KIRIKKALE

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, cumhurbaşkanı seçimi çalışmaları kapsamında Sulakyurt ilçe Belediye Başkanı İsmail Bildik’i ziyaret etti.

Ziyaretin ardından Çarşı Meydanı’nda vatandaşlara hitap eden Bahçeli, herkesin cumhurbaşkanı adayı olma hakkının olduğunu söyledi.

Bahçeli, her siyasi partinin, o partilere gönül vermiş milletvekillerinden 20 kişinin 'şu adayımız olsun' demesinin de onların özel hakkı olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Öyle baktığımız vakit 12 yıldan bu yana ülkeyi yöneten AK Parti Genel Başkanı ve iktidarda olması sebebiyle de Başbakanın böyle bir müracaatı AK Parti’yi TBMM’de temsil edilen milletvekillerinin önerisiyle aday olması da onun en temel hakkıdır. Ancak ilk defa halk tarafından cumhurbaşkanı seçildiği için yasal düzenlemesi sırasında önemli boşluklar ve basitlikler olmuştur. Bu boşlukların giderilmesi tabiatıyla yasayı çıkartan iktidarın görevi olsa gerektir. Ama iktidarın başı bu yasadaki boşluklardan yararlanarak haksız bir rekabete girme yolunu tercih ederse o zaman cumhurbaşkanlığı seçiminin meşruiyeti tartışılır hale gelir. Recep Tayyip Erdoğan şöyle bir yaklaşım içerisinde bulunabilmiş olsaydı, zannediyorum halkımız kendisini çok daha iyi takdir edebilirdi. Diyebilirdi ki 'Milletvekili arkadaşlarım beni önerdiler, ben de kabul ettim ve aday oldum. Adaylığım 11 Temmuz’da YSK tarafından onaylandı. Başbakan olarak artık bu demokratik yarışa katılmamam gerekir. Onun için başbakanlıktan ayrılıyorum' diyerek diğer iki aday gibi adil, eşit bir yarışın içerisinde olması gerekirdi. Ama bunu yapmadı Başbakan.”

Bahçeli, böyle bir ortamda Erdoğan'ı Başbakan olarak kabullenmenin adaletsizliği kabullenmek olduğunu savundu.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başbakansınız her tarafa devletin imkanlarıyla gidiyorsunuz. Ana uçağı, baba uçağı… Havalimanına gidiyorsunuz. Gideceğiniz yerde havalimanı yoksa helikopterler sizi bekliyor, onlara biniyorsunuz. Vali orada, kaymakam orada, emniyet müdürü orada, ilkokul müdürleri dahi orada. Bir ilkokul öğrencileri gelmemiş, Herkes orada. Böyle bir demokratik, adil bir seçim olabilir mi? Buradan çıkacak olan cumhurbaşkanı milletin vicdanında nasıl yer bulacak. Bunlar dikkate alınması gereken konulardır.”

Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçildiğini dile getiren Bahçeli, bundan önce TBMM tarafından cumhurbaşkanlarının seçildiğini hatırlattı.

Bahçeli, TBMM’de bulunan siyasi partilerin milletvekillerinin içeriden ve dışarıdan adaylar çıkarttıklarını ve uzlaşma arama ihtiyacının bazen hissedilip bazen hissedilmediğini ifade etti.

Daha önce ellerindeki milletvekili sayısına güvenerek bir yarışın içerisine girildiğini vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

“Zaman zaman bu yarış çok sancılı geçiyor ve tartışmalı oluyordu. Uyarılar geliyor, muhtıralar veriliyor, olmazsa darbeler yapılıyordu. Böyle bir süreçten geliyoruz. Bir an düşünün. 1980 öncesinde 5 ay 17 gün cumhurbaşkanı seçilemedi. 114 tur yapıldı. O an ülkede sosyal şiddet, ekonomik kriz var, istikrarsızlık başını almış gidiyor. Arkasından 12 Eylül darbecileri gerekçeyi biraz daha genişleterek bulmuş oldular ve sonuç itibariyle de bir 12 Eylül İhtilali ile karşı karşıya kaldık. 12 Eylül İhtilalinden mağdur, mahkum olmayan kalmadı. İşkence, zulüm görmeyen kalmadı. Bunların hepsini yaşayarak geldiğimize göre artık buradan bir ders çıkartmamız lazım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sancılı olmaması, uzlaşmaya dayalı, devletin birliğini sağlayabilecek bir amaca yönelik olmalı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncelikle Anayasa çerçevesinde gerçekleştirilmeli, seçilecek olan şahsiyet, Anayasa’daki yemine bağlı kalmalı. Böyle olursa bundan böyle halkımızın seçmiş olduğu cumhurbaşkanlığı bir gelenek oluşturur ve böyle devam eder. Ama bunun tersi davranırsak, önemli sıkıntılar olabilir.”