FUNDA AKOSMAN
Sayın Hocamız saygıdeğer, Türkiye’nin güzide eğitim kurumlarından olan; Bahçeşehir Üniversitesi’nde uzun yıllar çalışan Öğretim Görevlisi ve İdareci Necati Aydın hem birkaç yıl oğlumun biricik Hocası hem de Önce Vatan Gazetemizin vazgeçilmez yazarlarından Aydın Tarihçi. Hep yanımızda destek olduğu için teşekkürler ederim ve üretmeye hiç ara vermeyen Hocamız ile yeni kitabını konuşuyoruz.

Sayın Hocam 2 yıldır Pandemi, virüs ile tüm dünya olarak mücadele ediyoruz, sizce hepimizi bu süreç nasıl etkiledi?

Funda Hanım, güzel cümleleriniz için çok teşekkür ederim.

Sohbetimize şöyle bir temenni ile başlıyayım; inşallah bu dünyada salgın hastalıklara ve kavgalara bence basıl bizler sebep oluyorsak, yine biz bitiririz diyorum!
Benim için bu dünyada en büyük hizmet insan ve insanlığın güzel bir yaşama kavuşması için çalışmak ve üretmektir. Gerek yazdığım romanlarımda gerek gazete için yazdığım makalelerde gerekse araştırma kitaplarımda hedeflediğim konular hep; bireyleri aydınlatmak, bilgilendirmek iyiyi doğruyu ve güzeli yapmaları için çaba sarf etmem olmuştur. Yani yazdığım yazıların ve romanların ya da araştırma kitaplarımın okunduktan sonra bir kenara konulmasından ziyade on yıllarca okunabilecek olmalarını amaçladım.  Bir edebi hayatta bir eserin kütüphanelerde veya bireylerin kitaplıklarından kalıcı olması, bu eserleri alan kişinden sonra diğer kişi veya bireylerin faydalanması en önemli gerçektir, hizmettir. Hizmet amacı bir yana elbette maddi bir imkân düşünülmesi kaçınılmaz olabilir. İnanınki, ben bu yönünü asla düşünmedim. Ama düşünenlerde elbette haklıdır. Çünkü bir üretimin karşılığı gerek manevi destek takdir ödüllendirme şeklinde gerekse maddi destek veya kazanç şeklide olursa eser veren yazar da o kadar heyecan ve sevgi ile edebi hayatında güçlü olur.
Pandemi döneminin 2 yıllık afet konusuna gelince çok çok sıkıntılı geçti. Hatta ilk aylarında sadece benim için ve ailem için olduğu gibi ülkem ve de dünya için çok korkulu ürkütücü ve endişeli geçti. Hala da devam ediyor. Şahsen en üzüntü duyduğum çok sevdiğim derslerime de ve öğrencilerimde uzak kaldım. Dostlarımda sevdiklerimde uzak kaldım, evlatlarımı kucaklamaktan mahrum kaldım-kaldık değil mi, muhteşem İstanbul’u gezmekte mahrum kaldım… Ama ailem dahil afetti önleme ve milletime ve el betteki bütün insanlığa zarar vermemesi için çok itina gösterdim, bu duyarlılık konusunda vazgeçmedim, vaz geçmeyeceğim.  Aşılama konusunda bütün aşılarımızı yani ailece yaptırdık ve çevremdeki herkese de tavsiyeler de bulundum, ikna ettim. Bu konu da çok sevinçliyim. Funda Hanım, bu illet bizi çok yordu, aman temizlik, maske mesafe diyorum…

Siz de bu süreci en iyi şekilde değerlendirip yine harika bir eser kazandırdınız; “AŞK ÖLÜM GETİRİR-Tarihte ve Mitolojide Aşk”, hocam ne anlatıyorsunuz bu kitabınızda ve diğer kitaplarınızdan farkı nedir, okuyucu neler bulacak?

