AVUKAT KÜBRA ŞAHİN İLE RÖPORTAJ


Kübra hanıma sorularımı yönlendirmeden önce; mesleki bilgilerimi sunmak isterim diyerek başlıyor... Dünyada oldukça fazla sayıda insan, sahip oldukları haklarını bilmemekte ve/veya onları talep edememektedir. Bu durum, insan haklarına yönelik kamusal söylemde bir gerileme yaşandığında ve herkesin - özellikle dışlanmış grupların - haklarını dile getirebildiği, koruyabildiği ve kullanabildiği alanlar küçüldüğünde daha da endişe verici olmaktadır.

Bir bütün olarak toplum, herkes için insan haklarını teşvik edebilmek, koruyabilmek ve sürdürmek için, çoğunlukla yetersiz donatılara sahiptir. Günümüzde devletler de genel olarak, insan haklarını teşvik etmek ve insanları kendilerinin ve başkalarının haklarını talep edebilmek için donatmak da dahil olmak üzere, bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmemektedir.

İnsan hakları eğitimi, insanları, özellikle gençleri, insan hakları savunucularını ve dışlanmış olanları, haklarını anlamaları ve onları talep edebilmeleri adına desteklemelidir.  İnsan hakları eğitiminin, aynı zamanda anlatıyı güçlendirmek ve var olan fırsat eşitliğindeki uyumsuzluğa işaret etme adına uzun dönemde eğitim sistemlerini de etkilemesi beklenmektedir.

Haklarının bilincinde olmayan pek çok insan olduğunda, devletler geniş çapta insan hakları ihlallerine, cezasızlık ile beraber devam etmektedir. Aynı kişiler, oldukça güçlü bir araç olan insan haklarına, günlük hayatlarında hesap sorabilme ve gerçek fark yaratabilme amacıyla erişememektedirler. İnsan hakları eğitimi, işte bu sorgulama sürecinin gelişmesine de katkı sunmaktadır.

Kübra hanım kendi tanıtımını yapmaktan ziyade birlik ve beraberlik içinde olduğu arkadaşlarının da tanıtımının yapılmasını istedi. Bende talebi üzerine sorularımı profiline göre sordum ve arkadaşlarının tanıtımını yapmasına dair sorular sordum. Cevaplarını da açılımını yapmasına izin vererek, sorudan soru-cevap anlatım zinciri gerçekleştirdim...  kısaca sorduğum sorular arkadaşlarının tanıtım zincirini de oluşturdu...

- Kübra Hanım “Sanat Hukuku” profili olarak sizi tanıyabilir miyiz?

Sanat Hukuku” adı ile tanıtımımı  Avukat Kübra Şahin olarak tarafımdan 2018 yılı eğitim döneminde; proje olarak oluşturduğum ve çalışmalarını başlattığım internet platformu olarak hayata geçirdim.


- Sanat Hukuku ekibi kimlerden oluşmaktadır?

Ekip; Kurucu Av.Kübra Şahin, Av.Nazlı Tuba Çatı, Sanatçı ve Prodüktör Kubilay Kapsız (Kublai Kapsalis) tarafından oluşmaktadır.

- Sanat Hukuku nedir?


Sanat ve Hukuku bir araya getiren, sanat eserlerinin garanti altına alınması, Telif Haklarına dikkat çekilmesi, sanat ortamının ve kurumlarının sürdürülebilmesi, sanatçılar ile sanatla uğraşısı olan bireylerin, mesleki, ekonomik, sosyal, hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesine yoğunlaşan bir alandır.

- Sanat Hukuku ile ilgili hedeflemek istediğiniz nedir?

Türkiye’de Telif Haklarına yönelik gözetimin az olması, hakların tam olarak bilinmemesi ile ihlal edilmesi, sanatçıların ve sanatla ilgili bireylerin daha özgün ve özgür bir biçimde sanatını icra edebilmeleri ve yaşamış oldukları mağduriyetlerin giderilmesine katkı sağlamak ve önemini vurgulamak istemektedir.

 

- Profiliniz sanata dair sanat hukuku … aktarımlarınız faydalı oluyor mu?   Sanat Hukukuna yönelik projelerinizden bahseder misiniz?

Faydalı olduğuna dair bir çok geri dönüş alıyoruz.  Bu geri dönüşlere binaen daha da faydalı olabilmek adına, sanata ve hukuka dair  terimleri, haberleri, resimleri ve bir çok kaynağı paylaşıyoruz. Kurulduğumuz süreç içerisinde; İstanbul Barosu’nda Sanat Hukuku sempozyumu gerçekleştirdik. Mimar Sinan Üniversitesi’nde  Müzikte telif hakları ve sorunları üzerine seminer gerçekleştirdik.  Youtube kanalı oluşturduk. Kanalda Sanatçıların telif haklarını konuşabilmelerini, Avukatların ve Akademisyenlerin hukuki bilgileri ile bizleri aydınlatarak alana zemin hazırlamak istiyoruz.

Kübra hanım zincirin halkası olan arkadaşı Nazlı Tuba Çatı’nın kendi tanıtımını yapmasını istedi... Evet; bende sizlerle paylaşıyorum... Nazlı Tuba Çatı kendini ayrıntıları ile şu şekilde anlatıyor...

- Nazlı hanım kendinizi tanıtır mısınız?

1982 yılında Adana’da doğdum. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ABD’ye yüksek lisans için gittim. University of California, Davis’ten mezun oldum. Avukatlık stajımı tamamladıktan sonra çalışmaya başladım ve sonrasında  da kendi ofisimi açtım. Çok severek yaptığım bir işim var. Serbest çalışmaya başladığımda müzik sektörüyle tanıştım ve müzikte telif hakları alanında bir uzmanlaşma eksikliği olduğunu gördüm. Bunun dışında özellikle ruhaniyetle ilgili konulara çok ilgi duyuyorum.  

