MERSİN

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "MHP olarak bu seçimleri önemsiyoruz. Bu seçimlerde milletimizin iradesinin çok net tercih berraklığı içerisinde ortaya konmasını istiyoruz" dedi.

Bahçeli, partisinin il başkanlığı tarafından Mersin Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, 30 Mart'ta yapılan yerel seçimler, 10 Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanı seçimi ve gelecek yıl yapılacak genel seçimlerinin geleceğin belirlenmesinde önemli roller üstleneceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı seçiminin sadece Türkiye'yi değil, uluslararası platformda ülke üzerinde hesabı olanları da ilgilendirdiğini dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün seçildiği günden bugüne kadar 19 cumhurbaşkanlığı seçimi olmuş, bunlardan bazı şahsiyetler iki üç defa üst üste seçilmişlerdir ama genelde pazar günü 12'nci cumhurbaşkanımızın seçimi yapılacaktır. Bu halk tarafından ilk defa gerçekleştirilecektir. Ondan önce TBMM'de temsil edilen siyasi partilerin değerli milletvekillerinin içerisinden veya dışarıdan önerdikleri isimler üzerinde cumhurbaşkanlığı yarışı yapılmıştır. Bu çok sancılı olmuştur, sorunlu olmuştur. Uzun süren cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları ve bu seçimin önemi üzerinde hesabı olanlar ya muhtıralarla yönlendirmeye ya da darbelerle önünü kesmeye çalışmışlardır. Cumhurbaşkanlığı her zaman ya siyasi bir krize sebep olmuş veya bir siyasi krizi sonuç olarak ortaya koymuştur. Bunlar yaşanılarak gelindi."

Bahçeli, partililerden pazar günü yapılacak seçimi önemsemelerini isteyerek "MHP olarak bu seçimleri önemsiyoruz. Bu seçimlerde milletimizin iradesinin çok net tercih berraklığı içerisinde ortaya konmasını istiyoruz" dedi.

Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in görev süresinin tamamlanmasının ardından yaşanan süreci ve o süreçte partisinin gösterdiği tutumu anımsatan Bahçeli, Ahmet Necdet Sezer'in isminde uzlaşılması üzerine MHP'nin kriz önleme anlayışıyla farklı davranışlar içine girmediğini belirtti.

Bahçeli, Sezer'in görevinin bitmesi üzerine Başbakan Erdoğan'ın ilk olarak kendi şansını yokladığını ancak bazı güçlükler üzerine "Kardeşim Abdullah Projesi"ni ortaya koyduğunu savunarak, o süreçte de 367 rakamının gündeme getirildiğini hatırlattı.

O süreçte "Müslüman bir cumhurbaşkanı seçeceğiz" şeklinde propaganda yürütüldüğünü savunan Bahçeli, "Sanki bu ülkede sorumluluk üstlenmiş cumhurbaşkanlarından Müslüman olmayanlar varmış gibi bir propagandayla bu yürütülmeye çalışıldı" ifadesini kullandı.

Bahçeli, o dönemde TBMM'de oylamaya katılarak 367 tartışmasının demokrasinin önünü tıkanmasını engellediklerini, bu davranışları nedeniyle çok eleştirildiklerini ancak MHP için milliyetçi düşünce ile demokrasinin birbirinden ayrılamayacağını kaydetti.

Yasa değişikliğiyle artık cumhurbaşkanını halkın seçeceğini hatırlatan Bahçeli, "Bu bir ilk. Yasa çok acele ve sığ hazırlanmış, boşluklar var ama her türlü boşluk Recep Tayyip Erdoğan'ın devlet imkanlarını kullanılarak doldurulacağı belli olan boşluklar. Böyle bir durum karşısında seçime gidiyoruz" diye konuştu.

Aday belirleme süreci

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın adaylık sürecinde Cumhurbaşkanı Gül'ü devre dışı bırakıp parti içerisinde hakimiyetini kurarak, cumhurbaşkanı adayı olacağını söylediğini öne sürerek, seçim sürecinin başında sadece Gül ve Erdoğan'ın adaylık tartışmalarının tüm gündemi kapladığını kaydetti.