Ben bu sıkıntılı dönemde elbette ki, boş durmadım zaten durmuyordum da... Ama çok samimi söylüyorum; ben, uyku saatleri dışında, okumaz veya yazmazsam; nefessiz   kalmış gibi olurum. Bu anlayışla yazmaya devam ettim. Bu durum benim için yaşam felsefemdir. Okumamak ve yazmamak bir gıda gibi geliyor bana bundan mahrum olmak zor!  Online yapılan derslerimden boş kalan zamanlarımda ailemle zaman geçirdim, izleyemediğim filimler vardı onları izleme fırsatım oldu. Kitapların okunması vardı. Ama kitap yazmaya devam, devam… Yazdığım “AŞK ÖLÜM GETİRİR-Tarihte ve Mitolojide Aşk” kitabı tarihi, efsanevi, mitolojik ve çağımızın hikayelerini kapsar. Bu eserin içindekilerin çok farklı, çok enteresan ve de çok müthiş tarihi olayların toplamıdır. “AŞK ÖLÜM GETİRİR-Tarihte ve Mitolojide Aşk” bir başka deyimle içeriğinde “Hükümdarların Aşkı Ölümdür” gibi de anlamdırlabilir. Çünkü her hikâye tarihte vardır bin yıllardır anlatıla gelmiş toplumda bilinen kişilerin hayatında var olan olaylardır.. Hatta birçok hikâyeyi okuduğunuz da hayretler içinde kalacaksınız, bu kadarı da olur mu diyeceksiniz. Bazen tarihteki entrikaları, acımazlığı ve iktidarları için insanın insana yaptıklarını muhakkak okunmalı ve ibret alınmalı diyorum. Ne olursunuz reklam yapmıyorum, konuşmamızın başında söylediğim gibi amacım maddi kazanç değil, manevi haz ve bir nebze de olsa topluma bilgi vermektir.  Bu bir görev değil, sevgidir. Kitapta bütün dünya toplumları ve milletlerinin tarihinde örnek hikayeleri yazdım! Mesela; tarihteki ilk kardeş kavgası olan ve bu yanlışlığın tekrarlanmaması için, Adem’in oğulları Habil ve Kabil kardeşlerin hikayesini, Truva Savaşı olayındaki aşkı, Kanuni Sultan Süleyman Hürrem aşkı yanlışlığında Şehzade Mustafa’nın dramatik hikayesini, Antonius ve Kleopatra’yı, Lidya Kralı Giges’i, Kral Filip’i, Kral Arthur’u, Hamlet’i, Hz. Davud’un hikayesini vs. vs… Hikayeleri okuyacaksınız.  Yani Türk, Hint, Avrupa, Afrika, Asya, Amerika her kültürü de hikayeler..vs.

Önce Vatan Gazetemizde yazılarınız ilgiyle takip ediliyor özellikle de tarihin bilinmeyen yönlerine ışık tuttuğunuzda, en keyif aldığınız; yazarlık mı, köşe yazıları hazırlamak mı, Öğretim Görevlisi olmak mı, idarecilik mi?

Çok teşekkür ederim, mümkün mertebe makalelerimde, yanlış bilinen doğrular ile doğru bilinen yanlışları yazıyorum; ama tabi ki, güncel ile geçmişi bağlamak çok önemli olduğu için ağırlıklı olarak bunları yazıyorum. Esas sorunuza yani önceliklerime gelince uğraşılarım olarak; en başta Öğretim Görevliliği   olarak 42 yıldır; zevkle, şevkle ve her gün heyecanla yaptığım iştir. Yazarlık ruh dünyamın elbisesi ise idarecilik hizmetim olarak beni hiç bırakmadığı için samimi olarak söylüyorum; 42 yıl da idarecilik yaptım. 

Yeni hedefleriniz neler hocam?

Funda Hanım, yeni hedefim veya çalışmam, ne dersek diyelim yazmak yazmak. Şu an makale yazarlığımın yanısıra   iki çalışmama var; iki roman projemden birisini bitirmek üzereyim. Çok ilginç 2 konu şimdilik isimlerini vermiyorum. Kitaplar çıkınca inşallah bir röportaj daha yaparız değil mi? Bildiğiniz gibi, ben destanları romanlaştırma konusuna ağırlık veriyorum, yazdığım 7 kitabın 3 tanesi araştırma biri hikayedir. Üç tanesi yani Bozkır’ın Efendileri-Islıklı Ok, Oğuzhan destanının romanlaştırılması, Manas-Beklenen Kurtarıcı Manas destanının romanlaştırılması yine Memo Zin ülkemiz topraklarında geçen bir aşk hikayesi destanının romanlaştırması idi. Boş durmak yok çalışmaya devam…

Hocam tarih tekerrürden ibaret, daha önce de salgın hastalıklar, büyük yangınlar, depremler olmuş sonrasında ekonomi nasıl toparlanmış?

