SAMSUN - Samsun'a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, denize kıyısı olan illerin ziyaret edileceği 'CHP gemisi’ni Tütün İskelesi’nden uğurladı. Kılıçdaroğlu, "'CHP gemisi', Hopa’dan başlayarak, Hatay Samandağ’a kadar bütün deniz kıyılarını gezecek. Gidilen yerlerdeki balıkçılarla görüşülecek ve sorunlar dinlenecek, raporlanacak" dedi.

Ziyaretlerde bulunmak için Samsun’a gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ilk olarak Tütün İskelesi’ne geçti, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla denize çelenk bıraktı. Kılıçdaroğlu ardından denize kıyısı olan illerin ziyaret edileceği 'CHP gemisi’ni uğurladı. Gazetecilere de açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "'CHP gemisi', Hopa’dan başlayarak, Hatay Samandağ’a kadar bütün deniz kıyılarını gezecek. Gidilen yerlerdeki balıkçılarla görüşülecek ve sorunları dinlenecek çünkü her bölgenin kendine göre sorunları var. Bu sorunları ayrı ayrı raporlayacak, Genel Merkez’e verecek. Türkiye, coğrafya olarak olağanüstü bir konumda, 3 tarafı denizlerle çevrili ayrıca kendi kara sınırları içinde Marmara Denizi var. Marmara’daki sorunları herkes görüyor, müsilajın yarattığı tahribatları görüyoruz. Balıkçılarımızın da sorunları var, bu sorunları gündeme getirmek ve raporlamak istiyoruz. Programımızın Samsun’dan başlamasının önemli bir sebebi var. Samsun, Kurtuluş Savaşı için çok önemli bir kent, o nedenle Samsun’da olduğum için çok mutluyum. Sorunları saptama noktasında çabanın ilk adımının Samsun’da atılması bizim için çok değerli” diye konuştu.

‘ÖNCE TASARRUF SEN YAPACAKSIN Kİ, VATANDAŞ ÖRNEK ALACAK’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tütün İskelesi’nde düzenlenen programın ardından Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde muhtarlar, kanaat önderleri, esnaf ve oda başkanları ile bir araya geldi. Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, “Demokrasimizi güçlendirmemiz lazım, bunun da ilk adımı muhtarların yetkisini artırmaktır. Muhtarlık kurumu güçlü olursa demokrasi de güçlü olur. Pandemi döneminde tarımın ne kadar önemli olduğunu gördük. Çiftçi üretmezse çoluk çocuk neyle beslenecek? Bu memlekette saman, yem, canlı hayvan, et, mercimek, yoğurt ithal edileceği aklınıza gelir miydi? Bunları hangi gerekçeyle ithal ediyoruz. Toprak desen var, çiftçi desen var, su yok desen su var. Samsun tütünün biliyorsunuz, ne oldu tütüne, şimdi dışarıdan tütün ithal ediyoruz. Biz uluslararası tekellere hizmet etmek için mi bu ülkeyi kurduk, yoksa devletimiz, çiftçimiz kazansın diye mi kuruldu? Yozgat’ın kokulu mercimeğini unuttuk. Harran Ovası, Konya Ovası, Çukurova duruyor. Çiftçi alın terinin karşılığını alamazsa neden üretsin? Bunun sorumlusu devleti yönetenlerdir. Sizden isteğim önyargılarınızı kırın, yeni, güzel, barışçıl, üreten, alın terine değer veren, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye için yeni adımlar atmalıyız” dedi.

​‘İSRAFTAN HERKES KAÇINACAK AMA BEN HARİÇ DİYOR’

Şehir hastanelerinin yapıldığını ve buna kimsenin itirazının olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu hastaneleri kaça yapıyorsunuz, bilen var mı yok, ama parayı biz ödüyoruz. Merkez Bankası’nın kasasındaki 128 milyar dolar buharlaştı, kime sattın, hangi kurdan sattın, soramıyorsun. 128 milyar dolar, bu milletin alın teridir, bu parayı kime sattığını bilmek zorundayım. Milletin parasını harcıyorsan, hesabını vereceksin. Siyaset, hesap verme sanatıdır. Devleti yönetenlerin, topluma örnek olması lazım. Devleti yöneten topluma örnek değilse, o zaman kötü örnektir. Dün bir genelge çıktı, genelgenin adı tasarruf tedbirleri. ‘Herkes genelgeye dikkat edecek, ben hariç. Herkes tasarruf yapacak, ben hariç. İsraftan herkes kaçınacak ama ben hariç’ diyor. ‘Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği hariç’ yazıyor. Yani bunlar her türlü israfı yapabilirler ama vatandaş yapmayacak. Devlet böyle yönetilir mi? Önce sen tasarruf yapacaksın ki, vatandaş örnek alacak. Balık baştan kokar” diye konuştu.

‘KABAHAT VATANDAŞTA DEĞİL, KABAHAT BİZDE’

Devletin kaynaklarının, nerelere ve ne kadar kullanıldığını bilmediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ödenen vergilerin nerelere harcandığını bilmiyoruz. İsraf düşündüğümüzden çok daha fazla. Bir devlet başkanın 13 uçağı olmaz, insaf. Çocuklar yatağa aç giriyor, aç insanlar var, 10 milyon işsiz var. Konteynerlerden beslenen binlerce insan var. Yarın sandık kurulacak, sizden tek isteğim; elinizi vicdanınıza koyup oy kullanın. Sakın umutsuzluğa kapılmayın, bu ülke ve ülkenin insanları çok güzel. ‘Bugüne kadar CHP iktidar olmadı’ eleştirileri var. Kabahat vatandaşta değil, kabahat bizde. Sen vatandaşın ayağına gittin, derdini dinledin de sana oy mu vermedi. Ankara’da oturdun, laflar ettin ‘niye oyumuz artmıyor’ dedin. Tabi artmaz ama şimdi geziyorum, mahalle mahalle, köy köy, sokak sokak geziyorum. Sorunları çözmek benim boynumun borcu, Millet İttifakı olarak bu ülkeye demokrasiyi, huzuru, barışı, üretimi, siyasetçi nasıl hesap veriri getireceğiz. Bunlar olmadığı taktirde devlette çürüme başlar. Devlette liyakat önemlidir, işi ehline vereceksin. İşi ehline vermezsen olmaz, oradan savurganlık olur. Devlet yönetiminde partizanlık olmaz. Her ağzını açanı yakalayıp, hapse atarsanız orada demokrasi, düşünce özgürlüğü olmaz. Bunların sağlanması lazım. Aklınıza gelen her soruyu bana sorun, hepsine samimi olacak cevap vereceğim. Bayrak ve vatan konusu bizim kırmızı çizgimizdir, bayrak ve vatan konusunda sorunu olmayan herkesin başımızın üstünde yerini vardır.”