OĞUZ ÇETİNOĞLU- M. KEMAL SALLI



 

İş adamı, araştırmacı-yazar Ali Polat, 1944 yılında Tebriz’de doğdu. Aslen Erzurum kökenli olmakla beraber, ailesinin Azerbaycan üzerinden İran’a göç etmesi ile hayata Tebriz’de başladı. Küçük yaşlardan itibaren babasından dinî ve sosyal eğitim aldı.

Babası, 1944-1946 yılları arasında, Rusların Tebriz’i işgali sırasında, işgale direndiği için, Ruslara esir düştü. Şans eseri hapishaneden kurtuldu, fakat yaşadıklarından dolayı ağır bir şekilde hastalandı ve ölüm yılı olan 1954’e kadar hasta yatağından kalkamadı. Ali Polat, babasını kaybettiğinde 10 yaşındaydı. Babasını çocuk yaşta kaybetmesi erkenden hayata atılmasını gerektirdi. Küçük yaşlardan itibaren, birçok işte çalıştı.

İlk işi sabun fabrikasındaydı.  Kendisi 13-14 yaşındayken, daha fazla kazanabilmek için 20’li yaşlardaki gençlerin fabrikada yaptığı işlere talip oluyor, onları yapmak için çabalıyordu. Bu yaşlarda fabrikada sabun imalatını öğrendi. Kısa zaman sonra, evinin bir köşesinde küçük bir sabun imalathanesi kurdu, sabun üretip sattı.

Orta ve lise öğrenimin çalışaraki tamamladı.  Üniversite öğrenimi için Erzurum’a geldi. Üniversite öğrenciliği yıllarında da hem çalıştı hem okudu. Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ekonomi Mühendisliği bölümünü yüksek lisansla tamamladı. Bu dönemde, Erzurum’da gözlemlediği meseleleri ticarî bir fırsata dönüştürebileceğini düşündü. İlin coğrafi konumundan faydalanarak, Erzurum’u, İran’dan ticaret ve alışverişe gelenler için, her şeyi bulabilecekleri ilk ve tek alışveriş durağına dönüştürdü. Öğrenci ve ailelerin en çok ihtiyaç duydukları ürünleri, Avrupa’dan ve mahalli pazardan temin ederek, fikrini kısa zamanda hayata geçirdi. 

Zamanla işini geliştirdi. Televizyon, tekstil ürünleri, antika eşyalar, tıbbî ve endüstriyel ürünler gibi geniş bir yelpazede, İran-Türkiye arasında mekik dokuyarak, fırsat gördüğü her alanda ticaret yaptı. Bunların en alaka çekici olanı, dönemin longplay plaklarından seçtiği en popüler müzik parçalarını 45’lik plaklara kaydettirerek satmaktı. Böylece müzik, hayatına girdi, tutku hâline geldi. Ülkemizdeki ve dünyadaki farklı müzik çeşitlerini araştıran, dinleyen ve arşivleyen iddialı bir müziksever oldu.

Diğer tutkusu antikaydı. Antikacılığı Ankaralı Zeynel Kent’ten öğrendi. Bu ticari ve girişimci faaliyetleri ile, 24 yaşında, Erzurum Tüccarlar Kulübünün en genç üyelerinden biri oldu.  Bu kulüpte, 1968 yılında, Hulusi Seven ile tanıştı. Hulusi Bey ve ortakları ile yeni bir ticaret alanına atıldı: Türkiye’den et ihracatı yapmak. İran’la başladıkları et ihracatını, daha sonra Irak ve Cezayir gibi çevre ülkelere genişletti. 

Yine bu dönemde, İstanbul’la ticaret yaparken, Kapalıçarşı’da bir aile ile tanıştı. Zamanla arkadaş olduğu bu erkek kardeşlerin kız kardeşi vardı ve kendisi diş doktoru idi. Bir ziyarette karşılaştığı Rezan Hanım’a ilk görüşte âşık oldu. Tesadüf bu ya, o dönemde diş ağrıları sıklaştı. 1973 yılında evlendiler. 

