RÖPORTAJ: Habib BABAR

Onlar Yeşilçam’ın gerçek kahramanları… Rol aldıkları filmlerdeki muhteşem oyunculuklarıyla bizleri kâh güldürdüler, kâh ağlattılar… Şimdilerde zor durumda olan emektar sanatçılarımızı sizlerle buluşturduğumuz zaman, belki bazı okurlarımız “E yaşlandılar artık… Para da tutmadılar… Zamanında bir hayli kazanmışlar ama biriktirememişler…” diye geçiriyorlar akıllarından. Para yerine 3 aylık, 1 yıllık senet alan zorlandıklarında üç kuruşa bu senetleri bozdurmak zorunda kalan bu oyuncuların para birikmesi, ya da parayı çarçur etmeleri mümkün mü sizce? Türk Sineması’na ömür vermiş birçok emektarın durumu içler acısı… Birçoğu ya huzur evinde, ya da tek odalı bir evde sessiz sedasız bu dünyadan göçüp gitti… Hayatını idame etmek için İstanbul’u terk eden gittikleri şehirde işportacılık ve pazarlarda tezgâhtarlık yapan isimler bile var…  İşte bunlardan biri de özellikle Kemal Sunal’ın filmlerinde tanıdığımız Adnan Karabacaktır… Yıllardır Kuşadası’nda yaşayan ve geçinebilmek için hediyelik tablo satıyor. Şu sıralar sağlık sorunları bulunan ve geçtiğimiz günlerde yoğun bakıma kaldırılan Karabacak, Yeşilçam’ın ismini andıkça gözleri doluyor. ‘Ah nerede o eski yapımcılar, yönetmenler ve oyuncular. Eski camlar bardak olmuş. Hasta yatağımda meslektaşlarımdan 2-3 kişinin dışında ne arayan oldu, ne de soran’ diyerek isyanını dile getiriyor… Tek odalı bir evde ve zor şartlar altında geçinmeye çalışan emektar oyuncunun tek isteği çok özlediği setlere dönmek… Önümüzdeki aylarda kalbine pil takılacak olan Adnan Karabacak ile sağlığı hakkında konuştuk…

GEÇMİŞ OLSUN NEDEN HASTANEYE KALDIRILDINIZ?

Son beş yıldır kalp problemim var. Geçtiğimiz günlerde fenalaştım, komşularım apar topar beni hastaneye kaldırdı. Hemen yoğun bakıma alındım. Burada birkaç gün gözetim altında tutuldum. Daha sonra taburcu edildim. Doktorlar acil kalp pilinin takılması gerektiğini söylediler. Önümüzdeki aylarda kalp pili takacaklar.

HASTA YATAĞIMDA KİMSE BENİ ARAMADI

OYUNCU ARKADAŞLARINIZDAN ARAYAN OLDU MU?

Bu sorumuz karşısında ne söyleyeceğini şaşırıyor… Titrek sesle yanıt veriyor… Esi camlar bardak olmuş… 2-3 kişinin dışında ne arayan oldu. Ne de soran… En büyük moral kaynağım hayranlarım oldu. Sosyal medya hesabımdan bol bol, geçmiş olsun dileklerini iletip bana moral depoladılar… Yeşilçam’ın birçok emektar oyuncusunun durumu benden farklı değil. Birçok meslektaşımızın cenazesi birkaç kişi tarafından kaldırılıyor. Yani ne sağlıkta varlar, ne de cenaze törenlerinde… Bu duruma gerçekten çok üzülüyorum. Biz Yeşilçam’cılar birbirimize sahip çıkmalıyız. Zaten 5 parmağı geçmeyecek bir emektar oyuncusu grubu kaldık. Ben boş zamanlarımda yaşamını yitiren oyuncu arkadaşlarımın mezarlarını bile ziyaret ediyorum. Mezarlarını temizliyor, dua okuyorum. 

TEK ODALI BİR EVDE YAŞAM MÜCADELESİ VERİYORUM

HALA AYDIN’DA MI YAŞIYOR SUNUZ?

Evet hala orada yaşıyorum. Tablo satarak geçimimi sağlamaya çalışıyorum. İstanbul’da bu şatlarda yaşamam mümkün değil. Burada tek odalı bir evde 700 TL’ye kirada oturuyorum. Durum böyle olduğu halde çok zorlanıyorum.

