ANKARA

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Diyarbakır'da 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığında Türk bayrağının gönderden indirilmesiyle ilgili "Bizim kutsallarımıza dokunulmasına kesinlikle müsaade etmeyiz. Bu olayın failleri de en şiddetli şekilde cezalandırılacaktır" dedi.

İşler, TVNET'te katıldığı bir programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Diyarbakır'da yaşanan gelişmelere ilişkin soru üzerine İşler, olayın çok çirkin olduğunu belirtti.

Olayı lanetlediklerini ve ciddi anlamda bir provokasyon olarak değerlendirdiklerini ifade eden İşler, "Başbakanımızın bayrak konusundaki hassasiyeti herkesin malumudur. AK Parti olarak yola çıkarken 'tek devlet, tek bayrak, tek millet' dedik. Dolayısıyla bu konuda hassasiyetimizi herkese deklare etmiş olduk" diye konuştu.

İşler, bayrağı kutsal saydıklarını dile getirerek, yapılan provokasyonu kabul etmelerinin mümkün olmadığına dikkati çekti.

Konuyla ilgili soruşturmaların başlatıldığına işaret eden İşler, "Soruşturmalar neticesinde suçlu bulunan devlet görevlileri de cezalandırılacaktır. Bunun hesabı da sorulacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

"Devlet olarak samimiyetimizi ortaya koyuyoruz"


Çözüm süreci başlangıcının bir yılı aştığını anımsatan İşler, bu süreç içerisinde kan ve gözyaşı akmadığını, o bölgedeki insanlarda ciddi bir rahatlama olduğunu vurguladı.

İşler, süreç içerisinde çok ciddi provokasyonların da olduğunu belirterek, "Devlet olarak, hükümet olarak, güvenlik güçleri olarak biz, sabırlı davrandık, alttan aldık ve olayın tekrar çatışmaya dönüşmemesi için elimizden gelen gayreti gösterdik. Devlet olarak biz, samimiyetimizi ortaya koyuyoruz. Diğer taraf da samimiyeti ortaya koymalı, elini taşın altına koymalı" ifadesini kullandı.

Son bir yılda yaşanan provokasyonlara değinen İşler, Mayıs 2013 itibarıyla bir yıl boyunca sokakların terörize edilmek istendiğini ancak başarısız olunduğunu söyledi.

"Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olan güçler var"


"Yine eski bildik oyuna başvurdular. Terör örgütüne musallat oldular. Terör örgütünü harekete geçirerek yeniden teröre sardılar" diyen İşler, şöyle devam etti:

"Gezi olaylarının perde arkasına baktığımız zaman da her ne kadar hedefe Sayın Başbakanımızı koysalar da AK Parti'yi koysalar da esas hedef Türkiye'nin durdurulmasıdır... Türkiye'nin durdurulması hedeflenmektedir. Türkiye'nin büyümesinden, gelişmesinden, kalkınmasından rahatsız olan bir takım iç ve dış güçler var. Bunlar, Türkiye'de huzursuzluk çıkarmak istiyorlar."

"Kürt anneleri artık olaya el koymuştur"


İşler, Diyarbakır'da oturma eylemi yapan annelere değinerek, "Çocukları dağa kaçırılan ya da kaçırılmak üzere alıkonulan annelerin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde eylem yapması bence bir milattır. Kürt anneleri artık olaya el koymuştur ve kan istemiyoruz, gözyaşı istemiyoruz, acı istemiyoruz mesajını vermiştir. İnsanlar artık eski kötü günlere dönmek istemiyor" değerlendirmesinde bulundu.

BDP Genel Başkanı Demirtaş'ın, "Eylem yapan bazı ailelere para verildiği" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine İşler, Demirtaş'ın açıklamalarını bir, "Çaresizlik ürünü" olarak gördüğünü dile getirdi.

