ANKARA

Başbakan Yardımcısı Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, Başbakanlık Merkez Bina'da basın toplantısı düzenledi. Gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hükümet Sözcüsü Arınç, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

CHP milletvekili Birgül Ayman Güler'in bugün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında daha önceki sözlerini savunduğunun belirtilmesi üzerine de Arınç, ''Kendisinden özür dilemeyi gerektiren hiçbir şey yok. Aslında onun aymazlığı bu noktada, kendisinin özür dilemesi gerekirken, partisinden özür dilemesi gerekirken topu başkalarının üzerine atmasıdır'' dedi.

Arınç şöyle devam etti:

''Sayın Genel Başkan'ın bugüne kadar kamuoyunu tatmin edecek bir açıklaması olmadığına göre ve Meclis'teki görünen manzara 30'a yakın milletvekili ile aynı kanaat çılgınca alkışlanmak suretiyle paylaşıldığına göre CHP içerisinde bir eski bir yeni CHP ayırımının veya bir sosyal demokrat parti, ırkçı parti görüntüsünün adeta yaşanmakta olmasıdır. Bu, bence bir ayrışma noktası, bir kırılma noktasıdır. Sayın Güler'in konuşması sadece kendi grubundan değil, MHP'den de çılgınca bir alkış aldığına göre bu iki partinin birbirinden farkı nedir, bunu da kamuoyuna açıklaması gerekir diye düşünüyorum.''

Arınç, bir gazetecinin BDP'li bir heyetin İmralı'ya gitme talebiyle ilgili sorusu üzerine şunları söyledi:

''Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere henüz bir milletvekili veya grubuna izin verilmemiştir. Bu izin verilmeyeceği anlamına gelmez. Adalet Bakanlığı, kendisine yapılan başvuruları incelemektedir. Kararını elbette bildirecektir. Ancak bildiğiniz gibi Abdullah Öcalan ile birlikte aynı suçlardan, aynı hükümden infazı gerçekleştirilen başka hükümlüler de bulunmaktadır. Bunlardan 3 tanesi, yakın akrabalarıyla görüşme talebinde bulunmuş ve kendilerine izin verilmiştir. Bugünkü hava şartları içerisinde bu ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmediğini şu anda tetkik etmedim. Ama eğer hava şartlarında bir olağanüstülük yoksa Öcalan ile birlikte hükümlülüğünü geçiren 3 tane hükümlüye akrabalarını ziyaret imkanı verilmiştir. Umarım onlar da bu ziyaretlerini şu ana kadar yapmış durumdadırlar.''

Arınç, İstanbul'daki ruhban okuluyla ilgili bir çalışmanın olup olmadığının sorulması üzerine de şöyle konuştu:

''Eğer kendi dindarlarına, kendi mensuplarına dinlerini öğretecek din adamları yetiştirmek istiyorlarsa buna bizim 'hayır' dememiz mümkün değil. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin kararı karşısında bugüne kadar pek çok konuda atılmış adımların tatminkar olmaması sebebiyle Heybeliada Ruhban Okulu açılamamış olabilir ama bunun dışında yüzde 99 her konuda haklı taleplerini karşıladık.
Son olarak gazete çıkan konu yeni değildir. Biz bu konu üzerinde çalışıyoruz ve meseleye din ve vicdan özgürülüğü bakımından, farklı inanç gruplarının azınlıklarının, dini ihtiyaçlarının giderilmesi bakımından da olumlu yaklaşıyoruz. Ancak olabilirliği farklı bir konu.''

Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi


Arınç, sözleşmeli personelin kadroya alınmasına yönelik çalışmalara ilişkin soruyu yanıtlarken de ''Onlara şu aşamada verilecek bir cevabımız yok. Onları bütünüyle ele aldık, bütünüyle de sonuçlandırmak istiyoruz. Umarım bundan sonraki Bakanlar Kurulu toplantılarında, hemen önümüzdeki değil, belki ondan sonraki toplantıda konu hakkında bir çözüme varacağız'' dedi.