RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Başarılı yazar Ahmet Yakup Tan ile yazın hayatına ve “18:20 Şiirleri” adlı kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Ahmet Yakup Tan kimdir?

21 yaşındayım. Uludağ Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği bölümünde dördüncü sınıf öğrencisiyim. Erzincanlı bir ailenin Bursa’da doğmuş üçüz çocuklarından biriyim. Edebiyata, futbola, müziğe, özellikle de rap müziğine ilgim var. Tam bir müzik bağımlısıyım. Fazlasıyla duygusal, hatta kırılgan ve hassas bir karaktere sahibim.

Yazın hayatınız nasıl başladı?

Lise son sınıfta okuduğum yıllardan itibaren şiirler kaleme almaya başladım. Daha sonra uzun bir süre yazmadım; ancak yaşadıklarımın da etkisiyle tekrar yazmaya başladım. Son iki senedir de aktif olarak yazıyorum.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Yazarken çevremde gördüğüm ve özellikle kendi iç dünyamda yaşadıklarımdan esinlenirim. Biraz ilginç olacak; ama Türkçe rap şarkılar ve birçok rap sanatçısı, ilham aldığım unsurlar arasında.  Ayrıca Yılmaz Erdoğan’ın bu konuyla ilgili çok güzel bir konuşması vardı. “Neden yazıyorsun?” sorusuna karşılık “Alın işte! Bağırsaklarım, hüzünlerim, sevinçlerim diyebilmek için yazıyorum. ‘Bunu neden yapıyorsun?’ diye sorarsanız ‘Başka çarem yok da ondan.’ derim.” diyordu. İşte benim yazma nedenim de tam olarak budur. Necip Fazıl, İsmet Özel, Cahit Sıtkı, Attila İlhan, Nazım Hikmet, Ali Lidar, Tarık Tufan gibi kadar birçok sanatçıdan ilham alırım. Bu isimler dışında kendime en yakın gördüğüm ve kaleminin kalitesine ulaşmak istediğim şair, Ahmet Telli’dir. Ahmet Telli’nin iç dünyası ve üslubu benimle oldukça özdeşleşir.

Haziran ayında okurlarla buluşan “18:20 Şiirleri” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

Kitabım, edebiyat dünyasına girmek ve bu yolda kalıcı olmak isteyen birinin ilk adımlarıdır. Bu kitabı yazma amacım da şuydu: İçimde gürül gürül kaynayan ve akan bir şelale var ve bu şelale boşa akacağına onu bir kavanoza sıkıştırmak, böylece ona bir şekil vererek insanlara sunmak istedim. Aslında insanları içimdekilerden –kendimden- haberdar etmek istediğimi de söyleyebilirim. 

“18:20 Şiirleri” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

Kitap, okurlara kendi içlerine dönmeleri ve yaşadıkları süreçleri daha iyi analiz ederek iç dünyalarını açığa kavuşturmaları, en önemli şeyin iç dünyaları olduğu mesajını veriyor olabilir.

Kitabın ismi, nereden geliyor?

Kitabın içindeki şiirler, 18-20 yaşlarındayken yazdığım şiirler. Bu yüzden “18:20 Şiirleri” kitabın ismi.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Buna “İnşallah…” demekle yetineceğim.  

Kitabınızı bir okur gözünden nasıl değerlendirirsiniz?

Kitaba bir okur gözüyle bakmak gerekirse; hayata yeni yeni adım atan, fazlasıyla hassas ve kırılgan olan bir gencin kimliğini ve hayatı sorgulayıp hayatının anlamını bulma amacıyla gösterdiği çaba, fikir-duygu çatışmaları, çektiği fikir çileleri, bunalımları, içine düştüğü zorluklardan çıkmak için aradığı yollar ve teselli arama gayretleri var.

Hazırlık aşamasında olan farklı bir eseriniz var mı?

Şu an yok. 

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Kitabımda kendinizi, kendinizden bir parçayı bulacaksınız. Bundan emin olabilirsiniz.