TAHRAN

İSİPAB 9. Konferansı için İran'ın başkenti Tahran'da bulunan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İranlı gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"İSİPAB'ın, İslam dünyasının sorunlarının çözümünde nasıl bir rolü olabileceğinin" sorulması üzerine Çiçek, 53 İslam ülkesinin temsil edildiği bu toplantıları bütün İslam dünyası gibi Türkiye'nin de önemsediğini söyledi.

Çiçek, meclisler ve parlamentoların halkın temsilcileri olduğunu dile getirerek, "Dolayısıyla devletten devlete ilişkilerin yanında, halkın temsilcilerinin de belli aralıklarla ve her fırsatta biraraya gelmeleri; sorunlarını, dertlerini konuşmaları, mümkünse çözüm aramaları önemlidir. Biz böyle bir sorumluluğu taşıyoruz ve bu toplantılara da bu sorumluluk açısından katılıyoruz" diye konuştu.

"Böyle kuruluşların bilimsel, kültürel ve ticari alanda ilişkilerin geliştirilmesi konusunda, İslam ülkeleri arasında nasıl bir etkisi, rolü olabilir?" sorusuna Çiçek, şu yanıtı verdi:

"O söylediğiniz ekonomik, ticari ve başka alanlardaki ilişkileri geliştirmenin başka mekanizmaları var. Bunlar hükümetlerin görev alanlarına giren hususlardır. Parlamento olarak biz bu yöndeki çabalara destek veririz, yapılan anlaşmaları onaylarız, hükümetlerin politikalarını teşvik ederiz, denetleriz. Bu yönde İslam aleminde ciddi bir yakınlaşmanın, daha samimi bir işbirliğinin geliştirilebilmesi bakımından, düşüncelerimizi ve fikirlerimizi böyle platformlarda daha açık bir şekilde ortaya koyma imkanı olur. 

Şüphesiz İslam dünyasında ekonomik, ticari, kültürel, sanat ve spor ilişkilerinin hepsinin geliştirilmesi lazım ama ondan evvel İslam dünyası büyük bir kaosun içerisinde. Kan dökülmeye devam ediliyor, insanlar hayatlarını kaybediyor. Nerede bir İslam topluluğu varsa, kendi içinde bölünmüş, parçalanmış, teröre bulaşmış ve maalesef bugün neredeyse terörle İslam özdeşleşmiş vaziyette. Ekonomik ve ticari ilişkilerden önce bu kötü ve çirkin görüntünün ortadan kaldırılması, barışın ve kardeşliğin tesis edilmesi lazım."

"Bu fiilleri kim işliyorsa onlar sorumludur"

Cemil Çiçek, "İslam'la terörün özdeşleşmesi konusundan kimler sorumlu, kimler bundan bir sorumluluk taşır?" sorusuna, "Bu çirkinliği, iftirayı kim İslam'a mal ediyorsa onlar sorumludur, bu fiilleri kimler işliyorsa onlar sorumludur, bu fiilleri kimler kınamıyorsa onlar sorumludur, kim bu örgütlere, teröre destek veriyorsa onlar sorumludur" yanıtını verdi.

"Sizce batı ülkeleri neden İran'ın gelişmesi, özellikle nükleer enerjisini barışçıl kullanması yönünde İran'ın karşısında duruyorlar ve engelliyorlar. Sizce İran'ın nükleer enerjisini barışçıl yönden kullanma hakkı var mı?" sorusuna yanıt verirken Çiçek, "Ben başkasının yerine açıklama yapamam. Ben ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk halkının görüşlerini açıklarım. Bizim bu konudaki görüşümüz açıktır: Nükleer faaliyetlerin, çalışmaların barışçıl amaçlarla kullanılması, bu yöndeki çabalar herkesin meşru hakkıdır. Nükleer çalışmaların silaha dönüşmemesi bizim görüşümüzdür. Bu yönde de Türkiye en zor zamanlarda İran'lı dostlarının yanında olmuştur ve bunun bedelini de dış dünyada epey ödemiştir. Ümit ederim, İran'lı dostlarımız Türkiye'nin bu tavrını unutmazlar" diye konuştu.

Filistin Daimi Komitesi Toplantısı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İSİPAB 9. Konferansı’nda gerçekleştirilen Filistin Daimi Komitesi 3. Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bu toplantının Filistinlilere olan desteğin vurgulanması bakımından önemli olduğunu belirten Çiçek, İslam dünyasının en önemli gündem maddelerinden birisini Filistin ihtilafı ve orada yaşanan insanlık dramının olduğunu kaydetti. Çiçek, bu ihtilafın BM’nin önündeki en eski, uzun ve çözülememiş, çözülmediği sürece de her gün yeni haksızlıklara, hukuksuzluklara, adaletsizliklere sebebiyet veren bir ihtilaf olduğunu belirterek, “Bir an evvel çözülmesi hem temennimizdir hem de duamızdır” dedi.

Çiçek, şüphesiz bu ihtilafın çözülmesi, bu insanlık dramının bir an evvel son bulması bölgede ve tüm dünyada istikrar ve barışın temini ve tesisi bakımından da son derece önemli olduğunu vurguladı.

Cemil Çiçek, şöyle konuştu:

“Türkiye olarak biz bu ihtilafın çözümüne çok özel önem atfediyoruz, bu yöndeki çabaları da her vesileyle destekliyoruz. Bu çözüm kalıcı bir çözüm olmalıdır. Sıradan bir çözüm, yeni ihtilaflara da sebebiyet verir. Bunun parametreleri daha evvel dile getirildi, konuşuldu. Evvela 1967 öncesi sınırlara dönülmesi gerekiyor. Kudüs Filistin devletinin başkenti olacaktır. Bunun dışındaki bir çözüm kalıcı bir çözüm kesinlikle olamaz. Bu adaletsizliğin ortadan kaldırılabilmesi için, Filistin’in kendi bağımsız ve egemen devletini tesis etmesi ve herkes tarafından da tanınması gerekmektedir.

Bir başka husus; İsrail’in uluslararası hukuka aykırı uygulamaları ve  bu ülkenin barış sürecine yönelik samimiyetinin sorgulanması önemlidir. İsrail’li yerleşimcilerin Harem-i Şerife yönelik girişimleri, yasadışı yerleşimleri ve İsrail’in sert güvenlik önlemleri görüşme sürecini tıkamaktadır, sorunun çözümünü her geçen gün daha da güçleştirmektedir. Bu nedenle İsrail’in de  barış yönünde stratejik tercihini yapması gerekmektedir. Bizlerin, bu yöndeki çabalara tüm imkanlarımızla destek vermemiz gerekmektedir. Ülkemiz Filistin’e siyasi anlamda verdiği desteği önümüzdeki dönemde de aynı kararlılıkla sürdürecektir.”

Çiçek, bazı parlamento başkanlarının, Filistinlilerin kendi aralarında anlaşmaları için yeni bir komite kurulmasını teklif etmeleri üzerine, "İleride, geriye dönülemeyecek bir şey yapmamak adına, bu konuları gelecek toplantıya kadar, hükümetlerimizin bu konudaki çabalarını da değerlendirerek sonuca bağlarsak daha uygun olur" dedi.