Sinema, tiyatro ve hatta kitle haberleşme araçlarının eğitime hiç şüphesiz katkıları vardır. Özellikle geleceğimizi emanet ettiğimiz nesillerin yetişmesinde önemli sorumluluk yüklenirler. O nedenle sinema ve tiyatro yoluyla eğitilen insanlar vardır. Bu nedenle sinema ve tiyatro deyip geçemeyiz. "Recep İvedik I-II " filmleri gişede rekor kırdı. Bu zamana kadar her bir filmi dört milyondan fazla insan seyretti. Bu seyircilerden biride benim. Recep İvedik filmlerinin bir başarısı varsa o da gişe rekorudur. Aslında iki filmin de gişe rekorları kırmasına bir türlü mana veremiyorum. Recep İvedik filmlerinin üç yönden eliştirilecek ciddi eksiklikleri var. Birincisi; filmlerde düşünce ve felsefe yönü yok. İnsanlara herhangi bir ufuk sunmadığı için ahlaki yöndenden kötü bir örnek. Filimde estetik ve sanat olmadığı gibi kalite de yok. Bir komedi filmi idi gittiğim. Bunun bilincindeydim. "Gülmek için izleyeceğim" diyordum içten içe. Zaten böyle bir filmde olay örgüsü ya da sanatsal bir içerik beklemiyordum. Ancak gülmek için gittiğim filme, moralim gayet yerinde girdim, moralim bozuk bir vaziyette çıktım. "Neden bu filmi izledim, neden zamanımı boşa harcadım?" diye içten içe söylendim. Filmde komediden çok iğrençlik vardı. Recep İvedik, bildiğiniz üzere ilkel bir insan; fiziksel olarak evrimini tamamlamış hatta aşmış, zihinsel anlamda ise geri zekalı olan bir insan prototipi. Bu insan, bol bol küfür ediyor, karşısına gelene tekme tokat saldırıyor ve biz de gülüyoruz. Evet görevimiz buydu. Bu göreve riayet eden hemen hemen herkes gülme moduna giriyor. Ben bu göreve riayet edenlerin de filmin ne anlama geldiğini anlamadığını düşünüyorum. Üzülüyorum böylesine pespaye bir film nasıl olur da gişe nekoru kırar diye?!.. Film midir, nedir hiç bir şeye benzemeyen kıldan, tüyden bir film. Gerçek komedi filmi küfürsüz güldürebilen filmdir. Çok izleyicinin seyretmesi demek filmin başarılı olduğunu göstermez. İkinci olarak; bu filmler estetik değil. Yani sanat yönü hemen hemen hiç yok. Mesela hangi sahnelerde gülme krizine girmemiz gerektiğinden bir örnek vereyim. Recep internetten tanıştığı bir kız ile ilk kez buluşur. Uzakdoğu yemekleri yapan bir restorantta kızı bekler. Genelde yine uzakdoğu yemeklerinde kullanılan, masanın üzerindeki iki adet kamışı Recep paketinden çıkarır. Birisini eline alır, şöyle bir bakar. Kulağını o kamış ile temizler. Daha sonra kulağını karıştırdığı kamışı ağzına sokup, kulak pisliğinin tadına bakar. "İyyyy" diyorsunuz biliyorum ama bizim buna kahkaha atmamız lazımmış. Ben tam anlamıyla iğrençliğini yansıtamadığım bu sahnede kahkaha atanları gördüm. Gözlerime inanamadım. Birkaç dakika sonra Recep suşinin tadına bakıyor ve kızın suratına kusuyor; hepsi olmasa da önemli bir kısım seyirci yine gülmekten kırılıyor. Gülmek için gittiğiniz bu film, sizi hayal kırıklığına uğratacaktır muhtemelen. Ha Recep İvedik tarzı bir adamsanız, hayatınızda espri nedir bilmiyorsanız ve kabalığı "komedi" olarak sayıyorsanız, bu filme gidin. Size bolca sahneler hazırladı Şahan abiniz. Sırf gülün diye. Üçüncüsü; filmdeki üslup tam bir maganda üslubudur. Filmin çok küfürlü olduğu aşikâr. Bu konuda eleştirileri fazlasıyla hak ediyor. Tasvip edilmeyecek şekilde toplumu yozlaştırdığı da şüphe götürmez bir gerçek. Örneğin, ofisteki kız konuşurken, 'Kızım sen niye fok balığı gibi konuşuyorsun?' diyor. Eczanedeki kadına; 'Yemişsin şişmişsin' diyor. Pizza müşterisine; 'Şişmansın diye bu kadar ego yapılır mı?' diyor. İşadamlarına; 'Bu kadar kodamanı ve ensesi kalını bir arada görmedim' diyor. Tabii ki Recep İvedik düşüncelerini görgüsüzce ve patavatsız bir şekilde söylüyor. Buna da şiddetle karşı çıkıyorum. Toplumu yozlaştırdığını düşünüyorum. Keşke Recep İvedik aklımızdan geçen gereksiz şeyleri değil de daha önemli şeyleri söylese! Keşke bunları daha saygılı, daha medeni ve küfürsüz yapsa! Recep İvedik filmleriyle kimleri kırmadı ki; sanat ve estetiği kırdı, düşünce ve felsefeyi kırdı, ahlaki değerleri kırdı, arkadaşını kırdı, izleyicileri kırdı, Karslıları kırdı, sevgilisini kırdı, ninesini kırdı. Bütün bu kırdıklarının yanında gişe rekoru da kırdı. Hasılı; "Recep İvedik I, II" filmleri düşünce-felsefe, sanat-estetik, üslup ve daha önemlisi ahlaktan yoksun bir filmdir. Bu seviyesizlikler filme kelimenin tam anlamıyla rezalet ve kapazelik damgasını vurmuştur. Bu filmi bu şekilde yapıp sırf para uğruna iğrençlik yaratan Şahan'ı nefretle kınıyorum. Dolaylı da olsa bir eğitim aracı olan sinema filmleri gösterime girmeden kültür bakanlığı tarafından bandrol verilir. Kültür Bakanlığı "Maganda" uslubundaki "Recip İvedik" filmlerine nasıl izin vermiştir? Bunu da doğrusu merak ediyorum!... Netice-i kelam; hayatımda bu kadar berbat, bu kadar boş ve bu kadar kepaze bir film izlemedim. Kimsenin izlemesini de asla tavsiye etmiyorum. Ben pişman oldum siz olmayın...