İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınladı. Bu genelgeye göre bu ramazan ayı diğer aylar gibi olmayacak. Bazı değişiklikler var ki, maddi külfetinden dolayı gereksizliğini savunurdum. Bazı değişiklikler de var ki yerinin doldurulması konusunda endişeliyim.

Ramazan ayında meydanlara kurulan platformlarda birçok şey organize ediliyor. Bu organizasyonların 1 ay boyunca belediyelere maliyetini hiç düşündünüz mü? Bu organizasyonlar gelenek olabilir ama maddi anlamda azımsanmayacak boyutlarda. Bu ramazan ayında madem bu organizasyonlar olmayacak, organizasyonlara gitmeyecek paralar vatandaşlar için kullanılabilir. 

Diğer bir değişiklik ramazan davulcusu ile ilgili oldu. Ramazan ayında aynı davulcuyu ikinci kez gören oldu mu hiç? Her gün farklı davulcular kapıları çalar para isterdi. Bu değişiklikle davulcular halktan para istemeyecek ve paralarını yerel yönetimler karşılayacak. En azından davulcu olmayan insanların davulcu gibi kapı kapı dolaşmasından kurtulmuş olduk.

İFTAR ÇADIRLARI NE OLACAK?

İçişleri Bakanlığı genelgesine göre iftar çadırları olmayacak. İftar çadırları her ramazan ayında birçok yoksulun karnının doymasına vesile oluyordu. Kurulmayacak çadırların telafisi nasıl olacak? Ufak bir öneri de sunalım. Her eve yemek götürmek zor olacağından belediyeler vatandaşlara maddi yardım yapabilirler. Bu yardımlar ramazan ayına özel olduğu için belediyelerin veri tabanına kayıtlı hazır yardım alanların dışında işsiz kalan, bu süreçte mağdur olanları da kapsamalı. Bunun yapılması için ciddi bir çalışma içine girilmesi gerek. Bu işi son güne sıkıştırmak yerine belediyelerin şimdiden bu çalışmalara başlaması lazım.

TELEVİZYON PROGRAMLARI İNSANLARI GEVŞETMEMELİ

Sürekli söylediğimiz bir şeyi tekrar hatırlatalım. Kimse gevşemesin. Biliyorum hepiniz evdesiniz ve hiç olmadığı kadar televizyon izliyorsunuz. Televizyon izlerken canınız sıkılıyor zaplıyorsunuz kanalları. O da ne? Az önce bir kanalda izlediğiniz bilirkişi “evden çıkmayın bu iş ne zaman biter belli değil” derken, başka kanalda denk geldiğiniz bilirkişi virüsün biteceği zamanı nokta atışı göstererek veriyor. Vatandaşları bu sürece alıştırmak için o kadar uğraş vermişken bu tür haberler insanların motivasyonlarını bozup gevşemelerine yol açabiliyor. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. Bir şekilde ilerleme kaydetmişken bu ilerlemeyi televizyon programlarının “ikircikli” açıklamaları bozmamalı. 

Bu şekilde ön görülemeyen ortamlarda iletişim etkili oluyor. İletişim öyle bir şey ki sadece konuştuklarınızı düşünmezsiniz. Konuştuğunuz kitleyi de düşünerek konuşursunuz. Programlarda salgınla ilgili birçok konu konuşuluyor, konularda insanların evde kalmasına yönelik onca şey konuşulurken dinleyici, dışarı çıkmak için o konuşmalarda bir dayanak arıyor. Dinleyici bu dayanağı gördüğü an gevşeme sürecine geçiyor. Televizyonda program yapanların buna dikkat etmesi gerek.