CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Konya'daki programına Mevlana Müzesi'ni ziyaret ederek başladı. Daha sonra Karapınar ilçesine geçen ve bir düğün salonundaki toplantıda kadın çiftlilerle buluşan Kılıçdaroğlu, Konya ve Hollanda'nın tarımını karşılaştırarak şunları söyledi:

"Bütün mücadelem, bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diye. Bütün mücadelem, emeğiyle çalışan, alın teri döken herkesin gelir sahibi olması lazım. Hiç kimsenin emeği zayi olmasın. Bereketli topraklar var mı? Var. Çalışkan insanları var mı?  Var. Güneşi var mı? Var. Suyu var mı? Kısmen de olsa var. Her şey var. O zaman şu soruyu her kadının kendisine sorması lazım; biz niye buğdayı dışarıdan alıyoruz? Biz niye arpayı dışarıdan alıyoruz? Biz niye mercimeği dışarıdan alıyoruz? Biz niye canlı hayvanı dışarıdan alıyoruz? Biz niye eti dışarıdan alıyoruz? Bizim topraklarımız yetersiz mi? Çalışkan insanlarımız var. Güneşimiz var, suyumuz var. Konya'dan küçük bir devlet olan Hollanda, yıllık tarım ürünü ihracatı 180 milyar doların üzerinde. Biz niye yapmıyoruz? Bize niye yaptırmıyorlar? Her şeyimiz varken iktidardaki siyaset anlayışı, bizim çiftçimizin, bizim üreticimizin kazanmasını istemiyor. Dışarıda pek çok devlet diyor ki; kendi aralarında yarışıyorlar. 85 milyonluk Türkiye'yi biz doyuracağız diyorlar. Hollanda, ben doyuracağım diyor. Fransa, ben de doyuracağım diyor. Almanya, ben doyuracağım diyor. Brezilya, ben doyuracağım diyor. Ama biz kendi kendimize yeterli olmalıyız. Topraklarımız var, bereketli ovalarımız var, çalışan insanlarımız var. Niye biz kendi kendimizi doyurmuyoruz? Doyurmanın dışında, neden dışarıya ihraç etmiyoruz, en azından bir Hollanda kadar. Bunun önündeki tek engel siyaset grubudur. Beyler, size de sesleniyorum. Önündeki tek engel siyaset grubudur. Bu siyasetle Türkiye büyüyemez. Bu siyasette Türkiye değişemez. Zam üzerine zam. Ya Allah aşkına çiftçiden ne istiyorsunuz siz ya? Gübreye zam, yüzde 100'ün üzerinde, yüzde 200. Elektriğe zam, ilaca zam, fideye zam, tohuma zam, her şeye zam. Ya ne üretecek bu insan, nasıl üretecek bu insanlar? İnadına üretiyorsunuz, teşekkür ederim. İnadına çalışıyorsunuz, teşekkür ederim. Ama göreceksiniz milletin iktidarında, kim alın teri döküyorsa hakkını teslim edeceğiz, hukukunu teslim edeceğiz, adaletini teslim edeceğiz. Hiç kimse endişe duymasın."

Kılıçdaroğlu, Konya'daki çiftçilere elektriği bedavaya vereceklerini söyleyerek, şöyle devam etti:

