Lâtince’den Türkçe’ye, Türkçe’den Lâtince’ye “Ülker Tıp Terimleri Sözlüğü” gibi olmazı olmaz yapan bir ilim adamı. Türkçe’ye anıt bir eser kazandırmıştır.

     Eser ne kadar büyükse, onu ortaya koyan azim de o derece yüksektir. Çünkü o azim, o cehd olmasa idi; bu anıt eser / yapıt ortaya çıkmayacaktı.

     Yazan da büyük emin ol kardaş, yazılan da.

     Çünkü, büyük sır gizli kalemle kazılanda.

     Ferhat’ın dağları delmesi, Mecnun’un çölleri aşması, Dağcıların Everest’e tırmanışından hakikaten daha zor bir işi başarmış. Âdeta iğneyle kuyu kazmış. Karınca yürüyüşü ile yola koyulmuş.

     Kelimeleri sindire sindire hafızasına almış. Zihninde öğütmüş. Dimağında yoğurmuş. Türkçe’deki yerlerine bir güzel oturtmuş. Tıp terimleri sözlük arenasında, ben de varım demiş; Türkçem her şeyi kucaklayacak, karşılayacak, ifade edebilecek kapasiteye sahiptir diyerek, zorlu bir bilim yolculuğuna çıkmış.

     Her evrede Türkçe kelimeler bularak; yabancı kelimelerin karşısına dikilmiş. İlmî / bilimsel bir yükün  altına çekinmeden ve isteyerek girmiş. Geleceğin Tıp talebeleri için, istikbâlin hekim ve doktorları için, yarınların tababet / tıp ilmini Türkçe kelimelerle karşılayacak bir sonucun tohumlarını, bıkmadan usanmadan ekmiş. Azmiyle sulamış. Sevgiyle bakmış. Ülküyle kanat germiş. Kendi kültür toprağımızda boy atmasını sağlamıştır.

     X

     “Türkçe bilim dili olmaz, yetersizdir!” hezeyan, iddia ve savında olanların ortalıkta cirit attığı bir hengâmda, Türk ilim âleminden biri çıkıyor. Böyle diyenlere meydan okuyor.

     Kim demiş Türkçe ilim dili olmaz diye? İşte isbatı, bal gibi olur. Hem olmuştur. Nitekim buna Doç. Dr. Fikri Öztop Ege’nin dediği gibi: “Ülker Tıp Terimleri Sözlüğü” ile “Yeterlidir.” yanıtı veriyor.

X

     Sn. Süreyya Ülker’i öğrenciliğinden beri çok iyi tanıyan Prof. Dr. Orhan Bumin onu ve yaptığını ne güzel anlatır:

     Patolog Dr. Süreyya Ülker, “Ülker Tıp Terimleri Sözlüğü” adlı kitabı ile beni görmeğe geldiği zaman, büyük bir kıvanç duydum. Tıp Fakültesi’nin 4. sınıfından beri kendisini tanırım.

     ...Türkçe’nin özleşmesine ve üstünlüğüne yürekten inanmıştı. Bu, tutku hâlindeki çabası, sonunda sonuç vermiş ve adı geçen yapıt, basılacak  hâle gelmişti.

     Geniş bir terim sayısı olan ve her gün yenileri eklenen hekimlik alanında, binlerce yıllık geçmişi olan güzel dilimizde, her Lâtince sözcüğe bir karşılık bulmanın mümkün olduğunu, Dr. Süreyya Ülker, bu yapıtı ile göstermiş bulunmaktadır. Bu konuda Prof. Dr. Muzaffer Altınkök şunu söyler:

     Tıp alanında geniş bir Türkçe kılavuza ya da sözlüğe gereksinme vardır. Bu açığı kapatmağa yönelik güzel sözlüğü yazdığı için Dr. Süreyya Ülker’i kutlarım. Bir sözlük yazabilmek için çok çalışmış olsa gerek. Bu çalışma erkesini yitirmemesini, daha nice nice yapıtlar yazmasını dilerim. 

     Doğaldır ki bir ön çalışma olan bu sözlükteki bazı sözcükler değerini hiçbir zaman düşürmez. 

     Tekrar Prof. Bumin hocamıza dönüyoruz: Bundan sonra hekimlik alanında, yazarlara ve çeviri yapanlara düşen görev, yabancı dildeki terimleri, dilimize, Türk Alfabesi ile olduğu gibi aktarmak değil, ufak bir gayretle Süreyya Ülker’in sözlüğüne başvurarak Türkçe karşılığını bulmak veya aynı temellere dayanak bulunacak bir Türkçe terimi kullanmaktır.

     Bu büyük çabanın Dr. Süreyya Ülker tarafından sürdürüleceğine ve yapıtın, bundan sonraki basımlarında daha üstün bir düzeye getirileceğine inanıyorum.

     Üstün başarısı nedeniyle Dr. Süreyya Ülker’i candan kutlarım.

     (17. 03. 2005)