ANKARA - İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, '18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü nedeniyle düzenlenen kahvaltı programında şehit aileleriyle bir araya geldi. Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Vilayetler Evi'nde düzenlenen programa Bakan Yardımcısı İnce ile birlikte Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya ve şehit aileleri katıldı. Kuran-ı Kerim okunmasıyla başlayan programda daha sonra şehitler için dua edildi. 

'AMERİKA, BİNLERCE TIR SİLAHI PKK'YA HEDİYE ETTİ'

Burada konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Çanakkale Zaferi'nin önemine değinerek şehitlere Allah'tan rahmet diledi. Çanakkale Savaşı'nda 7 düvele karşı mücadele edildiğini ve Türkiye'nin karşısında her zaman bir '7 düvel' olduğunu ifade eden İnce, şöyle konuştu:

"Çanakkale'de bir olup bu topraklara saldırdılar, akabinde İstiklal harbinde yine bir aradaydılar. Bugün de araç olarak kullandıkları terör örgütleriyle, bazen ekonomik operasyonlarla tekrar tekrar deniyorlar. Jandarmadan, emniyetten yetkili arkadaşlarımız aramızdalar, onlar bu desteği çok daha iyi bilirler. Mağaralar, sığınaklar basıyoruz. İçlerinden çil çil, daha tek mermi atılmamış silahlar çıkıyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinin, çoğunlukla da batı ülkelerinin imalatı. Amerika zaten malum, binlerce TIR silahı PKK'ya hediye etti. Yine bakanlığımızın ilgili birimlerinde resmi raporları var, Avrupa'nın bizimle hiç ilgisi olmayan ülkelerinden, PKK'ya müzahir derneklere milyon dolarlık bağışlar yaptılar. 'Oturum hakkı' için bu salondaki herhangi birisi başvursa kesinlikle kabul etmezler, ama bugün Türkiye'nin kırmızı bültenle aradığı teröristlere 'sığınma hakkı, oturum hakkı' ve daha bir sürü hakkı kolaylıkla veriyorlar. Dolayısıyla 7 düvel meselesi aslında bugün de bitmiş değildir."

'ARTIK İŞİN SON SAFHASINDAYIZ'

Türkiye'nin bugün terörle mücadelede, çok farklı bir noktada olduğunu belirten İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Artık tehlike daha gelmeden sahada karşılayan, buna karşı direnç geliştiren, söylem geliştiren ve strateji üreten bir Türkiye tablosuyla karşı karşıyayız. Son 300 yılın en parlak, en güçlü dönemindeyiz. Olağanüstü başarılı operasyonlar yapıyoruz. Mühendis, işçi, teknisyen çocuklarımız yüksek teknolojili silahlar üretiyorlar. Tecrübeli personelimiz işe ciddiyetle sarılıyorlar, başarılı operasyonlar yapıyorlar. Ülkemizin siyasi istikrarı, sayın cumhurbaşkanımızın kararlılığı, cesareti ve Türkiye'nin politikasını belirlemedeki özgürlüğü, sahadaki başarıyı getiriyor. Sınır güvenlik sistemlerimizden insansız hava araçlarına kadar her türlü teknik ve teknolojik kapasiteyi yüksek seviyede kullanıyoruz. Tüm terör örgütlerini karşımıza aldık, ayrım yapmadan mücadele ediyoruz ve artık işin son safhasındayız."