ANKARA

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, "Çözüm süreci ile güvenlik boşluğu asla oluşmaz, oluşmamalı, alandaki insanlarda bunu böyle bilmeli. Çözüm süreci asla bir güvenlik zaafı getirmez, getirmemelidir, bunu mazeret olarak kullananlar yanlış yapıyorlar. Çözüm süreci güvenliğin daha iyi sağlanması için vardır" dedi.

Atalay, AK Parti Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, partinin son MYK toplantısında ele alınan konular ile güncel meseleler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti il ve ilçe kongre süreçlerinin devam ettiğini, şu ana kadar 232 kongre yapıldığını, kısa sürede ilçe kongrelerinin tamamlanarak il kongrelerinin başlayacağını belirten Atalay, Bursa'da toplanan büyükşehir belediye başkanları toplantısının da MYK'da değerlendirildiğini, bazı sorun alanların ön plana çıktığını ve bu konularda bir takım yasal düzenlemelerin gündeme geleceğini söyledi.

Atalay, her ay AK Parti Genel Merkezi'nde toplanan genişletilmiş il başkanları toplantısının da artık büyük illerde yapılacağını ve bu ay 26 Kasım'da AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın Şanlıurfa'da yapılacağını bildirdi.

Soma ve Karaman'daki maden kazalarında hayatını kaybedenlere tekrar Allah'tan rahmet dileyen Atalay, kazaların ardından yasal düzenlemelerin tekrar gözden geçirildiğini, dün de Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun iş güvenliği paketini açıkladığını ifade etti. Atalay, pakette ceza olduğu kadar ödül sisteminin de bulunduğunu, madencilik sektörüne özel önem verdiklerini kaydetti. Atalay, "Şu günlerde TBMM'ye bu tasarı olarak gidecek ve bunun bir an önce Meclis'ten çıkması için çaba sarf edilecek. Hükümet, parti olarak bu konuda hiçbir boşluk kalmasın, hiçbir tolerans noktası kalmasın ve yapılabileceklerin azamisi yapılsın anlamında, uluslararası standartlar gözetilerek bu çalışmayı önemli görüyor ve destekliyoruz" dedi.

Çözüm Süreci çalışmaları

Beşir Atalay, Kobani eylemlerinde meydana gelen şiddet olayları ve sonrasındaki tartışmaların, endişelerin ve tarafların tutumlarının çözüm süreci ile ilgili tereddütler oluşturduğuna işaret ederek, "Kararlı tutumla bunların aşılması lazım. 6 - 7 Ekim çok önemliydi, orada Hükümetin tutumu çok açık, net; bunlar varken çözüm süreci sağlıklı yürüyemez. HDP, son günlerdeki açıklamalarıyla zaten o günlerin, o 6 - 7 Ekim'in yanlış olduğunu, kendileri de bunun iç muhasebesini yaptılar. Orada büyük yanlışlar yapıldığı, kendilerine zarar verdiği ortada" diye konuştu.

Hükümetin 2 gün önce yaptığı çözüm süreci değerlendirme toplantısında, sürecin gözden geçirildiğini ve iki tarafın "çözüm süreci çalışmalarının devam etmesi" yönünde kararlılığını beyan ettiğini belirten Atalay, hükümet olarak süreçle ilgili hiçbir zaman olumsuz tavır içinde olmadıklarını, kararlılığın devam ettiğini söyledi. Çözüm süreci ve buna benzer çalışmaların dünyanın hiçbir yerinde düz bir yolda gitmediğini, iniş ve çıkışlar yaşadığını vurgulayan Atalay, "Bunları aşarak devam etmek lazım, bunun için kararlı ve sabırlı olmak gerekiyor. Provokasyonlara çok dikkat etmek gerekiyor. Provokasyonlara çok açıktır bunu biliyoruz. Nerelerde engelleme çalışmalara olduğunu biliyoruz, ama süreçle ilgili şu noktayı hep vurguluyoruz; kararlı olduğumuz, hazırlıkları büyük oranda tamamlanmış, yol haritası ortaya çıkmış, mutabakatlar sağlanmış. Hükümet bu konuda kendine düşenleri yaptı" değerlendirmesinde bulundu.

Çözüm sürecine ilişkin yasal düzenlemenin geçen Temmuz ayında çıkarıldığını, bu yasanın "çözüm sürecinin bir anlamda anayasası" olduğunu ifade eden Atalay, o yasaya CHP'nin de destek olduğunu, TBMM'ye yasa vesilesiyle çalışmalarla ilgili bilgi verildiğini, çalışmaların her safhasının şeffaf olacağı yönünde yasaya madde konulduğunu anlattı.

