Kocaeli (DHA)

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 'Mavi Vatan' doktrinini hedef alan CHP Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz'ün sözlerine tepki göstererek "Sayın Kılıçdaroğlu'na seslenmek istiyorum; ya bu kişiyi kulağından tuttuğunuz gibi partinizin dışına taşırsınız ya da siyaset yapmak istiyorsanız, madem Yunanistan'ın tezlerini savunuyorsunuz, gidin Yunanistan'da siyaset yapın" dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği'nin Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Kocaeli'nin Gebze ilçesindeki Bilişim Vadisi'nin kongre merkezinde gerçekleştirilen toplantıya Bakan Varank ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, Kara Kuvvetleri 1. Ordu Komutanı Korgeneral Kemal Yeni, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz ve SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar da katıldı.  

‘TÜRKİYE ARTIK BİR YÜZ YIL DAHA KAYBEDEMEZ’

Toplantının açılış konuşmasını yapan SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar "Türkiye bugün güneyindeki terör koridorunu yok ettiyse, Türkiye bugün Libya’da barışın bütünlüğüne sağlayabilecek kritik katkıyı verebilecek konuma geldiyse, Türkiye bugün Karabağ’da bir zaferin kazanılmasına ciddi, kritik katkı veren bir konuma ulaştıysa işte bu bundan 15 yıl önce ortaya konulan Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla, milli ve özgür üretim modeliyle, savunma sanayimize SAHA gibi STK’ların katkısıyla ve bu şekilde oluşan ürün ve hizmetlerle ortaya gelmiş bulunmaktadır. Geçmişte olduğu gibi bugün de her alandaki çığır açıcı gelişmelere karşı çıkanlar, çatlak ses çıkaranlar ve iftira atanlar olabilir. Engellemeler, yıldırmak isteyenler, hiçbir zaman bitmeyecek. Yapmak, üretmek, geliştirmek her zaman zor ama yakmak ve yıkmak kolay. Ama biliyoruz ki artık Türkiye'nin 'Yakarız ama yurt dışına uçak sattırmayız' denilerek fabrikaları kapatılan bir Nuri Demirağ hikayesine tahammülü yok. Uçak bombası imal ederken soba borusu üretmek zorunda bırakılan bir Şakir Zümre veya fabrikasında meydana gelen patlamayla şehit olan bir Nuri Killigil deneyimine de tahammülü yok. Biliyoruz ki 'geliştirdiği uçağı sertifikasız uçurdu' diye hapsedilen ve önü kesilen Vecihi Hürkuş, yalnızlığına karşı da ses çıkaracak milyonlarca vatan sevdalısı var. Bunlar ve benzeri hadiselerin tekerrürüne karşı en ufak bir esnekliğimiz yok. Tüm gücümüzle engellemelerin ve yıldırma emellerinin karşısında duracağız. Geçmişte gelişimin ve ilerlemenin önüne çıkarılan engeller yüzünden çok vakit kaybettik. Meydan acentelere ve distribütörlere kaldı. Ancak Türkiye artık bir yüz yıl daha kaybedemez. Bilgi ve teknoloji çağında acentelere ve distribütörlere de ihtiyaç yok. Çünkü bilgi çağında ürünler eskiden olduğu gibi aracıyla değil, aracısız ve doğrudan ihtiyaç sahipleriyle buluşuyor. İşte bu yüzden Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu bu ülkenin güçlü ve bağımsız geleceği için olmazsa olmazıdır. Her alanda hayata geçirilen millileşme vizyonu tam da bu nedenlerle güçlü yarınlara ilerleyecek Türkiye'nin vazgeçilmezidir" dedi.  

‘OYUN DEĞİŞTİRİCİ TAKTİK VE ÜRÜNLERDEN BAHSEDECEĞİMİZ GÜNLER YAKIN'

