Türkiye’nin Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Kafkasya’da sergilediği ataklarının önünü kesmeyi ve Rusya’nın bölgedeki etkinliğini azaltmayı hedefleyen ABD’nin amacı, Ortodoksları Moskova Kilisesi’ne bağlı olmaktan kurtarıp Fener Rum Kilisesi’ne bağlamaktır.

 Bunun için de, tarihi gerçeklere aykırı aykırı düşmesine rağmen, Fener Rum Kilisesi’nin “ökümenik”, yani evrensel olduğunu kabul ettirmeleri gerekiyor. Hıristiyanlık kaideleri ve Hıristiyanlık tarihi görmezden geliniyor. Fener Rum Kilisesi’ne “ökümenik” sıfatı kazandırma çalışmalarının hedefi, Türkiye ve Rusya’nın bölgedeki etkinlikleri azaltmak ve Çin’in Yeni İpekyolu’na destek vermekten vazgeçirmektir. 

Pompeo’nun İstanbul çıkartması günlerinde İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne ait iki Eurofighter Typhoon uçağının, 132. Filo Komutanlığı’na bağlı F-16’larla eğitim uçuşları yapmak üzere, Konya 3. Ana Jet Üssü’ne inmesi, ‘Yeni İpekyolu’nun gölgedeki mimarlarından İngiltere’nin ABD’ye mesajı’ olarak değerlendiriliyor. 

Pompeo’nun, Biden’ın iki adamıyla birlikte Fransa’dan başlattığı vedalaşma turunda Ankara’yı görmezden gelerek yalnızca Fener Rum Kilisesi’ni ziyaret etmesini ‘diplomatik dille mesajlaşma’ açısından değerlendirdiğimizde, verilmek istenen mesajlar kendiliğinden netleşmiş olmaktadır. 

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun, 23 Kasım'a kadar sürecek ve 7 ülkeyi kapsayacak olan veda turu Fransa'dan başladı. Pompeo, Fransa'daki temasları sonrası İstanbul'a gelmiş ve “dini konuları görüşmek üzere” yalnızca Fener Rum Patriği Bartholomeos ile bir araya gelmişti. Pompeo’nun İstanbul ziyareti öncesinde yaptığı açıklamalar ve ziyaret programına Ankara’yı dahil etmemesi Ankara'nın tepkisini çekmişti. Pompeo’nun “ruhani boyutlu” İstanbul ziyaretini dengelemek amacıyla, Süleymaniye Camii’ni ya da Ayasofya’nın tam karşısındaki Sultanahmet Camii’ni değil de çarşı içindeki Rüstem Paşa Camii’ni seçmesi manidardır. 

Pompeo’nun 27 Kasım’a kadar sürecek veda turunda Türkiye’de hiçbir resmi temasta bulunmadan yalnızca Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etmesi Ankara’ya verilmiş çok anlamlı bir mesajdır. 

Bu mesaj Türkiye-ABD ilişkilerinin geldiği noktayı göstermesi açısından da çok önemlidir. Paris’te Cumhurbaşkanı Macron ve Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile, 28 Kasım’da ziyaret ettiği Gürcistan’ın Başkenti Tiflis’te hem cumhurbaşkanı hem de başbakan ile görüşen Pompeo, Türkiye’yi ziyaretinde Ankara’ya uğramaması, yalnızca Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ziyaret etmesi, yaşanan küresel gelişmeler bağlamında Türkiye’nin izlediği politikadan duyulan memnuniyetsizliğin bir dışavurumudur. 

Pompeo bu davranışıyla ve İstanbul’dan Gürcistan’ı ziyaret ederek yalnızca Türkiye’ye değil, Rusya’ya da mesaj vermiş oluyordu. ABD, bazı konularda sürtüşmelerine rağmen, Çin’in Yeni İpekyolu’na destek vermelerinden dolayı Türkiye’ye de, Rusya’ya da diş bilemekteydi. 

ABD derin devleti Pentagon’un Evanjelik şahinlerinden olan Pompeo, Batı yanlısı bir politika izlediği için Putin tarafından cezalandıran, Azerbaycan tarafından hırpalanmasına göz yumulan Ermenistan Başbakanı Paşinyan’a da “Korkma yakınındayız” mesajı gönderiyordu.  

