güneymiş. 

Bir kaç gün önce 25 yıl öncesinden tanıdığım, sevgili dostum Gazeteci Celal Erbaş ile karşılaştım.  Ayak üstü hoş sohbet etmeye başladık ama öyle şeyler anlatıyordu ki çok ilgimi çekti. Hemen çok yakında bulunan 10 yıl kadar önce gazeteciliği bıraktıktan sonra oyuncu ajansı olarak işlettiği oyuncu ajansı (Reklama girmemesi için prensip olarak ajans adı yazamıyoruz) ofisine gidip içtiğimiz çay eşliğinde sohbet tadında röportajımıza başladık. Celal’le dostluğumuz dile kolay çeyrek asır’a dayanıyordu. Onu tanıdığımda Türkiye gazetesinin magazin servisinde çalışan, heyecanlı, işini seven meseleğine aşık genç bıçkın gibi bir gazeteciydi ve sık sık bizim haberlerimizi yapardı. Devran dönmüştü şimdi ben onunla röportaj yapıyordum.

Parası alınıp kandırılan çok insan var...

Konumuzuz oyunculuk üzerinde olduğu için ilk önce sorduğum soru; Herkez oyuncu olmak istiyor, sence bu mümkünmü, mesela benden oyuncu olurmu? “Yaşar abi  bu iş öncelikle gerçekten istemeye bağlı. Bu işi yapmak istiyorsan iyi bir yerden eğitim almalısın. Seni kimse gel seni oyuncu yapacağız diye çağırırsa asla inanmamalısın. Zira böyle kandırılan, parası alınan o kadar fazla insan var ki, onlar da figüran olmaktan öteye gidemez. Yıllarca setlerde geceyi gündüz etmiş insanlar var ki, onlar bile henüz oyuncu olamamıştır. Nasıl eğitim şart diye bir deyim var ise bu işte de eğitim çok önemli. Üstelik bu eğitimi alırken, bir çok şey de çok önemli. Mutlaka yeteneğin de olmalı, çok fazla kitap okumuş olman ve okuduğunu kolay ezberlemen şart.

Ezberin ne kadar iyi olsa da, duyguyu yaşatman şart

Bak şimdi sen beni başka bir boyuta taşıdın.. Ne yani çekimlerde zaten sufle verilmiyor mu?  “O çok gerilerde kaldı abim. Artık herşey birebir çekiliyor. Dublajı hemen hemen hiç bir yapım firması kullanmıyor. Büyük bir zaman kaybı ve setlerde zaman çok önemli. Düşünki bir nehir akıp gidiyor… Ama siz yüzmeyi bilmiyorsunuz.. Ezberiniz ne kadar güçlü olursa olsun, anında duyguya girmelisiniz ve oyunu çeken yönetmene  çekerken o duyguyu yaşatmalısınız. Varsayalım ki, oyunu veremediniz o zaman bir iki tekrardan sonra yönetmen sızlanmaya hatta kızmaya başlayacaktır. Çünkü yönetmen zamanla yarışıyor. Işık ile yarışıyor koordine ile yarışıyor. Çünkü kaybedilen zaman aynı zamanda para demektir. Bunu kimse istemez. 

Yönetmen aksaklık yaşamak istemiyor

Celal’le röportajımız sohbet havasında ilerliyor, ben hem bana gelen tavşan kanı çayı yudumluyorum hem sakin sakin sorularımı soruyorum ama o benim sorularıma o kadar çok ciddiyetle cevaplamaya devam ediyor ki, yıllardır bana hep yaşar abi diye hitap eden gazeteci Celal sorulara cevap verirken Yaşar Bey diye hitap etmeye de başlayınca, o zaman anladım ki bu konulardan çok fazla muzdarip. Ben anlamamazlıktan gelip yine soruyorum ‘‘Ezber, ezber diyorsun da bu işler çekilmeden önce provası falan yok mu? “Elbette var ama yönetmen zamanla yarıştığı için aksaklık yaşamak istemiyor. Zaten daha önceden bu tür aksaklıklar yaşandığı için şimdi her yapım temkinli ilerliyor.

