ERZURUM - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sırında oluşturulmasını istedikleri güvenli ya da tampon bölge için verilen sözlerin tutulmasını beklediklerini söyledi. Erdoğan, "Sabrımız sınırsız değildir. Bize verilen sözlerin yerine gelmesini sonsuza kadar bekleyecek değiliz. Sınırlarımızın dibinde teröristleri ülkemizden korumaya değil, ülkemizi teröristlerden korunmaya yönelik güvenli bölge ve tampon bölge tesisi sözünün birkaç ay içinde yerine gelmesini bekliyoruz. Bu güvenli veya tampon bölgeyi kesinlikle, aksi takdirde biz oluşturacağız" dedi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Erzurum Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Toplantının düzenlendiği Yakutiye Buz Hokeyi Salonu'na, Cumhurbaşkanı Erdoğan için 'Tek kanatlı kuş olmaz', 'Yer gök dağ taş, seninle yürüyeceğiz şanlı dadaş', 'Hiçbir mağduru, mazlumu zalimin pençesine terk etmedik, etmeyeceğiz' ve 'Sen bağ oldun, biz bahçende gül olduk' yazılı pankartlar asıldı. Toplantıya katılanlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erzurumluların 15 Temmuz'da darbecilere dünyayı dar ettiğini söyledi.

Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Erdoğan, "Diyor ki benim için 'Bana haber verseydiler, ben de beklerdim'. Bay Kemal, biz telefondan mesajlarımızı tüm Türkiye'ye yaydık. Bütün millet sokaklara, caddelere, meydanlara döküldü. Sen ise Bakırköy Belediyesi'nde kahveni yudumluyordun. Sen korkaksın korkak. Korkaklar, diktatörler zafer anıtı dikemez. Onun için biz hep darbelere karşı durduk. Hiçbir zaman darbecilerle yan yana olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. Dünyanın neresinde bir darbe varsa darbeci varsa biz onların karşısındayız. İşte Mısır'da Mursi'ye darbe yaptılar, biz karşısında durduk. Şimdi Venezuela'da böyle bir girişim var, yine karşısındayız. Nerede olursa olsun, darbecilerle yan yana olmayacağız. Eğer demokrasiye inanıyorsak o zaman demokrasinin gereği sandığa saygıdır. Sandıkta milli irade var, millet var, cumhur var; Bay Kemal işte onlarla beraber. Biz onlarla beraber değiliz, darbecilerle beraber olmayacağız" diye konuştu. 

'ASIL HESABI SANDIĞA BIRAKIN'

Erzurumlulardan 31 Mart'ta yapılacak yerel seçim için oy isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, rekor oy beklediğini söyledi. Erzurum'un, AK Parti'nin en güçlü damarlarından biri olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Erzurum'da 'cumhur ittifakı'nın karşısında ne var? Milliyetçilikten uzak bir ittifak var. Sayın Bahçeli'nin ifadesiyle 'zillet ittifakı'. Bizimki de 'illet ittifakı' diyoruz. 'Zillet ve illet ittifakı'nı 31 Mart akşamı en güzel cevabı vermeye hazır mıyız? Gerek Erzurum'daki gerek diğer şehirlerdeki Erzurumlu kardeşlerimizi telefonlarınızla aramaya hazır mıyız? Biz Erzurum'u çok sevdik ama inanıyorum ki Erzurum da bizi çok sevdi. Ayrılamadık birbirimizden, ayrılmayacağız inşallah. 31 Mart'ta sandıkları patlatıyor muyuz? Yüreği mert, gözü pek, kalbi şefkatli, kendi efendi dadaşlar söz verirse yapar. Geçtiğimiz 16 yılda Erzurum'a 23,5 katrilyon lira yatırım yaptık. 24'ü hastaneden oluşan 92 adet sağlık tesisini Erzurum'a kazandırdık, şimdi 1200 yataklı şehir hastanesini kazandırıyoruz. Emekli ve gazilerimiz için 5 bin toplu konut inşa edeceğiz. Seçim döneminde birileri gelecek, size sürekli hizmet getirilmediğini ihmal edildiğini söyleyecek. Söyleyeyim ben size, Erzurum diliyle 'Ele diyisen de gardaş ya ele değilse?' Ne derseniz deyin, yalanla iftirayla çarpıtmayla bildiklerini okuyacaklar. Asıl hesabı sandığa bırakın." 