SETLERİ ÖZLEDİNİZ Mİ?

Gözleri doluyor… İçini çekiyor… Ah Habib bey ah… Tam 22 yıl oldu. Setlerden uzağım. O kadar çok özledim ki anlatamam. Ben Yeşilçam sokağında oyunculuk uğruna banklarda yatıp kalkan adamım. Bendeki bu aşk ölene kadar bitmeyecek. Set benim yaşam kaynağım. Setleri, Natuk Baytan’ı, Memduh Ün’ü, Orhan Aksoy’u Kemal Sunal’ı başta olmak üzere yaşamını yitiren birçok yönetmen, yapımcı ve oyuncuyu çok özledim. Eğer onlar sağolsaydı. Bizler hala setlerde oluyor olacaktık.

BİZLERE ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPILIYOR

22 YIL BOYUNCA HİÇ Mİ OYNAMADINIZ?

Lüferlerle çağırdıkları, ufak rol verdikleri birkaç filde oynadım. Ancak o filmlerin bana bir getirisi olmadı. Yani devamı gelmedi.

PEKİ NEDEN OYNATMIYORLAR SİZİ?

Konu bir ben değilim… Hiçbir Yeşilçam oyuncusuna dizilerde yer verilmiyor. Biz Yeşilçam emektarlarına üvey evlat muamelesi yapılıyor. Tabii bunu neden yaptıklarını da anlamış değilim. Aslında zor durumda olan birçok arkadaşım var. TV dizilerinde kendilerine yer verilirse hayatını azda olsa idame edecek. 

OYUNCU ARKADAŞLARINIZLA GÖRÜŞÜYOR MUSUNUZ?

Her İstanbul’a gittiğimde önce Yeşilçam sokağına giderim… Orası bizlerin hayatının geçtiği, hayallerinin gerçekleştiği yerdir. Hala Yeşilçam sokağına gelen oyuncular var. Onlarla bir araya gelip eski günleri yad ediyoruz. Yani fırsat buldukça Yeşilçam oyuncularıyla bir araya geliyorum. Ben vefasızlığı sevmiyorum. Onlarla buluşmak bana ayrı bir mutluluk veriyor.

5O’Yİ AŞKIN SİNEMA FİLMİNDE OYNADIM

YEŞİLÇAM’I KÜÇÜK RİNGO’SUYDUNUZ KAÇ FİLMDE ROL AALDINIZ?

Ben 1979 yılında Orhan Aksoy’un yönetmenliğini yaptığı, Kadir İnanır’ın başrollerini paylaştığı ‘İstanbul79’filmiyle sinemaya merhaba dedim. O filmde sigara satan işportacıyı oynuyordum. Kadir İnanır’a küfür eden çocuk olarak bilindim. Tabii gerçek şöhreti Kemal Sunal ‘ın filmlerinde yakaladım. ‘Bekçiler Kralı’'Gerzek Şaban' filminde mahallenin uyanık çocuğu, 'Umudumuz Şaban'da 'Küçük ringo', oldum. Bugüne kadar 50’yi aşkın sinema filminde oynadım.

SİNEMADAN PARA KAZANDINIZ MI PEKİ?

Biz sinemaya aşık, oyunculuğa aşık insanlardık. Karın tokluğuna sete koşup rolümüzü yapardık. O dönemler elimize senet tutuşturuyorlardı. Paramızı almak için senet gününü beklerdik. Zaten aldığımız parayı da aylarca borç aldığımız yerlere dağıtırdık. Biz gerçek anlamda sanat yapıyorduk. Sinemada öyle muhteşem paralar kazanmadık, kimseye de muhtaç olmadık. Ben o günleri çok özlüyorum. Sette herkes aileydi. O güzel günleri unutmam mümkün değil…

Size acil şifalar diliyorum. İnşallah en kısa sürede sağlığınıza kavuşursunuz Adnan bey..

Biz Yeşilçam emektarlarını hiçbir zaman unutmadığınız ve sürekli yanımızda olduğunuz için size çok teşekkür ediyorum Habib bey.