Röportaj: Funda Akosman Erman

Melahat Hanım, sizi tanıyabilir miyiz?

Evet, çok şad oldum sizi gördüğüme.

Ben de çok memnun oldum, hoşgeldiniz.

Sağolun teşekkür ederim. Bugünkü tanışıklığımız için çok sevindim. Ben Türkiye’yi çok seviyorum, burası bizim için ikinci vatan.  Bugün de burada olduğum için çok mutluyum.

Ben de sizi tanıtacağım için çok mutluyum. Azerbaycan bizim kardeş ülkemiz, biz de sizi çok seviyoruz. 

Ben doktorum. Başhekim olarak çalışıyorum Nergiz Kliniği’nde. Biz klinikte daha çok doğal tedaviye önem veriyoruz. Çünkü ilaçlar bir yeri iyileştirir sadece. Bu yüzden bitkiler ile doğal tedaviye yer vermemiz gerektiğine inanırım ben. Bugün bulunduğumuz bütün konferans ve toplantılarda da bu konular konuşulur. Bugün bütün dünya antibiyotiklere yok diyor. Ve bugün dünyanın birçok ülkelerinde bazı ilaçlar yasaklanmıştır. Benim araştırmalarımda da bitkiler yer almakta, bitki ile tedavi için uğraşıyoruz her zaman. Karaciğer hastalıkları için ben uluslararası patent aldım. Bu patent 159 devlet tarafından kabul edildi.

Karaciğer için hazırladığınız patentini aldığınız çayın ne gibi faydaları var?

Karaciğer temizleyici, safra kesesinin temizlenmesi ve iltihabı götürmesi.  Bunlar çok önemli. Çünkü yediğimiz her şeyin tepkisi var karaciğerde. Safra kesesinde çöküntü olması, karaciğerin yağlanması. Bunlar başımıza gelen şeylerdir. Ayrıca bizim insanımız yemekte acıyı, ekmeği de severler. Bunlar da zarar veren şeylerdir. Patentini aldığım ilaç da bunları düzelten bir şeydir.

Ürünleriniz özel bitkilerden hazırlanıyor öyle değil mi?

Evet. Ben Türkiye’yi de çok sevdiğim için buradan seslenmek istiyorum, doğal tedaviden vazgeçmeyin. Antitoksin vardır bu çayda ve karaciğeri de temizler.

Neden çay şeklinde hazırladınız?

Hem çay gibi, hem de tablet halinde hazırlanması da mümkün. Çünkü bunu insanlar daha rahat kullansınlar istedim. İlaç olarak görmesinler istedim. Bu çayı hazırlarken birçok laboratuar araştırmaları yaptım ve şu an da Azerbaycan’da bu çay çok kullanılmakta.

Yaşam süresini uzatmaya yardımcı oluyor yani!

Evet, kesinlikle. Hem toksinler, detokslar çok önemli sağlığımız için. 

Kimler kullanabilir peki? Yaş sınırı var mı?

Bunu herkes kullanabilir. Hasta olmayan insan da önlem almak için kullanabilir. Hatta koruyucu olarak kullandığı için daha da iyi olur. Bunun birçok ülkelerde araştırmalarını yaptım ve bugün çok değerli bir ürün haline geldi bu çay. Tabii bunun dışında da başka ürünlerimiz de vardır.

Diğer ürünlerinizden de bahseder misiniz?

Aslında bizim çok ürünümüz var. Karaciğer rahatsızlıklarında kabızlık ön plana çıkabiliyor, kabızlığı ortadan kaldırmak için, bağırsak iltihaplarında işe yarayan, gelişimi sağlayan bir çok şey var. İçinde güçlendirici de var. Bakın, bitkisel ilaçları kullanmak çok önemlidir ama her bitkisel denilen ilacı da kullanmamak gerek. Sıradan bitkisel bir ilacı kullanmak da doğru değildir. Herkes en azından 3 ayda bir kullanmalı sağlık için. İster yaşlı olsun ister çocuk. Çocuklar için alerji önleyici ürünümüz var, büyükler için kırışıklık için ürünümüz var. Birçok soruna karşılık birçok ürünümüz var kısacası.

Bu çayı ne kadar ve nasıl içmemiz lazım?

Çaya devam etme süresi 45 gün de olabilir, 1 ay da olabilir. Bu değişebilir.

Şeker hastaları için nasıl bir çalışmanız var?

Şekeri düzenleyen de bir çayımız var. Şekeri olan hastalar çayı içerek şeker oranlarını düzende tutabilirler. Bu çayların hepsinin sertifikaları da var tabii.

Saçlar için ne tür bir kür hazırladınız?

Bizim hayat felsefemizden, yaşayış biçimimizden dolayı saçlarımızın dökülmesi gibi durumlar yaşarız. Saçın dökülüp yeni tüylerin gelmesi unutmayın ki mümkündür. Hastalarımızın hepsinin saçları bu sayede yerine gelmiştir. Bunu saça sürtersiniz ve saç kökü her zaman vardır. Bu da saçın köküne etki ederek yeniden çıkmasına yardımcı olur. Uzun süre kimyasal şeyler kullanan insanların da saçları dökülmesi mümkün. İşte bu yüzden bitkisel ilaçlar kullanın diyoruz ısrarla.

Hepsi birbirinden değerli. İnsanlık adına çok güzel çalışmalarınız var gerçekten. Sizin bir de kitabınız var. Ondan da söz edelim mi?

Benim birçok projem var. Bu projelerin içerisinde kitap yazmak da var. Size de takdim edeceğim kitabı. “Bitkilerin Sihirli Dünyası” diye bir kitabım var bitkileri anlattığım. Bitkilerin ilaç gibi olduğunu yani ilaç olduğunu savunarak bu doğal bitkisel tedavilerin açıklaması var. Herkes faydalansın diye bu kitabı yazdık. Bu kitap sağlık için yol gösterici. Bütün hastalıklar için derman bitkiler nedir bunları anlattım. Bir doktor olarak bu kitaba imza attım ve birçok önemli doktorun da imzası vardır bu kitapta.

İnsanlık adına faydalı çalışmalarınız için teşekkür ederiz. Son olarak ne söylemek istersiniz?

Herkese can sağlığı dilerim. Tabiat ve Allah karşısında sözümüz olamaz. Bizi Allah yarattı, çaresini de tabiatta vermiş. Bu yüzden tabiattan gelen tedaviler insanları sağlığına kavuşturur, bunu unutmayalım.

Bir bilim kadını olarak üzerinize düşeni fazlasıyla yapmışsınız. Sizi tanıdığım için çok mutluyum, çok teşekkür ederim.