Savunma sanayisinde olduğu kadar sivil havacılık alanına da ilgi gösterilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, "Savunma, havacılık ve uzaydan bahsediyoruz. Savunma sanayi başkanı sıfatıyla konuşurken, diğer alanları da bizzat vurgulamak istiyorum. Bugün, biraz ihmal eder gibi olduğumuz sivil havacılık alanına da savunma sanayi başkanı olmama rağmen değinmek istiyorum. Çünkü o alan biraz boş bıraktığımız, dışa bağımlılığı bir anlamda kabul ettiğimiz, sertifikasyon, kalifikasyon gibi süreçlere bir anlamda teslim olduğumuz, kendi iç çabalarımızı biraz ihmal ettiğimiz bir alan olduğu için sivil havacılık alanına da özel bir ilginin olması gerektiğini, kendi kuramlarımızı çok hızlı bir şekilde hayata geçirmemiz ve bu konuda uzmanlar yetiştirmemiz gerektiğini söylemek istiyorum. Aynı şekilde savunma sanayisinde de yabancı standartlar, askeri standartlara bağlı kalarak bazı projelerde önümüzü tıkayacak derecede detaylı ve bazısı da belki çok uzun süreçlere tekabül eden faaliyetler yerine kendi standartlarımızla gitmek çok daha yerinde olacaktır. Bugün yerlileştirmeden bahsederken, savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltmaktan bahsederken aslında bir anlamda bir şeylerin peşinde koşmaktan bahsediyoruz. Artık peşinden koşmak kadar, bir şeyleri yerlileştirmek kadar, ondan öte yeni teknolojiler, dünyada insanların bakacağı, özeneceği, 'Türkiye’de bunlar da yapılıyor' diyerek onların peşinden koşmaya çalışacakları teknolojilerin de sık sık konuşulması sadece konuştuğumuzda yerlilik oranları değil, yeni buluşlar, yeni teknolojiler, oyun değiştirici taktik ve ürünlerden de bahsedeceğimiz günlerin yakın olduğunu umuyorum" diye konuştu.

‘PANDEMİYE RAĞMEN ÜRETİM VE İHRACATTA KIRDIĞIMIZ REKORLAR ORTADA'  

Türkiye’nin pandemiye rağmen ihracatta rekor kırdığını belirten Bakan Varank, "Savunma, havacılık ve uzay alanı ülkeler için artık ulusal güvenliğin bir teminatı konumuna gelmiş bulunuyor. Dünyanın en güçlü ülkeleri dahi tereddütsüz bir şekilde milli gelirlerinin büyük bir bölümünü savunma sanayine ayırmaya devam ediyor. Tabii savunma sanayinde yakalanan ivmelenme çarpan etkisiyle diğer sektörleri de çok hızlı bir şekilde geliştiriyor. Ülkemizin üretimine, ihracatına ve istihdamına önemli katkılar sağlıyor. İşte bugün pandemiye rağmen üretim ve ihracatta kırdığımız rekorlar ortada. 2021 yılı ikinci çeyreğinde gayri safi yurt içi hasılamız yüzde 21,7’lik bir artış gösterdi. İmalat sanayi öncülüğünde ulaştığımız bu başarılı performansla OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer alıyoruz. Yine ihracatımızda da yıllık bazda yüzde 52 gibi rekor bir artış söz konusu. İlk 8 ayda ihracatımız 140 milyar doları geçmiş durumda. İnşallah yıl sonunda 200, hatta 210 milyar doları geçerek Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza atacağız" dedi. 

'ÇALIŞANLARIMIZI BİRAZ DAHA MEMNUN ETMEMİZ GEREKİYOR'

İş insanlarına pandemi dönemindeki kazancın bir kısmını çalışanlarıyla da paylaşmalarını tavsiye eden Varank, şöyle devam etti:

"Özellikle pandemi döneminde sürekli imalat sanayisinin nasıl geliştiğinden, ihracatın nasıl arttığından, şirketlerimizin bu dönemde gelirlerini artırdığından bahsediyoruz. Kamu olarak toplu sözleşme döneminde çalışanlarımızın gerek memur, gerek kamu işçisinin kazançlarını artırabilmek için elimizi taşın altına koyduk. Toplu sözleşme dönemleri geliyor, asgari ücret görüşme dönemleri geliyor. İş insanlarımızdan, şirketlerimizden bu kazancın bir kısmını mutlaka çalışanlarına aktarmalarını tavsiye ediyoruz. İş barışı için bu gerçekten önemli. Şu anda biliyorsunuz özellikle nitelikli eleman bulmakta firmalarımız sıkıntı çekiyorlar. Onun için çalışanlarımızı, bu dönemde elde ettiğimiz kazançları da dikkate alarak, biraz daha memnun etmemiz gerekiyor."