O dönemde bazılarının MHP'nin de aday çıkartması gerektiğini söylediğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bazı isimler dolandırıyorlar. Şimdi bir de moda çıktı twit diyorsunuz. Bazıları var isimleri dolaşıyor fakat bizimle kuş dili konuşuyor. Twitte ismi var ama gelip de 'Sayın genel başkanım ben böyle bir arzu taşıyorum. Ben de aday olabilir miyim' ihtiyacını hissetmiyor. İsminin dolaşmasından yararlananlar var. Bunları körükleyenler var. Bu sanal kuşları elinde tutan, imkanları olanlar var. Bunlar 'MHP illa bir aday çıkartsın.' Şimdi samimi olarak düşünüyoruz, birbirimize yalanımız, dolanımız olmaz. En yakın seçim 30 Mart seçimiydi. Bu seçimde en fazla oy artıran parti, 2 milyon 300 binle MHP'dir. MHP'nin oy oranı yüzde 13'ten yüzde 17'ye çıkmıştır. Hep beraber dedik ki 'Biz delikanlı bir hareketiz. Bizim de adayımız olması lazımdır' dedik alayımız karar verdik bir isim üzerinde durduk. MHP'nin cumhurbaşkanlığı kazanması Recep Tayyip Erdoğan'ın hoşuna gider mi? Türkiye üzerinde oyunları olanların hoşuna gider mi? Etnik temelli ayrışmayı kafasına koyanların hoşuna gider mi? Onun için alayı bir olacak, 'Bunlar katil, bunlar şovmen, bunlar ırkçı, bunlar kafatasçı' diye Recep Tayyip Erdoğan daha fol yok yumurta yokken MHP'nin başarısını kıskanarak meydanlarda bunları söyledi mi söylemedi mi? Bütün bunlara rağmen yolumuza devam ettik. TRT başta olmak üzere televizyonlar aleyhimizde, alayına direndik. Sonuç yüzde 17,76 oydur. Bu rakam sizin tatmin edebilir ama adayınızın kazanma şansını da mümkün kılmaz, gerçekçi olmak lazım. Gidin eve elinize kağıt kalem alın hesap edin. Bizim 17,76. Birinci turda en fazla oy alan iki partinin içerisinde bulunmadığı takdirde alayınıza gelenler olur 'Emmiminoğlu nasılsın? İşte seçime girdiniz iyi de oy aldınız ama ilk iki partinin içerisinde değilsiniz. Bu Recep ağanın bizimle olan münasebetleri var. Orada ak kurtlar var, şunlar var, bunlar var. Gelin bir başkasına oy vermeyin bize oy verin' dediği takdirde çukurdaki Recep Tayyip Erdoğan'ı yavaş yavaş çıkartma imkanı doğmaz mı? Bu oyuna MHP nasıl düşer?"

Salondakilere "Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olur mu?" şeklinde soru soran Bahçeli, "Andı ortadan kaldıran, TC'yi silen, 17-25'te yolsuzluğun içine batan, Bilal oğlanı zengin eden, ayakkabı kutularının değeri artan bir ortamda, etnik temelli bölücülüğü körükleyen, mezhep temelli ayrımcılığı yapan, saysam sabaha kadar Recep'ten aday olmaz sözünü kuvvetlendiren 50 tane şey var " diye konuştu.

Bahçeli, Erdoğan'ın her türlü yalanı söylediğini iddia ederek, şöyle devam etti:

"Neymiş efendim 'Ekmeleddin bey Kahire'de doğmuş, memleketin evladı sayılmazmış.' Buradan kara propaganda yapıyor. Bu aklı ona kim veriyorsa onu yere çakmak için veriyor demektir. Eğer cesaretin var, bir bildiğin var ve bunun için bunu söylüyorsan bunu açıkça söyle. De ki; 'Ben cumhuriyetin bütün değerlerine karşı bir adamım, cumhuriyeti kurandan tutun, cumhuriyetin kazanımlarının alayına da karşıyım.' Evet cumhuriyeti kuran ise Selanik doğumlu Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ona karşı olduğuna yüreği yok söylemeye. Dolambaçlı söylüyor. Arkasından da son günlerde 'Babam söyledi biz de Türkmüşüz' diyor. Al birini vur öbürüne."

