İSTANBUL - Kılıçdaroğlu, Belediye başkanlarına hizmeti eşit götürmeleri gerektiğini söylediğini belirterek, "Para var efendim. Yerinde ve zamanında kullanırsanız para var. O nedenle belediye başkanlarına söylediğim bir şey var. Hizmeti eşit götüreceksiniz. Ama bir şey daha var, belediye başkanı harcar. Kimin parasını harcıyor? Vatandaşın parasını harcıyor. Belediye gelir elde ediyor, merkezden de geliyor. O da bizim paramız. O zaman eğer kul hakkı yeme geleneği yoksa, her belediye başkanının yaptığı her harcamanın hesabını verecek. Bir mahalle ile ilgili bir düzenleme yapacaksınız diyelim. O mahallenin muhtarını belediye başkanı çağırıp dinlemek zorundadır. Mahallenin muhtarını kim seçti? Mahalleli seçti, demokratik yollardan seçti. 'Belediyeyi beraber yöneteceğiz' ne demek beraber yöneteceğiz? Mahalle muhtarını dinlersen beraber yönetirsin.  Muhtarlık kurumuna her zaman önem verdim ve devam edeceğim. Yerel seçimler belediye başkanının gücü olmakla beraber, muhtarlarla iş yaptığında gücüne güç katmış olur" diye konuştu.

"KENTLEŞME YAPIYORLAR, KENTSEL DÖNÜŞÜM DİYORLAR ADINA"

Kılıçdaroğlu, kentsel dönüşüm hakkında ise, "Tapu sorunu niye çözülmüyor? Bizim Kartal, Maltepe belediyemiz çözüyor. Diğerleri çözemiyorlar. Niye? El ele verecekler bütün tapu sorununu çözecekler. Kentleşme yapıyorlar, kentsel dönüşüm diyorlar adına. Bakıyorsunuz yer gayet güzel, oradakilerin arazilerini, arsalarını alıyorlar. Onları şehrin varoşlarına sürüyorlar. Efendim kentsel dönüşüm yaptık. Rant. Kentsel dönüşüme karşı değiliz. İnsanlar daha güzel yerde yaşamalı, daha iyi evlerde yaşamalı" ifadelerini kullandı.

"HİÇBİR İŞÇİYİ İŞİNDEN ATMAYACAĞIZ"

Kılıçdaroğlu CHP'li belediyelerde çalışan işçilerin 2200 lira ücret alacaklarını yineleyerek, "Bizim belediyelerde net asgari ücret 2200 olacak dedim. Onlar da oturdu 'Biz de 2020 lira yapalım' dediler. Ama bizim belediyelerde, 1 Ocak 2019'dan bu yana asgari ücret net 2200 lira. Özgen başkan seçilecek, Sancaktepe Belediye Başkanı olacak, asgari ücret net 2200 lira olacak 2020 lira değil. Nasıl bizim belediyelerde 1 Ocak'tan itibaren geçerliyse, Nisan aydına kadar 2020-2200 lira arasındaki farkı da ödeyecek. Ama bir şey daha istiyorum. Hiçbir işçiyi işinden atmayacağız. 'Efendim bu işçi AK Partili, MHP'li, bu işçi Saadet Partili bunları atalım' Yok arkadaş, bizim kitabımızda da felsefemizde de dünya görüşümüzde de hiç kimsenin aşıyla, işiyle, ekmeğiyle oynamayız. Amaç ne? Bu memlekette işsiz olmasın. 2200 liraya fazla diyecekler. 2200 liraya beyler otursunlar 1 ay idare etsinler bakalım. 2200 lira ile geçinsinler bakayım" dedi.

"İŞSİZLİK DAHA DA ARTACAK GÖRECEKSİNİZ"

Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

Hayat pahalılığı almış başını gidiyor ve kriz de. Reel sektörü yeni vurmaya başladı kriz, işsizlik daha da artacak göreceksiniz. Ne yapacaksınız patron? Dün bir fabrikaya ziyaret ettim. Bana bir işveren anlatmıştı. Biz işçilerle bir araya geliyoruz, bir anlamda bir aile oluyor. İşçinin çocuğu evleniyor yardım yapıyoruz. Veya askere gittiği zaman askerlik dönüşü tekrar işin hazır vesaire. Bir aile gibiyiz. Dönüp bana şunu söyledi. 'Bir işveren için bir işçinin işine son vermenin ne kadar zor olduğunu siz biliyor musunuz?' Yani olay sadece işçi penceresinden düşünülmesi gereken bir olay değil. Bıçağın kemiğine dayandığı yerde diyor ki 'kusura bakma kardeşim 50 işçinin işine son vereceğim, yoksa ben ayakta kalamam' Peki sandığa giderken bunu düşünecek miyiz? Düşüneceğiz. Bize yönelik suçlamalar yapılır. Bunların hiçbir önemi yoktur. İnsan kendisini bilmeli. Biz kendimizi biliyorsak, ne söylerlerse söylesinler. Lüks bir hayatımız yok bizim. Har vurup harman savurmuyoruz. İsraf haramdır diye anlayışımız var. Düşünün Türkiye'de binlerce makam aracı var, bütün Almanya'da 9 bin, bizde 100 bin var. Ne oluyor Allah aşkına? Biz sandıkta ittifak yapmak zorundayız. Demokrasi ittifakını sandıkta yapmak zorundayız. 

"SİYASET KAVGA ALANI DEĞİL"

Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz bir yola çıktık, çıktığımız yol hak yoludur. Hakkı savunma, adaleti savunma yoludur. Birlikte yaşama yoludur. Hiç kimseyi ötekileştirmeme yoludur. Ekonomik kriz var diyoruz, nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Çıkıp şunu diyebilirlerdi,13 madde açıkladın ama üç madde eksik diyebilirlerdi. Şunlar lüzumsuz diyebilirlerdi. Ama biz 13 madde açıkladık, vay sen bunu nasıl açıklarsın? Yahu niye açıklamayayım? Bir sorun varsa çare bulmak hepimizin görevi. Siyasetçinin de görevi. Ufkun bittiği yerde durağanlık başlar. Hedeflerin bittiği yerde gerileme başlar. Bizim ufkumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği ufuktur, çağdaş uygarlık düzeyine bu ülkeyi taşımaktır. Bizim ülkemiz cennet gibi. Her şeyimiz var ya. Deniz deseniz en güzel deniz, dağlar deseniz en güzel dağlar, yaylalar deseniz en güzel yaylalar. Peki bu cennet gibi ülkeyi niye cehenneme çevirdik? İnsanlar sokakta birbirlerine selam veremez hale geldi. A partisi B partisi kavga edelim. Ya niye kavga edelim? Hizmet yarışı varsa ben de açıklarım sen de açıklarsın. Siyaset kavga alanı değil ki. Vatandaş neredeyse sokakta, kahvede birbirini boğazlayacak. Bundan da memnuniyet duyuyorlar. Yunus Emre'yi unutmak, Mevlana'yı, Erzurumlu Emrah'ı unutmak mümkün mü? Bize bunları unutturdular. Kavga edeceğiz, niye kavga edelim? Aklımızı kullanarak sandığa gideceğiz, ayın 31'inde yeni bir başlangıcı Türkiye'nin huzuruna getireceğiz. Ben size bunun sözünü veriyorum" diye konuştu.