Bir taraftan İran’a et ihracatına devam ederken, bir yandan da 1975 yılında Burhan Silahtaroğlu ile tanıştı. Burhan Bey o dönemde İran ve Türkiye’de bir Alman rulman firmasının distribütörlüğünü yapmaktaydı. Burhan Bey, Ali Polat’ı İran’daki Primark firmasına Genel Müdür olarak tâyin etti. Önceleri maaş ile çalışırken zamanla satıştan komisyon almaya başladı. İran’daki rulman pazarının kurucularından biri oldu.

1979-80 İran İhtilali döneminde, İran’da yabancı ürün satışı yapan firmalara birçok yasak konulmuştu. Yurtdışına döviz göndermek neredeyse imkânsız idi. Fakat Ali Polat’ın genel müdürü olduğu Primark firmasının, daha önce İran’a ithal ettiği mallardan dolayı, Almanya’daki üreticilere 1.200.000 Mark borcu vardı. Bankacı dostlarının yardımıyla ödemesini yaptı, fakat bu borç ödemesi ona çok pahalıya mal oldu. İran’da uzun yıllar peşini bırakmayan birçok sıkıntıyla baş başa kaldı. Rulman işi 1982 yılına kadar devam etti. Pazardaki hâkimiyeti sayesinde, 1982 sonrasında, ülkeye satılan rulmanlardan, ortağına ve kendine iyi bir kazanç elde ettirdi.

Ali Polat inancını derinden yaşayan bir insan olarak, 1973 yılında, henüz 29 yaşında iken hacca gitti. 1975 yılında ikinci kez hacı oldu. Ne mutludur ki, hac dualarında dile getirdiği maddiyatla ilgili tek dileği ömrü boyunca kabul gördü. Bu dilek: Allah’ım bana harcayamayacağım parayı nasip etme idi. Ali Polat, hayatı boyunca, elinde olanı, yarınları ve kendini fazla düşünmeden, yardımını eriştirebileceği bütün insanlar için harcadı ve harcamaya devam etmektedir.

1980’li yılların başı, iş hayatında, rulman işi ile beraber birçok farklı alanda ticarete ve et ihracatına devam ettiği yıllardı. Kısa zamanda iyi bir maddi birikim elde etmiş ve iş çevrelerinde adı duyulmaya başlamıştı. Et ihracatı, kazancı iyi olmasına rağmen, hayvan kanı akıtmayı gerektirdiği için ruhen mutlu olamıyordu. 1983 yılında bu işi bıraktı. Tam da bu dönemde, eski patronu Burhan Silahtaroğlu kendisini, ortak olarak, Türkiye’de o dönemin parlayan yıldızı olan turizm yatırımcılığına dâvet etti. O güne kadar biriktirdiği sermayesini koyarak, bu alanda işe başladı. 80’li yılların başında Türkiye’de turizm alanında teşviklerle büyük bir atılım yapılıyordu. 1983’de Antalya Kemer’de, 720 yatak kapasiteli Çamyuva Tatil köyünün yapımına başladılar. 1985 yılının Mayıs ayında dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in katılımıyla tatil köyünün açılışı yapıldı. Bunu, 1987 yılında açılan 900 yatak kapasiteli Side’de Pamfilya Robinson Club Tatil köyü, 1989’da Kapadokya’da Kapadokya Lodge ve en nihayetinde 2 bin yatak kapasiteli Fethiye Ölüdeniz’de inşa edilen Lykia World Tatil köyü takip etti. 1990’lı yılların başına gelindiğinde, turizm konusunda ciddi bir bilgi ve tecrübe sahibi olmuştu.