Bir karakter için en az 10 oyuncudan odution isteniyor

Peki bir yönetmen oyuncu seçerken nasıl bir süreş yaşanıyor? Öncelikle biz ajans olarak, belirli karakterlere uygun tipleri seçiyor ve oynadıkları diğer dizilerden sahneleri Kast direktörlerine yani dizinin kastını yapan işinde başarılı insanlara yolluyoruz. Onlar yönetmene beğendiklerini gönderiyor. Bir nevi yeterlilik sınavı gibi. Sonra reji koordinasyon onları yönetmene sunuyor. Yönetmen beğeniyor ve bir odution isteniyor… Yani oynayacağı sahneyi canlandırmasını istiyor. Bir karakter için belki en az 10 tane oyuncudan aynı sahne isteniyor. Onlar ulaştığında yönetmene, tekrar bir izleme yapılıyor ve oyuncuya o zaman karar veriliyor. Bence bir oyuncu mutlaka ata binmeyi bilmeli, motor, bisiklet kulanmalı, dans etmeli, yüzme bilmeli, spor yapmalı, ok atmaktan enstruman çalmaya kadar bir çok konuda tecrübe sahibi olmalı ve tecrübelerini yeteneği ile birleştirerek diğer rakiplerinin önüne geçmesi ona avantaj sağlar...

 

Bağzı usta oyuncular, oyundaki kendi başarıları için acemi oyunculara yardım ediyorlar

Yani bayağı meşekkatli bir durum desene… Yani bunları yerine getirdiğimizde iş bitiyor mu?

Kesinlikle bitmiyor.. Asıl sınav sette veriliyor. Düşünün karşınızda çok iyi oyuncular var.. Sahneye girdiklerinde siz haliyle kendinizi baskı altında hissediyorsunuz.. Heyecanlanabiliyorsunuz.  Bildiğiniz cümleleri bile unutmanız mümkün olabiliyor. Ama bunu önlemek için de tedbirler var tabi ki, bazı usta oyuncular bu işe yeni başlayanlara yol gösteriyor.. onların heyecanlarını yenmelerine yardımcı oluyor. Çünkü kendi oyunun düşmemesini isteyen usta oyuncular bildiğim kadarıyla başarılarını korumak adına yenilere yardımcı olmayı istiyor. 

Güven ve prensip şart, güvenimi sarsacak bir oyunculu ile asla çalışmıyorum

Peki sen film setine yeni yolladığın oyuncuyları, sette kontrol ediyor musun? Kesinlikle takip ediyorum. Kast direktörü arkadaşlarımız ile oyuncu arasında sürekli bir köprü oluşturuyoruz. Onun başarılı olması için bazı tavsiyelerde bulunuyoruz. Güvenimi sarsacak,prensiplerimize riayet etmeyen bir oyuncu ile asla çalışmıyorum. Çünkü setlere çok erken saatlerde gidiliyor, bir kişinin geç kalması bile o günkü sette çok önemli aksaklıklara yol açıyor. En büyük korkum ise oyuncunun telefon şarjının bitmesi. Çok yaşadım. Panikleme evresi neredeyse…Bunun için  telefonunu şarj et, yanında olan birinin numarasını ver gibi tedbirler almak zorunda kalıyoruz. İletişim koptuğu anda aşırı bir stres yaşıyoruz. 

Umut tacirlerinin, sosyal medya sayfalarında oyuncu aranıyor şeklindeki tuzaklara dikkat!