Alparslan Türkeş'in Lefkoşa'da doğduğunu anımsatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi Türkeş memleket evladı sayılır mı, sayılmaz mı? Bakın nereden nereye vurmaya çalışıyor. Şimdi de kalkmış kol kola gelmişler. Oslo'dan Kandil'e kadar gidip gelenler, bu arada İmralı'yı tatil köyü yapanlar, şimdi kalkmış 'Sen zalımsın' diyor. CHP'nin genel başkanına 'Sen Alevisin' diyor, kendisine de 'Ben Sünni' diyor. Yani şu tablo aynen şu an Suriye'de ve Irak'ta kardeş kardeşi boğan bir tablodur. Böyle şey olabilir mi? Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın senin etnik temelin karışık, kaynağın da bulaşık. Hal böyle olunca senden cumhurbaşkanı olmaz, olamaz."

Bahçeli, oy pusulalarında adayların resminin bulunduğunu belirterek, "Ekmeleddin İhsanoğlu'nun resmi de var. Onu görüp mührü oraya vuracaksınız. Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi de orada var. Hattı zatında bu resim hikayesi de yanlış. Amerikan kovboy filmlerinden özenmişler, 'wanted' diye yazıyor ya altında. Böyle rezalet olabilir mi? Bu Recep Tayyip Erdoğan için geçerli de Ekmeleddin bey için geçersiz olan bir sözdür" dedi.

Yerel seçimlerde  Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni MHP'nin kazandığını anımsatan Bahçeli, bu başarılarının bazı kesimler tarafından hazmedilemediğini sözlerine ekledi.

"12 Eylül ara rejimi, bir zulümdür"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin il başkanlığınca Yüreğir Serinevler Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda, vatandaşlara yerel seçimlerde kendilerine verdikleri destekten dolayı teşekkür ederek, belediye başkanlarını çalışmalarından dolayı tebrik etti.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı MHP'nin kazanmasını çekemeyenlerin olduğunu öne süren Bahçeli, vatandaşlardan belediyeye ve Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'ye sahip çıkmalarını isteyerek, "Söze de Sözlü'ye de sahip çıkacaksınız" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı seçimlerinin ilk turunun 10 Ağustos'ta yapılacağını ve ilk defa cumhurbaşkanını milletin seçeceğini anımsatan Bahçeli, "Seçimler daha önce TBMM'de temsil edilen siyasi partilerin değerli milletvekillerinin gayreti, oyları ve bir aday üzerinde bütünleşmeleriyle ancak mümkün oluyordu ama yaşadığımız dönemi iyi fark edersek, o dönemi bilenlerden sorup öğrenirsek cumhurbaşkanı seçimi her zaman sorunlu, sancılı, muhtıralı, darbeli olmuştur, açıkçası Türkiye'nin istikrarını bozmuştur, ekonomisini sıkıntıya koymuştur ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinde meşruiyet tartışmasına sebebiyet vermiştir" diye konuştu.

Bahçeli, 1980 öncesi cumhurbaşkanı seçiminde yaşananları anlatarak, o dönemde seçimin 5 ay 17 gün sürdüğünü, 114 tur yapıldığını ancak cumhurbaşkanı seçiminin gerçekleştirilemediğini anlattı.

"12 Eylül ara rejimi, bir zulüm, acı, işkence, mağduriyet ve mahkumiyettir. Bunu toplumda yaşamayan da kalmamıştır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bunu hep beraber yaşadık, 'Allah bir daha yaşatmasın' diyoruz. Hal böyle olunca bu sözümü Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş kardeşlerim de dikkate almalı ve düşünmeli. Şimdi iktidardasın, atan, tutan, yalan, dolan, medyaya hükmeden, emniyeti budayan, Silahlı Kuvvetleri ayrıştıran, etnik temelli ülkeyi bölen, mezhep temelli çatışmaya ülkeyi sürükleyen Recep Tayyip Erdoğan'ın bu rüzgarına kapılmayın. O, 4,5 ay bir Pınarhisar'da kalmış, bal kaymakla orada mahkumluk yaşamış, tabi onu öne çıkarmıyor da idamlardan, müebbetlerden, 24 yıllardan, 12 yıllardan hiç bahsetmiyor. Şimdi kalkmış Recep Tayyip Erdoğan 'cumhurbaşkanı olacağım' diyerek bu milletin tüm değerlerini ortadan kaldırmaya, mili ve manevi kıymet hükümlerimizi tahrip etmeye, milletimizin sosyal dokusunu parçalamaya.... 'Her şey benim içindir' diyerek medyayı kullanıyor, devletin imkanlarını kullanıyor ve başbakan olarak seçime giriyor. Halbuki başbakan olarak seçime gireceği yerde 'aziz milletim, 3 aday var, bunlardan birisi benim, birisi bir siyasi partinin genel başkanı, diğeri ilim ve diplomaside önemli hizmetler sunmuş bir memleket evladı, ben de başbakanım öyleyse şartlar eşit değil, ben başbakanlıktan ayrılıyorum, diğerleri gibi sade aday oluyorum' diyeceği yerde ve bu arada MHP'nin müracaatını YSK aracılılığıyla reddettirerek başbakan sıfatıyla adaylığını sürdürüyor."