Bu yıllarda, özellikle Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunda çaba gösteren kişilerle tanıştı, dostluklar kurdu. Erciyes Üniversitesinin Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının işbirliği ile Haziran 1990’da düzenlenen 1. Milletlerarası Büyük Azerbaycan Kongresi’ne yönetici olarak katıldı.  O yıllarda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebülfeyz Elçibey ve yol arkadaşları ile birçok defa bir araya gelerek, Türk dünyasının kardeşliği için kanaat önderliğinde bulundu. Türk dünyasında ortak bir dil kullanımı fikrinin, o günlerden günümüze, hem savunucusu hem de uygulayıcısı oldu.  

1991 yılında Azerbaycan’ın bağımsızlığını 1991 yılında ilan etmesinden sonra, sayısız seyahatler yaptığı bu kardeş ülkede, aynı zamanda, bir takım ticari ve inşai faaliyetlere başladı. 

Ne yazık ki, bu işlerden iki Projede hem maddi hem de manevi olarak büyük yara aldı: İlki Bakü’de başlattığı bir otel projesinin yarım kalmasıydı. 1992 yılında, dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebülfeyz Elçibey’in ricası ile Bakü Gülistan Sarayı’nın önünde 11.000m2lik bir arazide, ülkenin turizm açılımına katkı sağlamak amacıyla, 26 katlı bir otel projesi başlattı. Bu proje, Haydar Aliiyev’in tâlimatıyla durduruldu. Diğer proje ise yine Bakü’de alışveriş merkezi inşaatı idi. Arazi heyelan bölgesinde idi. Arsanın diğer bölümlerini satın alan üç firma heyelana karşı gerekli tedbirleri almadı. Ali Polat’ın inşa etiği duvar yıkıldı. Bu sebeple o proje de başarısızla neticelendi. Bu sebeple Azerbaycan’daki inşaat çalışmalarına devam etmeme kararı aldı. 

1994-2005 yılları arasında, değerli dostu, kardeşi, sanayici Abdülbari Goozal’in yönetimindeki Azersun Holding bünyesinde bulunan fabrikaların yenilenmesi ve kapasite artırımı işlerini üstlendi.  

2000-2008 yılları arasında Türkiye’de, büyük bir fırsat olarak gördüğü su arıtma alanında çalışmalara başladı.  2008 yılında, doğduğu şehir olan Tebriz’de, Valilik ve Belediye’nin davetiyle, önemli bir otel ve alışveriş merkezi kompleksi projesinde kurucu olarak, önderlik etti.

Ali Polat için zaman ve saat mefhumu yoktur, birlikte çalıştığı ekiplerden de aynı tutumu bekler. Birkaç projeyi eş zamanlı olarak çalışmayı sever. Başarı demek, para kazanmak değil, zoru başarmaktır. Hiç kimse O’ndan, ‘yoruldum veya hastayım’ kelimelerini duymamıştır. 

Ali Polat, hayatı boyunca 3 ülkeden 8 Cumhurbaşkanı ile görüşme sağlamıştır. Bu görüşmelerin hiçbiri şahsî menfaat sağlama maksadıyla yapılmamıştır.  

Sakıp Sabancı Ali Polat’a, Derin Adam olarak hitap ederdi.

Kitap Çalışmaları

İş hayatının yanında, 1999 yılından başlamak üzere, zamanının giderek daha büyük bir kısmını, kültürel ve sosyal çalışmalara ayırdı. Farsça, Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Osmanlıca bilgisine, az Arapça, Rusça ve İngilizceyi de ekledi. Yıllardır oluşturduğu bu edebî ve felsefî birikimi, onu, toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğü konularda, yazılar derlemeye ve eser hâline getirmeye teşvik etti.

2001 yılında ilk kitap çalışması olan Üç Bin Yıllık Birikim isimli eseri yayınladı. Bu ilk çalışması da, takip eden diğer tüm çalışmaları gibi, toplum faydası gözeterek, ücretsiz olarak dağıtıldı. Eserlerinin tümü hapishanelere, sosyal kurumlara, Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinden istekte bulunan tüm insanlara karşılıksız gönderildi.