Pompeo, yakın bir geçmişte Doğu Akdeniz odaklı ziyaretinde, ABD’nin yıllarca uyguladığı silah ambargosunu kaldırarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne, Girit’teki askeri üssü ziyaretinde de, Dışişleri Bakanı Miçotakis’in villasında konaklayarak Yunanistan’a göz kırpmıştı.  

Diplomasi kurullarını gözardı eden bu ziyaretle ilgili olarak ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye ve bölgedeki dini konuların ele alınarak, ABD’nin, tüm dünya genelinde dini özgürlükler konusundaki güçlü duruşu vurgulanacak” deniliyordu. 

POMPEO “KAYIP AYDINLANMA”YI OKUDU MU?

Irkçılığın, İslam düşmanlığının, nefret suçları gibi insan hakları ihlallerin zirve yaptığı bir ülkenin dışişleri bakanının binlerce yıllık tarihi boyunca din ve inanç özgürlüğünü baştacı etmiş bir millete söyleyebileceği hiçbir şey yoktur. Bunu biz değil, kendi ülkesindeki çok saygın bir bilimadamı olan Frederick Staar, “Kayıp Aydınlanma” kitabında anlatıyor. Türkistan tarihini, Osmanlı Tarihi’ni okumak zor gelebilir, ama bu “Kayıp Aydınlanma”yı Princiton Üniversitesi kütüphanesinde kolayca bulabilirsiniz. O muhteşem eserde Türk ve İslam bilginlerinin Batı aydınlanmasına yaptıkları katkılar ve inançlar konusundaki hoşgörüleri, çeşitli inançları rahatça tartışabildikleri ayrıntılı olarak anlatılıyor. 

Pompeo’nun, veda turnesinde, Ankara’yı görmezden gelerek İstanbul’daki Fener Rum Patrikhenesi’ne odaklanmasının nedeni çok başkadır ve tamamen siyasi amaçlıdır. ABD Ortodoks dünyasını Fener Rum Kilisesi üzerinden kanatları altına alma hamleleri yapmaktadır. Bunun için de Vatikan ile Fener Rum Kilisesi’ni barıştıran ABD, şimdi de Fener Kilisesi’ni tüm dünyaya ökümenik bir dini merkez olarak kabul ettirmenin peşindedir. 

Obama döneminde Başkan yardımcısı olan Joe Biden bu konuda önemli adımlar atmış, Fener Kilisesi’ni ziyaret ederek ökümenik statü kazanması yolunda yoğun çalışmalar yapmıştı. Biden, ziyaretine ilişkin olarak resmi twitter hesabından yapılan duyuruda, “İstanbul'da Ekümenik Patrik Cenaplarını sabah erkenden ziyaret etmiştir” deniliyordu. Resimli mesajda Biden, Bartholomeos için “Evrensel Patrik” anlamına gelen “ökümenik” ifadesi özellikle vurgulanıyordu. 

FENER KİLİSESİ “ÖKÜMENİK” OLAMAZ, ÇÜNKÜ…

ABD’nin bütün çabalarına rağmen, Fener Kilisesi’nin ökümenik bir kilise olduğu, çok zorlama bir iddiadır. Hıristiyanlık akidelerine göre, bir kilisenin ökümenik olabilmesi için öncelikle Hazreti İsa’nın havarilerinden (apostol) biri tarafından kurulmuş olması gerekiyor. Hıristiyanlık tarihinde havariler tarafından kurulan kiliseler “Apostolik Kilise” olarak anılıyorlar.  

 MS 451 yılında toplanan Kadıköy Konsili’nde Roma, İskenderiye, Antakya kiliselerine “ökümenik” sıfatı tanınmıştır, fakat bu listede İstanbul Patrikhanesi yoktur. Bu üç kilise İsa’nın üç havarisi tarafından kurulduğu için ökümeniktir. Gazetemizin bir kuruluşu olan VATAN TV’de yayında, gazetemizin sahibi Abdullah Akosman ile yaptığımız programlarda bu konuyu gündeme getirmiş, Fener Kilisesi’nin neden ökümenik olamayacağını anlatmıştık. 

