BURSA

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, cumhurbaşkanı adaylarına ilişkin, "Şahıslarıyla ilgili bir şey söylemem nezaket dışı olur ama her şey ortada. İnanıyoruz ki üç adaydan biri, Sayın Başbakanımız, bugüne kadar gösterdiği bütün başarılara bir yenisini daha ekleyecek ve inşallah 10 Ağustos akşamı umarız ki birinci turda ve yüksek bir oyla cumhurbaşkanı seçilecektir" dedi.

Arınç, AK Parti Bursa İl Başkanlığınca Atıcılar Spor Kompleksi'nde düzenlenen iftarda yaptığı konuşmada, Türkiye'de ramazan ayının huzur ve bereket içinde geçirildiğini ancak İslam coğrafyasının, Ortadoğu'nun bundan mahrum olduğunu söyledi.

Söz konusu ülkelerde gözyaşları, cenazeler ve feryatlar olduğunu belirten Arınç, "Tonlarca bombaların yağdığı Irak'ından tutun, en yakınımızdaki Gazze, Filistin'e kadar, Arakan Müslümanlarından bir başka coğrafyaya kadar iftarı, sahuru bilmeden, sadece cenaze kaldırmaya vakit bulamayan, gözyaşlarıyla ıslanmış bir coğrafya var. Onların da acılarını acımız bilmeliyiz. Biliyoruz da zaten" ifadesini kullandı.

Arınç, İslam aleminin, acılardan kurtulmasını diledi.

O ülkelerde de güzel ramazanlar yaşanmasını temenni eden Arınç, şöyle konuştu:

"Biz inanmış insanlarız. Ayet-i Kerimeler, Hadis-i Şerifler ne söylüyorsa onları yerine getiriyoruz. Esasen bütün Müslümanlar bilir ki doğudakinin ayağına diken batsa batıdaki bundan ıstırap duymalıdır. Hadis-i Şeriflerde söylenen, bir vücudun azaları gibiyiz; kolumuzda, gözümüzde, ayağımızda, başımızda herhangi ağrı hissetsek, bütün vücut onu nasıl hissederse, Filistin'de yağdırılan bombaların altında ölenler, Mısır'da cezaevlerinde idam gününü bekleyenler veya Budistlerin katliama uğrattığı Myanmar Müslümanlarıyla yüreklerimiz bir çarpıyor. Biz onlarla dayanışma içindeyiz. Onların kurtuluşları için, onların da gerçek, güzel ramazanlar yaşaması dileğiyle onları her an yanımızda hissediyoruz. Rabbim onları bu zulümlerden kurtarsın. Rabbim zalimleri kahhar ismiyle kahretsin, bir an evvel huzura, barışa, esenliğe, bütün Müslümanlar kavuşsun. İnanın duamız sadece bununla da sınırlı değil. Bütün masum insanların, insanlık aleminin de terörden kurtulmuş, baskıdan, zulümden arınmış bir huzurlu dünyada yaşamalarını hepimiz niyaz ediyoruz."

"Bu işin, ona yüzde 100 layık olduğunu düşünüyoruz"

Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 18 Temmuz'da Bursa'da düzenlenen mitingde vatandaşlarla bir araya geldiğini hatırlattı.

Bu mitingde, Bursa'dan Erdoğan'a yine en yüksek oy çıkacağının müjdesini aldıklarını vurgulayan Arınç, 10 Ağustos akşamı da en büyük zaferin müjdesini buradan göstermeyi dilediklerini anlattı.

