TBMM - Başbakanlık yasasının "Başbakan, bakanlar kurulunun başkanı, bakanlıkların ve başbakanlık teşkilatının en üst amiridir" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, başbakanın yasadaki görevlerini okudu.

Kılıçdaroğlu, 17 Aralık'ta başlayan soruşturmanın ardından iddialarda adı geçen dört bakanın kamuoyunun baskısı sonucunda istifa etmek zorunda kaldığını savunarak, içlerinden birinin de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı açık şekilde suçladığını söyledi. Eski bakanlardan Erdoğan Bayraktar'a ait olduğunu ifade ettiği istifasına ilişkin açıklamayı kürsüden okuyan Kılıçdaroğlu, "İlk kez Cumhuriyet tarihinde bir bakan istifa ederken yolsuzlukların asıl kaynağının Başbakan olduğunu ifade ediyor" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın gelişmelerin ardından "Oğlum Bilal'in üzerinden bana ulaşmak istiyorlar" yönünde bir açıklama yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "O zaman toplum bunu pek kavrayamadı. 'Oğlu Bilal'in nesi var ki onun üzerinden Başbakan'a ulaşmaya çalışılıyor'. Bugün o tablo çok daha net önümüzde duruyor" değerlendirmesinde bulundu.

İstifa eden bakanlar ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkındaki fezlekelerin TBMM'ye gelmemesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, iktidarın parlamentoya getirdiği yasa teklifleriyle yolsuzluğun üzerine örtmeye yönelik düzenlemeler yaptığı savundu. Kılıçdaroğlu, "Şimdi önemli bir adım daha atıyorlar, yasal yollarla elde edilmiş delilleri, yasalarla yok etmek istiyorlar. Yasal yollarla elde edilen yolsuzluk ve rüşvet delillerini çıkacakları yasalarla yok etmek istiyorlar" diye konuştu.

"Şeytanın aklına gelmeyeni yapıyorsunuz"

Yasal düzenlemelerin Bakanlar Kurulu'nda görüşülen kanun tasarıları olarak değil, iktidar milletvekillerince sunulan kanun teklifleri olarak parlamentoya getirildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, hükümetin yolsuzlukları kapatmak için zamana karşı yarıştığını ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Yolsuzluğun ve rüşvetin boyutları o kadar büyük ki bunu örtecek bir bez daha dünyada üretilmedi.  Bunların bir bakanı var, Sayın Babacan. Demiş ki 'Bizde olana yabancılar bir türlü anlamıyor, anlamakta zorluk çekiyorlar' demiş. Şeytanın aklına gelmeyeni yapıyorsunuz yabancıların nasıl aklı erecek bu işe? Ahlaklı adamlar onlar. Yolsuzluk, iddia oldu mu derhal görevini bırakır, istifa eder. Topluma, insana, inanca saygısı var. Senin gibi saygısız değil ki.

Bu olaylar meydana geldiğinde ben Recep Tayyip Erdoğan için özel bir deyim kullanmıştım, baş çalan diye. O zaman bazı arkadaşlar beni eleştirdiler, 'Bir başbakana baş çalan denir mi? Çok ağır bir ifade' diye. Ama artık bugün anladık ki kendisi baş çalan. Dün internete düşen ses kayıtları bütün gerçekleri ortaya koyuyor."  

"Hayatımın en üzüntülü gününü yaşıyorum"

Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydını grup toplantısında dinleten Kılıçdaroğlu, ardından şu ifadeleri kullandı:
"Hayatımın en üzüntülü gününü yaşıyorum. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin. Allah kimseyi yolundan şaşırtmasın. Meclis televizyonu dahil bazı televizyon kanallarının bu görüntüleri kestikleri söyleniyor. Milletin vicdanına sesleniyorum; çocuğunuz işsizse kendinize sorun, geçinemiyorsanız kendinize sorun, emekliler diyorlar ki 'aylıklar bize yetmiyor' o zaman bir daha kendinize sorun. Bu yolsuzluğun üzeri kapatılamaz. Neden? Çünkü ilk kez dünyada bir hükümet, devleti soymaya kalkıyor."

Biz en az 3-4 kanaldan doğrulattık

Başbakanlığın akşam, ses kayıtlarının montaj olduğu yönünde açıklama yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın ise kayıttaki seslerin kendisinin ya da Bilal Erdoğan'ın olmadığını söyleyemediğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda da "Kriptolu telefonlar da dinlenmiş" dediğini anımsatarak, şunları söyledi:
"Yolsuzluğu ört diye sana kriptolu telefon verilmedi. Devletin sorunlarını, işlerini konuş diye sana kriptolu telefon verildi. Bu konuşmaların tamamı doğrudur. Biz en az 3-4 kanaldan doğrulattık. Ağrı Dağı ne kadar doğruysa ve gerçekse, Erciyes Dağı ne kadar doğru ve gerçekse bu tutanaklar da o kadar doğru."

Erdoğan'a artık "başbakan" denilemeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, "Hükümetin meşruiyeti bitmiştir. Yalancıdan başbakan olmaz, hırsızdan başbakan olmaz. Cumhuriyet tarihinde ilk kez halkını soyan bir Başbakan ile karşı karşıyayız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen bir başbakanla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.
İnternette yayınlanan telefon görüşmesi kaydını ses mühendislerine sorduklarını da kaydeden Kılıçdaroğlu, "Dikkatli olalım dedik. 'Hiç meraklanmayın' dediler. Tamamı gerçek" dedi.

Kriptoyla ilgili bütün kayıtların Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda (TİB) bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'a bir çağrı yapıyorum; TİB kayıtlarını yayınlayın. Sen sahte, mahte ayaklarını bırak. Devletin kayıtlarını yayınla. Yayınlayamaz" diye konuştu.

Medyaya da korkmaması çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, medyanın etik kurallarının arkasında durulmasını istedi.

Erdoğan'ın Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla karşı karşıya olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Arabalarla dolarları, avroları, liraları taşıdın. Yarın, öbür gün yeni şeyler de çıkacak. Benim sana tavsiyem, helikopteri al, ya yurtdışına kaç ya Başbakanlık'tan istifa et. Göreceksiniz, devleti soyan Başbakanlık koltuğunda oturamaz. O koltuktan gitmesi lazım" dedi.

Muharrem İnce Meclis TV'yi ziyaret etti

Daha sonra, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve bir grup milletvekili,  Meclis TV'yi ziyaret etti.

Ziyaretin ardından açıklama yapan İnce, Meclis TV bürosunda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısı yayının kesilmesi talimatını kimin verdiğini sorduklarını aktardı.

"Genel Sekreter" yanıtını aldıklarını belirten İnce, bunun üzerine Meclis Başkanı Cemil Çiçek'i ziyaret ettiklerini söyledi. İnce, şu ifadeleri kullandı:

"Meclis Başkanı'nın konuşmalarından anladık ki talimatı veren kendisi. Türkiye'de Alo Fatih hattından sonra Alo Cemil hattı kurulmuştur. Alo Abdullah, alo Cemil hattı artık Türkiye'de geçerlidir. İnternette 2 milyon kez izlenmiş bir görüntüyü Anamuhalefet partisinin Genel Başkanı konuşurken sansürlemek, yasaklamak, kimsenin haddi değildir. Hayatımızın her alanına yasaklar geliyor. Bugün de Başbakan'ın alo Cemil hattını kullandığını tahmin ediyoruz. Bunlar derebeyi olmuşlardır memleketin başına. Çalmaya utanmıyorlar ama yayınlamaya utanıyorlar."