TBMM

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, siyaset kurumunun çözüm üretmek zorunda olduğunu belirterek, ''lafla peynir gemisinin yürümediğini'' söyledi ve oturup bir arada çözüm üretmek gerektiğini vurguladı.
Düşünce, akıl egemen kılındığında ''söz'' ile çözülemeyecek sorun bulunmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Gelin konuşalım demek suç mudur. İnsan haklarını konuşalım, sorunumuz var konuşalım, demokrasiyi, özgürlükleri konuşalım. Ne zamandan beri konuşmak suç olmaya başladı. Davete icabet etmek lazım. Niye bunlar bizi davet ediyorlar, çağırıyorlar. Ülkede terör var, sorun var, binlerce kişi yaşamını yitirdi. Biz konuşmayacağız da kim konuşacak?'' dedi.
Kılıçdaroğlu, herkesin dağarcığındaki bilgiyi, çözümü ortaya koyacağı bir tartışma ortamının yaratılması gerektiğini vurgulayarak, ''Eğer siz meşru bir zeminde bir araya gelmezseniz, konuşmazsanız, başka yerlerde çözümler üretilirse bu Türkiye'nin geleceği için hayırlı bir iş değildir. Nerede konuşalım diyoruz biz? TBMM'nin çatısı altında diyoruz. Eğer bu ülkede milli iradenin tecelli ettiği bir çatının altında biz bir araya gelip Türkiye'nin en temel sorunlarını konuşamayacaksak, nerede konuşacağız, soru budur'' şeklinde konuştu.

''Darbe hukukundan nemalananlar...''
''Hani bizde ileri demokrasi vardı?'' diye soran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
 ''Darbe anayasası dedik, bir araya geliyoruz. AKP, CHP, MHP, BDP var, oturup konuşuyoruz, nasıl daha özgürlükçü bir anayasa yapabiliriz diye. 30 yıldır çözülemeyen bir başka sorunumuz daha var; niye biraraya gelmiyoruz. Sorunlar yoğunlaştığı, çözümsüz olduğu zaman kaybeden Türkiye oluyor.
Bir araya gelmiyorlarsa, bundan kaçıyorlarsa karar halkımızındır. Biz üstümüze düşeni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Türkiye'yi, işsizlik, terör belasından kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya kararlıyız. Üslubumuza da dikkat ediyoruz, kırıcı olmamaya da dikkat ediyoruz. Sayın Başbakan'a da çağrı yapıyorum. Lütfen kırıcı üslup kullanmayın, kimseye 'morg kapısında bekliyorsunuz', 'ölü seviciler' demeyin. Biz çağrı yapıyoruz, aynı üslupla çağrıyı sen de yap. Biz kavga ediyoruz arkadan şehitlerimiz geliyor. Bu kavgayla şehit sayısı artacaksa bunun sorumluluğu birilerinindir. Sorumluluğu ağırdır, vebali vardır, vebalin altında kalırsınız. 30 yıldır çözülmeyen sorunu çözeceğiz, çözmeliyiz diyorsak, halka umut veriyorsak, umudu, beklentiyi bütün ülke coğrafyasına yayıyorsak bu umudu yeşertmek, bu umudu doğmadan öldürmemek lazım. Yazık günahtır bu ülkenin insanlarına, analarına. Umudumuzu yitirmeyeceğiz, umutsuz olmak bize, topluma yakışmaz.''