Arınç, Erdoğan için çok gayretli, başarılı bir kampanya yürütüldüğünü dile getirerek, milletin de akın akın mitinglerine geldiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı seçimine üç adayın katılacağını söyleyen Arınç, şunları kaydetti:

"Şahıslarıyla ilgili bir şey söylemem nezaket dışı olur ama her şey ortada. İnanıyoruz ki üç adaydan biri, Sayın Başbakanımız, bugüne kadar gösterdiği bütün başarılara bir yenisini daha ekleyecek ve inşallah 10 Ağustos akşamı umarız ki birinci turda ve yüksek bir oyla cumhurbaşkanı seçilecektir. Ona başarılar diliyoruz. Başarısı için çalışıyoruz ve Bursalılar olarak, vefalı insanlar olarak, başarıyı takdir eden, ödüllendiren insanlar olarak Sayın Başbakanımızın cumhurbaşkanı olmasını bütün gönlümüzle arzu ediyoruz. Bu işin, ona yüzde 100 layık olduğunu düşünüyoruz."

"Yakın zamanda 3 saatte Ankara'dan İstanbul'a gitmek mümkün hale gelecek"

Arınç, AK Parti Bursa İl Başkanlığınca Atıcılar Spor Kompleksi'nde düzenlenen iftarda yaptığı konuşmada, Yüksek Hızlı Trenin (YHT) Ankara-İstanbul etabının dün hizmete alındığını hatırlatarak, şu anda 3,5 saate, yakın zamanda da 3 saatte Ankara'dan İstanbul'a gitmenin mümkün hale geleceğini söyledi.

YHT'nin bir ayağının Bursa'ya döndürüleceğini anlatan Arınç, "Hiçbir aksama yok, merak etmeyin. Bugünlerde birileri soru önergeleriyle, gazetelere yaptıkları açıklamalarda, Bursa etabında sorunlar olduğunu, yeni maliyetler çıktığını ifade ediyor. Yüksek yatırımda böyle şeyler olabilir, bunlar doğaldır ama işin sorumlusu bir arkadaşınız olarak söyleyeyim, Allah'ın izniyle her şey zamanında halledilecektir" diye konuştu.

Arınç, Türkiye'nin ulaşımda 12 yıl öncesine göre önemli mesafeler katettiğini vurguladı.

Tek şeritli yollara mahkum bir Türkiye'nin 12 sene öncesinde kaldığını dile getiren Arınç, 12 yılda 19 bin 800 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını ifade etti.

Çevre yolu projelerinin de hızla sürdüğünü bildiren Arınç, şöyle devam etti: 

"Paramız var, yapıyoruz. Aklımız var, yapıyoruz. Halkımızın buna ihtiyacı var, yapıyoruz. Ulaşım olmazsa ekonomi güçlenmez, iç turizm de canlanmaz. Ulaşım olmazsa zamanın bereketi gider. O yüzden ekonominin can damarı olan yollara ayrı bir önem veriyoruz. Yetmez, demir yolu ulaşımını da teşvik etmemiz lazım. Çünkü demir yolu ulaşımı hem ucuz, yük taşımada da ayrıca çok önemli bir imkan."

"Bu oyları parayla satın almıyoruz"

Bülent Arınç, göreve geldiklerinde 16 olan havalimanı sayısını da 46'ya yükselttiklerine değinerek, eskiden yılda 1 milyon olan hava yoluyla seyahat eden kişi sayısının 70 milyona ulaştığını aktardı.

Sağlık, eğitim, enerjiyle beraber yaptıklarının hükümetin başarı hanesinde yer aldığını, 12 senenin karnesinin "yıldızlı pekiyi"lerle dolu olduğunu anlatan Arınç, "(Hayır öyle değil) derseniz siz yanılırsınız. Onlara şunu söylemek gerekir; 'Biz başarısızsak, yaptıklarımız hiç de göze görünmüyorsa, niçin biz iki seçmenden birinin oyunu alıyoruz? En son yüzde 50 oyu, 21 milyon 500 bin oyu, Bursa'da yüzde 53,5 oyu millet bize niçin verdi? Kaşımız gözümüz için mi? Hayır. Hizmetimiz için verdi. Takdir edildik ki millet bize oy verdi. Biz bu oyları parayla satın almıyoruz, millete hizmetimizin karşılığı olarak alıyoruz" ifadesini kullandı.

"İstemezükçü grup..."

Arınç, Bursa'da bir "istemezükçü" grup olduğunu söyledi.

