TRABZON

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, "Halktan gördüğümüz ilgi, halkın duaları, söyledikleri, gerçekten Türkiye'de büyük bir değişimin öncülüğünün müjdesini vermektedir" dedi.

Ekmeleddin İhsanoğlu, kent merkezindeki bir otelde, çeşitli siyasi partiler ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmaya "Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla başlar, Cenab-ı Allah'ın selamı ve bereketi hepinizin üzerine olsun" diyerek başladı.

Karadeniz'e ilk kez gelmediğini belirten İhsanoğlu, eşi Füsun İhsanoğlu ile tekrar bu yöreye ve Trabzon'a gelmekten dolayı mutluluk duyduğunu dile getirdi.

Trabzon'a çok önemli bir kutlu görev için geldiklerini ifade eden İhsanoğlu, "Ülkemiz tarihinde ilk defa cumhurbaşkanını seçimle halkın oylarıyla seçiyor. Bu da 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde bir ilktir. Bu gerçekleşen ilkin elbette çok demokratik, şeffaf, dürüst, adil şekilde icra edilmesi lazım. Buna göre de halkın aydınlanarak oylarını kullanması lazım. Bu görevin ifası için ben ve kıymetli arkadaşlarım, bu büyük uzlaşmanın mimarları ve temsilcileri hep beraberiz. Size hitap etmekten dolayı şeref duyuyorum" diye konuştu.

Trabzon'a bu sabah geldiği andan itibaren halktan gördüğü ilgi, halkın duaları, söylediklerinin gerçekten Türkiye'de büyük bir değişimin öncülüğünün müjdesini verdiğini söyleyen İhsanoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye büyük bir değişim içerisinde artık, tam demokratik bir ülke olmak istiyor. Bir taassubun, bir tahakkümün, bir tasallutun altında hiçbir zaman kalmak istememiştir, bundan sonra da kalmak istemiyor. Türkiye'nin, şerefli dünya camiası içinde muteber yerini alması lazım. Türkiye bugün G-20'nin üyesidir, 16. ya da 17. seviyede. Türkiye 2023'te Cumhuriyetin 100. yılı kutlandığında ilk 10 arasında olmalıdır. Bu hedefe hep beraber ancak demokrasi ile şeffaf şekilde ve adil servet, zenginlik dağılımı ile olabilir ve Türkiye'nin sarsılmaz bütünlüğünün perçinleştiği bir anda olur. Sarsıldığı bir anda olmaz, çünkü biz gerçekten çok zor günlerden geçiyoruz. Etrafımızı ateş çemberleri sarmıştır. Etrafımızdaki ülkeler parçalanmak üzeredir, ikiye, üçe bölünmektedirler. Başka savaşlar olmaktadır. İşte Irak'taki, Suriye'deki durum, Filistin'deki Batı Şeria Yakası'nda, Gazze şeridinde, Mısır'da, Libya'daki, Yemen'deki durumlar. Bütün bunlar bizim sınırlar etrafında alevlerin yükselmesine sebep olacaktır."

İçeride ise rejim tartışmasını yaşadıklarını öne süren İhsanoğlu, "Halbuki Türkiye'de rejimin artık yerleşmiş olması lazım. Rejimi değiştirmek tek, siyasi kanalların inisiyatifinde olmamalıdır. Rejim değişikliği olacaksa bütün milletin onayıyla, mutabakatla olmalıdır. Meclis'teki bütün partilerin mutabakatı ile olmalıdır. Bu sıkıntılı günlerde cumhurbaşkanı seçimi, devletin başına bir emniyet subabının getirilmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

"Ben halkın adayıyım, milletin temsilcisiyim"

İhsanoğlu, bir, iki, üç, beş partinin adayı olarak gelmediğini kaydederek, şöyle konuştu:

"Ben bütün bu partilerin ve bu partilerin dışında mecliste temsili olan diğer partilerin, mecliste temsili olmayan partilerin müşterek adayı olarak geliyorum ve bu görevlendirmeyi bir vazife şuuru içinde kabul ettim. Onun için de şu partinin veya bu partinin adayı değilim, ben halkın adayıyım, milletin temsilcisiyim. Ben CHP'li, MHP'li, Demokrat Partili kardeşlerimize seslenirken aynı ölçüde AK Partili kardeşlerime sesleniyorum. Ben bu partiye gönül vermiş insanların çok yakınındaydım. Ben hiçbir zaman siyasetin içinde olmadım ama her zaman siyasete çok yakın bir noktadaydım. Bu parti kurulurken benim çok arkadaşım kurucu olarak katılmıştır, benim de katılmam istenmiştir. Ben akademik kariyeri tercih ettim. Ben ülkemizi yurt dışında temsil etmeyi tercih ettim. Türkiye'ye başka yollardan hizmet etmeyi tercih ettim ama oraya giren arkadaşlar uzun yıllar ve büyük hizmet ettiler. Onlar da benim bu adaylığımı istediler ve desteklediler."

