Sevgili okuyucularımız ressam Ömür Eke söyleşimize “sanat, toplumun öz değerinden doğar ve gelişir” diyerek başlıyor ve sanatına dair  sorularıma yanıt veriyor...siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak isterim... 

Merhaba Ömür hanım... Nasılsınız? Ressam olarak okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

Merhabalar, iyiyim..Denizli doğumluyum. İlk , Orta ve Lise eğitimimi İzmir’de yaptım. 30 yıldır aktif olarak resim sanatının içindeyim. Bir müddet kendime ait Eke Sanat Galerisini çalıştırdım. Daha sonra üç arkadaş eğitime dayalı Atölye Mavi’yi kurduk bu bünyede Kent Kültürü Sanat Hareketini başlattık. Şu an kendi atölyemde resim çalışmalarımı sürdürüyorum. 

Resim yapmaya ne zaman başladınız? Sizi resim yapma sanatına yönlendiren ne olmuştu?

Resim sevdam çocukluğuma dayanır. Daha çocuk yaşlarımda okulumuzun sanat ansiklopedilerinden Rönesans ressamları Leonardo da Vinci, Raphael, Michealangelo gibi sanatçıların yapıtlarını izlerdim. Her halde en çok ışığın peşinde Raphaello’nun hayranıydım. Daha sonra lisede resim öğretmenim Gülten Hünerli’den ciddi anlamda ilk eğitimimi aldım. Resmi ve kendimi tanımamda çok emeği olmuştur. Daha sonra ki hocalarım ressam Cevdet Şemsioğlu ve Celal Günaydın’ın bu konuda katkıları olmuştur. 

Bir ressam olarak etkilendiğiniz bir sanatçı var mı? Hangi ressamlardan etkilendiniz?

Elbette ki olmuştur. Rönesans dönemi sanatçılarından sonra ışığın peşinde izlenimci (Emprestyonist ) ressamlardan çok etkilendim. Manet, Degas, Cezanne, VanGogh...Her halde beni hala daha çok etkileyen Van Gogh olmuştur. Lise çağlarında hepsinin röprodiksiyonlarını çalışmıştım. Sonra Dışa vurum/Expresyon sanatçılarına, ham renk kullanan Fovist ustalara, Picasso ve Matisse ve dahalarına  hayranlığım arttı. Çünkü ışığın yanında rengi keşfetmiştim. Konularım ise bu çerçevede şekilleniyordu. Sonrası Gustav Klimt, Modigliani ve Egon Schiele diye devam etti. Türk sanatçılardan ise herhalde beni en çok etkileyen dönem sanatçılarından Fikret Mualla’ydı...  

Ne tür resimler yapıyorsunuz? Felsefi olarak temanız nedir?

Figüratif çalışıyorum. Beni etkileyen şey insan. Daha çok da kadınların ruh halleri resimlerimin konusunu oluşturuyor. Genellikle kent kadınını yapıyorum. Kalabalık içindeki yalnızlıklar kadınlı - erkekli sosyal mekanlardaki soyutlanmışlıklar ilgi alanlarımı oluşturuyor. Her resmimin bir hikayesi var. Mitolojik kadın, tanrı kültlerinden ve çağın tüketimin kölesi olmuş içi boşaltılmış kadınına kadar hepsi var…

Resimlerinizin konusunu seçerken faydalandığınız veriler nelerdir? Temalarınızı nasıl buluyorsunuz? 

Ö.E:Önce çevremdeki kadınlar bana ilham veriyor,sonrası zaten hayal gücüme kalmış. İyi bir gözlemciyim. Ayrıca ara ara modelli çalışırım.Çok okurum ,sergi ve müze gezerim.

Siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz ve çalışmalarınızla vermek istediğiniz mesaj nedir? 

Daha dışa vurumcu bir tarza yatkınım. Renkçi bir anlayışla dokusal çalışırım. Figürlerimi kendimce stilize etmeye ve renk desen ilişkisi içinde anlatımcı tavırla yansıtmaya çalışırım. Sonuçta gördüklerim değil kendi yorumları kurgularım ön plana çıkar.

Kullanacağınız malzemeler ve boya çeşitleri neye göre şekilleniyor?