Bir diğer önemli eseri, doğduğu şehir olan Tebriz’i her yönüyle anlatan, ‘Medeniyetlerin Buluştuğu Tebriz ve Çevresi’ kitabıdır. Bu kitap, Türkçe, Farsça, İngilizce, Rusça ve Azeri Türkçe olarak 5 farklı dilde, 5 farklı kitap olarak yayımlanmıştır. Ali Polat, doğup büyüdüğü toprakların kültür mirasını dünyaya tanıtmak için hiçbir maddi beklentisi olmaksızın bu eseri hazırlamış ve bilabedel tüm ilgililere dağıtılmasını sağlamıştır. Bir şehirle olan gönül bağını bu kadar güzel ve faydalı bir yolla dile getirmek, tam da Ali Polat’a göre, bir aktarma biçimidir: Düne saygı ve minnetle, bugün faydalı olacak biçimde ve yarınlara kalıcı olmak üzere...

Üzerinde birkaç cümle daha söylenmesi gereken bir diğer eseri ise, 6 dilde, 6 farklı kitap olarak yayımlanan ‘Ömer Hayyam ve Rubaileri’ kitabıdır. Minyatürleri ve içeriği ile Ömer Hayyam ve rubaileri üzerine hazırlanmış en özel kitaplardan biri olarak değerlendirilen bu eser için 10 Mayıs 2008’de bir tanıtım gecesi düzenlendi. Çok değerli, rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Genelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı  ve İstanbul eski Valisi Nevzat Ayaz’ın şeref misafirleri olarak yer aldılar.  

Ali Polat, 2001 yılından günümüze kadar, 50’nin üzerinde eser hazırladı. Bunların birçoğu 5 farklı dile çevrilerek, farklı ülkelerde yayınlandı. Bunun yanında, topluma fayda sağlayacağını düşündüğü birçok konuda, posterler hazırladı, okumakta zorlanabilecek insanlar için CD’ler yaptırdı ve bunları ücretsiz olarak isteyenlerle verdi.

2009 yılında sözde Ermeni meselesi üzerinde, objektif bir yaklaşımla, araştırma ve çalışma yaptı. Bunun sonucunda, konuyla ilgili doksan dakikalık bir belgesel hazırladı.

Kültürel Projeleri:

Kültürel anlamda ise yine, yıllar içinde, birçok Projeyi hayata geçirdi. Bunlardan iki tanesi onun için ayrı bir önem arzeder: Şems Tebrizi Anıt ve Komleksi Projesi ve Raşid Tabip Anıtı. Raşid Tabip, 13. Yüzyılda, Tebriz’de yaşamış, önemli bir yazar, târihçi ve tabiptir. Tebriz’de, içinde hastane, kütüphane, yüksekokul, fabrikalar, evler ve kervansaraylar bulunan büyük bir külliye kurmuş ve burada 6000 öğrenciyi yetiştirmiştir.

Ali Polat, târihin en önemli ilim ve irfan yuvalarından biri olan bu külliyeyi yapan Raşid Tabib anısına 8.5 metrelik bir anıt heykel yaptırmış ve bu önemli şahsiyetin katkılarını 3 farklı dilde hazırlattığı kitabeler ile insanlara hatırlatmak istemiştir.

Diğer Projesi ise çok emek verdiği ama halihazırda yarım kalmış bir Projedir. Mevlana’nın hocası, hocaların hocası olarak bilinen, Tebriz’li Şems-i Tebrizi için yapılacak Anıt ve Kompleksi. Günümüzde, dünyada gelmiş geçmiş en büyük âlimlerden, ‘bilim ve irfan güneşi’ olarak bilinen Şems-i Tebrizi’nin adına yakışan bir anıt maalesef yoktur. Bundan hareketle Ali Polat, bir Şems Tebrizi Hatıra Külliyesi yapmak istemiş ve bunun için 2 sene boyunca, büyük bir ekiple beraber Projeler hazırlanmasına önderlik etmiştir.