"Bu adaylardan birini tercih edeceksiniz"

Cumhurbaşkanlığı seçimi için saygıdeğer 3 aday bulunduğunu dile getiren İhsanoğlu, şunları söyledi:

"Siz bu adaylardan birini tercih edeceksiniz. Neye göre tercih edeceksiniz? Benim anlayışım şudur. Buraya çıkacak insanın bir partinin temsilcisi, bir partinin gündemini savunan, özel bir siyasi programı, ideolojisi, tercihleri olan biri olmaması lazım. Oraya çıkacak insanın, 76 milyonu temsil etmesi, bütün milleti kucaklayacak birisi olması lazım. Bütün siyasi partilere eşit mesafede olması lazım. Siyasi partiler arasında taraf tutan biri olmaması lazım. Seçimin yapılacağı kriterlerin başında bunun olması lazım. Yani Çankaya'ya gidecek insan 76 milyonun yarısını değil, tamamını temsil edecek birisi olur. Bir kısmını kabul eden, bir kısmını reddeden, ötekileştiren, zıtlaştıran, ayrıştıran biri değil, hepsini kucaklayan, hepsine adil şekilde yaklaşan ve Türkiye'nin tepesinde kavgaya, gerginliğe mahal vermeyecek biri olması lazım."

İhsanoğlu, Anayasa'nın 104. maddesine göre cumhurbaşkanının görevi ve yetkilerinin özetlendiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı devletin başıdır, birinci nokta. Cumhurbaşkanı Cumhuriyet'in ve miletin bütünlüğünün temsilcisidir. Mevcut Anayasanın uygulanmasını gözetir. Devlet kurumları arasındaki işlevselliğin, fonksiyonun uyumlu şekilde olmasını sağlar. Bu dört ana faktörü hep göz önünde bulundurmamız lazım. Bu dört ana prensibi gözetecek, taraf tutmayacak bir cumhurbaşkanı olması lazım. Ayrıca milletin bütünlüğünü, Türkiye'nin egemenliğini ve itibarını koruyacak, yüceltecek bir cumhurbaşkanına ihtiyaç vardır. Uluslararası areneda tecrübesi olan bir insana ihtiyaç vardır. Uluslararası münasebetlerde çekişme, ihtilaf ya da kendi görüşlerini zorlama şeklinde değil, bütün dünya ile iyi münasebetler kuran, milli menfaatleri her şeyin üzerinde tutan, şahsi öfkesini yutan ve öfkesine sahip olan bir insan olması lazım."

"Türkiye'nin bu seçimlerde çok kritik bir karar vereceğini göreceksiniz"

İhsanoğlu, kent merkezindeki bir otelde, çeşitli siyasi partiler ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmada, bir müddet önce Çankaya'da, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında çok ufak bir hadise olduğunu ve bu hadisenin krize neden olduğunu belirterek, "Bir Anayasa fırlatmasıyla Türk ekonomisi çöktü ve Türkiye çok şey kaybetti. O yer, kavga, öfke, tartışma yeri değildir. Orası huzur, vakar, sükunet, denge, devletin itibarının ve devlet kurumları arasında uyumun sağlandığı yerdir. Bu hususları göz önünde bulundurduğunuz zaman Türkiye'nin bu seçimlerde çok kritik bir karar vereceğini göreceksiniz" ifadelerini kullandı.

Etrafımızda olan biten hadiselerin bize etkisinin olmadığının hiçbir zaman denilemeyeceğini kaydeden İhsanoğlu, şöyle devam etti:

"Komşuda ateş varsa o ateş sizin evinize, pencerenize, çatınıza, bacanıza da gelir, temelinize de sirayet eder ve o ateş Allah korusun bizim penceremizi de tutabilir. Bu şaka değil. Biz ateşleri söndüren ve bölgedeki ihtilafları çözen taraf olmalıyız. Bölgedeki ihtilaflarda taraf tutan ülke olmamalıyız. Bizim hedefimiz Avrupa Birliği'dir, Türk ekonomisini daha büyütmektir, insan hak ve hürriyetlerinin daha kamil bir şekilde uygulanmasıdır, milli birlik ve beraberliğimizi daha güçlü hale getirmektir. Ayrılıkçı fikirlere, temayüllere ve ırkçılığa 'hayır' dememiz lazım. Bizim Türkiye ve Türk milleti olarak Anayasa'daki millet tarifi etrafında toplanmamız ve bu tanım etrafında her türlü bölücülük, ayrılık karşısında bunu savunmamız lazım. Ben Trabzon'un bu konularda ne kadar hassas olduğunu bildiğim için bu hususun altını çizmek istedim."