'ONLAR ÇUKUR AÇTI, BİZ ONLARI ÇUKURA GÖMDÜK'

Suriye sınırlarında olup bitenlerin gerisinde Suriye değil, Türkiye hesapları olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi: 

"Vatanın, milletin üzerindeki hesapları bitmedi ki. Kimi zaman Ermeni teröristler, bölücü teröristler, mezhepçi terörist, kifayetsiz siyasetçi, dirayetsiz yönetici, ekonomik tetikçiler üzerinden birliğimizi, beraberliğimizi, bağımsızlığımızı sarsmaya çalıştılar. Ortada gözüken örgüt isimleri, üzerimize silah yönelten eller farklı da olsa senaryo ve amaç hep aynıydı. Amaç Türkiye'ye diz çöktürmek, Türk milletini esir etmekti. Hamdolsun, başaramadılar. Bunları Cudi'de gömdük, Kandil'de gömdük, Tendürek'te gömdük, Gabar'da gömdük. Onlar çukur açtı, biz onları çukura gömdük. Bundan sonra da gömeceğiz. Bu yola tevessül edenler de mezara gömülecekler. Bir süredir ülkemizdeki kuşatma girişimlerinin gayesi aynıdır. Suriye sınırlarında olup bitenlerin gerisinde Suriye değil, Türkiye hesapları var. Irak sınırında olanların gerisinde Türkiye hesabı var. Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de, Ege'de hep Türkiye'ye dair hesaplar var. Balkanlar'da katliam yapanlar da işgalciler de uluslararası kurumlar da önümüzü engel üstüne engel çıkaranlar da Türkiye'yle Türk milletiyle hesaplaşıyorlar. Millet olarak maalesef birer disiplin olarak tarihe, sosyolojiye, antropolojiye, coğrafyaya, yeterli önemi vermiyoruz. Kendi tarihimizle kültürümüzle ilgili ülkemizde bir elin parmaklarını geçmeyecek ciddi çalışma varken, Batı'da sadece belli bir dönemimiz hakkında yüzlerce, binlerce çalışmaya rastlıyoruz. Ecdat çok değerli tarihi ve kültürel miras bırakmış; ama biz bunları yeterince değerlendiremiyoruz. Sadece Erzurum'un sahip olduğu miras dahi yüzlerce bilim insanının çalışmasına yetecek zenginliktedir. Türkülerimiz, bizim gönül pınarımızdan süzülüp gelen, mesajlar veren kültür hazinelerimizdir." 

'ÇABALARIMIZA ENGEL OLMAK İÇİN KIRK TAKLA ATIYORLAR'

Erzurumlular ile dertleşmek istediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bölgemizde yaşanan hadiseler karşısında Türkiye olarak bizim Hakk'a ve hukuka bağlı şekilde davranma yaklaşımımız, birilerinin iştihanı kabartıyor. Bu cüretle Suriye'de, Irak'ta coğrafyamızın diğer yerlerindeki insanları sanki bunlar başka bir dünyanın varlıkları gibi bizimle hiçbir ilgisi olmayan topluluklar gibi göstermeye çalışıyorlar. Binlerce kilometreden gelip, silah satanlar bize sınırdaş olan kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, huzurunu, geleceğini koruma çabalarımıza engel olmak için kırk takla atıyorlar. Bizi birilerinin davet etmesine gerek yok. Biz 1998'de Adana Mutabakatı'yla bunu imza altına aldık. Bu imza Türkiye'nin herhangi bir olumsuz gelişmede o topraklara girmesinin önünü açıyor. Bölücü terör örgütünün mensuplarını da bize teslimini gerektiriyor. Bu mutabakatı gibi baba Esed döneminde atılmış imzalardır. Onunla beraber bu yolculuk devam ediyor, bundan sonra daha kararlı devam edecek. Erzurumluların güzel bir sözü var. 'Tipiyi yiyen ben, titreyen sen', öyle mi? Tipiyi yiyen ben, titreyen sen, bu nasıl iş gardaş?"

