BÜKREŞ

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Romanya'nın başkenti Bükreş'te Cotroceni Devlet Başkanlığı Sarayı'nda düzenlenen Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katıldı.

Atalay, Başkanlık Sarayı'nda, Romanya Devlet Başkanı Traian Basescu tarafından karşılandı.

Başbakan Yardımcısı Atalay, daha sonra zirve kapsamında düzenlenen ilk oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye ile köklü dostluk temellerine, ortak tarihe, kültüre ve değerlere dayanan Romanya’nın başkenti Bükreş'te bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Ev sahibi Romanya Devlet Başkanı Basescu'ya, gösterdiği sıcak konukseverlikten dolayı teşekkür eden Atalay, "Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin iç ve dış siyasi gelişmeleri nedeniyle, çok arzu etmelerine rağmen, maalesef bu toplantıya katılma imkanı bulamadılar. Bu vesileyle, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın selam ve muhabbetlerini de iletmek istiyorum" diye konuştu.

Bosna-Hersek, Sırbistan, Hırvatistan ve Bulgaristan'da can ve mal kaybına sebep olan sel felaketini büyük üzüntüyle karşıladığını dile getiren Atalay, sel felaketinde hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa dileğinde bulundu.

Türkiye'nin, felaketin ilk günlerinden bu yana bölgeye desteğini sürdürdüğünü anlatan Atalay, "Bu zor günlerinde, Balkanlar'daki dostlarımıza, gelen taleplere göre her türlü yardımı sağlamaya devam edeceğiz" dedi.

Türkiye'nin etkin biçimde katkıda bulunduğu,  Balkan ülkelerinin ortak iradesini ve özgün sesini yansıtan, Balkanlar'daki yegane bölgesel sahiplenme örneği olan Güney Doğu Avrupa Ülkeleri platformunda, devlet ve hükümet başkanlarıyla biraraya gelmekten ayrı bir heyecan ve kıvanç duyduğunu ifade eden Atalay, şunları kaydetti:

"Balkanlar, büyük savaşlar ve çatışmalar görmüş, nice medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bölgemiz, tarih boyunca meydana gelen uluslararası gelişmeler için erken uyarılar sağlamış, yeni dönemlerin habercisi olmuştur. Bizleri birleştiren bağların, geçmişte anlaşmazlıklara ve ayrılıklara sebep olan etkilerden daha güçlü olduğunun farkına varmamız için Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci'nin yol gösterici bir platform olduğunu düşünüyorum.

Özellikle etnik, dini ve mezhepsel çatışmaların körüklendiği ve küresel barışa tehdit oluşturduğu çağımızda, bölgesel işbirliğinin sağlanması her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Balkanları çevreleyen alanda son dönemde yaşanan çeşitli siyasi gelişmeleri iyi değerlendirip, bölgemize olabilecek olumsuz yansımalarına karşı ortak tedbirler almamız gerekmektedir."

Atalay, Balkanlar'da kalıcı barışın ve istikrarın sürdürülmesinin, Türkiye bakımından bir dış politika önceliği olduğuna vurgu yaptı. Balkan ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarına yönelimi, bölge barışı ve istikrarı bakımından önemine işaret eden Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu çerçevede, tüm Balkan ülkelerinin AB ve NATO ile bütünleşme perspektiflerini destekliyor, bölgede reformların sürdürülmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Türkiye olarak bir parçası olduğumuz Balkanları, Avrupa'nın çevresinde değil, kalbinde görmeyi umuyoruz. Bu bağlamda, son dönemde Balkanlarda kaydedilen olumlu gelişmeleri hem bölgenin hem de Avrupa'nın geleceği açısından önemli merhaleler olarak değerlendiriyoruz. 