Final eskiz projesi, cennetin 8 kapısını ve Allah yolunu aydınlatan ve Şems nuru olarak bilinen, 8 büyük sembolik mum ve güneş ile bütünlük simgesini vurgulayan geleneksek kubbeden oluşuyordu. Burası sadece bir anıt değil, uluslararası konferans, seminer ve törenlere ev sâhipliği yapabilecek bir kültür ve araştırma merkezi olarak tasarlanmıştı. Bâzı politik sebeplerden dolayı, maalesef proje bugüne kadar hayata geçirilemedi. Ali Polat ömrü yettiğince, bu konuyu takip etmekten vazgeçmiyor.

Ali Polat, uzun yıllardan bu yana, Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin şeref üyesidir. Aynı zamanda, eserlerinin ilmî ve akademik katkıları dolayısıyla, birçok üniversiteden, fahrî doktora ve profesörlük unvanlarına lâyık görülmüştür. Başta Türkiye, Azerbaycan ve İran olmak üzere, birçok ülkede, çeşitli panel ve konferanslarda, konuşma yapmak üzere dâvet edilmektedir. Özellikle, üzerinde 5 adet kitap hazırladığı SU ve SU-İNSAN SAĞLIĞI ilişkisi konusunda, resmî kurumlar da dâhil olmak üzere birçok kuruluşta sunumlar yapmış, bilgi ve görüşlerini dinleyicilere sunmuştur. Bu sunumlarında vurgulandığı üzere, dünyanın geleceği su üstüne kurulacaktır. Her yıl milyonlarca insan su kaynaklı hastalıklardan hayatlarını yitirmektedir. İnsanları temiz ve sağlıklı su konusunda bilinçlendirmek için büyük çaba harcamaktadır.

Dünyanın dört bir yanına, hem kitap araştırmaları için hem de çeşitli konferanslara katılmak için oldukça sık seyahat eder. Bu seyahatlerinde koleksiyoner yanı ortaya çıkar. Her seyahatinden bir tane değişik tesbih ve fötr şapka almayı ihmal etmez. Hatırı sayılır bir tesbih ve şapka koleksiyonuna sahiptir. 

Kendisi için tek dileği şerefli bir ömür ve şerefli bir ölümdür. Hayattaki tek maksadı insanlara faydalı olmaktır. 

Çalışmaları, ticârî bir amaç gütmeksizin, sosyal sorumluluk bilinciyle hazırlanmış olup, ilgilenen kişilere ve içeriklerinden fayda sağlayabilecek olan birçok sosyal kuruma bütün kitap, CD ve posterler ücretsiz olarak gönderilmektedir.

Bu eserler 5 ülkede ve 5 dilde yayımlanmıştır.

3 Sette toplam 29 kitapçıktan oluşan ve her biri 12.000 adet olarak basılan bu setler, Haziran 2018'den bedelsiz olarak dağıtıldı. 

Son eseri, 8 kitaptan meydana gelen ‘Geleneksel ve Koruyucu Tıpta Sağlığın 8 Faktörü İçin 8 Kitap’ adını taşımaktadır. 2019 yılında tamamlanmıştır. 

Dünyanın en büyük şâirlerinden biri olan ‘Genceli Nizâmî Külliyatı’nın hazırlak ve basımı devam etmektedir. 

adresinden özetlenerek iktibas edilmiştir. 

ALİ POLAT:

1944 yılında Tebriz şehrinde doğdu. Azerbaycan kökenli bir ailenin mensubudur. 1964 yılında önce Bakü’ye geçti, daha sonra da Türkiye’ye yerleşti. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nden Ziraat Yüksek Mühendisliği Ekonomi bölümünden mezun oldu. Ülkemizde faaliyet gösteren büyük bir sanayi kuruluşunun sâhibidir. 