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın devletin tüm imkanlarını kullandığını ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti:

"Temel atma törenleri, gereksiz yere açma törenleri, uçaklar, helikopterler, devletin diğer kurumları, valililer, kaymakamlar... İlkokullara kadar iniyorlar. Utanmasa çocukları yaz tatilinden alıkoyup 'başbakan geliyor' diyerek meydanlara toplayacaklar. Bir adaletsizliğe mühür vuruyor ve hala ayrıcılığı yapıyor, yalanı dolanı söylüyor, iftiralar ediyor. Diyor ki 'Ekmeleddin İhsanoğlu bir proje adayıdır, saksıdır, vazodur, bilmem nedir' her türlü edepsizce ifadeyi kullanmaktan kaçınmıyor fakat son günlerde 'O Kahire'de doğmuştur, memleket evladı sayılmaz' diyor. Öbürüne diyor ki 'sen Zazasın, öbürüne de CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sen Alevisin, ben de Sünniyim' diyor. Şimdi Zaza, Alevi, Sünni dediğiniz vakit, Ortadoğu'da özellikle Suriye ve Irak'ta çatışmanın, Müslümanların birbirinin boğazını kesmesinin, acımasızca birçok ölüm olaylarının sebebi mezhep çatışması, etnik temelli kışkırtma ve Sünni yönetim olarak da orada IŞİD aracılığıyla 3'e bölünmüş bir Irak'ın orta kademesinden IŞİD ile beraber yeni bir yapının oluşmasına fırsat tanımaktır."

"İnandığınız partileri iktidar yapmak için sizin her türlü gayreti göstermeniz en temel hakkınızdır" ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle konuştu:

"Ama devlet başkanlığını mezhep temelli ayırırsanız, etnik temelli kışkırtırsanız ve farklı farklı davranışlara doğru götürürseniz Türkiye'nin çatışması, bölünmesi kaçınılmazdır. Şimdi Türkiye'yi etnik temelli 36'ya böldün mü? O yetmedi Türk, Alevi, Sünni diye ayrım yapmaya başladın mı? Bunu kışkırttın mı? Şimdi doğum yerine göre neyi ayırt ediyorsun sen? Kahire'de doğdu diye o memleket evladı nasıl sayılamaz? Şimdi soruyorum sizlere. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Selanik'te doğmuştur. Kalkıp şimdi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e 'sen bu memleketin evladı değilsin' diyebilir misiniz? İşte Recep Tayyip Erdoğan'da yürek yok. Cumhuriyet'e karşı kazanımlarını hazmedemiyor, kurucusuna da cesareti olmadığı için dil uzatamıyor ama laf oraya ulaşsın diye Ekmeleddin Bey'in Kahire'de doğduğunu söylüyor."

"Erdoğan, sen ülkücünün gardaşı olamazsın"

Bahçeli, Erdoğan'ın ülkücülerden oy istediğini belirterek, "Şimdi Adana'dan sesleniyorum; Recep Tayyip Erdoğan, sen ülkücünün gardaşı olamazsın. Arada sırada mektup okuyarak, okumakla, 3-5 kişiye iş buluyorum aldatmacasıyla ülkücü gardaşlığından vazgeç. Kendinden başka gardaşın da yok zaten ortada. Şimdi kalkmış faşist diyor, katil diyor, her türlü suçlamayı yapıyor, seçim dönemi geldi mi bir ülkücü gardaşlık sevdası tutuyor. Aslı yok, dibi yok" diye konuştu.