Arkadaşım anlatıyor, spontane bir röportaj olduğu için ben de hazırlık yapmamışım ama aklımdaki en önemli soruyu sormak için bekliyorum ve sonunda soruyorum; ‘‘ Ben bazen sosyal medya da reklamlar görüyorum. Oyuncu aranıyor diye.. Bu bazen ferdi, bazen de reklam olarak karşımıza çıkabiliyor. Buna nasıl bakıyorsun. Mesela sen de reklam vererek oyuncu arıyormusun hiç? Yaşar abi sen hiç bir otomobil alacağın zaman reklam verir misin? Vermezsin  reklam veren otomobilleri araştırır mantığına yatanı da gider yerinde kontrol eder  beğenirsen satın alırsın.  Yani kimse şıp diye oyuncu olmaz. Ne kadar güzel ve ne kadar yakışıklı olursa olsun. Bunun bir önemi yok. Zaten böylelerine fırsat verildiğinde özellikle güzellik yarışmalarından çıkan oyuncular, bir müddet sonra kötü oyunculuklarından dolayı piyasadan siliniyor. Onlar bile sürekli oyuncu koçları ile çalışıyor.. Siz bir reklam gördüğünüzde asla bunlara kanmayın. Onlar tam anlamıyla umut tacirleri. Fotoğraf çekimi kayıt ücreti adı altında kötü niyetli insanlar, Bu insanlar iki masa bir fotoğraf makinası ve bir bilgisayar ile insanları kandırıp paralarını alıyorlar. Sonuçta  sadece oyuncu olma hayaliyle fotoğraf çektirmiş oluyorsunuz. 

Ne yazık ki bazı ünlü ajanslarda kayıt parası alıyor

Yıllar önce bir kaç tane ünlü ajan vardı onlar hiç bir şekilde kayıt ücreti almazlar ama o zamanlar kataloglar yapılırdı ve o yapılan kataloğa girmek istiyorsa baskı katılım payı altında bedel ödenirdi, o bedel de yapılan işlerden kesilir nakit olarak elden alınmazdı, ama şimdi duyuyorum ki bağzı büyük ajanslar da bu işi ticaret dökmüş ve ajansa üye olanlardan sözleşme yaparak belli oranda bir kayıt parası alıyorlar, bu doğrumu ve sen de senin ajansına kayıt olanlardan böyle bir para alıyormusun. “ Evet maalesef alıyorlar. En kötü ihtimal ile katalog çekimi adı altında yapılıyor bu iş. Bir de hiç alakası olmayan saçma sapan sözleşme imzalatılıyor. Ben böyle bir sözleşme imzalatmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Zaten profesyonel oyuncuların menajerleri belli. Bu onlar ile oyuncuları arasında bir durum. Bir yerde kendini kanıtlamış uzun bölümler oynamış biri zaten bunu  bilinçli bir şekilde yapıyor. Siz eğitim almışsınız, başarılı oyunlar veriyorsunuz, karşınıza sözleşme ile çıkan bir yığın insan oluyor. Bunlar meslekte kendilerini kanıtlamamış insanlar da olabiliyor. Sözleşmelerin çoğu okunmadan imzalanıyor. Sözleşme yaptığınız bir oyuncuya iş garantisi vermeniz gerekir.

İş garantisi olmadan sözleşme yapmak benim prensiplerime ters

Peki siz sözleşme yapıyormusunuz; Ben sözleşme taraftarı hiç olmadım. Çünkü prensiplerime ters. Sadece iş sözleşmesi oluyor, onu da zaten yapmak zorundayız. Çünkü yapım firmaları istiyor iş gereği. Ben daha çok ikili ilişkiler ile oyuncular ile çalışmaktayım. Güvene dayalı yapıyorum işimi. Güvenimi sarsanlar olmadı değil. Ama bir oyuncu sabit değildir. Bugün o gider yerine başkası konulabilir. Neticede bu bir iş ve işin gereği ne ise o yapılmalıdır.

Ünlü olacağım diye asla kimseye para vermeyin

Peki oyuncu olmak isteyenlere tavsiyen nedir? “Öncelikle kimseye para vermesinler.  Bu işin eğitimini doğru yerlerden alsınlar. Bunun için de sıkı bir araştırma yapmalarını tavsiye ederim.  Eğitim almış kişilerinde sözleşme yapmamalarını tavsiye ederim. Öncelikle bir işe başlasınlar. Genelde iş sözleşmelerini tercih etsinler.. Kimsenin 2 yıl bir yere bağlanması doğru değil. Özellikle otomatik yenilenme diye bir ibare olup olmadıklarına dikkat etsinler…