Tarih bize toplumların salgın hastalıklar, büyük yangınlar, su-sel baskınları, kasırgalar ve depremlerle çaresiz kaldıkların her zaman anlatmıştır. Ama biz insanlar bu felaketlerden fazla can ve mal kaybına uğramadan nasıl çıkarız çarelerini düşünmeden çoğu zaman hayatımıza olduğu gibi devam etmişizdir. Ama bu felaketlerde az kayıplar verilmesi, başka bir deyimle çok kayıp vermemek için neler yapmalı veya yapmalıyız sorusunu sorduk mu, sorabiliyor muyuz işte o zaman tedbirleri sıralamak kolaydır. Siz Pompei depreminden yani volkan patlamasının yüzyıllardır devam ettiğini bile bile dağın eteklerine ve çok yakınına yaşam alanı seçerseniz, Tusinami olasılığının çok olduğu kıyılara yerleşim alanı kursanız, temizliğe dikkat etmeden bana bir şey olmaz diyerek kurallara uymazsan, o zaman ibret almazınız. Tarih de tekerrür eder. Ekonomi konusunda bazı felaketler kaçınılmaz olarak zaman zaman bölgesel olunca kısmi sıkıntılar yaşatmış ama devletler gerek kendileri gerek dostları beraber bu sıkıntıları kısa zamanda atlattıkları gözlemlenmiştir. Ama tüm insanlığı etkileyen salgın felaketlerinde ise; tüm dünya devletleri özverili ve paylaşımcı davranmalıdır. Sadece kendi milletini ve devletini düşünse bile o çoğunlukla bulaşıcı hastalık sınır tanımaz şekilde bana uğramaz diyemezsiniz, kendi ülkemi insanlarım kurtardım diyemezsiniz. Bakınız Funda Hanım; bu Pandemi yılları içeresinde bazı bencil ülkeler fakir devletleri es geçtiler aşı vermediler hatta umursamadılar, şimdi, ne oldu yeni bir versiyon olan OMİCRON çıktı ki, bu da aşılamanın neredeyse sıfır olduğu en fakir kıta olan Afrika da tüm dünyaya yayılıyor. Kısaca bu gibi durumlarda, yardımlaşma, paylaşma, sabır, kanaatkarlık öne çıkmalıdır. Halkımızın güzel söylemi ile “Rabbena hep bana” bir yana bırakılmalı! Hele fırsatçılığa, stokçuluğa aşrı fiyat artışlarına başvurmazsak sabırlı ve kanaatkâr olursak bu gibi ekonomik sıkıntıları çok da kolay atlatırız…

Yüz yüze eğitimi bu şartlarda destekliyor musunuz?

Ben bir tarihçi olarak söylüyorum, Pandemi şartları nedeniyle yüzde kırk hibrit yüzde altmış eğitim olabilir. Ama normal yaşama geçtiğimizde; benim dersim için yüzyüze eğitim her zaman ve vazgeçilmez olarak tercihimdir. Tarih dersi drama ve tiyartral bir anlatım, görsellerle desteklenip anlatıldığında başarı, anlamlandırma, anlama kolay ve kalıcı olacaktır, olmuştur da bu benim kesin tespit ettiğim gerçektir.

Bahçeşehir Üniversitesi hiç durmadan kendini geliştiriyor Maşallah dünyadaki kampüslerinin okullarının yanında, İstanbul’da silikon vadisi gibi bir merkez inşaa etti, benim oğlum Mert Erman’ da Bilgisayar Oyunları (Game Design) Yüksek Lisans okuduğu için okulunuzda, oldukça ilgimizi çekti, yeni iş mecraları ve yaratım alanları oluştuğu için, siz neler diyeceksiniz, buradan vizyon sahibi dostumuz Sayın Enver Yücel’e de sevgiler, saygılar.

