RÖPORTAJ: CEMİL AKOSMAN

Yenilik Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Kemal Abdullahoğlu, 2021’in ilk röportajını Önce Vatan gazetesine verdi. Abdullahoğlu, “Çalışanların yüzde altmışa yakını asgari ücretle çalışıyor. Bu oran Avrupa'da yüzde beşlerde, onlarda. Asgari ücret açlık sınırının altında ve bir aileye ancak onbeş gün yetebilir. Ben bu asgari ücrete 'yarım aylık' ücret diyorum. 19 yıl önce iktidar gelirken AKP’nin vaatlerine bakın mevcut durumun tam aksine pembe masallarla süslü vaatler vardı. Bugün 26 Avrupa ülkesinde en düşük asgari ücret veren ülkeler arasındayız. Bir anlamda Çin standartlarını zorluyoruz  adeta.” dedi. 

Sayın Abdullahoğlu yılın 2020 yi geride bıraktık neler hissediyorsunuz?

Böylesine olumsuz ve felaket bir yıl yazılı dünya tarihinde hiç görülmedi bu güne dek. 

Öyle bir yılki pandemi felaketi ile birlikte siyasi, ekonomik ve  toplumsal bir dizi olumsuzluk ve sıkıntıyı beraberinde getirdi. Yandaş bazı işadamları hariç ülkede halinden memnun tek kişi olduğunu sanmıyorum. İşsizlik ve hayat pahalılığı rekor üzerine rekor kırıyor.

Öte yandan 2020’yi tarih, dünyada pandemi sonucu kaybedilen bir buçuk milyondan fazla insanla birlikte normal yaşamın da felce uğradığı ve çok şeyin tümüyle değiştiği karanlık bir yıl olarak yazacak. Sonuç olarak insanlar sahip oldukları ancak değerini hiç bilemedikleri onlarca yaşam kesitini özlemle beklemeye devam edecekler. En azından önümüzdeki altı ay boyunca.

Ancak şu kesin, 2020 dünya genelinde asla unutulmayacaktır.

Kemal bey, Asgari ücret belirlendi geçen hafta. İhtiyacı karşıladı mı sizce?

Kesinlikle hayır. Bir defa ücretli çalışanların yüzde altmışa yakını asgari ücretle çalışıyor.

Oysa bu oran Avrupa'da yüzde beşlerde onlarda.

Açlık ya da yoksulluk sınırında yaşayan aile sayısının çoğunlukta olduğu bir ülkede asgari ücret en azından açlık sınırının çok üstünde olması gerekmez mi?

Bu düz mantığı bile kuramayan bir yönetim anlayışı var bugün.

Ne diyorlar biliyor musunuz?

Mutlak yoksulluğu bitirdik şimdi sıra nesnel, göreceli ve öznel yoksulluğu bitirmek diyorlar; hem de Çalışma bakanı diyor bunu.

Bu kadar mı ülke gerçeklerinden uzak olunur?

Oysa açıklanan asgari ücret açlık sınırının altında ve bir aileye ancak onbeş gün yetebilir.

Ben bu asgari ücrete 'yarım aylık' ücret diyorum.

Öte yandan 19 yıl önce iktidar gelirken AKP’nin vaatlerine  bakın mevcut durumun tam aksine pembe hayaller ve pembe masallarla süslü vaatler vardı söylemlerinde.

Bugün 26 avrupa ülkesinde en düşük asgari ücret veren ülkeler arasındayız. Bir anlamda ülke Çin standartlarını zorluyoruz  adeta.

Özetle Türkiye son on dokuz yılı ''kaybedilen yıllar'' olarak anımsayacaktır 

Sayın Abdullahoğlu AİHM’nin Demirtaş kararını nasıl yorumlamalı?

Bu ülkeyi yönetenler ne devlet teamül ve geleneklerinden haberleri var nede diplomasinin yazılı olmayan kurallarından. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının yerel mahkeme kararlarının üstünde olacağını imzaladığımız anlaşma ile kabul etmişiz. Bu koşulu kendi anayasamıza da koymuşuz. Ama şimdi ben AİHM kararını tanımam diyorsunuz. 

Neden dört yıldır mahkeme sonuçlanmaz ve suçluysa onca yıl  neden hüküm giymez bu kişi?