Fener Rum Kilisesi’nin neden “ökümenik” olamayacağı konusu ayrı bir yazı konusudur. Burada, Obama döneminden başlayarak sürdürülen, Fener Rum Kilisesi’ne “ökümenik” sıfatı kazandırma çabalarının Biden döneminde de aynı kararlılıkla sürdürüleceğine işaret etmek istiyoruz. 

Hatırlanacağı gibi, 9 Ocak’ta, Fener Patriği Bartholomeos, Ukrayna Ortodoks Kilisesi'ne 'otosefallik' kazandıran belgeyi Ukrayna kilisesinin lideri Epifaniy'e vermişti. Bu Ukrayna Ortodoks Kilisesi'nin Rusya Ortodoks Kilisesi'nden ayrılarak resmen kurulması anlamına geliyordu. Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko’nun da katıldığı bu tören, İstanbul Patrikhanesi'ne “ökümenik” sıfatı kazandırma yönünde atılmış önemli bir adımdı. Ukrayna konusunda artık Rusya'nın değil, Batı'nın söz sahibi olacağını vurgulayan bir törendi. Pompeo’nun veda turuna Gürcistan’ı da dahil etmesi Rusya’ya verilmiş yeni bir mesaj olarak değerlendiriliyor. 

Türkiye’nin Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Kafkasya’da sergilediği ataklarının önünü kesmeyi ve Rusya’nın bölgedeki etkinliğini azaltmayı hedefleyen ABD’nin amacı, Ortodoksları Moskova Kilisesi’ne bağlı olmaktan kurtarıp Fener Rum Kilisesi’ne bağlamaktır.

Bunun için de, tarihi gerçeklere aykırı düşmesine rağmen, Fener Rum Kilisesi’nin “ökümenik”, yani evrensel olduğunu kabul ettirmeleri gerekiyor. Hrıstiyanlık kaideleri ve Hristiyanlık tarihi görmezden geliniyor. Fener Rum Kilisesi’ne “ökümenik” sıfatı kazandırma çalışmalarının hedefi, Türkiye ve Rusya’nın bölgedeki etkinlikleri azaltmak ve Çin’in Yeni İpekyolu’na destek vermekten vazgeçirmektir.  

Pompeo’nun İstanbul çıkartması günlerinde İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne ait iki Eurofighter Typhoon uçağının, 132. Filo Komutanlığı’na bağlı F-16’larla eğitim uçuşları yapmak üzere, Konya 3. Ana Jet Üssü’ne inmesi, Yeni İpekyolu’nun gölgedeki mimarlarından İngiltere’nin ABD’ye mesajı olarak değerlendiriliyor.

Pompeo’nun, Biden’ın sağ kolu olan iki adamıyla birlikte Fransa’dan başlattığı vedalaşma turunda, Ankara’yı görmezden gelerek,  yalnızca Fener Rum Kilisesi’ni ve ardından Gürcistan’ı ziyaret etmesini, aynı günlerde, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait iki Eurofighter Typhoon uçağının Türk F-16’larıyla eğitim yapmak üzere Konya’ya inmesini, ‘diplomatik dille mesajlaşma’ açısından değerlendirdiğimizde, kimlerin kimlere ne renk mesajlar gönderdikleri kendiliğinden netleşmiş olmaktadır. 

BİLİMADAMLARIMIZA DÜŞEN GÖREV

Bütün bu gelişmeler gözönüne alındığında, bizim çözmememiz gereken, siyasi ve ekonomi etiketli sorunlar yumağının giderek büyüdüğünü görmekteyiz. Çok değişik cephelerde, çok değişik muhataplarla mücadele ederken, Yunan’a hayranlığı dolayısıyla “BİDENOPULOS” olarak anılan Joe Biden’ın başkanlık döneminde, Fener Rum Kilisesi’ne “ökümenik” sıfatı kazandırma çalışmalarının hız kazanacağı anlaşılıyor. Bilim adamlarımızın, tarihçilerimizin, özellikle dinler tarihi uzmanlarımızın ”Fener Kilisesi neden ökümenik olamaz” konusunu tarihi belgelerle ortaya koymaları gerekiyor. Tarihi gerçeklerin aleyhimize sonuçlar üretecek şekilde çarpıtılmasına izin vermemeliyiz.