Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Washington Post gazetesine verdiği demeçte, Suriye konusunda Türkiye'nin ''uçuşa yasak bölge oluşturulması konusunda tek taraflı rol oynamayı düşünüp düşünmediğine'' yönelik soru üzerine, ''Düşünmüyoruz. Eğer ülkemize bir saldırı olursa, o zaman gerekeni yaparız. Ancak bu durumun bir uluslararası boyutu bir de İslam dünyasını kaygılandıran boyutu var. Dolayısıyla BM ve ayrıca Arap Birliği Suriye konusunda müdahil olmalı'' dedi.
Erdoğan'ın, gazeteden Lally Weymouth ile yaptığı röportaj, Washington Post'un internet sitesinde yayınlandı.
Başbakan Erdoğan, ''Suriye Ulusal Konseyi'ni destekliyor musunuz? Konsey üzerinde Müslüman Kardeşler'in hakimiyet kurmasından kaygılı mısınız?'' sorusu üzerine şunları kaydetti:
''Suriye'yi temsil etme yeteneği olan, Suriye içindeki ve dışındaki herkes, bu konseyin bir parçası. Suriye'deki Müslüman Kardeşler'in üyeleri de Suriye halkının parçası ve onlar da demokratik haklarını kullanma haklarına sahipler. Benzer gelişmeler Mısır'da da oldu. Yıllarca, orada varolan rejim, Müslüman Kardeşler'in üyelerine siyasi haklarını kullanma izni vermedi. Mısır'da şimdi insanlar Müslüman Kardeşler'in partisini, hükümetleri olarak seçti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Müslüman Kardeşler'in bir üyesi cumhurbaşkanı seçildi. Eğer demokratik sisteme inanıyorsak, insanların iradesini kabul etmeliyiz.''
Başbakan Erdoğan'a, ''ABD'nin, uçaksavar silahlarının sınırdan Suriye'ye geçirilmesine izin vermede Türkiye'yi durdurduğu belirtiliyor. Bu doğru mu? Suriyeli muhalifler uçaksavar silahları olmadan nasıl kazanabilir?'' sorusu da yöneltildi.
Erdoğan, bu soruya cevaben şunları kaydetti:
''ABD şimdiye kadar, açıklamaları yoluyla sürecin bir parçası olmuştur ama başka bir katkısı olmamıştır. Muhaliflere destek, bölgedeki ülkeler ve Suriye'nin dışında yaşayan Suriyeliler tarafından sağlanmıştır. Türkiye, gıda ve ilaç gibi lojistik destek sağlıyor. Bunun yanında, biz, sınırın bizim tarafımızdaki kamplara sığınmak isteyenlere destek veriyoruz. Şu ana kadar bu desteğin toplam miktarı 250 milyon dolardan fazla. Biz, Suriye'nin dost halkına, kardeşlerimize bu desteği vermeye devam edeceğiz''.
''Suriyeli muhaliflerin daha çok silaha ihtiyacı olup olmadığına'' yönelik soru üzerine Erdoğan, Suriyeli muhaliflerin bölgeden ve Suriye'nin dışında yaşayan Suriyelilerden her tür desteği aldığını söyledi. Erdoğan, ''Ancak Türkiye'nin katkısına gelince, biz lojistik destek sağlıyoruz. Buna, Türkiye'deki kamplarda yaşayan 83 bin sığınmacı dahil'' ifadesini kullandı.
Erdoğan, ''Suriyeli muhalifler arasında potansiyel bir lider görüyor musunuz? İki senaryo duyuyorum: Biri, insanlar, lider olarak spesifik azı kişilerin adından bahsediyor. Diğeri ise, Irak'ta olduğu gibi devletin tüm üyeleri değil, sadece Esed ailesinin gideceği konuşuluyor. Bununla devletin yapısının geçici bir dönem için korunması amaçlanıyor. Suriyelilerin geçiş dönemini nasıl görüyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Rusya ve İran, sizin şu anda bana sorduğunuz aynı soruları soruyor. Ama demokrasiye inanan insanlar bu tür soruları sormamalı'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Esed sonrası dönemde ortaya çıkabilecek duruma dair kaygılarının olup olmadığı, Suriye'nin demokrasi deneyiminin bulunmadığına'' dair soruyu da şöyle cevaplandırdı:
''Bu problem değil. Mısır'da, Mübarek ailesi 30 yıldan fazla süredir iktidardaydı ve Mübarek gitti. Ve insanlar, ismi daha önceden pek bilinmeyen bir kişiyi (Muhammed Mursi) cumhurbaşkanı olarak seçti. Suriye halkı da kendi iradeleri yoluyla güçlü bir lider getirecektir. Eğer demokrasiye inanıyorsak, güvenmemiz, inanmamız gereken de bu.''
Erdoğan, ''Uluslararası toplumun Suriye'nin Türkiye sınırına yakın kesiminde uçuşa yasak bölge kurulmasını desteklemesini istiyor musunuz?'' sorusu üzerine, bu konuda BM Güvenlik Konseyi kararının önemli olacağını söyledi.
Gazetenin, ''BM Güvenlik Konseyi desteği olmaksızın bunun (uçuşa yasak bölge) oluşturulmasını istemiyorsunuz, Rusya ve Çin'in bunu destekleyen bir tasarıyı veto edebileceğini bilmenize rağmen'' yorumu üzerine, ''Hiçbir zaman bilemezsiniz, bugün durum bu olabilir ama yarın işler değişebilir'' yanıtını verdi.
Erdoğan, ''(Uçuşa yasak bölgenin), BM olmaksızın, NATO üzerinden oluşturulmasını ister misiniz? BM'nin desteği olmadan ilerlemeye istekli misiniz?'' sorusu üzerine, ''BM olmaksızın bir şey yaparak, tuzak olabilecek bir şeyin parçası olmayı kabul etmeyiz. Biz, BM üyesiyiz ve (BM'nin) görevi dünyada barışı inşa etmek'' ifadesini kullandı.
Erdoğan, ''Türkiye'nin, uçuşa yasak bölge oluşturulması için tek taraflı daha güçlü rol oynama ihtimali var mı? Eski başbakan Mesut Yılmaz, Suriye sınırına asker gönderip, o dönemki Suriye Devlet Başkanı Hafız El Esed'e (terör örgütü PKK'nın elebaşısı) Öcalan'ı saklamaktan vazgeçmesi yoksa Türkiye'nin müdahale edeceğini söyledi. Esed, Öcalan'dan vazgeçti'' sorusu üzerine, ''Burada bazı yanlış bilgiler var. Suriye Öcalan'ı Yunanistan'a gönderdi. Öcalan Kenya'da yakalandı ve oradan Türkiye'ye getirildi'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''O halde daha güçlü bir tek taraflı rol oynamayı düşünmüyor musunuz? Türkiye güçlü bir orduya sahip'' sorusu üzerine, ''Evet düşünmüyoruz. Eğer ülkemize bir saldırı olursa, o zaman gerekeni yaparız. Ancak bu durumun bir uluslararası boyutu ve İslam dünyasını kaygılandıran bir boyutu var. Dolayısıyla BM ve ayrıca Arap Birliği Suriye konusunda müdahil olmalı'' diye konuştu.