"Elektriğe büyük paralar verdiğinizi biliyorum. Şanlıurfa'ya gittim. Dedim ki; 'Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı bize verin. Şanlıurfa'daki bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğim.' Evet en başta 6 ile. Aynı şeyi Konya'da da söylüyorum. Ama onlar gibi değil. 5'li çetelere Allah'ın güneşini teslim etmek değil. 5'li çeteler yerine, bu ülkenin tarım kooperatifleri var, çiftçileri var, ziraat odası var, ticaret odası var. Bütün bunların ortak olduğu bir kooperatif kurulacak. Çiftçi, kendi elektriğini kendisi üretecek. Ürettiği elektriğin bir kısmını bedava kullanacak. Artan kısmını bir sistemle içine satacak. Çiftçi ayrıca ektiği üründen pay alacak, elektrikten de kar elde edecek. Kooperatif olacak, güneş enerjili kooperatif olacak. Her biriniz o kooperatifin üyesi olacaksınız. Ticaret odası olacak, sanayi odası olacak, ziraat odası olacak, borsalar olacak. Onun üyesi olacak. Kooperatif üyesi olacaklar. Üye olanlar elektrik elde edildikten sonra kendi ihtiyacı olan elektriği bedava kullanacak. Zaten sahibi kendisi. Artan elektrik olacak. Artanı satacak, oradan da ayrıca gelir elde edecek. Yani Allah'ın güneşini 5'li çeteye teslim etmeyeceksiniz. Hiç meraklanmayın, orayı kamulaştıracağız. Çiftçilere vereceğiz, elektrik elde edeceğiz, elektriğin tamamını bedava kullanacaksınız. Ayrıca elektrikten, buğdaydan gelir elde edeceksiniz. Mısırdan gelir elde edeceksiniz. Ne ekiyorsanız, gelir elde edeceksiniz. Diyeceksiniz ki ya elektrikten de gelir elde edilir mi? Allah'ın güneşine para veriyor musun? Bedava doğal gaz mı bu? Yok. Petrol mü? Yok. Kömür mü? Allah'ın güneşi. Güneş tarlalarını kurarsınız, elektrik elde edersiniz. Her şey bedava, bedava elektrik kullanacaksınız. Elektriğe ihtiyaç olanlar var, fabrikalar var, oraya da satacaksınız. Oradan da gelir elde edeceksiniz. Bu geliri kime veriyorlar şimdi Konya'da? Beşli çeteden birisine veriyorlar. Size sözüm söz. Beşli çeteden alacağım, çiftçiye vereceğim."

‘SARAYLARA GİDECEĞİM DİYE BİR ÇABAM YOK’

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Birileri gibi değilim. Ben sizden birisiyim, sizden. Halktan birisiyim, halktan. Ben onlar gibi sarayda yaşamıyorum. Saraylara gideceğim diye bir çabam da yok. Mütevazı, sizler gibi yaşayan bir insanım ben. Benim evlatlarım öyle parayla pulla oynamıyor. Benim evlatlarım öyle, sarayları arkalarına almıyorlar. Kimse ne yaptığını bile bilmez" diye konuştu.

Kadınların emekli olmasını sağlayacaklarını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, ''Dönem değişiyor. Zaman değişiyor. Değişimi yapacak olan kadınlar sizlersiniz. Tarlalarda çalışıyorsunuz Allah aşkına. Hakkınızı teslim edelim. Kocalarınızdan fazla çalışıyorsunuz. İyi de niye sizin sigortanız yok? Niye emekli olamıyorsunuz? Bu kardeşiniz onları yapacak. Hiç meraklanmayın. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Prim ödemeyeceksiniz. Öyle bir şey yok. Ama geliri asgari ücretin altında olan veya hiç geliri olmayan bütün ailelerin asgari bir gelir güvencesi olacak. Para, kadının banka hesabına yatacak. Siz emekli gibi, memur gibi, işçi gibi gideceksiniz, bankadan paranızı çekeceksiniz. Kocalarınıza muhtaç etmeyeceğiz sizi hiç endişe etmeyin" diye konuştu. 

‘IRKÇILIK YAPMADAN, ÜLKELERİNE DÖNMELERİNİ SAĞLAYACAĞIZ’

Suriyeli sığınmacıları ülkelerine dönmeleri konusunda da konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin yönetilmediğinin de farkındayım. Sınır namustur diyoruz, sınırların sınır olmaktan çıktığını da biliyorum. Elini kolunu sallayan herkesin Türkiye'ye geldiğini de biliyoruz. 3 milyon, 6 milyon Suriyelinin veya diğer yabancıların Türkiye'de olduğunu biliyorum. Bizim evlatlarımız asgari ücretle iş bulamazken, onların asgari ücretin yarısıyla çalıştığını da biliyorum. Onlar da insan, onların da hakkı hukuku var. Onların hakkını, hukukunu da koruyarak onları kendi ülkelerine dönmek için her türlü teşviki yapacağız. Irkçılık yapmadan yapacağız bunu. Onların da hakkını hukukunu teslim edeceğiz. Orada da anneler var. Orada da evlatlar var. Orada da babalar var. Orada da sıkıntılar var. Biz insana, insan olduğu için bakarız. Ayırmayız insanı, ırkına bakmayız, inancına bakmayız, yaşam tarzına bakmayız. İnsansa başımızın üstünde yeri var. Onun huzur içinde yaşaması için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz. Bir sözüm daha var. Bu memlekette yoksulluğu bitireceğim. Bu memlekette fakirliği bitireceğim. Hiçbir anne, benim mutfağımda, tencere kaynamıyor demeyecek. O tencere kaynayacak. O tencere kaynamıyorsa o anne diyecek ki Kemal Kılıçdaroğlu'nun evindeki tencere de kaynamıyor” ifadelerini kullandı.