Atalay, 6 - 7 Ekim olaylarının bölgedeki kamu düzeniyle ilgili hassasiyetleri artırdığına dikkati çekerek, "Çözüm Süreci ile güvenlik boşluğu asla oluşmaz, oluşmamalı, alandaki insanlarda bunu böyle bilmeli. Çözüm süreci asla bir güvenlik zaafı getirmez, getirmemelidir, bunu mazeret olarak kullananlar yanlış yapıyorlar. Çözüm süreci güvenliğin daha iyi sağlanması için vardır. Gerek mülki idare amirlerimiz, gerek bütün güvenlik birimlerimizin kamu düzeni konusunda hassas olmalı. Hiç kimse bahanelere sığınmasın, kendi bölgesinde kırda, kentte kamu düzeninin gerektiği gibi sağlanmasında gayret sarf etsin" diye konuştu.

Cem evlerinin statüsü

Beşir Atalay, Alevi konusu Dersim tartışmalarına ilişkin hükümetin tavrının çok açık ve net olduğunu da belirterek, şöyle devam etti:

"Ülkemizin bütün kronik sorunlarını çözeceğiz. Çözüm süreci bu işin bir başka boyutu, Alevi vatandaşlarımızın sorunları da aynı. Her birisi ülkemizin geçmişten bugüne gelen birikmiş sorunlarıdır. Bu Dersim tartışmalarını ibretle izliyoruz. Bunları iyi izleyenler bir AK Parti'nin durduğu yer var bir de diğer partilerin durduğu yer var. Bu, bizim her konuda karşılaştığımız durum. Bir yeni Türkiye var, yeni Türkiye bakışı, inşası var. Bütün sorunları açık açık konuşan, çözmeye çalışan AK Parti tavrı var, geçmişe de bu şekilde bakan, geçmişte zulüm, haksızlık, yanlışlık varsa onları da dile getiren, ifşa eden AK Parti var. Çünkü bugünün sorunları geçmişteki devletin veya devlet adına faaliyet yürütenlerin yanlışlarıyla oluşmuş.

Biz yeni Türkiye bakışı içinde geçmişteki hataları da gözönüne seriyoruz. Cumhurbaşkanımız, Başbakan iken özür dilemişti, devlet adına özürdü. Bu konuda CHP’nin, MHP'nin tutumu statükocu, eski devletçi, yine geleneksel tutumları. Eski Türkiye'yi savunanların bu konudaki tutumları. Hükümetin Alevi vatandaşlarla ilgili çalışmasını çok olumlu buluyoruz. Biz, demokratikleşme adımları içinde daima bu konuyu çalıştık. Son demokratikleşme paketi 2013'te açıklandı ve yasalaştı. Son ana kadar bu konuda onun içindeydi, çok çalışmalar yaptık. Cemevlerinin statüsüyle ilgili hem diğer konularla ilgili ama Alevi kesiminin kendi içlerinde bir ittifak sağlanamadığı için onu son anda paketten daha sonra üzerinde çalışılsın diye çıkardık. Şu nada tekrar bunun üzerinde çalışılıyor. İnanıyorum bu defa bu konuda da bir ileri adım atılacaktır."

İç Güvenlik Reformu

Beşir Atalay, İç Güvenlik Reformu'nun da Meclis'e tasarı olarak gideceğini belirterek, reform paketinde emniyet ve jandarmayla ilgili önemli düzenlemeler yapıldığını, bazı suçların yeniden tanımlandığını söyledi. Atalay, "Çok kapsamlı, jandarmayla ilgili ilk defa ülkemizde bu denli ileri bir düzenleme yapılıyor. İçişleri Bakanlığı hem özlük hakları hem atamayla ilgili bu yasayla yetki almış oluyor. Bu konu daima tartışılır. Şimdi orada da ciddi bir reform yapılıyor, onu da destekliyoruz" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun G20 Zirvesi'ne katılmak üzere Avustralya'ya gittiğini anımsatan Atalay, Türkiye'nin AK Parti iktidarları döneminde dünyanın ilk 20 ekonomisine girerek bu zirveye katıldığını anlattı. Atalay, bu toplantının Türkiye'nin dönem başkanlığını alacak olması dolayısıyla ayrıca önemli olduğunu, 1 Aralık'ta başlayacak dönem başkanlığının Türkiye için prestijli bir dönem olacağını vurguladı. Atalay, Başbakan Davuoğlu'nun Avustralya'nın ardından Filipinler'e geçeceğini söyledi.

Sorular

Bir gazetecinin, çözüm sürecinde HDP'lilerin hükümetin yetkilendirdiği "Çözüm Kurulu" ile görüştüklerine dair açıklamalar ile bu kurulun kimlerden oluştuğuna dair sorusu üzerine Atalay, sürecin diyalog çalışmalarıyla yürüyeceğini, süreçte yaşanan kararlılık ve niyet yenilenmesinin yürüyen çalışmaların normalleşmesi anlamına geldiğini söyledi.

Çözüm süreci ile ilgili yasal düzenlemeden sonra Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'nın süreçle ilgili çalışmalarla görevlendirildiğini ve bütün yetkinin Bakanlar Kurulu'na verildiğini anımsatan Atalay, "Bu konuda genel olarak koordinasyonu sağlayan Başbakanımız. Başbakanımız başkanlığında 2 haftada bir toplanan bir heyet var. Esas değerlendirmeler orada yapılıyor, kararlar orada alınıyor. Görüşmeleri yürütenler, bu heyetin içinden hepsi değil, heyet görevlendiriliyor ve onlar görüşmeleri yapıyor, onu isimlendirmek gerekli değil" diye konuştu.