İhsanoğlu, Türkiye'nin bir rejim arayışında olmaması gerektiğini ifade ederek, "Türkiye'nin rejimi bellidir, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden, hatta Osmanlı döneminden, Meşrutiyet'in ilanından beri. Osmanlı Devleti arkasından kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi hükumeti, arkasından kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti, hep parlamenter sistemi tercih etmiştir. Dünyada başka türlü sistemler var ama onlar farklı bir sosyal yapı ve tarihi gelişmelerden geliyorlar. ABD'nin adı birleşik devletlerdir. Yani önce devletler vardı, eyaletler vardı, bunlar kendi aralarında birleştiler ve o sistemi kurdular. Siz ABD başkanının yetkilerinin çok fazla olduğunu gördüğünüz için, güçlü bir lider olduğundan dolayı diyorsunuz ki biz de böyle olalım. Olamazsınız çünkü sizin tarihi gelişmeniz farklı" diye konuştu.

Mevcut sisteme göre seçilecek cumhurbaşkanının bu anayasal sisteme sadık kalması, ona göre amel etmesi gerektiğini belirten İhsanoğlu, "Bugün mevcut anayasaya göre seçileceksiniz, ondan sonra 'ben bunu beğenmiyorum' delip başka türlü hareket edeceksiniz. Bu kabul edilemez" dedi.

İhsanoğlu, daha önce 57 ülkenin bulunduğu İslam İşbirliği Teşkilatı'nın genel sekreterliğini yaptığını anımsatarak, bu süre içinde insan hakları ile ilgili konulara çok büyük önem verdiğini ve İslam ülkeleri arasındaki ticaret hacmini büyüttüğünü söyledi.

"Cumhurbaşkanının devletin başı olmakla beraber milletin de babası olması lazım"

"İnsanların bulundukları görevde düzgün, açık bir görev anlayışı ve vizyonu olursa ve bunu da kendi çalışma arkadaşlarına, milletlerine, devletlerine kabul ettirirlerse çok büyük başarı elde edebilirler" diyen İhsanoğlu, şunları kaydetti:

"Ben diyorum ki biz ülke olarak İslam dünyasının en gelişmiş ülkesi olarak demokrasimizle sanayileşen toplumumuzla büyüyen orta sınıfımızla çok daha güzel örneklere imza atabiliriz. Bizim hedefimiz Avrupa Birliği'ne girmektir. Türkiye Avrupa Konseyi'ne ilk günden itibaren girmiştir. NATO'ya girmiştir. Bir çok uluslararası kuruluşa girmiştir. Avrupa'nın değişik kurumlarına girmiştir fakat Avrupa ile olan maceramız, fasıllar açılıyor ama kapanmıyor. Bunların kapanması lazım. Bizim dış politikamızın daha uyumlu temeller üzerine kurulması ve bu konularda hamle yapmamız lazım. Ben eminim ki yeni cumhurbaşkanı seçildiği zaman her ne kadar icranın başı değilse de halktan aldığı güçle, özellikle bu seçimde vatandaşların oyları ile gelen cumhurbaşkanı, Anayasa'daki ilgili hükümler ve halktan aldığı güçle Türkiye'nin iç ve dış politikasına rehberlik edebilecektir. Cumhurbaşkanının devletin başı olmakla beraber milletin de babası olması lazım. Bu anlayış içerisinde cumhurbaşkanlığına bakmak lazım. Cumhurbaşkanlığı bir fildişi kulesi değildir. Böyle mükemmel hayal içerisinde olan bir köşk değildir. Orası hizmet yeridir ve bu millete en iyi hizmeti yapmak lazım. Bu kapı hizmet kapısıdır." 

İhsanoğlu sözlerini, "Trabzon'a vatan Türkiye, yiğitliğe vatan Trabzon, Bize Her Yer Trabzon" diyerek tamamladı.