'SÖZLERİN YERİNE GELMESİNİ SONSUZA KADAR BEKLEYECEK DEĞİLİZ'

Bölgede yaşanan her hadisenin insani ve siyasi yükünü Türkiye'nin çektiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: 

"Buna karşılık sahayı başka birileri işgal ediyor. Bu sorunun çözümü için kurulan masaları başkaları dolduruyor. 4 milyon mülteci bizim ülkemizde, onlara biz bakıyoruz. 35 milyar doları biz harcıyoruz; ama onlar hala titriyor, ayaklara bak. Daha önce Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekatlarında bunun işaretini vermiştik. Rusya'yla beraber İdlib'de vardığımız mutabakatla sınırlarımızın dibinde yeni bir insani krizin yaşanmasına engel olduk. Putin'le attığımız adımlarla İran Devlet Başkanı Ruhani ile üçlü zirvelerimizle olayı bir yere getirdik. Aksi takdirde bu katliamlar çok farklı olurdu. Bize yıllarca 'Bölgeyi teröristlerden temizleyeceğiz' diyenler, şimdi bu son verilen sözlerle bunu yerine getirirler. Fırat'ın doğusundaki DEAŞ, PKK, YPG teröristlerini temizleme kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyorum. Sabrımız sınırsız değildir. Bize verilen sözlerin yerine gelmesini sonsuza kadar bekleyecek değiliz. Sınırlarımızın dibinde teröristleri ülkemizden korumaya değil, ülkemizi teröristlerden korunmaya yönelik güvenli bölge ve tampon bölge tesisi sözünün birkaç ay içinde yerine gelmesini bekliyoruz. Bu güvenli bölge veya tampon bölgeyi kesinlikle, aksi takdirde biz oluşturacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle durdurdu: 

"Suriye halkını korumak için kurulan uluslararası koalisyonun böyle bir bölgeyi oluşturması mümkün değildir. Sınırlarımızda tesis edilecek bu bölgenin gerçek anlamda güvenliğini, işlerliğini sağlayacak tek güç Türkiye'dir; çünkü bu mesele bizim yüreğimizi yakıyor. Türkmen'iyle Arap'ıyla Kürt'üyle diğer gruplarıyla binlerce yıllık ortak geçmişimiz bulunan kardeşlerimizin yaşadığı zulümler yüreğimizi yakıyor. Topraklarımızda yaşayan 4 milyon Suriyelinin meselesinin çözümüne katkı sağlayacak, sahadaki fiili kontrolün bizde olması gerekiyor. Türkiye olarak bunun dışındaki tüm çözüm tekliflerine kapalı olduğumuz beyan ediyoruz. Bu onurlu duruşun bir bedeli olacaksa onu da ödemeye hazırız."

'İTTİFAK PAZARA KADAR DEĞİL, MEZARA KADAR YÜRÜYÜŞTÜR'

Partisinin yerel seçim için Erzurum adaylarını tek tek kürsüye davet ederek, tanıtan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İttifak; birlikteliktir, dayanışmadır. İttifak, bu dayanışmanın ötesinde pazara kadar değil; mezara kadar bir yürüyüştür. Dolayısıyla adımlarımızı buna göre atmamız lazım. Zira karşımızda bir 'zillet ittifakı', 'illet ittifakı' olduğunu göre, bizim 'cumhur ittifakı'nı güçlü kılmamız lazım. Karşımızdaki ittifakın içinde neler olduğunu biliyorsunuz. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi ile azami müştereklerimiz var. Diğerlerinin kendi aralarında aslında şerden azami müşterekleri var. Bunu bilerek, öyle yürüyeceğiz" dedi.