(DHA)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İşte Netanyahu, Tayyip Erdoğan’ın ülkesinde gazeteciler cezaevlerindeymiş, bundan dolayı çok rahatsız olmuş. Be Netanyahu, sen zalimsin, zalim. Şu anda İsrail’de seçim var diye, binlerce çocuk, kadın, yaşlıyı cezaevinde tutan, onlara zulmeden sen değil misin? Dünyada bir zalim aranacaksa, ta kendisi sensin. Mukayesesi kabil olmayan birisisin." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Beşinci Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni'ne katıldı. Erdoğan'a programda eşi Emine Erdoğan eşlik etti. Törende davetlilere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyayı hırs, hınç ve hasedin değil iyiliğin değiştireceği gerçeğinin anlaşıldığını aktardı. Erdoğan, “Dünyayı kin ve nefret değil, ihsan ayakta tutacaktır. Dünyayı çatışma, kavga değil, barış yaşanılır kılacaktır. Dünyayı çıkarına tapanlar değil, Allah için sevenler, Allah için verenler, Allah rızası için iyilikte bulunanlar güzelleştirecektir. Dünyayı zalimlerin önünde eğilenler değil, mazlumlara sahip çıkan Müslüman yürekler yeşertecektir. Sırtını müstekbirlere dayamış katillerin kalplerde açtığı yaraları diline, dinine, rengine bakmadan muhtaçları bağrına basanlar tedavi edecektir. Savaşın, yoksulluğun, husumetin yaydığı o kara bulutları, insanlığın ufkundan yine iyi kalpler kaldıracaktır” diye konuştu.

‘DÜNYADA BİR ZALİM ARANACAKSA TA KENDİSİ SENSİN’

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Twitter’dan paylaştığı mesajlarla kendisine yönelik getirdiği eleştirileri ele alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte Netanyahu, Tayyip Erdoğan’ın ülkesinde gazeteciler cezaevlerindeymiş, bundan dolayı çok rahatsız olmuş. Be Netanyahu, sen zalimsin, zalim. Şu anda İsrail’de seçim var diye, binlerce çocuk, kadın, yaşlıyı cezaevinde tutan, onlara zulmeden sen değil misin? Dünyada bir zalim aranacaksa, ta kendisi sensin. Mukayesesi kabil olmayan birisisin. Utanmadan, sıkılmadan konuşuyorsun. Şu anda bizim mabetlerimize, Mescid-i Aksa’mıza postallarla girenler, senin askerin, polisin değil mi? Orada din adamlarımızı dövenler, sizin askeriniz, polisiniz değil mi? Bunu neyle izah edeceksin? Bu içerideki birkaç tane gazeteciye benzemez, bunun hiç izahı olmaz. Bizi tahrik etmeye çalışıyorsan, biz tahrik olmayacağız. Çünkü biz bu oyunlarla tahrik olmayacak kadar evrensel bir dinin mensuplarıyız, bu oyuna gelmeyiz” açıklamasında bulundu.

‘SİSİ İLE AYNI MASADA OTURMAM’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’da darbe mahkemelerinin verdiği kararlarla idam edilen gençlerin acısını yüreklerinde hissetmeyenlerin olduğunun altını çizdiği konuşmasında şunları söyledi:

"Geçenlerde 9 genci idam ettiler. Şimdi buradan sesleniyorum; ey Batı, Avrupa Birliği, (AB) hani AB ülkelerinde idam yasaktı? AB ülkelerinde idam yasak olduğu halde, siz Sisi’nin davetine nasıl oluyor da icabet ediyorsunuz? O da bir katliamın düzenleyicisi. Samimi olsaydınız, gerçek demokrat olsaydınız, ‘Böyle bir mekanizmayı çalıştıran ülkenin davetine biz icabet etmeyiz’ der, oraya icabet etmezdiniz. Beni Sisi ile barıştırmak isteyenler var. Asla kabul etmiyorum, etmem de. Neden? İşte bunlardan dolayı. Neden? Halkının yüzde 52 oyunu almış olan bir Mursi’yi ve arkadaşlarını cezaevine mahkum eden, bir anti demokratla karşı karşıya gelmem, onunla aynı masada oturmam. Bir defa bu gerçekleri görmemiz lazım.”

‘İNSANLARA BALIK TUTMASINI ÖĞRETMEYE ÇALIŞTIK’

Suriye ile birlikte, dünyanın birçok bölgesine yardım eli uzattıklarını söyleyen Erdoğan, “Batılı kuruluşlar gibi kalkınma yardımı adı altında farklı hesapların içine girmedik. Bize, Türk milletine has yardım modeliyle kalıcı izler bıraktık. Yardıma koştuğumuz bölgelerde yaşayan insanlara balık tutmasını, hiç kimseye muhtaç olmadan ayakları üzerinde durmasını öğretmeye çalıştık. Afrika gibi zengin kaynaklara sahip yerlerde insani yardım üzerinden yeni bağımlılık ilişkisi kurmak gibi bir çabanın içine girmedik. Bugün TİKA, AFAD, Kızılay, Diyanet Vakfı, STK’larımızla dünyanın en sıkıntılı coğrafyalarında insani yardım faaliyetini sürdürüyoruz. Hangi ülkeyi ziyaret etsek bir Türk yardım kuruluşunun orada bıraktığı eserle karşılaşıyoruz. Ecdadımızın yaptığı gibi 4 kıta 7 iklimde Türkiye’nin iyilik sancağını göndere çekiyoruz. İçimizdeki kimi gafiller, vicdansızlar anlamasa da biz imkanlarımızı mazlumlarla paylaşmayı sürdüreceğiz. Zalimler karşısında eğilmeyip, bükülmeyecek, üç günlük menfaat için zulme asla alkış tutmayacağız” dedi.