MHP'nin Adana'da 8-9 Şubat 1969 tarihinde yapılan bir büyük kurultayla MHP olduğunu belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

"MHP'nin kurucu Genel Başkanı, Türk-İslam dünyasının lideri merhum Alparslan Türkeş'tir. Haydi kalk yüreğin varsa Adana'ya bir kez daha gel. 'Alparslan Türkeş, Lefkoşa'da doğdu. Bu memleketin evladı sayılamaz' de bakalım ne oluyor? Şimdi ne yapacağız? Sen Pınarbaşı'ndan kalkacaksın, Kıbrıs'ta Türklüğün yaşatılması için devletin isteği üzerine Kıbrıs'a giden ailelerden bir tanesi olacaksın ve orada bir yiğit doğacak. Adı Alparslan Türkeş olacak. Sonra dönüp Adana'ya gelecek 1969'da Milliyetçi Hareket'in kurucu genel başkanı olacak. Edepsiz adam, utanmaz. Sen bunu nasıl söylersin? Senin etnik temelin karışık, kaynağın da bulaşık. Şimdi soruyorum, 17-25 Aralık'taki rüşvet ve yolsuzluklarla 1 milyar doları evinde saklayarak, oğluyla sıfırlatmaya çalışanla, 4 bakanının soruşturması yapılırken ve Türkiye'de her şeyin sorumlusu kendisi haline gelmişken, bir de biraz evvel söylediğim edepsizliklere, utanmazlıklarla, iftirayla, yolsuzluk, rüşvetle, ayakkabı kutularıyla, havuzlardaki dolarla, avroyla sen nasıl cumhurbaşkanı olacaksın? Şimdi soruyorum Adanalılara; Adana, delikanlıların yurdudur. Bana çok net cevap verin. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olur mu? Olamaz işte. Adana bu. Allah'ınıza kurbanım sizin. Öyleyse 'Sayın Genel Başkanım birisini yapmamız lazım, kim' diyorsanız, 'Ekmel bey' diyoruz. Pazar günü sandığa gidecek misiniz? Gidemeyenleri sırtınıza alıp götürecek misiniz? Oyunuzu oradaki üç resimden Ekmeleddin İhsanoğlu'nun altına mührünüzü vuracak mısınız? Allah hepinizden razı olsun. Zaten Adanalı olmak da bu."

Bahçeli'ye konuşmasının ardından, Çukurova Yörük Türkmenler Dernekleri adına Kur-an'ı Kerim, Türk Bayrağı ve yörük kepeneği hediye edildi. Bahçeli, kendisine hediye edilen yöresel kıyafetleri giydi.

Adana Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret ederek, Başkan Hüseyin Sözlü ile bir süre görüşen Bahçeli, ziyaretin ardından Büyükşehir Belediyesi'nin, Irak'taki Türkmenlere yaptığı yardımlara ilişkin fotoğrafların yer aldığı sergiyi gezdi.

"Milli iradenin milliyetçi irade haline dönüşmesi milliyetçiliğin iktidarı demektir"

Bahçeli, partisinin il başkanlığınca Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda, cumhurbaşkanı seçiminin öneminden söz etti.

Türkiye'de geçmişte cumhurbaşkanı seçimlerinin sancılı geçtiğini, bu seçimlerin ilk turunun da 10 Ağustos'ta yapılacağını ve ilk defa cumhurbaşkanını milletin göreve getireceğini anımsatan Bahçeli, "Demokrasinin askıya alınması hali Milliyetçi Hareket Partisi'ne zarar verebilecek bir durumdur, buna düşmemek lazımdır. Milliyetçilikle demokrasiyi ikiz kardeş gibi götürerek milliyetçi düşüncenin iktidarının yolunu açmalıyız. Bunun manası şudur. Milli iradenin milliyetçi irade haline dönüşmesi milliyetçiliğin iktidarı demektir. Bu neyle olacak? Demokrasi içerisinde olacak. Yani vatandaşların en etkin değerlendirmesinin yapılacağı bir ortamda olacak. İşte bu anlayışla geçmiş dönemeden bu yana kadar Milliyetçi Hareket Partisi 'önce ülkem ve milletim, sonra partim' anlayışıyla ülkeye hizmet eden bir siyasi kurumdur" diye konuştu.