Genellikle tuval üzeri yağlıboya tekniği ile çalışıyorum. Bu tür çalışmalar katman katman oluşan derinlikli ve dokusal işlerde beni tatmin ediyor. Ayrıca yine tuval üzeri su bazlı akrilik çalışmalarda yapıyorum. Bu da beni boyanın çabuk kuruması adına çabuk ve spontane işler üretmeye itiyor. Ortaya çıkan hoş sonuçlarda beni mutlu ediyor.  

Sanatınız icra ederken karakter oluşturmak için çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu? 

Belki eskiden zorlamış olabilir ama artık deneyimlerim sonucu oluşturduğum tarz beni çok fazla zorlamıyor. Daha çok yapmak istediğim şeye yoğunlaşıyorum. Vaktinde hafızama kaydettiğim çok şey tuvalimin başına oturunca bazen model ihtiyacı bile olmadan kendiliğinden çıkabiliyor. 

Etkilendiğiniz veya örnek aldığınız sanatçılar var mı? En çok beğendiğiniz Türk sanatçılar kimler ve neden?

Bir çok sanatçı var. Kendimi yer yer hala Raphaello’nun resimlerine Rembrant’ın, Gauguın’in,Toulouse Lautrec’in ve Van Gogh’un resimlerine bakarken görürüm. Onların resimlerinin sergilendiği müzelere sık giderim.

Bir okul gibidir oralar benim için bir alaylı olarak kendimi yetiştirme de çok rolleri olmuştur. Günümüz sanatçılarından Alex Katz’ın sadeliği, Lucien Freud’un abartılı gerçekçiliği, kendi sanatçılarımızdan bir ekol olan Neşe Erdok’un karakteristik figürleri, Nedret Sekban’ın kalabalık sokak satıcıları konuları,Tüllerle tuval dışı denemeliyle İrfan Önürmen ve diğerleri ilham aldığım sanatçılar arasında...

Yaptığınız sanat eserlerinden kazanabiliyor musunuz?

Türkiye gerçeğini  göz önünde bulundurursak, iyimser bir tavırla kazanıyorum diyebilirim... 

Türkiye’de sizin temanızdaki sanat eserlerinden hedefe ulaşılıyor mu?

Çağlar boyu dini temalar dışında özellikle kadın konulu resimler rağbet görmüş. Bu Türkiye içinde geçerli. Bana figuratif resim yapıp da kadın resmi yapmamış bir sanatçı gösterebilir misiniz? Bütün mesele ne yaptığınızla değil nasıl yaptığınızla alakalı...Özgün olan hedefe ulaşır. 

Yaptığınız eserlerin başarılı olabilmesi için sizce olmazsa olmaz koşul nedir? Olmazsa olmazı insanların kalplerine mi hitap etmeli. Resim sanatı öğrenilecek bir şey midir? Yoksa yetenek mi daha ön planda?

Eserin başarılı olabilmesi için ilk koşul özgün olmasıdır.Tabii ki füguratif  çalışma için en temel kural sağlam desendir. Boyasal anlamda teknik alt yapı ,malzemeye hakim olmak ve en önemlisi de doğru anlaşılabilir kurgu. Resim sanatı tabii ki öğrenilir bir şey. Sıkı bir çalışmayla kişi kısa zamanda yaptığı işi sergileyebilir. Yetenek konusuna gelince; kimisi yüzde doksan dokuz çalışma, yüzde bir yetenek der. Kimisi işin zanaat kısmı öğretilir sanat kısmı öğretilemez der. Ben işin içinde ruh ve duygu yoksa yaratım sancısı yoksa işin sanat kısmı oluşmamıştır diye düşünürüm. Sanat eseri hem kalbe hem beyne de hitap etmeli. İnsanlara güzelin yanında ufukta vermeli.  

Kendinizi resim yapmak için şartlandırır mısınız? “Günde şu kadar zaman harcamalıyım” gibi bir düşünce ile mi sanatınızı icra edersiniz? Yoksa aman vakit değerlensin mi diyerek resim yaparsınız?