'YÜZDE 100 YERLİLİĞE ULAŞMAYI HEDEF OLARAK KOYUYORUZ'

Varank, savunma sanayinin kritik sistemlerinde yüzde 100 yerliliğe ulaşmayı hedef koyduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Türkiye, savunma sanayi yolculuğuna Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen birkaç atılımın dışında maalesef çok geç başlamış oldu. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde ortaya koyduğumuz Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu ile adeta bir şahlanma dönemine girdik. Savunma sanayinde yüzde 25’lerde olan yerlilik oranlarını yüzde 75 seviyelerine ulaştırmayı başardık. Tabii bu yolculuk daha bitmedi. Savunma sanayinin kritik sektörlerinde, kritik sistemlerinde yüzde 100 yerliliğe ulaşmayı kendimize hedef olarak koyuyoruz. Atalarımızın çok güzel bir sözü var; el atına binen tez inermiş. Başkalarının ne yaptığına bakmaktan ziyade kendi heybemizde neler var, bunlara odaklanıyoruz. Hamdolsun son 19 yılda sanayi ve teknoloji alanlarında çok önemli mesafeler kat ettik. Bugün savunma, havacılık ve uzayda güçlü bir altyapılara, dünya çapında firmalara ve yetkin insan kaynağına sahip bir Türkiye var. Bakınız göreve geldiğimizde adeta emekleyen AR-GE ve inovasyon yetkinliğimiz bugün örnek bir seviyeye ulaştı. Ülke genelindeki teknoloji geliştirme bölgelerimizin sayısı hamdolsun 89’u buldu. Üniversitelerimize büyük çaplı devlet destekleri ile onlarca tematik araştırma merkezi kazandırdık. Özel sektör bünyesinde desteklediğimiz AR-GE ve tasarım merkezlerinin sayısı bin 596'ya ulaştı. TÜBİTAK SAGE gibi araştırma enstitülerimiz savunma sanayi teknolojilerinin geliştirilmesinde itici güç görevi üstleniyorlar. Geliştirdiği füze ve mühimmat teknolojileri ile ülkemizin muharebe kabiliyetlerinin artmasında önemli bir rol oynuyorlar. Yine Bakanlığımız tarafından savunma sanayi AR-GE projelerine sağlanan desteklerle özel sektörümüz bizzat kritik teknolojileri kendileri geliştiriyorlar. Son 19 yılda bu projelere sağladığımız destek miktarı 5,6 milyar TL’ye ulaştı."  

‘MAVİ VATAN BU ÜLKEYE ANASININ AK SÜTÜ GİBİ HELALDİR'

Varank, CHP Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün 'Mavi Vatan' doktrini hakkındaki açıklamasına da tepki göstererek şunları söyledi:

"Türkiye'nin kaderi bu coğrafyanın kaderiyle beraberdir. Ama Türkiye'nin sorumluluğu bu toprakların ötesindedir. Büyük ve güçlü bir Türkiye tüm bölge ülkeleri için aydınlık bir geleceğin teminatı konumundadır. İşte bu bilinç ve kararlılıkla özellikle savunma, uzay ve havacılıkta kendimize zorlayıcı hedefler belirledik. Bu hedeflere ulaşmanın yolu da bir beraber ve tek yürek olmaktan geçiyor. Kimseyi ötelemeden, tüm tarafları işin içine dahil ederek güç birliği içerisinde takım oyunu oynamamız gerekiyor. Bunu yaparken de aslında siyasi iklimin de farkında olmamız gerekiyor. Dün gündeme geldi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir milletvekili var. Eski bir büyükelçi, bir monşer diyebiliriz. Şöyle bir cümle kullanmış, diyor ki; Mavi Vatan yayılmacılık demektir. Bakınız, siyaseten hep birlikte mavi vatan anlayışının, kendi yerli ve milli projelerimizin arkasında durmazsak zaten başarıya ulaşma şansımız yok. Mavi Vatan demek; hak ve menfaatlerimizin olduğu her bölgede varlığımızı sürdürmek demektir. Mavi Vatan bu ülkeye anasının ak sütü gibi helaldir. Eğer bir emekli büyükelçi, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın Baş Danışmanı 'Mavi Vatan yayılmacılıktır' diyorsa aslında boşa çalışıyoruz demektir. Ben buradan Sayın Kılıçdaroğlu’na seslenmek istiyorum; ya bu kişiyi kulağından tuttuğunuz gibi partinizin dışına taşırsınız ya da siyaset yapmak istiyorsanız, madem Yunanistan’ın tezlerini savunuyorsunuz, gidin Yunanistan’da siyaset yapın."