Herkesin, "Her parti aday çıkartsın. Niye çıkartmıyorlar. Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi niye aday çıkartmıyorsunuz. Sizin gibi bir parti aday çıkartmazsa ne olur. Ne için varsınız" sözleriyle partililerinin davaya olan mensubiyet şuurunu ve bu şuur gereği olarak aday çıkarma gereğinin kamçılamaya çalışıldığını ifade eden Bahçeli, her gün "Milliyetçi Hareket Partisi'nin adayı kim olacak" denildiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Şimdi yeni yeni bir usul var. Twitter aracılığıyla kuş diliyle konuşuyor. Şu olursa iyi olur, şu olursa iyi olmaz. Şunun olmasında yarar vardır. E mübarek insanlar bu hareketin milletvekiliyse kuş diliyle konuşacağınız yerde gelip genel başkanınıza 'ben aday olmak istiyorum' diye niye söylemiyorsun."

"Kuş dili sosyal medyası"

Bahçeli, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ''Maaşlı 6 bin kuş dili sosyal medyasını kullanan insanlarının bulunduğunu, bunların twitleriyle ülkücüler arasında 'şu olursa iyi olur bu olursa iyi olur' dediğini'' ileri sürerek, "30 Mart seçimlerinin sonuçlarını veri alsak, oyumuz 8 milyona yakın, oy oranımız 17,76'dır. Böyle bir durum karşısında bir aday çıkartabiliriz. Şimdi milletvekili arkadaşlarımızdan bir tanesini aday yaptık. Gece gündüz de çalıştık. Milliyetçi Hareket Partisi'nin aday çıkartmasını körükleyenleri bize oy vereceklerini söylerken hiç duydunuz mu ? Peki biz hepimiz kenetlendik oyumuzu kendi adayımıza verdik, bir tanede firemiz olmadı. Alacağımız oy nedir. 8 milyona yakın, 17,76 oy oranı. Bundan cumhurbaşkanı seçmek mümkün olabilir mi ? Olamayınca diğer partiler arasında en fazla oy alan iki parti bu yarışta, ikinci tura kalacak olursa bunlardan bir tanesi Adalet ve Kalkınma Partisi bir diğeri de başka parti olsa Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ak kurtları bozkurtların kuyruğuna takılmaya başlar" dedi.

 Başbakan Erdoğan'ın şiir okumasını eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bizim ülkücüler akşam eve yorgun argın eve gelmiş, bir tas çorba eşi önüne koymuş. 'Haberlerde ne var' diyor. İdama mahkum edilmiş bir ülküdaşımızın şiirini okurken duygulanıyor. Bakıyor ki Bülent Arınç okuyor ağlıyor, Recep Tayyip Erdoğan da boğuk bir sesle konuşuyor. 'Allah Allah diyor ya şunlara bak. Bizim şehidimiz için ne kadar da ağlıyorlar' diyor. Gün geliyor bazı konular oluyor diyor ki 'bunlar faşist, bunlar katil' diyor. Hangi gün sazı ne çalacaksa ülkücü türküyü ona göre bağlıyor. Siz değerli arkadaşlarım da buna inanıyorsunuz, haklı haksız partinizi eleştirmeye başlıyorsunuz. Şimdi son günlerde çıkmış 'ülkücüler benim kardeşimdir' diyor. Recep Tayyip Eroğan, ülkücülerin hiçbir zaman sen kardeşi olamazsın, olmamalısın. Eğer ülkücüler senin kardeşliğini kabul ediyorsa bozulmayan ülkücüler de var ya da sende var demektir."

Bahçeli, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun hiçbir partiyle organik ilişkisi olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:

''Bizim partimizin üyesi değildir, kapısından da içeri girdiği gün olmamıştır. Ama burayı şereflendiren arkadaşlarımızın değerlendirmelerini dikkate aldığınız vakit milliyetçilik onda da vardır. Muhafazakarlık onda da vardır. Maneviyatçılık onda da vardır. Demokrat vasıf onda da vardır, laiklik onda da vardır. Yani Türkiye'de ne varsa oranları az veya çok hepsinde bulunan bir kişidir. Öyleyse Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlıkta yaptığını Çankaya'da yapıp her gün onun yalanlarını dinleyeceğimiz yerde, daha yalana alışıncaya kadar 5 yılı dolacak olan Ekmel beyi cumhurbaşkanı yapsak ne olur?"