Hüküm giymeksizin bu kadar uzun tutukluluk sürecinin mantıklı bir izahı da olamaz. 

Tabi sonuçta AİHM’nin eline ciddi bir koz verilmiştir. Makul bir sürede dava sonuçlanmış olsaydı bu kararı AİHM alamazdı alsa da savunmamız çok kolay olurdu. 

Şimdi gelinen noktada Türkiye ciddi bir çıkmaz sokağa girmiş görünüyor ya AİHM kararını uygulayacak ya da Avrupa ile ciddi sorunlar yaşayacak belki de Avrupa'dan dışlanma riski doğacak.

Kemal bey, 2021 bütçesi kabul edildi ama tartışmalar bitmedi. Siz bütçeyi nasıl görüyorsunuz?

1.3 Trilyon liralık bütçede 246 milyar tl lik açığın verileceğini peşinen öngören bir bütçe bu.

Yani 3-0 yenik başlıyor daha maçın ilk dakikasında! 

Yeni yılda yeni zam ve vergiler dörtnala devam edecek demek. Ve bugünden başladı bile zamlar.

İğneden ipliğe hemen herşeye ağır zamlar yağmaya başladı bile. Böylece asgari ücrete yapılan o düşük artış bile daha yılın ilk haftasında geri alınmış oluyor, hem de fazlasıyla.

Tüm yük yine dar gelirliye ve sabit ücretliye binmiş olacak sonuçta.

Öte yandan bütçe açığını kapatmak için özellikle dış kaynak gerekecek IMF’ye gidemezler, psikolojik nedenlerle. Oysa en düşük maliyetli para orada. Peki ne yapacaklar?

İç ve dış borçlanmaya gidecekler ve dünyanın en maliyetli yüksek faiziyle borçlanacaklar. 

Borcu borçla kapatmaya çalışacaklar. Yük yine vatandaşın sırtına.

Bu bütçede çare yok, çözüm yok, yoksul yok, işsiz yok, büyüme yok, kalkınma yok.

Peki ne var? 

Sadece bu yılı nasıl kazasız belasız geçiştiririz var.

Sayın Abdullahoğlu bu durumda ekonomi nasıl yorumlamalı?

Her saat başı 3.1 milyon dolar ve sonuçta yıl boyu her 24 saatte  75.5 milyon dolar faiz ödeyen, merkez bankasında 52 milyar dolar  açığı yani eksi bakiyesi olan bir ülkede olumlu bir ekonomiden bahsedilebilir mi?

Milli paraya güven azalınca bankalardaki mevduat hesaplarının yüzde 57' si yabancı para cinsinden oluşmuş durumda. Böyle bir durum ancak üçüncü dünya ülkelerinde olabilir sanırım.

İstanbul borsasındaki 30 büyük şirketin 2017 değeri 150 milyar dolar iken bugün aynı şirketlerin değeri  60 milyar dolara düşmüş durumda. Vahim bir tablo bu.

Son süreçte AKP nin bir de ilginç ekonomi icadı var:

Yoksullaştıran, fakirleştiren  ekonomik büyüme!

Resmen 6.7 oranında ekonomik büyüme açıklandı ama ülkede büyüyen kişi sayısını ancak parmakla sayabilirsiniz. Onlarda iktidar yanlısı bir kesimden tabi.

Dünyada eşi görülmemiş bir durum bu.

Sayın ABDULLAHOĞLU, sorunların temel sebebi nedir sizce?

Ülke kaynakları yeterli bence hatta daha da arttırılabilir, doğru politikalar uygulanırsa.

Bugün gelinen noktanın temel sebebi plansızlık, israf, savurganlık ve sonuçta kaynakların yanlış yerlerde hatta keyfi ve rastgele kullanımıdır.

Şimdi sormayalım mı?

Böylesine problemli süreçte Tunus' a hibe, Somali'nin IMF borcunu silme, Nijerya'ya yardım. Okluk koyunda , Ahlat'ta milyonlarca dolar maliyetli saraylar gerekli miydi?

Suriye fiyaskosu ve mültecilere harcanan 45/50 milyar dolar nasıl izah edilebilir?

Ya günlük masrafı 10 milyon lira olan saray ne demektir?

