Önce işit dedi. Sonra gör ve hisset diye gönül verdi...

Bir katre damladı, canıma canını kattı. Bir beden iki yi. Tekrar etti biri!

İki kulu yaşadı… RABBİM EMRETTİ ve şahitti ve oluverdi biri, ikinin biri İsmail’im oluverdi…

Duy dedi Yüce Rab’bi. Sonra gör. Ve sende hisset onlar gibi...

İsmail istedi. Tuttu babasının elini. Yürüdü yokuşları. Biliyordu kurbandı, duydu sesleri, gören gözleri bağlandı, gönülden hissetti, çünkü Rabbi istedi!

Ama bu bir imtihandı

Bunu da hissetti, sınandım dedi, denendim dedi, gönlünü verdiği gibi ömrünü de verecekti...

Kelle koltukta bu can yoluna fedaydı.

Gönüller bildi, yürekler sakladı, oğlan türeyecekti, duyarak görerek yüksek hissi.

Bu son karardı…

Daha yolumuz uzundu ama bir o kadar da kısa dedi birisi..

Zaten bitmişti öteki.

Oğlundan af diledi, duyuramadı, gördüremedi, hissettiremedi, yine de affet dedi.

Kader dedi, yazgı dedi, avuttu başka bebeleri, ağaracaktı saçları, tükenecekti bedeni... Hasret yakacaktı içini ...

Oğlan haykırdı

Ben dedi! Ya ben! Rüyanda görmedin mi? Ezanlar okunur iken seni Rabbim söyletmedi mi?

O!... Anlamadım!.. Kız ağzınmı eğrildi? diyerek üç kere tekrar ettirmedi mi?

Yeter atık bekletmeyin beni, alsana katrecik damlayı onu değil beni bırakma bari...

Bu bir kader birliği, benim içindi,

Şimdi ben tutacağım İsmail'in elini

Beraber çıkacağız yokuşları, babam adandı, benim için azadedildi. Yanmayan ucuyla kibriti.

Yaşatmadan acıyı, öğretecek bana hayatı. Sen engel mi olacaksın ki! Bu benim yazgımdı.

Sen karar veremezsin ki RABBİM EMRETTİ!

Teki utandı, duyduğu sesi yüreğine gömmeye çalıştı...

Emanet taşındığın bendene sor dedi. Ben yaptım elimden geleni ama o vermedi ki, başımı eğdirdi  gururumu ezdirdi, hayali ile dillendirdi, cümle aleme rezil etti! Yine de seni vermedi,

Bir birde kalsın istedi, iki olamaz dedi.

Belki!! Korktu belki...

Velhasıl-ı... Belki! Belki de bunu bile RABBİM EMRETTİ

Kaderinde vardır belki! Belki anlına da yazılı ve lakin belli ki kısmet değildi, kalp gözü kapanıverdi.

Zaten çok beklemişti teki, kapatabilirim bende belki dedi, tek başına savaşmaya çalıştı.

Nasıl olsa zaman en iyi ilaçtı!

I̱ zo̱í̱ mas eínai taxídi, ena taxídi sto chróno....

(Bizim hayat bir yolculuktur, zaman içinde bir yolculuk!)