Küçük yaşlardan itibaren babasından dinî ve sosyal eğitim aldı. Çalışarak okudu ve ticâret yaptı. Çeşitli milletlerden binlerce düşünce ve ilim adamının özdeyişlerini kendi özdeyişleriyle birlikte ‘Üç bin Yıllık Birikim’ adlı kitabında topladı. Eserini bütün mahkûmlara ulaştırmak için özel bir gayret gösterdi. Eserleri Azerbaycan'da Azerbaycan Türkçesi, İran’da Farsça ve Türkçe ile yayımlandı. 

Diğer eserlerinden bâzıları: *Ya Ali / Hz. Ali'nin Hayatı, Felsefesi 1555 Hikmetli Sözü (2003), …*Ve Biz (2004), *Ömer Hayyam ve Rubaileri (Kitaep ve CD 2008), Bir Damla Su 1. Cilt-Su ve İnsan Sağlığı (2010), Bir Damla Su 2. Cilt Su ve Hayat (2011), *Bir Damla Su 3. Cilt Su ve Toplum (2012), *Bir damla Su 4. Cilt Ab-ı Hayat (2013), *Medeniyetlerin Buluştuğu Tebriz ve Çevresi (2014), *Tebrizli Bayatılar (2015), *Gençlerin Yaşam Enerjisi: Su (2017). *Sağlıklı Yaşamak ve Yaş Almak için Bedenimizi Tanıyalım (2017),  (Bu eser, her biri 12 kitaptan oluşmak üzere 3 grupta 36 adet kitaptır. Bâzılarının isimleri: *Rahat Yaşamak için: Beynini Tanımak Zorundasın, Sinir Sistemimiz Her Şeyimiz, Kanımız Canımız, Böbrekler Küçüktür Görevi, Havanın Önemi ve Doğru Nefes Alma Yöntemleri, Uyku ve Uykusuzluğun Önemi, Proteinler: Bedenimizin Yapıtaşları, Bağışıklık Sistemimizi Tanıyalım, Sağlıklı Olalım, Mâneviyat ve Hayata Dair Her Şey, Dil Kullanma Yeteneği, Yüz ifadelerimiz, Beden Dilimiz, Ruh-Beden İlişkisi ve Mânevî Sağlığın Önemi ve Ülkelerin Gelişmesindeki Önemi.

3 grup hâlindeki 36 kitabın her birinden 12.000’er basılan bu set, yurt genelindeki Ceza ve infaz Kurumları’nın, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuruluşlarının, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Kadın Misâfirhânelerinin, Üniversitelerin, Polis Akademilerinin, Belediyelerin, Dînî Kuruluşların Kütüphanelerine ve yazılı olarak istekte bulunanlara bedelsiz olarak dağıtılacaktır. 

Ali Polat’ın kitap çalışmaları, genel çerçevede, insanlara fayda sağlayacak şekilde, ağırlıklı olarak sosyal meselelerle alâkalıdır. Çalışma mevzuları, içerdiği bilgiler ve öğretiler açısından, her bireyin kendi hayatında uygulayarak müsbet sonuçlarını görebileceği, aynı zamanda oluşturduğu farkındalıkla, insanın hem kendine hem de çevresine daha faydalı olmasına yardımcı olacak şekilde seçilmiş ve işlenmiştir

Yazarın, bu çalışmaları, gerçekleştirmesindeki temel sebep, fertten başlayarak, toplumu daha bilgili, daha hoşgörülü ve anlayışlı bir noktada görme arzusudur Ali Polat, 2001 yılında ilk derlemesi olan ‘Üç Bin Yıllık Birikim’ kitabı ile yazarlık hayatına başlamış ve 2018 itibariyle, 40’tan fazla eseri yayımlanmıştır. Çalışmaları, ticârî maksat gütmeksizin sosyal sorumluluk bilinciyle hazırlanmıştır.  

ALİ POLAT DİYOR Kİ: 

Vicdan, insanın yaptığı hata ve yanlışlara karşı kalbin çığlığıdır. Bunun toplumsal bir hal alması ise, toplumsal vicdandır.

Dileğimiz, bu eserimizin insan hakları ile ilgili toplumsal vicdanı daha da duyarlı kılmasıdır.