"Annelere özgüven geldi"

İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eskiden bunlar her türlü baskıyı, tehdidi uyguluyorlardı kimsenin sesi çıkmıyordu. Şimdi çözüm sürecinin doğal bir sonucu olarak artık oradaki insanımıza özgüven geldi. Annelere özgüven geldi. Bunun neticesinde anneler terör örgütüne meydan okuyor. Onların belediye binası önüne gidip eylem yapabiliyorlar. Orada itilmelerine, kakılmalarına, dövülmelerine rağmen yine de mücadelelerini sürdürüyorlar. Çünkü o annelerin yüreğine evlat acısı düştü. Anneler o evlat acısını yaşamak istemiyor. Geçmişte binlerce anne o bölgede evlat acısı yaşadı. Aynı acıyı, küçücük çocukların acısını bu anneler yaşamak istiyor. O anneleri tebrik ediyorum, kutluyorum, mücadelelerini de destekliyoruz."

Demirtaş'ın açıklamalarını "çok talihsiz" olarak değerlendiren İşler, şöyle konuştu:

"Demirtaş'ın açıklamaları, çaresizliğin, bitmişliğin, tükenmişliğin de bir açıklamasıdır... Siyaset yapıyorlar. Cesur olmalılar, siyasi kararları kendileri vermeliler. Dağa göre siyaset yaptıkları, dağdan gelecek işaretlere göre siyasi kararlar verdiklerini görüyoruz. Eğer barış istiyorlarsa bu süreçte onların da dik durması lazım... Eğer samimilerse bu olayları desteklememeleri lazım. Bu konuda açıklama yapmaları lazım. Fakat baktığımız zaman her zaman demokrasiden, barıştan, hürriyetten, özgürlükten dem vuranların, demokratik bir protestoyu nasıl bastırdıklarını, nasıl onları oradan ulaştırdıklarını, nasıl tahammülsüz olduklarını gördük."

"Failler en şiddetli şekilde cezalandırılacak"


Kürt sorununun çözümünün silahla olmayacağını vurgulayan İşler, artık geçmişteki gibi aciz iktidarların bulunmadığını, güçlü bir başbakan ve hükümetin var olduğunu söyledi.

İşler, "Ülkeyi eski karanlık günlere geri götürmemek, anaların ağlamaması için, gözyaşı akmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Ama bayrak olayında olduğu gibi biliyorsunuz her şeyin de bir sınırı vardır. Bizim kutsallarımıza dokunulmasına kesinlikle müsaade etmeyiz. Bu olayın failleri de en şiddetli şekilde cezalandırılacaktır. Soruşturma sonucu bekleyip, göreceğiz" ifadesini kullandı.

"Paralel örgüt" üyelerinin veya sempatizanlarının, Diyarbakır'da yaşanan gelişmelerin ardından sosyal medyada adeta bayram yaptıklarını dile getiren İşler, bunu da bir talihsizlik olarak değerlendirdiğini söyledi.

İşler, "Sağduyulu kardeşlerime sesleniyorum. Böyle bir olaya sevinilmez. Üzülünür, en azından şiddetle kınanır" dedi.

Çözüm sürecinin Allah'ın izniyle hiçbir sekteye uğramayacağını belirten İşler, muktedir iktadarların bulunduğu yerde terörün beslenmesi ve nemalanmasının söz konusu olamayacağını anlattı.

Cumhurbaşkanlığı seçimi


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağının sorulması üzerine İşler, "Adaylık konusu üç aşağı beş yukarı belli. Ama Sayın Başbakanımızın istişareleri devam ediyor. Onun son kararını verip, açıklamasını hep birlikte bekliyoruz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı konusunda gönlünden geçen ismin sorulması üzerine İşler, "Yeni Türkiye'nin mimari olarak Sayın Başbakanımızın halk tarafından seçilecek ilk cumhurbaşkanı olmasının kendisine çok yakışacağını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurt dışında bulunan vatandaşların ilk kez oy kullanacaklarını hatırlatan İşler, Yüksek Seçim Kurulu'nun gerekli çalışmaları yaptığını, özellikle 1 milyon 340 bin Türk'ün sandığa gideceği Almanya'da 31 Temmuz-3 Ağustos tarihlerinde ilk tur için oy kullanılacağını, daha sonra kapatılacak sandıkların kuryeler vasıtasıyla Türkiye'ye getirileceğini ve seçim günü sayımın yapılacağını söyledi. İşler, 104 misyonun bulunduğu ülkelerde sandık kurulacağını ve oy kullanılacağını belirtti.