Sanat eserinin şartlarla işi yoktur. Olursa onun sanata dönüşmesi zordur. Çünkü duygu işidir bu. Bazen boş tuvalin başında akşama kadar oturduğum olur. Bazen de oturur oturmaz sular seller gibi akarım. Ama gün boyu resim ve renk düşünürüm ışığın peşinde. Bu benim yaşam şeklim.

Resim yaparken çektiğiniz zorluklar var mı? Olur ya şimdi sanatınızı icra ederken maddi ve manevi harcamalar da önemli... 

Dönem dönem zorluklar olmuştur. Yıllar önce cebimizde para olurdu Türkiye şartlarında iyi malzemeye ulaşamazdık bilhassa ithal boyaya bazen boyanın iyisini bulup, gerekli finansal durumlarda sıkıntı çıkardı. Resim yapmak ciddi maliyetli bir iştir. Boyası, tuvali, fırçası, çerçevesi ve sergi için ordan oraya taşınması külfetlidir. Özünde sevmek gerektirir.

Resimlerinizin temasını seçerken zorlanıyor musunuz?

Konu bakımından sıkıntım olmaz. Çünkü konularım her yerde. İşe yakın çevremde bile malzeme bol bakmasını ve görmesini bilene…Bazen konu beni buluyor. 

Kendi eserlerinizin satışından gelir sağlıyor musunuz? Malum Türkiye’de özellikle de büyük şehirlerde inanılmaz sayıda bu konuda sanatını icra eden kesim var...

Resimle uğraşan çoğaldı. Hobisel anlamda da eğitimlerini tamamlayıp atölye açanlarda dahil. Sanatla uğraşmak tabii ki çok güzel bir şey çoğalması kültürel anlamda etkisini gösterir topluma ama işin ticari kısmı farklı. İnsanlar kendi yaptığı resmi asmayı tercih eder noktasındalar. Seçicilik burada devreye giriyor. Ülkenin bu konuda sorunu, ciddi anlamda koleksiyoner sıkıntısı olması. Gerek algıda seçici olan eğitimli kesim, gerekse evinin dekoruna göre alışveriş edenler var. Bu anlamda kendimi finanse etmek  adına satışlardan gelir elde edebiliyorum. Fakat malzemelerimi karşılamak da zorlanıyorum. Eeee geçim çok zor...

Resimlerinizin tanıtımını nerelerde yapıyorsunuz ve faydalı oluyor mu? 

Sergilere katılıyorum. Fuarlara da katılmaya başladım. Kendime ait web sitem var. Ayrıca sosyal medtadan ressam guruplarına katıldım. Yine sosyal medyada hesaplarım var. Katıldığım sergilerden özel galerilerin basmış olduğu özel katalog ve kendi kitaplarım var. Faydalı olduğu kanaatindeyim.

Solo sergi açtınız mı? Eserleriniz alıcı buldu mu?

22 kişisel ve 24 karma sergiye katıldım. Evet resimlerim alıcı buluyor ve satılıyor…

Eeee... Maşallah diyelim. Bu arada birde kitabınız var...kitap yazma fikri nereden geldi? Konusu nedir?

Evet kendime ait bir kitabım var bu sene başında çıktı.  Adı ‘Mavi Kalem’. Bu benim 20 yıllık gazete ve dergilerde ki yazılarımın derlemesiydi. Yerel bir gazete olan Deha 20’de 1998 yılında başladığım insana ve sanata dair yazılarımın ve devam eden süreçte ki hala devam ediyor çeşitli dergilerdeki toplumsal içerikli  yazılarımın konu çerçevesinde toplanmasından oluşmuştu. Daha önce birkaç arkadaş birlikte çıkardığımız iki kitabım daha var. Yazmak ayrı keyif ve yeni kitap projelerim var.

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje veya sergi var mı?

En yakın zamanda İstanbul Hilton Center’da gerçekleşecek olan, 13-15 Aralıkta ‘ART SHOW’ sanat fuarına katılacağım. Yeni dönem ve yeni yıl içinde yurt içi ve yurt dışı sergi projelerim var. 

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Sanat güzel şey… Bana zaman ayırdığınız için size ve Önce Vatan gazetesine teşekkür ederim…

RÖPORTAJ: ZAMBAK KARABAY