Sizlere haber izlerkenki kriteriniz nedir desem, eminim birçoğunuz ilkeli, doğru ve tarafsız habercilik diye sıralayacaktır. Benim için en az bunlar kadar haberleri sunan spiker de önemlidir. Hatta çok önemlidir zira bu yüzden kanalı değiştirmeme sebep olan bir kaç ekran yüzü biliyorum. Kimi spikerler haber yerine başka şey okuyor gibi mesela. Kiminin ses tonu baş ağrıtan cinsten, kiminin de haber okurken girdiği tripler anında kanalı değiştirmeme sebep oluyor... Tamam, evet haber okurken düz metin okur gibi okuyanlardan da hoşlanmıyorum ama bu tipten tipe girmeyi de gerektirmiyor. Velhasıl seçici davranıyorum bu konuda. İşte Ayşe Özok'u da televizyon ekranlarından tanıdım. Denk geldiğimde kanalı değiştirmeden yayının sonuna kadar izlemeyi sürdürebildiğim nadir isimlerden. Diksiyonu, ses tonu, duruşuyla haberleri izlettiriyordu. Ardından ortak arkadaşlarımız vasıtasıyla tanışma fırsatımız da oldu. Asıl mesleği mimarlık olmasına karşın elinden gelmeyen iş yok. Ayşe Özok'un spikerlik, mimarlık, İngilizce eğitmenliği, program sunuculuğu derken bu yoğun temposundan fırsat bulduk bir de röportaj gerçekleştirdik.



Mimarlık alanında eğitim aldın fakat uzun yıllar spikerlik alanında tecrüben var. Şimdi de İngilizce alnında eğitmenlik yapıyorsun. Neden farklı bir alanda çalışıyorsun Ayşe?

Mimarlık mesleğini babam rahatsızlanana kadar aktif bir şekilde Ankara’da kendi şirketimde yapıyordum sonra babamın rahatsızlığı nedeniyle Amerika’ya gittik orada 1 sene onunla kaldım. Babamı Amerika’da kaybettim ve Türkiye’ye döndükten sonra şirketimi kapadım çünkü ablam ile aynı şehirde olmak adına İstanbul’a taşındım. O dönem geçtiğim zorlu süreç ve İstanbul’a oryantasyon sürecim kendimi diksiyon eğitimine giderken bulmama sebep oldu, kursa giderken hem yolları, İstanbul’u iyiden iyiye öğrendim hem de İstanbul’da arkadaş edinmeye başladım. Kurs sona erdi ve ben spiker olmuştum. Aslında benim önümü bu meslekte açan şu oldu; Üniversite yıllarında sayısız yaptığım sunumlar, çizdiğim projeleri insanlara anlatmak! İletişimim, hitabetim, kendimi ifade etme kabiliyetim hep yüksekti çünkü inanılmaz okurum ve yazarım! Sonra çalıştığım kanaldan istifa ettim ve boş durmak bizim aile kadınlarına pek uygun değil, Amerikan Kültür’ün sağladığı Harvard’ın İngilizcesi belli bir seviye ve onun üzerinde olanlara girme hakkı tanıdığı sınavı aldım böylelikle formasyon almış oldum. Belgem geldi ve Amerikan Kültür bünyesinde çalışmaya başladım. 25 senedir aktif İngilizce konuşuyor ve öğreniyorum. Bir dönem İngiltere ve Amerika’da yaşadım ve hala çok sık gidip geliyorum. Hatta  lise döneminde hani TM, MF, TS diye alan seçiyorduk ya benim dildi, dil mezunuyum! Şimdi ise iki işimi aynı anda yapıyorum ve sonsuz keyif alıyorum! Pazartesi’den Cuma’ya İngilizce dersi veriyorum, Pazar günleri Milyon TV’de “Ayşe Özok ile İşte Hayat”  programını sunuyorum. Ben “multidisiplinli” bir kadın olarak yetiştim şansım iyi bir aileye ve eğitim hayatına sahip olmam! Zaten mimarlık eğitimi de bir bakıma multidispliner bir eğitim, birçok branşı içinde barındırıyor!


Milyon TV’de Ayşe Özok ile İşte Hayat programı nasıl gidiyor?

