MARDİN (DHA)

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 31 Mart yerel seçimlerinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 79 bin 820 Suriyeliden, 53 bin 99'unun oy kullanabileceğini söyledi. Bakan Soylu, seçimlerde yurt genelinde 547 bin kolluk kuvveti görevlisinin vazife başında olacağını açıkladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mardin'de düzenlenen 'Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı'na katıldı. Bir otelde gerçekleştirilen toplantıda Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Tunceli valileri ile jandarma ve emniyet müdürleri de yer aldı. Toplantıda konuşan Bakan Süleyman Soylu, bu yıl 7 bölgede 'Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı' düzenleyeceklerini söyledi. Üçüncüsünü Mardin'de düzenledikleri toplantılarda, seçimin her alandaki güvenliğini ve esas itibarıyla sağlıklı bir seçim ortamı oluşturmak için alınacak tedbirleri gözden geçireceklerini anlatan Bakan Soylu, "Bunlar içerisinde miting ve propaganda güvenliği, oy kullanılacak mekanların güvenliği ve sonuçların açıklanmasından sonra oluşacak herhangi bir şeye meydan vermeyecek güvenlik önlemleri de var. Ayrıca, kampanya ve oy verme günü çeşitli mecralarda yayınlanmak istenilen ve toplumda infiale sebep olabilecek maksatlı yayınlara karşı da önlemleri bu toplantıda tartışacağız" dedi.

'HER VATANDAŞIMIZIN OYUNU KULLANMASI ESASTIR'

Türkiye'nin küresel gelişmeler nedeniyle son yıllarda yoğun bir siyaset ve güvenlik gündemiyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

"Özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan terör hadiseleri, Suriye kaynaklı göç, 15 Temmuz darbe girişimi ve güney sınırımızın hemen yanı başında yaşanan karışıklılıklar, son 5- 6 yıllık dönemin temel tehdit parametreleridir. Türkiye, siyasal güvenlik istikrarını bozmaya yönelik bu hassas döneminde köklü devlet geleneğiyle, millet iradesine dayalı güçlü liderlikle ama en önemlisi milletinden ve demokrasinden almış olduğu güçle yönetilmiştir. Hemen her seçimde klişeleşmiş belli konular üzerinden seçimlere gölge düşürecek bazı tartışmalar ortaya atılıyor. Son günlerde özellikle seçmen listeleri ve adres bildirimlerine ilişkin birtakım yayınlar söz konusudur. Sayın Cumhurbaşkanımız da geçtiğimiz günlerde, herkesin kendi yerine oy kullanmasını, farklı davranış ve arayışlar içine girmemesi gerektiğini, bunu tasvip etmediğini, hatta bundan şikayetçi olduklarını ifade ettiler. Seçim sürecinin yönetimi Anayasamızın verdiği yetki ile Yüksek Seçim Kurulu'na aittir. Seçmen listeleriyle ilgili bütün itiraz merci Yüksek Seçim Kurulu, il ve ilçe seçim kurullarıdır. Hâlihazırda partilerimizin itirazıyla yapılan düzeltmeler var, tahkikatı devam edenler de var. Devam eden süreçleri, yapılan düzenlemeleri seçime gölge düşürecek gündem maddesi haline getirmek doğru değildir. Bizim için her vatandaşımızın oyunu kullanması esastır. İçişleri Bakanlığı olarak, adreslerinde eksiklik olduğunu tespit ettiğimiz 363 bin 555 vatandaşımıza çağrıda bulunduk. 64 bin 348 vatandaşımız başvuruda bulundu ve bu sayede bilgilerini güncelledi."

53 BİN 99 SURİYELİ OY KULLANACAK

Seçimlerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 53 bin 99 Suriyelinin oy kullanacağını kaydeden Bakan Soylu, şunları söyledi:

"Klişe haline gelmiş bir tartışma konusu da Suriyelilerin oy kullanma meselesidir. Hukuk da devlet yönetimi de söylentilerle değil, gerçekler, resmi kayıtlarla yapılan bir iştir. Türkiye'de 3 milyon 632 bin 622 Suriyeli, uluslararası korunma statüsüyle ülkemizde bulunmaktadır. Sokakta gördüğünüz her Suriyelinin oy kullanma hakkı yoktur, böyle bir şey mümkün de değildir. Oy kullanma hakkı ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına hak kazanmış Suriyeliler için, müracaat eden, vatandaşlığı kazanmış Suriyeli kardeşlerim için mümkündür. Bunun da toplam sayısı şu an itibarıyla çocuklar da dahil olmak üzere Türkiye'de 79 bin 820 kişidir. Bunlar içerisinden reşit olmayanları çıkardığımızda, önümüzdeki seçimde oy kullanabilecek olanların sayısı 53 bin 99'dur. Üstelik bunların arasında 2011 krizinde vatandaşlık hakkı elde etmiş, eskiden beri Türkiye vatandaşı olanlar da vardır. Yurt içi seçmen sayısı geçen seçimlerde 53,6 milyon kişi olan bir ülkede, 53 bin kişi üzerinde seçimin sıhhatini tartışmaya açmak, demokrasiye ve hakikaten bu işin sıhhatine, önümüzdeki rakamlara ve gerçeklere aykırıdır. Aynı zamanda zihnimize de hakarettir. Rakamlar ortadadır, devletin resmi kayıtları ortadadır. Bunun üzerine fazla bir şey söylemek zaman kaybıdır. Seçim için manipülasyon yapan, birtakım kamu görevi titrini de üzerine almış kişilerin sorumsuz açıklamalarını da şiddetle telin ediyorum, ayıplıyorum ve kınıyorum. Bu ülkede kamu huzurunu, kamu düzenini bozmak için, bu verdiğimiz rakamlar üzerinden, işte 'Ben bu ilin belediye başkanıyım, bugün seçim olsa, şu ilçelerde Suriyeliler istediği şekilde belediye başkanlarını belirleyebilir' diye, akıldan, izandan, insaftan, gerçeklikten yoksun bir belediye başkanına yakışmayacak, dedikodu mekanizmasına sığınarak yapılan açıklamalar ayıptır ve ahlaksızlıktır. Bu ülke sopalı seçimler yaşadı. Bu ülkede insanlar, tek parti döneminde ve aynı zamanda çok partili siyasi hayata geçtiğimiz ilk seçimlerde karakola çekilip, falakalara yatırılıp, günlerce işkenceyle eziyet edildi. Oylar açık kullanıldı. Ona bile itimat edilmedi. Binlerce örneği anlatabilecek durumumuz var. Seçim güvenliğini, kamu düzenini bozabilecek dedikodu malzemesine alet etmek ayıp ve ahlaksızlıktır."

'547 BİN KOLLUK KUVVETİ GÖREV BAŞINDA OLACAK'

Bakan Soylu, seçim güvenliği konusunda alınacak tedbirleri de anlatarak, 31 Mart'ta 547 bin kolluk kuvveti görevlisinin vazife başında olacağını ifade etti. Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Seçim güvenliğini; kampanya dönemi güvenliği, oy verme güvenliği ve oyların sayımı güvenliği olarak 3 başlıkta ele aldık. Seçim dönemi, İçişleri Bakanlığı olarak tam bir teyakkuz dönemidir. 31 Mart seçimlerinde 547 bin kolluk personelimiz görev başında olacaktır. Yaptığımız risk analizinde, terör örgütünün baskı ve tehdit yoluyla, vatandaşlarımızın oy kullanma hakkına tesir edebileceği değerlendirilen 11 il ve 12 ilçemizde ve yine bu il ve ilçelerdeki üs bölgelerinde 6 bin 680 ilaveten kolluk personeli seçim günü görevlendirildiler. Doğu ve Güneydoğu'ya seçimin huzuru için takviye olarak görevlendirdiğimiz jandarma ve polislerin oy kullanmama hakkı bizim elimizde değildir. Anayasal bir hakkıdır ve o hakkı kullanacaktır. PKK'nın siyasi şubesi tarafından yapılan söylemlere yönelik olarak, biz polis memurumuzun veya jandarma kuvvetimizin oy kullanmasını engelleyecek miyiz? Üs bölgesinde 3 bin metrede, karda, ay- yıldızlı bayrağı ve milletin namusunu koruyacak, sonra gelip şehirde oy kullanma hakkını kullanmayacak! Helaliniz var sizin ya. Afrin'de, Cerablus'ta şu anda danışma kuvveti olarak görev yapan polislerimiz, askerlerimiz, oranın güvenliğini sağlayacaklar, sonra Hatay'da oy kullanmayacaklar. Yok ya. Çok özür diliyorum. Kamuoyuna da şikayet ediyorum. Bu adamlar, canını dişine takacaklar, memleketin namusunu koruyacaklar, 300- 500 kişinin oy kullanma hakkını, Türkiye'de tartışma meselesi haline getirecekler. Çok ayıptır. Ona oy kullandırmamak, seçimin sıhhatine gölge düşürür. Kısıtlı değil, bizim vatandaşımız ve orada ülke adına görev yapacaklar. Bu görevlilerimiz sandık başında oylarını kullanacaklardır."