Evet Bahçeşehir Üniversitesi vizyonu ve misyonu ile global bir yapıya yıllar önce kavuştu. BAU Global BAU benim vazgeçilmez inancım açısında hele 15 yılını verdiğim çalıştığım yılların inanın her gününde üretmenin farkına vardığım bir yer olarak gurum-gurumuz ve onurum-onurumuz oldu diyorum.  Evet Kemerburgaz Kampüsü’nü söylüyorsunuz. Muhteşem bir bilim mekânı. Bir dakikanızı rica ediyorum. Global BAU sayfasındaki BAU ile bilgiyi size ve okuyucularımıza kısaca okuyarak bilgilendireyim:

“BAU Teknopark’ın Kurucu Üniversitesi olan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), Beşiktaş Kuzey, Beşiktaş Güney, Göztepe, Galata ve Kemerburgaz kampüsleriyle; aynı zamanda, Berlin, Toronto, Washington DC, Batum, Kıbrıs, Hanoi, Kiev, Pueblo, Brockville gibi kentlerde de BAU Global üyesi kurumlar ile Türk ve Dünya devletleri öğrencilerine hizmete devam BAU Times Higher Education’da Türkiye’den sıralamaya giren üniversiteler içinde “uluslararası görünürlük (International Outlook)” alanında 5’inci olarak bu konudaki başarısını göstermiştir.”

Bilgisayar Oyunları (Game Design) tüm dünyada bir sektör olmaya ve her saatte nerdeyse yenilikler yapmaya devam ediyor. Ayrıca yine Bilgisayar Oyunları (Game Design) hakkındaki bilgiyi BAU sayfasını da okumaya devam ediyorum:

“Oyun tasarımı ana başlığı altında konsept geliştirme, senaryo yazma ve oyun içerikli etkileşim ve deneyim tasarımının yanı sıra oyun sanatı başlığı altında bir oyunun görsel ve işitsel yapısını oluşturmaya odaklanarak, uygulamalı iletişim alanına katkı sağlayacaktır…… İletişim Fakültesi desteğiyle bir İletişim Tasarımı Bölümü girişimi olarak kurulan Bahçeşehir Üniversitesi Oyun Laboratuvarı (BUG); alana bir eğitim ve araştırma zemini sağlamak ve bu sahnenin aktörlerine, altında toplanabilecekleri bir çatı inşa etmek için, yola çıkmıştır.” Denilerek BAU da çalışmalarına hızla devam ettiğini de biliyorum. Unutmadan söyleyeyim oğlunuz Mert benim için, azimli ve inançlarında vazgeçmeyen bir gençtir. O ilk adımdaki hayalini gerçekleştirdiğini ve iletişim de büyük mesafeler kat ettiğini bildiğim için onu da kutluyorum!

İşte bu kadar saygın bir kurum olan BAU büyüten, Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı ve BAU Mütevelli Heyeti Başkanı olan Enver Yücel Bey, benim anlayışıma göre ki; bu inancım asla değişmez, Türk ve Dünya eğitimin duayenidir. 2014 yılında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un himayesinde gerçekleşen UNCA Ödülleri’nde “Küresel Eğitime Katkı Ödülü” ödülü aldı. Dünyada bu dalda ödül alan ilk Türk olan Enver Yücel, ödülünü Ban Ki-moon’un elinden aldı. 2016 yılında Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nun 46. Yıllık toplantıları kapsamında gerçekleştirilen oturumda Yücel, mülteci sorununu dile getirerek, bu konuda neler yapılması gerektiğini anlattı. Sorunun çözümünün eğitimde olduğunun altını çizdi. En son, 2019 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Birleşmiş Milletler tarafından “Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Uluslararası eğitim Merkezi Türkiye Başkanı” olarak onurlandırıldı.” Bu ödüller Enver Yücel’in şahsında Türk Milleti için çok önemli bir başarıdır.

Enver Yücel Bey eğitim hayatındaki başarılarını yine kendi yazdığı “Hayatım Eğitim” adlı kitabında bahsetmektedir. Bence her üniversite öğrencisi, mezunu veya herhangi bir vatandaşımızın muhakkak okuması gereken eserdir. Yani Enver Yücel Bey ve onun gibi saygın kişilerin yaptıklarını desteklemek ve onun yaptıkların da örnek almak bireye ve ülkeye katkı sağlandığı gibi dünya insanına da büyük hizmet olacaktır. Girişimciliğin, yenilikçiliğin, atılımcılığın, katılımcılığın, vefakarlığın ve insani yardımlaşmanın öncüsü olan Enver Yücel Bey’i tanımamız ve tanıtmamız çok çok önemlidir. O bizim ülkemiz ve dünya gençleri için tekrar ediyorum örnek alınması gereken çok saygın ve değerli bir öncü iş insandır diyorum!.. Ben tekrar saygılarımı sunuyorum.

