ANKARA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk televizyonunda canlı yayımlanan "Aykırı Sorular" programında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la ilgili kasedin hatırlatılarak, "Bugün de bambaşka kasetler var. Kaset siyaseti hakkında ne düşünüyorsunuz, iki olay arasında benzerlik var mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "İki olay arasında dağlar kadar fark var, bir olay tümüyle özel yaşamla ilgili ve onun faili, özel yaşamı kontrol eden, denetleyen Recep Tayyip Erdoğan'dır. Şaibeli bir kişidir yani" dedi.

Kılıçdaroğlu, "O kasedi Tayyip Bey mi yaptı diyorsunuz?" sorusunu da "O'nun bilgisi dahilinde gerçekleşen bir olaydır. Bu kadar net söylüyorum. Çünkü kendisi 'talimat verdim MİT'e bunun faillerini bulun diye' kendisi söyledi, ben değil. Bugüne kadar bulunmadı. Niye bulunmadı? Özel yaşamdı. Özel yaşamın günlük sıcak siyasetin konusu olmaması gerekirdi. Bugün gündemde olan ses kayıtlarıysa farklı şeyler. Bir hırsızlık olayını anlatıyor. Bir hükümetin ve içindeki bazı bakanların Türkiye Cumhuriyeti Devletini nasıl soydukları anlatılıyor. Bu kadar açık, net" diyerek yanıtladı.

Kasetlerin devamının geleceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine kasetlerin ve ses kayıtlarının önceden kendilerine gelmediğini söyledi.

"Cemaatle işbirliği halinde misiniz?"


Kılıçdaroğlu, "Siz CHP olarak cemaatle işbirliği halinde misiniz? AK Parti'ye karşı cemaat sizin koalisyon ortağınız mı?" yönündeki bir soruyu yanıtlarken de şunları söyledi:

"Cemaatle bir ilgimiz, bir ilişkimiz de yok, bir özel sohbetimiz yok. Bir görüşmemiz yok. Cemaat gazetelerde yazdığı, bildiğimiz cemaat. O kadar. Onun dışında bizim özel bir bilgimiz, özel bir alanımız da yok. Ben hiç bir zaman cemaate dönük 'siz ne istediniz de biz vermedik' demedim. Söyleyen kim, yolsuzluğu ayyuka çıkmış adam söyledi bunu. Şimdi ne oldu, 17 Aralık'tan sonra onları düşman belledi. 'Neden bu yolsuzlukları ortaya çıkardınız' diye. 'Paralel devlete izin vermeyeceğiz.' Peki kardeşim, senin bakanına 700 bin liralık saati kim verdi? Rıza Sarraf. Kim bu adam İran ve aynı zamanda Türk vatandaşı, dört bakanı teslim aldı mı? Aldı? Bir bakan 'ben senin önüne yatarım diyor.' Bunun Türkçesi, 'ben bakan olduğum sürece sana kimse dokunamaz' demektir. Devletin bütün sırlarını bunlara Sarraf'a teslim etmediğini kim biliyor, neden bunu getirip cemaate bağlıyor."

"Günün birinde Fethullah Gülen'le sizin bir görüşmeniz ses kaydınız çıkar mı?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, "Benim öyle bir ses kaydım çıkarsa ertesi gün CHP Genel Başkanlığından ayrılırım, bu kadar basit. Böyle bir iddia varsa iddiayı ispat ederler. Konuşsam, konuştum derim, niye inkar edeyim. Böyle bir konuşma yok. Ama bu benim hayat boyu A kişisiyle, B kişisiyle hiç konuşmayacağım anlamına gelmez. Hepimiz insanız, birisinin acı kaybı olduğunda telefon etmez misiniz? Bu kişi ameliyat oldu ben ona gittim geçmiş olsun dedim. Niye söylemeyeyim" diye konuştu.

"İstifa etmesi gerekiyor"

Savcı Zekeriya Öz ile ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Son olayda bir savcının çıkıp da çok açık yalan söyleyemeyeceğini söyledim. Söylüyorsa yargılanmalı, sokaktaki vatandaş yargılanıyor da savcının ne ayrıcalığı var" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Başbakanın ne yapması gerekiyor?" sorusunu yanıtlarken de "İstifa etmesi gerekiyor. İzzeti ikbal ile çekilmesi lazım, ne izzet, ne ikbal kaldı. Hala bu aşamada yerinde duruyor. Hala 'montajdı, kasetti' sen bırak onları sen sabahın 08.02'sinde telefon ettin mi etmedin mi? Ettin. Ben söylüyorum, sen bunların montaj olduğunu iddia ediyorsan çok basit, TİB kayıtlarını yayınlarsın mesele biter" ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin Türkiye siyasal hayatında önemli bir parti olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, hiç bir zaman yaşananları parti grubuyla yan yana getirmediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Bütçe görüşmelerinde bile AKP grubuna düşüncelerimi saygıyla aktardım. Ama bu insanlara değil. Mevcut hükümetin başındaki kişiyle, istifa etmek zorunda kalan dört bakan. Dört bakan daha onurlu çıktı biliyor musunuz? Dört bakanın kaydı çıktı, istifa etti onlar. Bu hala 'ben koltuğumda kalacağım' diyor. Utan, utan. ABD bile rezalet, skandal olarak niteledi, bütün dünya konuşuyor, bu rezaleti" değerlendirmesini yaptı. 

HSYK Kanunu'nun onaylanmasının hatırlatılarak, "Hala Gül'ün arkasında mısınız?" denmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Hayır. Seçildi, kendisine saygı gösterdik, saygımızda kusur etmeyiz" dedi.

 Cumhurbaşkanının Anayasa ile belirlenmiş görevleri olduğunu ve bunları yapması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının hükümetle pazarlık yapamayacağını savundu.

Cumhurbaşkanının bulunduğu makama saygı göstererek, eleştirilerini yönelteceklerini aktaran Kılıçdaroğlu, MİT yasasının Türkiye'yi kaosa sürükleyeceği şeklindeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine ise "Türkiye kaosa değil, dikta yönetimine doğru gidiyor. Orada Cumhurbaşkanının da sorumluluğu ve katkısı var. Devleti istihbarat devleti yapıyorsunuz, bir ülke akılla mantıkla yönetilir. İstihbaratla yönetilmez" görüşünü dile getirdi.