Onların, her hayırlı işin önüne geçmek için mahkeme önünde ellerinde dilekçelerle beklediğine dikkati çeken Arınç, şunları kaydetti:

"(Bugün hava güzel) dersiniz, 'Neresi güzel, bak sıcak, 30 derece olacakken 29 derece olmuş.' Yürütmeyi durdurma talebiyle idare mahkemesine koşarlar. Onların da böyle bir alışkanlığı var. Ne yapalım, onlar da olacak, biz de olacağız. Hizmetler devam edecek. 'Şu işi yapalım, bak ne kadar güzel bir iş, hem ekonomik hem faydalı hem hayırlı.' 'İyi ama orası olmasın.' 'Peki neresi olsun? Sen bana bir yer göster?' 'Hayır, hiçbir yer olmasın.' O zaman uzaya mı çıkalım? Bunu nerede yapacağız. Bunu yapmamız için Bursa'da yer bulmak çok zorlaştı. O yüzden bazı fedakarlıklara hepimizin katlanması lazım. Buna 'maslahat' derler. Maslahat, toplumun menfaati ise toplumun menfaatinin olduğu yerlerde bazı şeyleri görmezsiniz, onu başka bir şekilde telafi edersiniz ama 'istemezük' diye ortaya çıkarsanız, bu olmaz, olmayacak. İnşallah zannediyorum ki bazıları ideolojik saplantılardan kurtulurlar, Bursa'nın önünü açmak için artık hizmet edenlere yardımcı olurlar."

"Gezi olayları, Türkiye'de bir kırılmaya götürdü"

Daha önce bir toplantıda, Türkiye'nin geldiği güzel noktayı gösterdiğini dile getiren Arınç, "Borsa endeksi 90 bine ulaşmıştı. IMF borcu tamamen ödenmişti. 52 milyar avroluk büyük ihaleler yapılmıştı. Türkiye uçuşa geçmişti. Bir ay sonra Gezi olayları patladı. Gezi olayları, Türkiye'de bir kırılmaya götürdü" değerlendirmesinde bulundu.

Gezi Parkı odaklı gelişmelerden sonra 2013 yılı sonuna doğru başka engeller çıktığını anlatan Arınç, 17 Aralık'ta da bir kırılma yaşandığını dile getirdi.

Bu olaylarla da ekonomi, borsa endeksi ve yatırımlarda bir sendeleme oluştuğunu ifade eden Arınç, "Çok şükür 30 Mart'a gelirken düzelme başlamıştı. 30 Mart'tan sonra düzelme yükseldi ve borsa endeksi bildiğim kadarıyla 84 bin oldu" diye konuştu.

Arınç, söz konusu toplantıda, "Allah'ın izniyle göreceksiniz, bu grafiği de göstermiştim inişli çıkışlı tarihleri, şimdi 80 binlere doğru gidiyoruz ama cumhurbaşkanlığı seçimini müteakip tekrar 90 bini bulacağız" dediğini hatırlattı.

Birkaç gün önce bazı gazetelerde, "Arınç'ın dediği olacak" gibi başlıklar gördüğüne değinen Arınç, şöyle devam etti:

"Bundan Türkiye adına sevinmemiz lazım. Çünkü son seyahatlerimde, İngiltere, Fransa, ABD'de daha çok iş çevreleriyle onların bazı yerlerinde toplantılar yaptık. Bana ekonomiyi sormadılar. Zaten ben de ondan kaçınırım yani ekonomiyi çok iyi bilen bir insan değilim ama bana 'Siyasi istikrar devam edecek mi?' diye sordular. Ben de onlara bildiğim kadarıyla söyledim; 'Gönlünüzü ferah tutun, gelin Türkiye'ye, doğrudan yatırım yapın. Önünüz açık, 50 sene sonrasını görün' dedim. Sevindiler. Çok şükür hem dış desteklerle yatırım devam ediyor hem de hamdolsun Türkiye'de borsa endeksi eğer bir göstergeyse çok şükür 90 binlere doğru gidiyor. Şimdi bütün mesele, bu sözlerin yerine gelmesi için cumhurbaşkanlığı seçimini başarıyla ve istikrarla tamamlamamız gerekiyor. Bu da Sayın Başbakanımızın yüksek bir oy oranıyla... Bunu ısrarla söylüyorum çünkü her cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye'de bir tartışma konusu olmuştur. Bundan 7 sene öncesinin tartışmasında baş aktörlerden biri de ben olduğum için o zaman meclis başkanı olarak kim ne söyledi, kim hangi engellemeyi yaptı, kim önümüze geçmeye çalıştı, çok iyi biliyorum. Hamdolsun milletimize güvenerek bu engeli aşmıştık ve 'Artık bundan sonra cumhurbaşkanını halk seçmeli' demiştik. Çok şükür bugün cumhurbaşkanını halk seçecek."