- Hangi alanda avukatlık yapıyorsunuz?

Telif hakları alanında avukatlık yapıyorum. Daha doğrusu işlerimin büyük bir çoğunluğunu bu alan oluşturuyor.

-Müzik alanında avukatlık yapan biri olarak müzik hukuku nedir?

Aslında Türkiye’de müzik hukuku adı altında bir hukuk dalı yok. Sanat eserlerini koruyan kanunumuz Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu. Bu kanunda müzik eserleri ile ilgili düzenlemeler var. Bu özel düzenlemeleri müzik sektörü uygulamasıyla birleştiren alan olarak tanımlayabilirim. Müzik eseri sahipleri, besteciler, söz yazarları, yorumcular, müzik yapımcıları ve dağıtımcıların hepsi bu konuya dahil.

- Müzisyenlerin hakları nelerdir?

Müzisyenlerin yukarıda bahsettiğim Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklanan mali ve manevi hakları bulunuyor. Ayrıca özellikle yapımcılarla sözleşme imzalıyorlarsa, bu  sözleşmelerden kaynaklanan hakları da var. Çok kısa oldu tabi. Bunların hepsi ayrı birer kitap konusu olabilir.

- Müzisyenlerin bu hakları hukuken nasıl korunmaktadır?

Aslında müzisyenlerin hakları eğer bir eser yaratımı varsa kendiliğinden korumaya alınıyor. Koruma için herhangi bir tescil işlemine gerek yok. Ancak eseri kimin yarattığı daha sonradan uyuşmazlığa neden olabileceğinden eğer eser üzerinde kullanım hakkı tanınacaksa mutlaka yazılı sözleşme yapılmasını, müzik alanında faaliyet gösteren meslek birliklerine üye olunmasını tavsiye ederim.


- Hukukçu olarak Türkiye'deki müzik piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok gelecek vadeden bir alan olduğunu ve gelişeceğini düşünüyorum. Bu sadece müzik için değil sanatın tüm alanları için geçerli. Şu anda bile yapay zeka tarafından meydana getirilen eserlerin haklarının kime ait olduğu tartışılıyor. Bu nedenle telif hakları şu anda olduğu gibi ileride de çok önem kazanacak.

- Son olarak eklemek istedikleriniz?


Benim müzisyenlere, müzik sektöründe çalışmak isteyenlere tavsiyem, atacakları her adımda sözleşme yapmaları, kendi hakları konusunda bilgilenmeleri olur.

Evet; Nazlı Hanım’ın tanıtımından sonra şimdi Kubilay Kapsız’ın tanıtımı... 

- Sanatçı ve Prodüktör olarak  kendinizden bahseder misiniz? Neler yapıyorsunuz?

Merhaba, 1985 İstanbul doğumluyum. Kubilay Kapsız ancak sanatçı ismi olarak Kublai Kapsalis kullanıyorum. Bu isimle bilinmekteyim. Müzik dünyasına dinleyici olarak 1990 yılında, sanatçı olarak da 2000’de girdim. 2008 yılından beri de prodüktörlük mesleğimi sürdürmekteyim. Sanatçı olarak yurtiçi ve yurtdışı birçok projede de yer alıyorum. 2016 yılında “Surface tension”  isimli teklimi yayınladım. 2019 yılında “Terra Insidious” isimli teklimi yayınladım. 2020 yılında ise “Hollow” isimli teklimi dinleyicilerle buluşturdum. 2018’de Alfeka isimli projeyle albüm yayınladım. 2014-2016 arasında 2 Yıl kadar Türkiye’nin önemli gruplarından Objektif'’ in gitaristliğini üstlendim. Ayrıca Orpharion isimli bir grubum var 2012 yılından beri de bu projeyi sürdürmekteyim. Kısa zaman önce de resmi Stratovarius Tribute albümünde müziğin önde gelen isimleriyle aynı albümde bulundum ve çalıştım. Bunların yanı sıra, bir çok ünlü gruba ve sanatçıya festivale teknisyenlik yaptım. Biliyorsunuz; Covid pandemisi dolayısıyla, zamanımızın büyük bir bölümü evlerimizde geçti. Ben de bu fırsatı değerlendirip çalışmalara başladım ve ortaya bir solo albüm çıkardım. Solo albümümün konsepti haksızlıklar, adaletsizlikler, hukuksuzluklar ve bir takım karanlık gerçekler. Yani; gerçek dünya da yaşadığımız olayları, gerçek üstü bir dille anlatmayı tercih ettiğim bir konsept albüm oldu. Müziğin yanında dijital sanat ile de ilgilenmekteyim. Bir sergi açma fikrim var. İnsanlara görsel ve işitsel bir anlatım sunmayı hedefliyorum. 2 yıldır ise Sanat Hukuku projesinde prodüktörlük görevini üstlenmekdeyim. Sanatçı olarak bu oluşumun içinde olmak beni hem diğer sanatçılarla hem de Sanat Hukuku konusunda branşlarında uzman kişilerle tanışıp alanımla ilgili hukuksal bilgileri öğrenmemi sağladı. Genel olarak; hem bireysel sanat çalışmalarım hem de Sanat Hukuku projesi ile çalışmalarımız halen devam ediyor.


-Kübra hanım okuyucularımıza son olarak söylemek istedikleriniz?

Size ve Önce Vatan gazetesine bizlere zincir profil tanıtımına olanak verdiğiniz için teşekkür eder, saygılarımızı sunarım...