CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e uğradığı saldırı nedeniyle geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin olduğu yerde rant çetelerine fırsat verilmeyeceğinin herkesçe bilinmesi gerektiğini vurgulayan Tezcan, şöyle konuştu:

"Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarının görev yaptığı yerler, halkın hizmeti için çalışılan yerlerdir. Rantçıların arzu ve isteklerine göre şehir kararları alınmayacaktır. Sayın Yılmaz Büyükerşen sadece Türkiye'de değil dünyada marka olmuş bir belediye başkanımızdır. Eskişehir'i kimlik sahibi kent haline getirmiştir. Kendisine geçmiş olsun diyoruz ve kent çetelerine, rant çetelerine teslim olmayan bu kararlı mücadelesinin devam edeceğini biliyoruz. Hükümetten de isteğimiz şudur; bu tip meselelerde kentle ilgili kararların yerelden verilmesinde yarar vardır. Yukarından, merkezden işi hallederek belli dağıtımların yapılması kentlerde çete meraklılarını da şımartmaktadır."

"CHP'li milletvekilleri olarak o gece bombaların altındaydık"

Yarın duruşmaları başlayacak Akıncı Üssü Davası'nın 15 Temmuz hain darbe girişiminin en önemli davalarından biri olduğunu belirten Tezcan, Akıncı Üssü Davası iddianamesinin, TBMM'ye bomba atılması da dahil Ankara'daki birçok saldırıyı içine alan bir iddianame olduğuna işaret etti. Davaya müdahil olacaklarını kaydeden Tezcan, şunları söyledi:

"Yarın milletvekilleri arkadaşlarımız ve Cumhuriyet Halk Partisi adına davaya müdahil olacağız, bu davayı takip edeceğiz. Hem milletvekilleri olarak şahsen hem de Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliği adına davaya katılma talebimiz olacak. Biz darbenin siyasi ayağının bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmasını istiyoruz. Biz darbe girişiminin arkasındaki gerçeğin hiçbir sansüre uğramadan ortaya çıkmasını istiyoruz. Nereye uzanırsa uzansın, kime uzanırsa uzansın, sorumlu olan herkesin hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz. O davaya müdahilliğimiz de bu çerçevede tüm sorumluların bütün çıplaklığıyla ortaya çıkartmak için adalete yardımcı olma noktasında olacaktır. Biliyorsunuz Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak o gece bombaların altındaydık. TBMM'ye bombalar atılırken oradaydık. O neden doğrudan zarar gören milletvekillerimiz var. Ayrıca parlamenter sisteme yönelik böyle bir saldırı bütün milletvekili arkadaşlarımıza da hukuken bu hakkı veriyor. Bu süreci sonuna kadar takip edeceğiz. Diğer duruşmalarda arkadaşlarımız takip ediyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi olarak darbeyle ilgili davalara müdahillik taleplerinde bulunuyoruz. İfade aşamaları devam ediyor. Şu ana kadar verilmiş bir karar yok ama ara kararlar verildiğinde mahkemelerin talebimize olumlu karar vermesini bekliyoruz."

"Çanakkale, ulus bilincinin tohumlarının atıldığı bir direnişin destanı"

Adalet talebiyle gerçekleştirdikleri yürüyüşün topluma umut verdiğini ifade eden Tezcan, yürüyüşün ardından toplumun her kesiminde kendilerine çok önemli çağrılar geldiğini aktardı.

Bu çağrılar arasında, toplum bütün kesimlerinin adaleti tartışacağı ve adaletle ilgili yol haritasını belirleyeceği bir kurultay talebinin de olduğunu belirten Tezcan, şöyle konuştu:

"Böyle bir talebe kulaklarımızı tıkayabilmemiz mümkün değildi. O nedenle 26-30 Ağustos tarihleri arasında Çanakkale'de 5 günlük Adalet Kurultayı düzenleyeceğiz. Bu Adalet Kurultayı'nda, bütün boyutlarıyla, toplumun her kesimi, Türkiye'de yaşanan adaletsizlikleri, adaletin katledilmesinde gelinen noktayı ve çıkış yollarını konuşacak. Neden kurultay? Çünkü tarihimizde atalarımız bütün büyük devlet meselelerini ve toplumsal sorunları kurultaylarla çözmüşler. Kurultaylar bugün anlaşıldığı gibi partilerin organik toplantıları değil, büyük toplumsal meselelerin çözüm yeri olmuşlar. O yüzden adalet gibi temel bir meselenin, herkesin ortak sorunu olan bir meselenin çözümü ancak ve ancak bizim tarihsel birikimimize uygun olarak bir adalet kurultayında olabilir denildi ve bu talep bizim tarafımızdan takdire şayan ve uygulanması zaruri bir talep olarak görüldü."

Çanakkale'nin tarihi kimliği ve çok önemli bir merkez olması dolayısıyla özellikle seçildiğini vurgulayan Tezcan, "Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan Türk, Kürt, Laz, Çerkez ayrımı gözetmeden emperyalist işgale karşı bir arada savaştığı yer. Çanakkale, herkesin kanının toprakla yoğrulduğu ve ulus bilincinin tohumlarının atıldığı bir direnişin destanı. Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın tohumlarının atıldığı, bir millet olma bilincinin tohumlarının atıldığın yer. Bu büyük ortak davanın tartışmasını Çanakkale'de yapmanın anlamlı olacağı görüşü ortaya çıktı. Bu noktada Çanakkale'de yapılmasına karar verdik." diye konuştu. 

 "Kurultayı parti bayrağı, parti amblemi ve parti logosuyla yapmıyoruz"

Tezcan, 26 ile 30 Ağustos tarihleri arasının da "Büyük Taarruzdan Büyük Zafere" giden yolun tarihi olması dolayısıyla ayrı bir anlamlı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"26 Ağustos Büyük Taarruz'un başlangıcı, 30 Ağustos Büyük Zaferin kazanıldığı gündür. Bu nedenle o aradaki 5 günlük dönem, milletimizin bir yeni büyük taarruzunun ve bir yeni büyük zaferinin işareti olacak, önemli görüşmelerin yapılacağı bir yer olacaktır. Bu 5 gün içerisinde bütün temel meseleleri konuşacağız. Herkes kendi adaletsizliğiyle ilgili meseleyi bu platformda konuşabilecek. Bu kurultay, bir partinin kurultayı değildir. Bu kurultay, partiler üstü kurultay. Bu kurultay adalet isteyenlerin kurultayı, adaleti özleyenlerin kurultayı, adalet davasını sahiplenenlerin kurultayı, 'adalet dosyasına benim de okuyacağım bir arzuhalim var' diyenlerin geleceği bir kurultay. Bu nedenle biz 16 Nisan'da partiler üstü bir kampanya yürüttük ve onun millet nezdinde birleştiriciliğini gördük. Biz adalet yürüyüşünü, partiler üstü yaptık ve büyük bir destekle karşılaştık. Şimdi yine bu kurultayımızı da parti bayrağı, parti amblemi ve parti logosuyla yapmıyoruz."