Hocam sizinle çok keyifli, bilgi içerikli yayınlar yapmaya devam ediyoruz, öncesinde TV kanallarındaydı, Pandemi sonrası İnstagram hesabım ve YouTube kanalım üzerinden devam ediyoruz, tarihin bilinmeyen ince noktalarına değinmeniz, sevilerek merakla izlenmemize neden oluyor, ne dersiniz? Teşekkürler.

Evet Funda Hanım, sizin ülke ve dünya meselelerindeki konuları muhteşem donanımlarınız ile aydınlatmaya yardımcı olmanız. Harika… Çalışmalarınız takdire şayan. Tüm öğrenci ve sevenlerime selamlar. İnşallah birbirimizle tokalaşma günleri yakındır temennisi ile teşekkür ederim.  

NECATİ AYDIN KİMDİR?

1955 Şanlıurfa / Birecik ilçesi Keskince (Tilmusa) Köyü doğumludur. İlkokulu kendi köyünde Ortaokul ve liseyi Birecik Lisesi’nde okudu. Birecik Lisesi’nden mezun olduktan sonra Erzurum Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler Bölümü’nü bitirdi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Tarihi Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. MEB Bakanlığı bünyesindeki; 1980-1982 yılında Fatih Vatan Lisesi Tarih Öğretmenliği ve Fatih Vatan Lisesi Müdürlüğü, 1982-1985 yılında Eyüp Lisesi Tarih Öğretmenliği ve Eyüp Lisesi Müdür Yardımcılığı’nda bulundu. 1985 -2006 yılları arasında Galatasaray Lisesi Tarih Öğretmenliği- Müdür Yardımcılığı ve Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi olarak görevini sürdürdü. Dublin-İrlanda 16. Avrupa Birliği Genç Bilim Adamları Yarışması’nda üçüncülük (2005) ödülü aldı. Bu yarışmaya katkısından dolayı MEB Uluslararası 16. Bilim Adamları Yarışması Aylıkla Ödüllendirme Belgesi aldı. 2001’de T.C. İstanbul Valiliği’nden İnsan Hakları Sertifikası aldı. 2006‘da T.C. İstanbul Valiliği’nden Şeref Belgesi aldı. 1998’de Galatasaray Üniversitesi Üniversite Sınav Komisyonu Üyeliği yaptı.

2002-2006 yıllarında, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2006 yılından itibaren Bahçeşehir Üniversitesi’nde Tarih Dersleri öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. ‘2010 yılında Bahçeşehir Üniversitesi MYO Sekreteri ve 2012 yılında itibaren de Bahçeşehir Üniversitesi Tarih dersleri Öğretim Görevlisi/Müdür yardımcısı olarak görev yaptı. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde bilgi şöleni ve konferanslara katılarak bilimsel bildiriler sunan ve çeşitli dergilerde bilimsel makaleler yazan Necati Aydın; halen Bahçeşehir Üniversitesi’nde çalışmaktadır. Ayrıca ulusal günlük gazete olan “Önce Vatan Gazetesi’nin “Aydın Tarihçi” köşesinde haftalık yazılar yazmaktadır. Bu zamana kadar iki tanesi kendi çıkardığı, dört tanesi Paraf ve bir tanesi Parola Yayınları’ndan olmak üzere 7 farklı kitabı yayımlanan Necati Aydın İstanbul/Cihangir’de yaşamaktadır.

Başlıca kitapları sırayla;
İmparatorluğun Cumhuriyet Kapısı( BBD-İstanbul 1999)
Türk Ve Avrupa İnsanının Ekonomik Mücadele Tarihi(BBD- İstanbul 1999)
Bozkırın Efendileri-Islıklı Ok (Paraf Yayınları- İstanbul 2012)
Aşk Ölüm Getirir-Tarihte Ve Mitolojide Aşk(Paraf Yayınları- İstanbul 2012)
Manas-Beklenen Kurtarıcı(Paraf Yayınları- İstanbul 2013)
Türkler Ermeni Soykayrımı Yapmıştır(Paraf Yayınları- İstanbul 2013)
Memo Zin- Mezopotamya’da (Parola-İstanbul 2014)
Necati Aydın, Aşk Kitapları, Azınlıklar & Etnik Gruplar, Din & Mitolojikategorilerinde eserler yazmış popüler bir yazardır.