İşler, "Vatandaşlarımız en fazla 2 saatlik mesafede gidip oylarını kullanabilecek. Ayrıca 4 gün olduğu için randevu sistemi var. Bu, yasada da yer aldığı için vatandaşlarımız hangi gün isterse tercihini yapıp o gün oyunu kullanacak" dedi.

Muhalefetin, "Çatı aday" girişimine de değinen İşler, "Yaklaşık bir aydır bu konu gündemde. Bir çatı aday bulamadılar ama böyle giderse ellerinde bir çıta aday olacak. Onun da ne kadar oy alacağını hep birlikte göreceğiz" diye konuştu.

Yasa dışı dinlemeler

"Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın da aralarında bulunduğu bazı kişilerin telefonlarının başka isimler altında dinlendiği" hatırlatılıp, bu konudaki değerlendirmesi sorulan İşler, TİB'in açıklamasına göre, son 2 yılda aralarında siyasetçi, akademisyen ve iş adamlarının da bulunduğu 500 binin üzerinde kişinin dinlendiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Gayrimeşru dinlemeler olduğu gibi bir de 217 bin mahkeme kararı almışlar. Böyle bir çeteyle karşı karşıyayız. Demek ki bazı savcılarla hakimler bir kumpas içinde, paslaşma içinde istediklerini dinliyor. Rahmetli Erbakan hocanın da dinlendiği basında da yer aldı. Başka iş adamları, iş kadınları ve sanatçılar da var. Hepsinin dinlendiğini öğrendik. Gayrimeşru dinlemeler ve bu dinlemeler neticesinde birtakım tehditler, şantajlar yapıldığını, paralel yapının 17 Aralık'la birlikte varlığını Türkiye'de yaşayan herkes gördü. Bunların nasıl bir yargı darbesiyle hükümeti alaşağı etmek istediklerini hep birlikte yaşadık, gördük.

Ama onlar bir şeyi hesap edemediler, Sayın Başbakanımızın, hükümetimizin ve AK Parti Grubunun ne kadar dik duracağını ve bir birlerine kenetleneceğini hesap edemediler. Bunun neticesinde çok şükür 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarını bertaraf ettik. Bu gerginlikle seçimlere girildi. Biz, paralel örgüte ve bu tehlikeye dikkati çektik, bu meselenin bir istiklal, bir beka meselesi olduğnu anlattık ve 30 Mart'ta milletimiz bize 'Alın size yetki, bu paralel örgütle mücadeleyi yapın ve bu örgütü Türkiye'den defedin' mesajını çok güçlü biçimde verdi. Şimdi biz, bunun mücadelesini yapıyoruz. Bu tür mafyavari veya örgütvari yapılar son bulduğunda, Türkiye'de bu tür gizli saklı ve gayrimeşru işler olmayacak. Bizler de AK Parti olarak bunun için çabalıyoruz."

"Paralel örgüt"le mücadelenin gereğini yaptıklarını aktaran İşler, "Çünkü Türkiye Cumhuriyeti öyle kurda kuşa yem edilecek bir cumhuriyet değildir ve biz, bu devleti sokakta bulmadık. Devletimizi korumak ve muhafaza etmek için, bu ülkeyi geliştirmek, kalkındırmak ve ilerletmek için var gücümüzle çalışacağız" diye konuştu.

Emrullah İşler, bunun mücadelesini bugüne kadar verdiklerini belirterek, millete bunu anlattıklarını, milletin de kendilerine yetki verdiğini, bu yetkiyle yeni Türkiye'yi inşa etmeyi sürdürdüklerini vurguladı.