Hırvatistan'ın geçtiğimiz yıl AB üyesi olmasından büyük mutluluk duyduk.  Sırbistan ve Kosova'nın liderlerinin göstermiş oldukları cesaret ve kararlılık sonucunda Belgrad-Priştine Diyalog Süreci'nde 19 Nisan 2013 tarihinde mutabakata varılmıştır.  Sırbistan'da kurulan, Kosova'da da kurulacak olan yeni hükümetlerin, Diyalog Süreci'ni daha kararlı bir şekilde sürdüreceklerine inancım tamdır. Avrupa Birliği, Diyalog Süreci'nde yaşanan olumlu gelişmelere bağlı olarak Sırbistan ile üyelik müzakerelerine başlamıştır. Kosova ile AB arasında geçtiğimiz yıl başlatılan İstikrar ve Ortaklık Anlaşması müzakerelerinin de geçtiğimiz Mayıs ayı başında tamamlandığını memnuniyetle öğrendim. Karadağ, AB'yle müzakere sürecinde başarılı bir şekilde ilerlemektedir. Moldova'nın da AB ile Ortaklık Anlaşması imzalayacak olması olumlu bir gelişmedir."

"Bosna-Herkek'in toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi..."

 Türkiye-AB ilişkilerinde de yeni bir ivme kazandığına dikkati çeken Atalay, şöyle devam etti:

"Memnuniyet duyduğumuz tüm bu ilerlemelerin hem Balkanların hem Avrupa'nın geleceği açısından önemli merhaleler olduğunu düşünüyor, Makedonya ve Bosna-Hersek'in AB'yle bütünleşme süreçlerinde de ilerleme sağlanmasını, ayrıca AB Genel İşler Konseyince uygun bulunan, Arnavutluk'a aday ülke statüsü verilmesinin yarın AB Zirvesi'nde onaylanmasını bekliyoruz. Türkiye olarak, bölgede hassas bir dengeye sahip olan Bosna-Hersek'in toprak bütünlüğü ve egemenliğinin muhafazası ile istikrar içinde işleyen bir devlet yapısına sahip olmasını arzu ediyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Bosna-Hersek'in kendi içindeki siyasi engelleri aşarak Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesini kararlılıkla desteklemeye devam edeceğiz. Bölge ülkelerinin, Bosna-Hersek'in toprak bütünlüğü, egemenliği ve birliğinin önemine dikkat çekilmesinde tek vücut olmasının önem arzettiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, Sırbistan Başbakanı Sayın Vuçiç'in geçtiğimiz aylarda Bosna-Hersek'e yaptığı ziyareti ve Sırbistan'ın ülkenin toprak bütünlüğüne saygı duyduğuna ilişkin ifadelerini önemsiyoruz."

"Kosova'nın toplantılara katılımı olumlu bir ilerleme"

Atalay, 2013 yılında Kosova'nın, Bölgesel İşbirliği Konseyi'ne katılmasının, bölgesel kapsayıcılık çerçevesinde önemli bir gelişme olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Kosova'nın geçtiğimiz yıl yapılan bazı Güney Doğu Avrupa Ülkeleri toplantılarına katılmış olmasını da olumlu bir ilerleme olarak değerlendirdik. Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Güney Doğu Avrupa Ülkeleri Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Kosova'nın tüm Güney Doğu Avrupa Ülkeleri etkinliklerine ve toplantılarına eşit şartlarda katılımına ilişkin kararın, Zirve bildirisine eklenmek üzere alınmış olmasından da büyük memnuniyet duydum. Bu çerçevede, yapıcı yaklaşımından ötürü Romanya Dönem Başkanlığı'na ve özellikle Sırbistan'a teşekkür etmek istiyorum. Bugün aramızda bulunan Kosova Cumhurbaşkanı Sayın Atifete Jahjaga'yı saygıyla selamlıyorum. GDAÜ'nün tüm bölgeyi kapsaması, bölgenin ortak geleceğine yönelik vizyonumuz açısından elzemdir. Bu nedenle, Kosova'nın GDAÜ'ye katılımı bağlamında bugün alacağımız kararın bölgesel kapsayıcılık açısından büyük önem taşıdığını düşünüyorum."