"Yeni anayasayı yapmak boynunun borcu olacak"

Arınç, 1923 yılından şimdiye kadar cumhurbaşkanlarının TBMM'de seçildiğini hatırlattı.

Bu sistemle 11 cumhurbaşkanı seçildiğini söyleyen Arınç, şunları kaydetti:

"66'ya kadar tek adayla gidildi seçimlere. 66'dan sonra iki ve ikiden fazla adayla gidildi. Bu sefer de üç aday var. Bu seçimi önemli kılan birinci unsur; tarihimizde ilk defa, 1923'ten bu yana cumhurbaşkanını halk seçecek. Bu, önemli bir husus. Bugüne kadar Meclis seçiyor, Meclis baskı altına alınıyor, genelkurmay başkanları veya darbe yapanlar kendisini cumhurbaşkanı seçtiriyordu veya Meclis'in içinde birtakım gruplaşmalar oluyor ve onların adayı seçimi kazanabiliyordu. Şimdi doğrudan halka gidiyoruz. 76 milyon, bunun 54 milyonu seçmen, yurt dışında 3 milyonuyla kendi başına gidecek, elini vicdanına koyacak ve Türkiye'nin başına cumhurbaşkanını seçecek. Doğrudan demokrasi. Bu ilk defa yapılacak, bu çok önemli. Bunu layıkıyla yerine getirmemiz lazım. İkincisi; seçilen cumhurbaşkanı, halk tarafından seçildiği için daha güçlü olacak, yüzde 50+1'in sahibi olacak. Meclis'teki o karmakarışık oylamalardan alınacak netice değil, halkın en az 26 milyon oyunu almış bir cumhurbaşkanı olarak vazifesinde çok daha güçlü olacak, çok daha yüksek bir inisiyatif kullanacak. Bu seçimlerden sonra AK Parti 2015'te de tek başına iktidar olarak seçilirse ki öyle inanıyoruz, inşallah o zaman da yeni anayasayı yapmak boynunun borcu olacak."

Çok güçlü bir lider, çok başarılı bir başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanlığı adaylığına layık olduğunu düşündüklerini vurgulayan Arınç, her sahada reformlar yapıp Türkiye'ye çağ atlattığını dile getirdi.

"Üç ay ortadan kaybolsak..."

Bülent Arınç, kendilerinden önceki hükümetlerin başbakanlarının, 70 sente muhtaç olduğuna dikkati çekti.

Bazen, üç ay ortadan kaybolduklarını düşündüğünü ifade eden Arınç, şöyle konuştu:

"Hükümet falan kalmasa, sonra 'cee' falan desek. Bu üç ayın içinde Türkiye'nin hali ne olur? Kim hükümet kurar, kim başbakan olur? Bunlar hakikaten ekonomiyi yönetebilir mi? Bunlar, bu bütçeden bir ödenek çıkarabilir mi? Bu gelir kaynaklarını yönetebilir mi? Acaba biz bir kaybolsak, başka ikinci bir Ali Babacan bulabilirler mi? Başka birisini bulabilirler mi? Tayyip Bey'i bulamayacakları kesin de... Üzülüyorum ve endişe ediyorum. Biz çok şükür elbette bir gün gideceğiz. Elbette halk, herhangi bir seçimde bize 'güle güle' diyecek. Demokrasi böyle bir şey ama iş muhalefete düşer. Adam gibi parti olacaklar, adam gibi muhalefet olacaklar, projeleri olacak. 'Ben onlardan daha iyisini yapacağım' diyecek ki millet onlara oy versin. Vallahi bizden daha iyisini yapacak varsa buyursun gelsin, başımızın üzerinde yeri var. Biz göremediğimiz için üzülüyoruz. Muhalefetsiz bir demokrasiden Türkiye'nin yara aldığını düşünüyoruz. 12 sene başbakanlığı aralıksız yapmış, rekor onda. Rahmetli Menderes'in rekorunu da geçtiğimiz yıl kırmıştı. Böyle bir başbakan, 'Ben cumhurbaşkanı olmak istiyorum' derse bir vefa borcumuz var; 'Sen hakkıyla çalıştın, buraya layıksın, seni oraya seçmek millet olarak benim borcumdur' dememiz. İkincisi, bu kişi daha başbakanlığında Türkiye için 2023, 2051, 2071, kendisine projeler koymuş, hedefler koymuş. Cumhurbaşkanı olunca da bu hedefleri takip edecek. Türkiye'nin büyümesi, kalkınması, güçlenmesi için belki hükümetle el ele çalışacak. Belki hükümeti bazı konularda ikaz edecek. Bunda hiçbir zarar yok."

"O, Türkiye'ye layık bir cumhurbaşkanıdır"

Arınç, çalışan bir hükümet ve cumhurbaşkanının, Türkiye'yi adeta uçuracağını belirtti.

Cumhurbaşkanının görevlerini anımsatan Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yoksa orada otursun, beklesin, resmi kabuller yapsın, 29 Ekim akşamı resepsiyon versin; onun görevi o. Onları yapsın da bence onun görevi o değil. Milletin birliğini, devletin başı olmayı temsil edecekse cumhurbaşkanı, çözüm sürecinden de kendisini sorumlu saymalıdır, ülkenin ekonomik gelişmesinden de siyasi bütünleşmesinden, toplumsal barışından da. 'Ben böyle yapacağım' diyor, açık açık söylüyor. Onun dışındakilerin bu konuda ne söylediklerini, zaman zaman yaptıkları gaflarla falan dile getirmek istemiyorum. Biz bu kişiyi tanıyoruz, sadece biz değil 76 milyon insan tanıyor ve inanın başka partilerden de olsa bu adam buna layık. Çok şeyleri hak etti, çok çalıştı, mert, dürüst, gayretli, cesur, ilkeli. Türkiye'de bütün yasakları kaldırdı, kılık kıyafet ayrımcılığını sonra erdirdi. Üniversiteler bu hale geldi. 'Helal olsun' dedirtecek bir kişi olarak kendisini görüyoruz. Elbette halkımız takdir edecek ancak bu bir seçimdir. '30 Mart'ın arkasından daha önemli seçim var' derken bunu kastetmiştik."

Başbakan Yardımcısı Arınç, Erdoğan için bir MHP'linin de "Onun şahsi meziyetlerini beğeniyorum. O, Türkiye'ye layık bir cumhurbaşkanıdır" diyebileceğini, bundan yüzde 100 emin olduğunu ifade etti.

Aynı durumun CHP seçmenleri için de geçerli olduğuna işaret eden Arınç, "CHP seçmenlerinden pek çoğu, 'Ben cumhurbaşkanı seçiyorum. Partimizin gösterdiği adayı bu konuda yeterli bulmuyorum. Bence en iyisi yine Recep Tayyip Erdoğan' diyebilir. Biz tabanı muhatap alıyoruz. Milyonlarca insan, başındaki genel başkan ne diyorsa desin, elini vicdanına koyduğunda, 'Bu işe en layık Erdoğan'dır' diyecektir, diyebilir" ifadesini kullandı.