AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ABD'deki Chicago Tribune gazetesine verdiği demeçte, "Chicago Tribune okuyucularının bilmesi gereken şey, Türk hükümetinin İsrail'in varolma hakkına karşı olmadığı. Biz, İsrail halkına da karşı değiliz. Bizim problemimiz, uluslararası sularda 9 masum insanın öldürülmesiyle ilgili bir özür bile dilemeyen (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun mentalitesiyle. İsrail'in tek Müslüman dostunu kaybetmesindeki mantığını anlamakta gerçekten zorlanıyorum" dedi.
Gazetede John Kass'ın Bağış ile röportajı, "Türkiye'nin başkentinde birbirine karışmış çay, siyaset ve gözyaşı" başlığıyla yayımlandı.
Yazısına, röportaj için gittiği Ankara'yı "Bu başkent de tüm diğerleri gibi: herşey güç ve erişimle alakalı" sözleriyle tanımlayarak başlayan Kass, şu gözlemlerini aktardı:
"Bu başkentte herşey, çay üzerinden halledilir; küçük cam bardaktaki çay. Amerika'da ikram edilen köpük bardaklar burada medeniyetsiz bir tavır olarak görülür. Türk misafirperverliğinde, toplantı üstüne toplantılardan sonra ağır gelse de konuğunuzu kahve veya çay ikram etmeden ağırlayamazsınız. Türk parlamentosunda 550 milletvekili var ve her birinin 3 elemanı. Eğer diğer kamu görevlileri ve tüm konuklarla günde 6-7 toplantıyı da eklerseniz, bu binlerce bardak çay demek oluyor. Bir milletvekili görevlisi gülümseyerek 'Haftada en az 60 bin bardak çay, söyleyince garip geliyor ama doğru' diyor."

Problemimiz Netanyahu'nun mentalitesiyle

Görüşmesinde, Bağış'ın İsrail konusunda konuşmak istediğini belirten Kass, Bağış'ın şu sözlerini aktardı:
"Chicago Tribune okuyucularının bilmesi gereken şey, Türk hükümetinin İsrail'in var olma hakkına karşı olmadığı. Biz, İsrail halkına da karşı değiliz. Bizim, dünyadaki Yahudi halkına karşı da sevgi dışında bir duygumuz olmaz. Ama problemimiz, uluslararası sularda 9 masum insanın öldürülmesiyle ilgili bir özür bile dilemeyen (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun mentalitesiyle."
Mavi Marmara baskınına değinen Kass, Bağış'ın "9 kişi öldürüldü" sözlerini aktardı, İsrail tarafının ise bunu, saldırıya uğrayan askerlerinin kendini savunması olarak adlandırdığını yazdı.
Yazısında, bu olaydan sonra ne İsrail'in ne de Türkiye'nin tutumunu değiştirdiğini ifade eden Kass, iki ülke arasında resmi ve diplomatik ilişkiler var olmasa da ticaretin devam ettiğini kaydetti. Kass, Türkiye'nin İsrail'den özür, tazminat ve Gazze'de ablukanın kaldırılması taleplerinin devam ettiğini belirterek, Bağış'ın şu sözlerine yer verdi:
"İsrail'in tek Müslüman dostunu kaybetmesindeki mantığını anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Türkiye, İsrail'in sahip olduğu tek Müslüman dosttu ve onlar bunu mahvettiler."

Muhafazakar demokratik Müslüman bir partiyiz

Kass, "İsrailli yetkililerin kendisine özel olarak, önce katı laik siyaseti olan, şimdi ise Ortadoğu halklarıyla ilişkilerini yeniden inşa ederken İslam yanlısı ülke olarak tanımlanan Türkiye'ye ilgili endişelerinin bulunduğunu söylediğini" ifade etti. Bağış'ın ise bu konuyla ilgili şunları söylediğini yazdı:
"Hükümetimizi İslamcı tonda tanımlamanıza katılmıyorum. Biz, muhafazakar demokratik Müslüman bir partiyiz, evet, burası bir Müslüman ülke. 'Güvenimiz Tanrı'ya' ibaresi, sizin (Amerikalıların) kağıt paranızda yazıyor, benimkinde değil. Sizin başkanlarınız tüm konuşmalarını 'Tanrı Amerika'yı kutsasın' diye bitiriyor, benim liderlerim değil. Sizin siyasetçileriniz, her Pazar kiliseye gidiyor ve her gün Tanrı hakkında konuşuyor. Sizin seçim kampanyalarınızda insanların, İncil veya Tevrat'tan cümleler aktardığını görüyorum. Türkiye'de biz bunu yapmıyoruz".
Kass, Bağış'ın röportajın sonunda da Chicago Belediye Başkanı Rahm Emanuel'i Washington'dan tanıdığını belirterek, selam gönderdiğini iletti.