‘HELALLEŞMEYE İHTİYACIMIZ VAR’

Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye düşündüğümüzden daha zengin bir ülke. Türkiye'nin çok sayıda imkanları var. Ama bu imkanlar bir avuç kişiye veriliyor. Bir avuç tefeciye veriliyor. 10 tane şeker fabrikası özelleştirildi. 10 şeker fabrikasını, 11 milyar liraya sattılar. Bir ayda ödedikleri faiz, 19 milyar lira. Yani eski parayla 10 şeker fabrikasını 10 katrilyona sattılar. Ama 1 ayda bunların ödediği faiz tefecilere 19 katrilyon. Yazık günah değil bu memlekete. Memleketin sahibi sadece ben değil, hepimiz bu memleketin sahibiyiz. Benim sorumluluğum var; ama hepimizin sorumluluğu var. Dönemi değiştireceğiz, düzeni değiştireceğiz. Rahmetli Ecevit ne güzel söylerdi; 'Ne ezen, ne ezilen. İnsanca hakça bir düzeni gerçekleştireceğiz.' Şunu da söyleyeyim. Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçmişte çok kızan arkadaşım vardı. Haklılar. Ama özeleştiri yapmaktan da çekinmiyoruz. Kusurumuz varsa, hatamız varsa, onu da rahatlıkla söylüyorum. Telafi etmeye çalışıyoruz. Şunu bütün kardeşlerimin bilmesini isterim. Ayrışmaya değil, kamplaşmaya değil, kavga etmeye değil, kucaklaşmaya, helalleşmeye ihtiyacımız var. Bunu yapacağız inşallah. Bunu beraber yapacağız. Birlikte yapacağız.”

‘DEVLET ÖNCE FAKİR AİLELERİN ÇOCUKLARINI İŞE ALACAK’

Torpili kesinlikle bitireceklerini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Anneler, evlatlarınızı yetiştiriyorsunuz. KPSS sınavına giriyorlar, iyi puanlar alıyorlar. Torpili olmadığı için sözlüde eleniyorlar. Ben onu da fark ediyorum. Torpili, kesinlikle bitireceğim. Kim hak ediyorsa, hakkı aynen teslim edilecek. Aynen teslim edeceğiz. Torpil yaparak bir kişinin hakkını yiyorlar. Bir kişinin hakkını yemek, kul hakkını yemek kadar ağır bir günah, ağır bir vebal yoktur. Yüce Yaradan ne diyor? Her türlü günahla karşıma gel, affederim; ama kul hakkıyla geliyorsa, ben affetmem. O zaman kim kul hakkı yiyorsa karşısında beni ve sizi bulsun. Beraber mücadele edeceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz. Birlikte kavgayı yöneteceğiz. Birlikte mücadeleyi başarıya ulaştıracağız. Siz güçlü olduğunuz zaman, sevgili kadınlar, sevgili anneler, güçlü olduğumuz zaman bilin ki Türkiye de güçlüdür. Siz güçlüsünüz, inanın o zaman ben de güçlüyüm. Beraber mücadele edeceğiz. Haksızlığa karşı, hukuksuzluğa karşı birlikte mücadele edeceğiz. Bir şey daha söyleyeyim. Aile destekleri sigortasından yararlanan aileler, çoğu zaman belediye başkanlarına ulaşamazlar. Milletvekiline ulaşamazlar, bakana ulaşamazlar, başbakanlara ulaşamazlar, birilerine ulaşamazlar. Haklarını, hukuklarını, sıkıntılarını anlatamazlar. Eğer devlet bir eleman alacaksa önce fakir ailelerin çocuklarını işe alınacak. Bunun da düzenlemesini yapacağız inşallah. Böylece göreceksiniz fakir ailelerin çocukları da bu ülkede adalet olduğuna inanacaklar. Ya bu devlet bizi de koruyor. Şemsiyesi altında biz de varız diyecek" ifadelerini kullandı.