İSTANBUL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen OECD Eğitim Bakanları Gayriresmi Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, günümüzde, gelişmişliğin, kalkınmışlığın özellikle kriterler açısından tek başına ekonomik güçten ibaret olmadığına değinerek, şunları söyledi:

"Bir ülkede demokrasi işlemiyorsa, insan haklarına riayet edilmiyorsa, temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmamışsa, o ülkenin gelişmişliğinden bahsetmek mümkün değildir. Ekonomik zenginlik, doğal kaynaklar, stratejik konum gibi Allah vergisi sebeplerle elde edilebilir, doğru kullanılırsa da maddi refahın kaynağı olabilir. Gelişmişliğin diğer unsurlarının bir toplumda kendi kendine oluşması mümkün değildir. Bunlar ancak eğitimle topluma mal edilebilecek, eğitimle güçlendirilebilecek, eğitimle bir medeniyet dinamiği haline getirilebilecek hususlardır.”

Zulmün olduğu yerde demokrasi olmaz

Erdoğan, zulmün olduğu yerde demokrasinin olmayacağını vurgulayarak, "İnsan hayatının hiçe sayıldığı yerde hak ve özgürlükten söz edilemez. Savaşın, çatışmanın, ölümün olduğu yerde bu kavramların hiçbirinin anlamı yoktur" dedi.

Bugün dünyada, özellikle de bölgede maalesef zulmün ve ölümün var olduğunu, insanın yok sayıldığını, ne yazık ki çıkar mücadeleleri olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu çatışmalar ortamında bir gençliğin eğitim ve öğretimini düşünün. Bu ortamdan en çok zararı da burada daha iyi eğitim alabilmeleri konusunda neler yapabileceğini konuştuğumuz çocuklar görmektedir. Daha bir kaç gün önce Suriye'nin Rakka şehrinde bir lise uçaklar tarafından bombalandı, onlarca öğrenci orada hayatını kaybetti. Yine bir kaç gün önce Nijerya'da bir okula düzenlenen saldırıda 40 öğrenci hayatını kaybetti. Buradan bir kez daha, sizler aracılığıyla tüm dünyaya seslenmek istiyorum. Kaynağı, gerekçesi, yöntemi ne olursa olsun her türlü terör eylemini şiddetle kınıyorum. Masum insanlara, çocuklara, kadınlara yönelik saldırıların, onları öldürmenin, onlara zarar vermenin hiçbir inançta, hiçbir ideolojide, hiçbir anlayışta asla yeri yoktur, olamaz. 

Masumu, çocuğu öldüren şu anda işte komşumuz Suriye'de Esed'se en büyük zalim odur. Masumu, çocuğu öldüren şu veya bu örgütse, Esed'den hiçbir farkı yoktur, Adı Müslümanmış.... Hayır, İslam'da terörist olamaz. İster El Kaide olsun, ister şu olsun, bu olsun. Bunların hepsini biz kınıyoruz, lanetliyoruz. Çünkü İslam bir barış dinidir ve bunun en önemli kutlu ilkelerinden bir tanesi, 'bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir.' Bu ilkeden hareketle kimsenin böyle bir yetkisi, böyle bir hakkı yoktur. Bu tavır, bu duruş her şeyden önce bir defa barışa yönelik olmalıdır ve aynı zamanda bu insan olmanın da gereğidir."

BM'nin yapısı

Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Dünyanın, bir yanda refahın ve tüketimin, diğer yanda sefaletin ve zulmün sınırları zorladığı bir iklimde yoluna daha fazla devam etmesi mümkün değil. Bu çarpıklığa seyirci kalmaya devam etmek, dünyanın kendi kendini zehirlemesine göz yummaktır. Unutmamalıdır ki, bu ateş, eninde sonunda herkese değer ve herkesi yakar.

Biz bunun için Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, küresel yönetimde söz sahibi uluslararası örgütlerin yapılarında reforma gidilmesi gerektiğini savunuyoruz. Zira sürekli tıkanan, ideolojik yaklaşımlarla maalesef kendini yenileyemeyen bir BM Güvenlik Konseyi'nin, dünya barışına katkı sağlaması mümkün değildir.

Şu anda da BM Güvenlik Konseyi'ni doğrusu ben de felç bir halde görüyorum. Felç olmuş bir halde görüyorum."