Üretim ve istihdama yatırım yapmayıp sadece tribüne ve seçmene şirin görünmeyi tercih eden AKP nin ülkeyi 19 yılda hangi noktaya getirdiğini aklı başında herkes görüyor.

Peki, erken seçim tartışmaları gündemden düşmüyor. Erken seçim olur mu desek?

Her rüzgar estiğinde erken seçim olmaz.

Seçimin ülke genelinde bir ihtiyaç ve gereksinim haline gelmesi yada getirilmesi gerek öncelikle. Böyle bir durum yok halen. Daha geçenlerde yapılan bir kamuoyu araştırmasında halkın yüzde 75’i erken seçim istemediğini beyan etmiş. 

Bu durumda nasıl erken seçim olsun?

Onca olumsuzluk ve sıkıntıya rağmen halkın erken seçim tercihinin olmaması siyasi açıdan çok düşündürücü ve şaşkınlık vericidir.

Ana muhalefet en az iktidar kadar sorumludur mevcut olumsuzluklardan. On dokuz yılda onca yıpranmaya rağmen Ana muhalefetin hala iktidar alternatifi olamaması dünya siyaset tarihine bir ilk olarak geçebilecek niteliktedir.

İşte bu nedenledir ki Yenilik Partisi Türkiye'ye yepyeni bir lider, program ve kadro ile mevcut sorunları çözme, ülkeyi de milleti de barış,huzur ve refaha kavuşturma sözü veriyor.

Mevcut iktidar da muhalefet de artık bu ülkenin ağırlaşan sorunlarına çözüm  getiremez.

Çünkü iktidar da ana muhalefet de zaten yıllardır sorunun bir parçası haline  gelmiş durumdalar.

Kemal bey, Yenilik Partisi Türkiye’ye hangi mesajları veriyor?

Öncelikle, Yenilik Partisi bir ideolojik parti olmayıp Edirne'den Ardahan'a tüm ülkeyi kucaklayan bir kitle partisidir. Anayasanın ilk dört maddesi ile sorunu olmayan her yurttaşımıza kapımız da yüreğimiz de  açıktır.

Yenilik Partisi milli ilaç, milli üretim, milli enerji politikalarına büyük önem veriyor ve bu projelerin gereğini de mutlaka yapacak bilgi, kadro ve deneyime sahiptir.

Yüzde yüz yargı bağımsızlığı, tam bağımsız Merkez bankası, partisiz cumhurbaskanliığı partimizin önemli hedeflerindendir.

Sürekli büyüyen ve planlı milli üretimle birlikte artacak istihdamla, işsizliği makul bir sürede tümüyle yok etmeyi öngörüyoruz. 

Milli tarım ve hayvancilik ekonomisi modelimizle Türkiye dış ülkelerden tarim ürünleri ithal eden değil tüm dünyaya tarım ürünleri ihracatı yapan bir ülke haline getireceğiz.

Bir başka hedef ileri teknoloji ve dijital teknolojiyi ülkemize kazandırılmasıdır. Yenilik Partisi süratle dijital Para sistemine geçecektir.

Özetle milli iradenin siyasete tam yansıdığı, demokratik özgürlüklerin eksiksiz olduğu, milli ekonominin uygulandığı refah içinde bir Türkiye hedefliyoruz.

Büyük önder ATATÜRK 'ün işaret ettiği muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefini Türkiye'de Yenilik Partisi gerçekleştirecektir     

Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk YILMAZ, liyakat, program ve kadrosuyla milletimize yepyeni ama milli, yerli ve tam demokratik bir yönetim modeli sunmaktadır.

Bu kapsamda Türkiye'de artık ittifaklar değil YENİLİKLER konuşulmalı, tartışılmalıdır, diyoruz.

Yani ülkemiz siyasetinde ittifaklar değil YENİLİKLER lazım artık.

Sayın Kemal ABDULLAHOĞLU açıklamalarınıza eşekkür ederiz. 

Ben de teşekkür ederim verdiğiniz söyleşi imkanı için.

Yenilik Partisi olarak tüm vatandaşlarımızın yeni  yılını bir kez daha kutluyor, sağlıklı ve huzurlu bir 2021 olsun diyoruz.