Reform...

Abone Ol

“Normal”leşmeye ihtiyacımız var. Bu “Yeni Normal” ya da “Yeni Türkiye” ifadeleri ile gelen deneyimler, pek tartışmalı… 

Demokrasi adına seçim sonrasında yaşadıklarımız mesela… Ya da açıklanan “Yeni Ekonomik Reform Paketi” mesela… Yedi ay önce açıklanan paket ile neredeyse aynı gibiydi… Ve maalesef açıklama sonrasında dolar tekrar artmaya başladı… Demek ki ters bir durum var!..

Demek ki her “yeni” olan daha şık, güzel, bedene uygun anlamı taşımıyor. Hediye edilmiş bir kıyafette, yenidir ama şık ve kullanılabilir olmayabilir…

Açıkcası halk günlerdir bu reform paketini bekliyordu. Seçimin de bittiği bir dönemde ekonomiye artık daha fazla zaman ayrılacak ve devrim niteliğinde işlemler ile işsizlik, TL’nin değersizleşmesi gibi konuların üstesinden gelebilecektik. 

Tıpkı, doğum gününde bir kenarda duran hediye paketlerini açmaya sabırsızlanan çocuklar gibiydik… Heyecanla paketi açmayı bekliyorduk. En sonunda açtık ama beklediğimiz gibi olmadı… 

Öncelikle anladık ki! 2019 yılı bankaları kurtarma yılı olacak… Sermayelerinin artırılması için çalışılacak. Kamu ve özel bankalara verilecek borçlanma senetleri ile bozulan bilançoların toparlanması hedeflenecek. Öte yandan temettülerde dağıtılmayacak ve batık krediler için fon oluşturulacak… Ödenmeyen riskli krediler bu fona aktarılacak ve yüksek getiri taahhüt edilerek yabancılara satılmaya çalışılacak. Böylece bankaların sırtındaki batık krediler devletin sırtına binecek. 

Yani bankaların yabancılardan dış borç alarak, halka ya da şirketlere verdiği kredilerden, batık duruma düşmüşlerini devlet üstlenecek… Yine yani yıllardır söylenen “Bu dış borç özel kesimin, kamunun değil… Kamunun dış borcu çok az…” ifadesi çürümüş olacak…  

Fona çevrilen bu batık ve sorunlu krediler, yine tahsil edilemezse, halktan toplanan vergilerle borçlar karşılanacak… Özet ile bankaların  batık ve sorunlu borcunu halk üstlenmiş olacak… 

Bankacılık sektörünün buna çok ihtiyacı vardı, kesinlikle doğru… 

Bu kadar batık krediye, düzensiz kredi ödemelerinin maliyetine ve üzerine bir de kur artışları yüzünden bankalar gerçekten zor durumdaydı… Ama bu yükün dolaylı ve dolaysız vergiler ile karşılanması, yani vatandaşın söz hakkı olmaksızın ödemesinin doğruluğu tartışılır… 

Lâkin banka patronları bu paket ile neşelendi… 

Onun dışındaki diğer reform paketleri 2020 ve sonrası için olduğu belirtildi.  

2020 yılında çalışanların kıdem tazminatları da bir fona devredilecek… 

Bugün ve dün kıdem tazminatlarını işverenden alan çalışanlar, artık devletten talep edecek… Elbette yasanın yürürlüğe girdiği gün itibarıyla devletten alınacak, 2020 öncesi dönemlere ait kıdem tazminatlarından yine işveren sorumlu olacak…

Bu  durumdan hem işveren, hem işçi mutsuz… Ama anladığımız kadarıyla hazineye de para gerekli… 

İşveren mutsuz çünkü; Biriken tazminatı, kaynağı elinde tutan işveren, üretim artışı ve pazarlama faaliyeti için bu kaynağı kullanabiliyordu… Ve haliyle piyasalara biraz daha güç katabiliyor, istihdama destek olabiliyordu… Bu kaynak elinden alınacak… Ayrıca her ay düzenli olarak beyanname ile bu karşılıkları peşin peşin devlete ödeyecek… Kendisine ek bir yük gelecek… Kendi istifa etmiş, tazminat almayı haketmeden ayrılmış personelin kıdem tazminatı da artık devlete kalacak… 

İşçi mutsuz çünkü; Yıllık kıdem tazminatı tavanı azalacak… Kıdem tazminatı baskısı, maliyetini üzerine yük hissetmeyen işveren, çok daha rahat işçi çıkartabilecek… Kıdem tazminatı alabilmek için gerekli kriterler değişecek… Ve tazminatı bir fona bağlanarak kullanılacak… İşçinin güvencesi azalacak, fon sebebiyle risk altında görebilecek…

Aynı zamanda zorunlu bireysel emeklilik 2020 hayata geçirileceği de açıklandı… 

Sosyal güvencelerimiz yavaş yavaş özel sektöre doğru kayması açıkçası pek hoş değil… “Sosyal Devlet” anlayışını kaybeden ülkeleri ve vatandaşlarını çok yakından biliyoruz. Defalarca gazetelerde okuduk… Eski ABD başkanı Obama’nın bunu düzeltebilmek için gayretlerini hatırlıyoruz… ABD vatandaşlarının feryadlarını hatırlıyoruz… Hastane koşullarının, ödemelerinin ne kadar zor olduğunu biliyoruz… Bu açıklama ile sosyal güvencelerin, emekliliğin, sağlığın özel sektörün eline, zaman içinde tamamen geçebileceği duygusu bile içimizi cız ettirdi…

Genel olarak paketimizi açtık ama içinden çıkan ile pekde mutlu sayılmayız… 

Mutfağımızın kaygısını, yıllarca okumuş çocuklarımızın aylaklığını, piyasadaki para akışının durmasını gideremedik… 

Yoksa çok mu şey istedik?..