Beşir Atalay, "silahların bırakılması konusu yeniden gündemde mi?" sorusuna da "Çözüm süreci içinde o vardır. Çözüm sürecinin safhalarındandır. Çözüm süreci yasasında da bunların hepsi tek tek sayılmıştır" yanıtını verdi.

Çözüm sürecinde müzakerelere geçişin ne zaman olacağının sorulması üzerine Atalay, "Burada özel bir tarih, dönüm noktası gibi bir şey müzakerelere geçiş için değerlendirmemek lazım. Zaten yol haritası bunların değerlendirilmesi, karşılıklı görüşmeler devam eden şeyler. Yeni mekanizmalar ihdas edilebilir, o çalışmaların gerektirdiği yeni hususlar olarak devreye girebilir. Şu anda o konularda verilmiş bir kararı bilmiyorum. Herkes durum değerlendirmesi yaptı. Dünkü açıklamalar HDP'nin çeşitli kademelerinden yapılan açıklamalar da o muhasebeyi yapmışlar olarak görüyoruz, onları kınayan ifadeler var, 6 - 7 Ekim ile ilgili özellikle. Kendileri de zaten onları olumlu bulmuyor, zarar gördüklerini, yanlışlar yaptıklarını biliyorlar" diye konuştu.

Beşir Atalay, Alevi konusundaki açıklamalarının "Cemevlerine ibadethane statüsü verilecek gibi" algılanıp algılanamayacağına dair bir soru üzerine, "Yok o şekilde anlaşılmasını istemem. O konuda çok çalışmalar oldu, belli formatlar geliştirilmişti, şu ana o çalışmalar da değerlendirilir ama yeni bir metin, uzlaşma metni, karar, düzenleme diye açıklanmadı. O okunda epey bir çalışma yapılmıştı, onu ifade etmiştim" dedi.

Atalay, İmralı'ya giden HDP heyetinde değişiklik olmayacağı yönünde hükümet ve HDP tarafından açıklama yapıldığını söyledi.

Çözüm sürecinin şeffaflığına yönelik eleştirilerin anımsatılarak, süreçteki şeffaflığın kamuoyuna yansımasının nasıl olacağı sorusuna da Beşir Atalay, şöyle yanıt verdi:

"Bilinmeyen hiçbir şey yok. Bu çözüm sürecinin hedefi, amacı, safhaları... Bilinmeyen hiçbir şey yok, kamuoyu da biliyor, Meclis'te de bunlar yasa vesilesiyle genişçe anlatıldı. Nedir bilinmeyen ben de anlamıyorum. Bu konuda baştan beri ne dedik; Çözüm sürecinin hedef şiddeti bitirmek, terörü bitirmek, silahı ortadan kaldırmak ve siyaseti söz sahibi kılmak. Bir ülkede sorunlar varsa siyaset yapılarak sorun çözülsün. Biz oraya ulaşmak istiyoruz.

Ara kademeler de belli. Bölgedeki güvenlik, geri çekilme, silah bırakılması, eve dönüşlerle ilgili düzenlemeler. Hala bilinmez diye bir şeyler beyan ediliyor, burada bilinmez hiçbir şey yok. Tamamen şeffaf, açık. Herkes bilsin yürüyen çalışmalar paylaşılıyor. Bundan sonra da aynı şekilde yürüyeceğini zannediyorum. Bu tür çalışmalarda her an açıklamalar değil, ama ara hedefler, safhalar olarak açıklanır, bilgilendirilir. O konularda ben Meclis'teki partilerimiz de isterlerse tabi bilgilendiririz, ama Meclis platformlarında yapılan bütün çalışmaları orada anlattım."

Suriyeli muhaliflerin eğitilmesi

Beşir Atalay, Suriye'deki muhaliflerin eğit-donat konusunda takvimin nasıl işleyeceği, Türkiye'nin bu noktadaki taleplerinin ne olacağı sorusu üzerine, "Eğit-donat çalışması için ülkeler arasında görüşmeler yapılmış, Türkiye ve ABD arasında. Muhalefetin Esed rejimine karşı eğitilmesi konusunda işbirliği. Bugün bir heyet ABD'den geliyor. Çalışmalar nasıl olacak, kimler yapacak bunlar heyetler arasında çalışılıyor" diye konuştu.

Bir gazetecinin Dersim olayları nedeniyle CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun özür dilediğini söylemesi üzerine Atalay, "Bunları çok iyi buluyoruz. İyi, iyi... Bir de Genel Başkanları artık özür dilersin, Dersimli birisi olarak beklentimiz odur. CHPden o döneme dönük eleştiriler, sahip çıkma, özür dileme çok önemli. Bunları konuşmaktan kaçınmamak lazım. Konuştukça çözüm daha kolay olacaktır" dedi.