ŞA-HA-NE! Çok şükür gayet iyi gidiyor, kanalın yapısı, çalışanlar, genel yayın yönetmenimiz, kanalın sahibi inanılmaz doğal ve sıcak insanlar! Medya sektöründe olup da kafanın rahat olacağı bir kurum bulup çalışmak inan ziyadesiyle zor, sen de iyi bilirsin bunu! Burada kafam rahat, içim –gönlüm rahat! Ve yaptığım iş içime siniyor! E dahası da yok zaten


Kanalın asıl hedef kitlesi gençler. Nasıl geri dönüşler alıyorsun?

Evet, gençlik kanalı ama benim çevremde her yaş grubu insan izliyor, yayınlarımın geri dönüşü şuana kadar gayet iyi.


Sokakta seni tanıyınca insanlar neler hissediyorsun. Eminin gerek sosyal medya gerek sokakta hayranların var. Neler söylüyorlar seni görünce?

İnsanlarda göz aşinalığı oluyor benzetiyorlar ya da ben sizi nereden tanıyorum diyen oluyor ama hadd-i zatında şarkıcı değilim, dizi oyuncusu değilim, ünlü değilim o yüzden çok karşılaşmıyorum bu durumla. Sosyal medyada ise durum şöyle farklı orada beni gerçekten bilerek izleyenler ve çok yakınlarım, canlarım takip ediyor!


Eskiden koskoca canlı yayın arabası gerekirken şimdi telefonun tek tuşuyla canlı yayında milyonlara seslenebiliyoruz. Teknoloji sence gelecekte nasıl bir hayat bizi bekliyor Ayşecim?

Ben üretime, gelişime katkı sağlayacak her şeye, her bilgiye açığım ve destekliyorum ama doğru kullanmak koşuluyla.


İngilizce alanında Harvard’ın verdiği İngilizce Eğitmenliği sertifikası aldın ve okullarda ve kurumlarda İngilizce öğretmenliği de yapıyorsun. Bu süreç nasıl başladı?

İngilizce hayatımda hep var, iyi ki de var! Belgemi aldıktan sonra aktif çalışmaya başladım ve hayatımda edindiğim en güzel deneyimlerin bir kaçını bu mesleğe başladıktan sonra yaşadım.


Öğrencilerinden nasıl yorumlar alıyorsun?

Bence beni çok seviyorlar  Derslerimiz inanılmaz keyifli geçiyor, keyfin ötesinde de onların gelişimini görmek doğru yolda olduğumun sağlaması oluyor bana.


NLP Yaşam koçluğu ve yönetici koçluğu sertifikadan da var. Onlar ile ne tarz eğitimler veriyorsun Ayşecim?

Onunla eğitim vermiyorum o sertifikayı aslında kendi yaşam kalitem için aldım en değerli varlığımız beynimiz, bedenimiz, ruhumuz! Kendime sorumluluğum her şeyin üstünde!


İngilizce demişken Türkiye olarak maalesef geriyiz. İngilizce öğrenmek isteyenlere tavsiyelerin nelerdir? Nasıl İngilizce öğrenilir?

İngilizce öğrenimine küçük yaşlarda başlamak en doğrusu oldu da fırsatınız olmadı her yaşta elbette öğrenebilirsiz ama biraz fazla emek gerekiyor. Özel ders gerçekten çok etkili oluyor.


Seninle röportaj yapmışken Avukat Özdemir Özok demezsek olmaz. Türkiye Barolar Birliği başkanlığı da yapmıştı. Kendisi denilince neler söylemek istersin?

Hayattaki tüm öğretilerimin tek sahibi, en büyük şansım! Hep derim bunu; Allah bana öyle
kusursuz bir baba vermiş ki ondan başka bir şey istemeye çoğu zaman utanırım ya derse ki bana sana öyle bir baba verdim daha ne istiyorsun diye!


Özdemir Özok herkes tarafında sevilen ve sayılan birisiydi. 2003'te Anayasa Mahkemesi Asıl Üyeliği'ne seçilen Özok, ''bir siyasi partiye üye olduğu için'' bu görevi kabul etmemişti. Belki de bu görevi kabul etmeyen ilk ve tek kişi. Yeri çok ayrı. Onun kızı olduğunu öğrenenler neler söylüyor?

Herkes hala öyle güzel anıyor ki inan Anıl herkesin gönlüne dokunup gitmiş, rabbim bize de öyle yaşamayı nasip etsin. Bunu öğrenenler mutlu oluyor, tanıyan olursa da mutlaka anılarını anlatıyor.


Sana son sorum: Ayşe Özok Kimdir?

İşte “Ayşe Özok” anlatılmaz onu tanımanız lazım


Röportaj: Anıl Sural

www.twitter.com/AnilSural

Fotoğraf: Rona Doğan