KİLİS 

Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 18 Ocak'tan bu yana Kilis'e, Suriye'deki terör örgütlerince çeşitli zamanlarda füzeler atıldığını anımsattı. Bu füzelerin atılma şekline bakıldığında halkı tedirgin edici, korkutucu ve devlet ile halkın arasının soğutulmasının amaçlandığını düşündüklerini aktaran Kara, ilk dönemlerde birer ikişer ateşlenen füzelerin bir süre sonra sabah, öğle ve akşam saatlerinde yoğun şekilde atıldığını ve bu durumun halkı çok ciddi şekilde tedirgin ettiğini söyledi.

Kente füzelerin düştüğü dönemde halk arasında yaygın olarak, bunların sınıra yakın yerlerden atıldığı, hatta bazı noktalarda çiftçilerin 'biz bunları gördük, bizim toplardan atıldı" gibi konuların dillendirildiğini belirten Kara, "Özellikle Belediye Konukevi yanına düşen top mermisi önemliydi, daha önce belediye işçilerimizi öldüren top mermisiydi ve o dönem ki Başbakan Yardımcımız Yalçın Akdoğan Kilis'e geldiği zaman atılan top mermisiydi. Biz bunu yetkililere sorduğumuz zaman, DAEŞ'in elinde top var mı? Katyuşa değil top mermisi geliyor dediğimiz zaman, 'onların elinde var' gibi ifadeler kullanıldılar." diye konuştu.

"Yetkililere toz konduramadık"
Halk arasında yaygın şekilde dillendirilen iddialara inanmadıklarını ve yetkililere hiçbir zaman toz kondurmak istemediklerini vurgulayan Kara, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece bu konudaki fikirlerinin değiştiğini ifade etti.

"15 Temmuz akşamı gördükki devlet içerisinde konuşlanmış üniformalı hainler, devletin kendi kurumlarına kendi askerine kendi polisine, kendi Meclis'ine, kendi halkına top da atabilirmiş, füze de atabilirmiş, uçağıyla da bombalayabilirmiş, bu şekilde bir yapıyı gördük." diyen Belediye Başkanı Kara, şöyle devam etti:

"Filmi geriye doğru filmi sardığımız zaman burada özellikle 2. Ordu Komutanlığı bünyesinde konuşlanmış işte Kurmay Albay Uzay Şahin, WhatsApp'taki yazışmalarında 'AK Partililer geliyor, vurun' diye talimat veren bir insan. Yine Özel Kuvvetler Komutanlığında vurulan (Tuğgeneral) Semih Terzi, yine 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, bütün bunlar bu sirkülasyonda bölgede görev yapan kişiler. Özellikle Semih Terzi ve ekibinin bu bölgeye geldikten iki ay sonra top atışlarının başladığını ve onun bu bölgeden ayrıldıktan sonra top atışlarının kesildiğini görüyoruz. Bütün bu puzzlenin (yapboz) parçalarını bir araya getirdiğimiz zaman bu konuda artık halkın yaygın dile getirdiği hususların devletimizin yetkili organları tarafında araştırılması gerektiğini, bu konunun üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Buradaki yapılan hareket, tavır ve tamamen bu insanları Türkiye Cumhuriyetinden soğutmak, halkta korku ve panik meydana getirmek ve halkı kendi devletine karşı düşman ilan etmek istendiğini gördük."

Füzelerin düştüğü dönemde Kilis'te, Gezi kalkışması gibi bir hareketin başlatılıp Türkiye'ye yayılmasının düşünüldüğünü değerlendirdiklerini aktaran Kara, devletin yetkili kurumlarının özellikle bu konuyu araştırması gerektiğini dile getirdi.

"'Bu devleti nasıl ele geçiririz, bu milleti nasıl bombalarız, Meclis'i nasıl bombalarız,' diye hesap yapmışlar"
Hasan Kara, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Özellikle bir anda başlayıp (Suriye'den ateşlenen füzeler) kademe kademe artması, ondan sonra da birden bıçak gibi kesilmesi, halkın korku ve paniğe sebep olması konusu yeniden değerlendirilmeli. O dönem buradaki tüm yetkililerle (2. Ordu Komutanı Orgeneral) Adem Huduti Paşa başta olmak üzere hepsiyle görüştük ve herkesin dediği işte 'biz misliyle karşılık verdik, veriyoruz, gereğini yapıyoruz' diyorlar. Hatta sabaha kadar bizim kuvvetlerimiz orayı dövüyor, gün ışımasıyla birlikte onlar bize füze atışı yapıyorlardı, bunu anlamak, çözmek mümkün değildi. Ben 15 Temmuz akşamı açıkça şunu ifade ettim, burada bizi koruması gereken, gerekli planları yapması gereken insanlar bunun yerine hain plan yapmışlar. 'Bu devleti nasıl ele geçiririz, bu milleti nasıl bombalarız, Meclis'i nasıl bombalarız, kendi özel kuvvetlerimizi, genelkurmayımızı nasıl bombalarız, Genelkurmay Başkanını nasıl kaçırırız?' diye hesap yapmışlar. Bu hesabı yapan insanların burada bu hesaba matuf, bu hesaba alt yapı oluşturacak şeyler yapmasını ben ihtimal dahilinde görüyorum. Onun için bunun altını çizerek söylüyorum, araştırılması gerektiğine inanıyorum. 

15 Temmuz'dan sonra sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak'. Bizim bütün paradigmalarımız yıkıldı, kafamızdaki tüm şablonlar yıkıldı. Artık her şeyden her şekilde kuşkulanır hale geldik. Kilis şartlarında baktığımız zaman işin koordinatlarını veren topçu birliklerinin başındaki isim (Kurmay Albay) Uzay Şahin, bir üst bizim tugay komutanımız, bir üst (Tuğgeneral) Semih Terzi, bir üst bakıyorsunuz Orgeneral Adem Huduti. Bütün bu noktalara baktığınız zaman koordineli bir çalışmanın koordineli bir ekibin burada olduğunu görüyorsunuz. Onu yapan insanların bu sınırda neler yapabileceğini neler yapmaya teşebbüs edebileceklerini hayal bile edemiyorum."