Bölgede yapılan seçimlere de değinen Atalay, "Bölgemizde seçimler de önemli gündem maddeleri arasındadır. Bu vesileyle, Sırbistan ve Makedonya'ya tamamlanan seçim süreçleri ve Kosova'da ahiren yapılan erken genel seçimler ile Bulgaristan, Slovenya ve Bosna-Hersek'te önümüzdeki aylarda, ayrıca Romanya ve Hırvatistan'da da yıl sonunda düzenlenmesi öngörülen seçimlerin sonuçlarının bölgemiz açısından olumlu sonuçlar doğuracağını ümit ediyorum" ifadelerini kullandı.

"Ülkemiz, ilk beş yıllık masrafları karşılamaya hazır"

"Bölgemiz ve dünyamız değişirken, kuruluşunun 20. yılını kutlamamıza yaklaştığımız Güneydoğu Avrupa Ülkeleri'nin de bu dönüşüme ayak uydurması gerekiyor" diyen Atalay, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu çerçevede, Romanya Dönem Başkanlığı sırasında, Güney Doğu Avrupa Ülkeleri içindeki işbirliğinin geleceğine yönelik değerlendirme sürecinin başlatılmış olmasını önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Bu işbirliğinin daha etkin ve sonuç odaklı olmasını sağlayacak konuları ele almak üzere, Türkiye'nin de ön almasıyla oluşturulan Çalışma Grubu'nun ilk toplantısının geçtiğimiz Nisan ayında yapılmış olmasını önemsiyoruz.  2013 yılında Ohri'de alınan Güney Doğu Avrupa Ülkeleri Parlamenter Asamblesi'nin (GDAÜ PA) oluşturulması kararının, henüz bir yıl geçmeden, geçtiğimiz Mayıs ayında Bükreş'te yapılan açılış toplantısıyla birlikte hayata geçirilmiş olması da çok önemli bir gelişme olmuştur. GDAÜ PA'nın daimi bir sekretaryaya sahip olmasının sürecin etkinliğine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Türkiye'nin böyle bir sekretaryaya ev sahipliği yapmaya talip olduğunu ve Türkiye'de kurulduğu takdirde ülkemizin ilk beş yıllık masrafları karşılamaya hazır olduğunu bu vesileyle belirtmek istiyorum."

"Türkiye olarak, Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyonunu tamamlamış, insan haklarını, demokratik değerleri ve kültürel çoğulculuk ortamını özümsemiş, barış içinde birlikte yaşamanın en güzel örneklerinin sergilendiği bir Balkanlar görmek istiyoruz" diye konuşan Atalay, sözlerini şöyle tamamladı:

"Siyasi istikrar ve bölgesel barışın tesisi beraberinde ekonomik gelişmeyi de getirecektir. Önemli ulaşım ve enerji nakil hatlarının kesişme noktası üzerinde yer alan bölgemizin, dünya refahından hak ettiği payı almasını da temenni ediyoruz. Bölgesel İşbirliği Konseyi'ne ve Genel Sekreteri Sayın Svilanoviç'e de takdire şayan çalışmaları ve çabaları için bu vesileyle teşekkür etmek isterim. Sözlerimi tamamlarken, Türkiye olarak, Dönem Başkanlığı'nı Romanya'dan devralacak Arnavutluk ile her zaman olduğu gibi yakın işbirliğine hazır olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Arnavut kardeşlerimizin, bölge ülkelerinin ortak ve müreffeh geleceği için yeni işbirliği mekanizmalarının geliştirilebileceği bir platform olarak GDAÜ'nün daha ileri götürülmesi yönünde değerli katkılar sunacaklarına inanıyorum."

Atalay, ilk oturumun ardından da zirveye katılan 15 ülke temsilcisiyle aile fotoğrafı çekiminde yer aldı.